Erhan Uysal

Erhan Uysal

Ubuntu Felsefesi

Geçtiğimiz günlerde sanal dünyada okuduğum ve de öğrendiğim bir davranış biçiminden bahsetmek istiyorum. Bu felsefi bakış açısı hayattaki bir çok alanda insanoğlunun bireysel bencilliklerinin hiçbir faydası olmadığını açıkça hepimize göstermektedir.

Afrika'da çalışan bir antropolog bir kabilenin çocuklarına bir oyun oynamayı önerir. Ağacın altına koyduğu meyvelere ilk ulaşanın ödülünün o meyveleri yemek olduğunu söyler. Onlara;

"Hadi, şimdi başlayın birinci olan ödülü alacak" der.

Yazının Devamı

Makyavelizm

Bugün sizlerle paylaşmak istediğim tarihçi, politikacı ve devlet adamı olan Machiavelli yaşadığı yüzyılda “Makyavelizm” düşüncesini ortaya koydu. Bu düşünce amaçları için her yolu mübah gören siyasetin düşüncesiydi. O günden bu güne değişmeden geldiğini birçok kez görmekteyiz.

Niccolò di Beɾnado dei Machiavelli (3 Mayıs 1469 ' 21 Haziran 1527), taɾih ve politika biliminin kuɾucusu sayılan Floɾansalı düşünüɾ, devlet adamı, askeɾi stɾatejist, şaiɾ, oyun yazarıdır.

İtalyan Rönesans hareketinin en önemli figüɾleɾindendiɾ. En ünlü eseɾi Prens’te, politik yazının taɾihinde ilk kez iktidarın alınışı ve korunması gibi biɾ soɾunu dinsel ya da ahlaki kaygılaɾı dikkate almaksızın kendinde biɾ amaç olaɾak inceledi.

Yazının Devamı

Atlas’ın yükü

Mitolojiye olan sevgimden dolayı geçtiğimiz günlerde okuduğum ve sonunda da çok değerli anlamlar çıkardığım bir eseri sizlerle paylaşmak istedim.

“Dünyanın bittiği bir yerlerde

Güzel sesli akşam perilerinin karşısında

Yazının Devamı

Sevgililer Günü

İnsanoğlu düşünmek, araştırmak yerine masallar ve mucizeleri seçmiştir!

Onun bu zayıflığını da OTORİTE hep kullanmıştır! Tabii, günümüzde de EKONOMİ kullanmaktadır. Bu nereden ve ne zamandan beri günümüze gelmiştir. Hadi bir geçmişe göz atalım.

Mitolojik tarihe gidelim. Pagan dönemine Eski Roma’ya gidelim. O zamanlar insanlar daha gerçekçi ve üreme büyük kazanım. Her 15 Şubat’ta, Roma’da tanrıca “FEBRUATA JUNO” adına bir kutsama töreni yapılırdı. Birbirleriyle ilk kez cinsel ilişkiye girecek gençlerin adlarının yazıldığı parşömenler, o gün tanrıçaya sunulurdu. O gün, bir aşk festivali olarak kutlanır, bu gençler çiftleşir ve bu gençlere hediyeler verilirdi! Bu festivalin adına LUPERCALİA denirdi.

Yazının Devamı

Ölüm ve ölümsüzlük

Mesleğimin hekim olması münasebetiyle insanların sağlıklarıyla uğraşmak, her branşta tedavilerini yapabilmek ve tabi ki bazen de başarılı olamadığımız noktada ise bedenlerin ölümlerine tanık olmak günlük hayatımda karşılaştığım bir sahnedir.

Tabi ki bu yapmaya çalıştığımız mesleğimizin günlük ritüelleri içinde yer alsa da, ölümler tanıdığımız insanlarda olunca muhakkak ki duygu da bu nokta da olayın içine katılıyor. Ölümün yarattığı ayrılığa duygusallıkla da eklendiği için, daha bir ağırlık kazanmakta olduğunu görüyoruz.

Yüzyıllardır insanoğlu ölüme bir çare bulmak için çabalamış Ölümsüzlüğe ulaşmaya çalışmış. Ölümsüzlüğü anlatan ilk destan GILGAMIŞ destanında da ölümden kaçmanın mümkün olmadığı görülmüş.

Yazının Devamı

Dunning Kruger Sendromu ( Cahil Cesareti )

Dunning Kruger Sendromu, son zamanlarda çok sık duyulmaya başlamıştır. Dunning Kruger etkisi olarak da adlandırılan sendrom, ismini araştırma yapan kişiler vasıtasıyla almıştır. Bu sendrom üzerine araştırma yapan Dunning ve Kruger adlı araştırmacılar, elde ettikleri bulgular ve teoriler neticesinde 2000 yılında Nobel Ödülü kazanarak tarihe geçmişlerdir.

