En azından o EYT’lilerin mağduriyetini giderin!
Emeklilikte yaşa takılan vatandaşlar, uzunca bir süre Türkiye’nin gündeminde yer edindi malumunuz.
Ben de elimden geldiğince, bu vatandaşlarımızın sorununun çözülmesi için çabaladım.
Kazanılmış hakları vardı, ellerinden alınmıştı, iade edilmesi gerekiyordu…
Çok uğraştılar, dernekler kurdular, federasyon oldular, 2 milyon kişi katılımlı mitingler yaptılar; karşılığında ise maruz kalmadıkları laf kalmadı, ülkeyi yönetenlerden…
Haklarını istiyorlardı, “Türemiş” oldular, “Boş iş” oldular, “Yük” oldular…
8 Eylül 1999 yılında bir gecede çıkan yasa ile yaşa takılan bu vatandaşların mağduriyeti, uzun yıllar çözülmedi. Kiminin 10 yıl gecikti emekli olması, kiminin 5 yıl, kiminin çok daha fazla.
Tek sorunları emekli olamamak da değildi bu insanların, bir de emekli olduğunda bağlanacak aylıkların oranlarının düşürülmesi söz konusuydu. Mağduriyetin en büyüğü de buydu.
31 Mart 2019 yerel seçimlerinde, örgütlü EYT mücadelesini dikkate almamayı ağır ödedi mevcut iktidar. İstanbul gibi Ankara gibi büyükşehirler, EYT’lilerin tepki oylarıyla Millet ittifakına geçti…
Bu seçimin sonuçları, mevcut iktidara geri adım attırır diye düşünüldü ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir süre sonra çıktı ve “ Seçim kaybetme pahasına yok” diyerek milyonlarca EYT’li vatandaşa kapıları kapattı…
EYT Federasyonunun başında Gönül Boran Özüpak vardı, yılmadı, EYT’lilerin umutsuzluğa kapılmasına engel oldu ve genel seçimler yaklaşırken “Seçim kaybetme pahasına yok” sözünden geri adım atılmasını sağladı…
AKP iktidarı, EYT meselesini kısmen çözecek bir düzenleme hazırladı ve bunu hayata geçirdi.
Milyonlarca vatandaş, artık EYT’li değildi, yaş sınırı, onlar için yürürlükten kalktı ve emekli oldular…
Ancak aylık bağlama oranları, istedikleri gibi hesaplanmamıştı; işe girdiklerinde yüzde 70 olan aylık bağlama oranı, sadece o yılları kapsadı, sonrasında çalıştıkları yıllar, yüzde 55 ve yüzde 28 aylık bağlama oranlarına göre hesaplandı.
Muhalefetin, EYT’yi işe başladıkları günün şartlarına göre emekli etme, yani tam çözüm taahhüdü vardı, mevcut iktidar ise bu sorunu ABO’suz çözmüştü…
Yine başka bir mesele ise staj mağduriyeti…
Yüz binlerce insan, staj yaptıkları süreler, sigorta başlangıcı sayılmadığı için EYT kapsamına alınmadı, bu nedenle de mağduriyetleri çözülmedi, emeklilik hayalleri başka bahara kaldı.
Diğer bir sıkıntı ise EYT düzenlemesi gündeme geldiğinde, 5000 prim gün sayısını dolduranların emekli edileceğinin dillendirilip, düzenleme TBMM’ye geldiğinde işin renginin değişmesiydi.
Kimi yıllarda işe başlayanların prim gün sayısı şartı 5 bin 975’e kadar çıkmıştı.
Oysa ilk başta 5000 prim gün sayısının duyurulması, bu insanların emeklilik hayaliyle
askerlik ya da doğum borçlanmasına girmesine yol açmıştı.
Bu insanlar, “Nasıl olsa emekli maaşı gelecek, borcu emekli maaşıyla öderim” düşüncesiyle bankalara ya da yakınlarına borçlanmıştı.
Düzenlemenin düzeltilmesi, bu insanların mağdur edilmemesi için mücadele edildi lakin, mevcut iktidar, geri adım atmadı…
Muhalefet, olası seçim zaferinde bu sorunu çözeceğini taahhüt etmişti, lakin seçimi mevcut iktidar kazandı ve böylece, emeklilikte prime takılanların umudu da silinip gitti.
Lakin çıkmadık candan umut kesilmez…
Bu insanların durumu gerçekten sıkıntılı…
Özellikle deprem bölgesinde yaşayan ve emeklilikte prime takılan vatandaşlar, büyük sıkıntı yaşıyor…
Mevcut iktidarın bu konuya vicdani olarak el atması gerekiyor.
Gönül ister ki aylık bağlama oranları da artırılsın, staj mağduriyeti de giderilsin hatta emekli olma yaşı düşürülsün, mezarda emekliliğe son verilsin ama mevcut iktidarın bu sorunları çözeceğini, çözmeye kalkacağını, gündemine alacağını sanmıyorum…
En azından emekli olabilmek için borçlanan ancak emeklilikte prime takıldığını görünce borçlarıyla baş başa kalan bu insanların bu mağduriyeti aciliyetle giderin…
EYT’yi kısmen çözdünüz, bu size seçimde oy olarak geri döndü…
Emeklilikte prime takılma meselesini de ortadan kaldırın gitsin…
En zorunu yaptınız, isterseniz bunu da yaparsınız!