Gündelik hayatta sıklıkla karşılaştığımız ve bir türlü anlam veremediğimiz kişileri anlatan olayları inceleme altına alan araştırmacılar, birçok teori ile olaylara açıklık getirmişlerdir. Halk dilinde cahil cesareti denilen kavramı mercek altına alan psikologlar, kişinin cesareti aslında bilgisizlikten geldiğini savunarak, bu tür kişilere Dunning Kruger Sendromu yaşayanlar olarak nitelendirmiştir. Çok başarılı ve üstün bir kariyere sahip olan kişiler ile bilgisi az olan ve alanında uzman olmadığı halde başarılı bir pozisyona gelen kişileri anlatmaktadır. Çoğumuz bazı insanların nasıl bu başarıya geldiklerini ya da alanı olmadığı halde ve bizden daha düşük bilgiye sahip oldukları halde neden daha üst mevkide olduğunu merak eder anlam veremeyiz. Hatta gündelik hayatta televizyonda iki lafı bir araya getiremeyen ya da oyunculuğu beceremeyen kişiler nasıl bu pozisyona geldi diye hayıflanırız. İşte bu düşüncelerin nedenleri bu iki psikolog tarafından araştırılmıştır. Ve birkaç teori ile netlik kazandırılmıştır.

Cornell Üniversitesinde düzenlenen bir deneyde 45 öğrenci mercek altına alınmıştır. Bu öğrencilere çeşitli sorular sorularak bilgi dereceleri ölçülmüştür. Soruları daha az bilen kişiler, daha çok soru bildiklerini ve iyi bir günde olduklarında soruların tamamına yakın bileceklerini iddia etmişlerdir. Soruların büyük bir kısmını bilen kişiler ise daha az soru cevapladıklarını söylemişlerdir. Test sonuçları ortaya çıktığında az bildiklerini söyleyen kişiler testin %90ını bilmiş, daha fazla soru yaptıklarını iddia edenler ise sadece %10 oranında doğru yanıtta bulunmuşlardır. Bu deneyin neticesinde psikologlar, bilgili olan kişilerin alçak gönüllük gösterdiğini gözler önüne sermiş ve az bilmesine rağmen doğru sayısı fazla olduğuna inanan kişiler ise cahil cesareti olarak nitelendirilmiştir.

Yazının Devamı

Nakiye Elgün Ve Çocuk Hakları Bildirgesi

1882 yılında İstanbul’da doğan Elgün’ün babası Mehmet Ali Efendi, annesi Zeliha Hanım’dır. Eğitim hayatına dört buçuk yaşında “Mekteb-i Marifet” adındaki hususi bir okulda yapan Nakiye Hanım, ardından Darülmuallimâta ( İstanbul Kız Muallim Mektebi) girmiş ve 1900 yılında bu okuldan mezun olmuştur. 1902 yılında ise mezun olduğu okula eğitimci olarak geri döner. Görev yaptığı süre boyunca eğitim alanında ki eksikliklerin giderilmesi konusunda bir şey yapmaya çalışır.

Üsküdar Bağlarbaşı’ndaki Gedikpaşa’da bulunan İngiliz Okulu’nda da her Çarşamba günü Türkçe dersi verir. Gelen ihbarlar Nakiye Hanım’ın Müslüman çocukların İngiliz okuluna gitmelerini teşvik ettiği yönünde olunca eğitim hayatı boyunca sıradan olacak ilk uyarısını ve teftişini alır. Nakiye Hanım eğitimde iyileştirilme yapılması için kimi zaman dönemin dergilerine yazılar yazar kimi zaman da kendi metotlarıyla sesini duyurmaya çalışır. Gerekli görmediği dersleri okutmaz, daha iyi eğitim verilebilmesi için projeler üretir ancak çoğu isteği lüks görülerek reddedilir.

“ Yeni Mektep” müdürü Satı Bey’in görevden ayrılmasıyla bu göreve gelen Nakiye Hanım bugün köklü bir eğitim kurumu olan “Fevziye Mektepleri”nin ilk kurucu müdürlerindedir.

Yazının Devamı

Tasarruf

Son zamanlarda tasarruf konusunda o kadar çok söz konuşuluyor ki, artık neyin tasarruf olduğunu karıştırmaya başladık. Tabii ki bu kadar kelamdan sonra biraz araştırma yapınca Ülkemizde yıllar önce tasarrufun nasıl başladığı ve de bu konuda da Ulu Önder Atatürk ‘ün her zaman olduğu gibi fikirleriyle, sözleriyle ve de eylemleriyle bir kez daha bizlere yol gösterdiğini görme imkânım oldu. Bunu sizlerle paylaşmak istedim.

Tarih 18 Aralık 1929 ve Milli İktisat ve Tasarruf Cemiyeti kuruldu.

Cemiyetin başkanlığına Meclis Başkanı Kâzım Paşa getirildi.

Yazının Devamı

Kâğıt ve Ağaç Tüketimi

Son zamanlarda her alanda ekonomik olarak bir tasarruf yapmamız gerektiği ifade ediliyor ve konuşuluyor. Bu durumun toplumun her kesiminde bir konu olarak konuşulduğunu düşünmekteyim.

Milyarlarca insan her yıl milyonlarca ton kâğıt ve karton ürünü tüketiliyor. Ofislerimizde kullanılan fotokopi kâğıtları ve temizlik kâğıtları, evimize ve işyerimize gelen evrak ve faturalar, gazeteler sanal teknolojinin gelişmesine rağmen yine de artmaktadır. Tüm aklımıza gelen kâğıt ve karton türevi ürünler için ağaç kullanılıyor ya da geri dönüşümde tekrar kullanılıyor.

Ağacı çok sevdiğimizi söylüyor olsak da bu kullandığımız kâğıtların aslında ağaçların ta kendisi olduğunu unutuyor muyuz acaba?

Yazının Devamı

Aileler eğitime hangi ülkede ne kadar harcama yapıyorlar?

Eğitimin başladığı bugünlerde dünyanın farklı ülkelerinde çocuk okutmak ailelere ne kadara mal oluyor? Çocuklar okulda kaç saat geçiriyor? Bu konuda sizlerle birkaç paylaşımda bulunmak istedim.

Birçok ülke için sonbahar yeni eğitim yılının başlangıcını ifade eder. Ama ülkeler arası eğitim farkı oldukça dikkat çekicidir. Yani ABD'de okula gitmek ile Şili, Rusya veya İzlanda'da okula gitmek birbirinden farklıdır.

Peki, okul süresi en kısa olan ülke hangisi? Okul araç gereçleri için en fazla para harcayan aileler hangi ülkede?

Yazının Devamı

Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası

80 yıl kadar önce Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk’ün hayata geçirdiği AKILLI PROJE’DEN; Atatürk’ün SOSYAL FABRİKA PROJESİ’NDEN söz etmek istiyorum…

Tarih: 17 Şubat – 4 Mart 1923

İzmir İktisat Kongresi‘nin açılış konuşmasını İstiklal Savaşı’nı başarmış Mustafa Kemal yaptı:

Yazının Devamı

Küllerimizden yeniden doğmalıyız

Bu yazımda sizlerle büyük üstat Can Yücel in bir şiirinden alıntı yaparak söze başlamak istiyorum. Çok güzel anlatmış şu anda toplumumuzun yaşadıklarını bir kalemde.

“Tam zamanında toplamalısın oltanı

Belki de seni şampiyon yapacak

Yazının Devamı

Yüzyılımızda liderlik

İnsanlık tarihine baktığımızda son 50 yıl içinde üretilen bilgilerin, tüm insanlık tarihi boyunca üretilenden fazla olduğunu görmekteyiz.

1900 lü yılların başındaki yaşayan bir insan ile bugün yaşayan insanın arasındaki en büyük fark, bugünün insanının karşılaştığı bilgi bombardımanı tabi ki çok daha çoktur. Büyük değişimler olmaktadır. İnsanoğlu, geçmişimizi ve bugünü içine alan X – Y – Z jenerasyonları olarak gruplandırılmaktadır. Nasıl ki geçmişin bilim kurguları bugün artık gerçek olmaktaysa bugünün bilim kurguları da yarın ki tarihlerde bir gerçek olacaktır.

Yaşadığı dünyanın ve güneş sisteminin sınırlarını zorlayan, sırlar peşinde koşan ve bir derviş gibi evren denen sırlar mabedinin kapısını bilim yumruğu ile çalan modern insanın artık liderlik tarzı da değişmek ve gelişmek zorundadır.

Yazının Devamı

Kazanmak için okumalıyız... Türkiye de kitap okuma oranı

Sözlerime başlamadan önce yukarda fotoğraftan bahsederek söze girmek istedim. 1950’li yıllarda Nevşehir Ürgüp’de Mustafa paşa köyünde çekilmiş bu fotoğraf. Kitap İare Sandığı, yani ödünç kitap sandığıdır. Kahraman ise köyün seyyar kütüphanecisi Ziyaettin Yıldızhan’dır.

O günlerden bugünlere gelelim.

Türkiye’de;

Yazının Devamı

İyi Bayramlar

Bir gün zaman akıp gidecek ve olsa olsa 30 – 40 seneye kadar bir bakacağız bayramlarımız kalmamış. Hatırlarsınız sanırım, her çocuk bir mutluluğun resmiydi sanki. Pamuk şekere bulanmış yüzlerde coşku ve bayramın izlerini görmek mümkündü. Ceplerde misketler, diğer cepte sakız ya da çikolatanın artist kartları, ama elbette mendil içindeki bayram harçlıkları için bir yer vardı.

Bir de bayram yerleri vardı elbet; Atlıkarıncalar, hedefe atılan plastik simitler, aynalar ve bin bir çeşit oyunlar hem de hiç ayrımcılık olmayan sevgi ve özgürce kucaklayan bir dönem. Bu ele avuca sığmayan yaramaz afacanların okul karnelerinde; hayat bilgisi, hal ve gidiş ile yurttaşlık dersleri vardı. Bu derslerin özellikle hep “pekiyi” olması onların gözünden koca dünyaya bakışlarına farklı bir renk, anlam ve değer katardı.

Büyüdü çocuklar ve şimdi bu çocuklar bizler artık yetişkin insanlar olduk. Geçmişi özlemle hatırlayan ve özleyen kesim olduk. Anamızdan babamızdan gelen zengin yaşam kültürünü başta çocuklarımızla olmak üzere devam ettirmeyi çok arzu ettik ama çok başarılı olamadık. Birçok değerlerimizi yitiriyoruz. Başta bayramlar olmak üzere…

Yazının Devamı

Bülent Ecevit ve suikast girişimleri

1970'li yıllarda Türk siyasetçi Bülent Ecevit'e karşı yapılmış tamamı başarısızlıkla sonuçlanmış suikast girişimleri.

Ecevit, 70'li yıllarda Milliyetçi Cephe hükümetlerinin kurulmasından itibaren yoğunlaşan çeşitli saldırılara uğradı. Bunlardan en önemlileri 23 Temmuz 1976'da New York'ta ve 29 Mayıs 1977'de o yıllarda sivil uçuşların yapıldığı Çiğli Havaalanında gerçekleşti. 1976'da Kıbrıs Harekâtı sonrasında ABD'ye yapılan bir gezi sırasındaki saldırı, Ecevit'in korumasını yapan FBI ajanı tarafından önlendi. Çiğli Havaalanındaki girişimde dönemin İstanbul Belediye Başkanı Ahmet İhvan’ın kardeşi Mehmet İsvan yaralandı. Suikast de kullanılan silahın Özel Harp Dairesi'nde bulunduğu iddiaları sonraki yıllarda çeşitli tanıklıklarla tartışıldı.

Seçim gezileri sırasında çeşitli illerde yapılan saldırıların bir kısmı kendisine ihbar edilmiş, ancak Ecevit programlarını değiştirmemiştir.

Yazının Devamı

Bandırma Vapuru

Ulu Önder Atatürk ile beraber Bandırma Vapuru’ndaki 46 özgürlük savaşçısı ve İsmail Hakkı Bey.

Bugün 16 Mayıs 2018, bugünden doksan dokuz yıl önce Kızkulesi önünde başlayan yolculuğun başlangıç günüdür.

Dokuzuncu Ordu Müfettişi Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarının, Kurtuluş Savaşı’yla başlayıp, cumhuriyetin kurulmasına dek uzanacak zorlu yolculuklarına çıktıkları günün tam doksan dokuzuncu yıldönümü…

Yazının Devamı

Cumhurbaşkanlığı seçimleri

Türkiye tarihinde, 1921 ve 1924 Anayasalarının yürürlükte olduğu dönemlerde yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde herhangi bir sorun yaşanmazken, 1961 ve 1982 Anayasalarının yürürlükte olduğu dönemlerde Cumhurbaşkanı seçimleri siyasi krizlere neden oldu. 1923-1961 yılları arasında yapılan 12 cumhurbaşkanı seçimine tek aday katıldı ve bu seçimler birinci turda tamamlandı. 1966’dan sonraki altı seçimde birden çok aday çıktı.

Çözüm arayışları sırasında, dört kez anayasa değişikliği gündeme geldi; 1973, 1980 ve 2000 seçimlerindeki değişiklik önerileri Meclis tarafından reddedildi; 2007 yılındaki Cumhurbaşkanı seçimlerinde gündeme gelen Anayasa değişikliği referandumla kabul edilerek seçim sisteminde köklü değişiklikler yapıldı.

Cumhurbaşkanları, 2007 Anayasa değişikliğine kadar TBMM üyeleri tarafından seçildi. 2007 yılında yapılan Anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi öngörüldü.

Yazının Devamı

TWİTTER

Bugün sizlerle Twitter konusunda biraz sohbet etmek istiyorum. Twitter nedir, ne zaman kimler kurdu bu sosyal ağı? Geçtiğimiz günler içinde Amerika Başkanı Trump kendi Twitter hesabından Rusya lideri Putin’e sana füzeleri yolluyorum diye mesaj atıyor. İnanılır gibi değil. Sanki kartopu oynar gibi füzeleri atacağını söylüyor. Şimdi bekliyoruz tüm dünyanın beklediği gibi füzeleri atacak mı atmayacak mı? Tabi beklerken piyasalar alt üst oluyor. Dolar ve Euro füzelerden önce fırlıyor. Olan tabi ki biz halka oluyor. Geçmiş tarihlerde de bize olmuştu, bugün de bize oluyor. Biz fakirleşiyoruz. Yarın belki bizler öleceğiz. Bir nevi şahsına münhasır kişilik sana füzeleri atarım diyerekten kızdığı için bizde bunun ceremesini çekeceğiz.

Buraya kadar yaşadıklarımızı ve de yaşayabileceklerimizi anlattım. Biz halk olarak kızınca ne yapabiliriz ki. Neyse biraz kızgınlığımız geçtiğine göre bu Twitter denilen bu sosyal ağın dünyada gelişimini biraz inceleyeyim diyerekten yola çıktım. Şimdi sizlerle bunu paylaşacağım.

Twitter, kullanıcıların “tweet” adı verilen 140 karakterlik mesaj yazdığı ve okuduğu çevrimiçi bir haber ve sosyal paylaşım ağı sitesidir. Kayıtlı kullanıcılar, tweetler yayınlayıp okuyabilir, kayıtsız kullanıcılar atılan tweetleri yalnızca okuyabilirler. Kullanıcılar Twitter’a web sitesi, SMS veya mobil uygulaması aracılığıyla erişirler. Twitter Inc. Şirketinin merkezi San Francisco’da olup, dünyanın dört bir yanında 25’den fazla ofisi bulunmaktadır.

Yazının Devamı

Şekerin tadı kaçtı

Yıl 1923, Atatürk’ü ziyaret etmek için bekleyenler var.

Bunlardan biri yaşlı bir köylü, Nuri Efendi’dir. Atatürk , “ Buyur Nuri Efendi” diyor.

Nuri Efendi, Uşak’ın Kalfa Köyünden geldiğini, babasından bir helva ve haşhaş yağı imalathanesi kaldığını,

Yazının Devamı

Türkiye'de Pedofili gerçeği

Çoğunlukla gözlerimizi kapayıp görmek, duymak istemediğimiz bir konudan bahsetmek istiyorum bu yazıda. Konuyu hepimiz biliyoruz: "Pedofili”

Ya da asıl sorun, pedofili hakkında hiçbir şey bilmiyoruz. Eğer bilseydik bugün araştırmam içinde yer alan o rakamlarla bu boyutta karşılaşıyor olmayacaktık. Pedofilinin içinde ayrıca incelenmesi gereken alt başlıklara değinmeden sadece isimlerini sayarak geçecek bu konuların her birinin ayrı bir araştırma konusu olarak ayrılacağını belirtmek isterim. Bunlar pedofili, ensest, çocuk yaşlarda evlendirilen kız çocukları ve kurum içi istismar şeklinde sıralanabilir.

Bu vakaların her birinin hala yok sayılmaya çalışıldığı günümüz coğrafyasında insanımızın artık kafasını kumdan çıkarmasının vakti çoktan geldi de geçmiştir. Bunun adına iyi niyet demek fazlasıyla iyimser bir yaklaşımdır. Bunun adına gerçeklerden kaçmak, yüzleşmekten korkmak daha da ötesi sorumsuzluktur. Çünkü pedofiliye en çok uğrayan çocukların anne baba ya da vasisi tarafından ihmal edilen çocuklar olduğunu söylememe bilmem gerek var mı?

Yazının Devamı

CLARA ZETKİN 8 Mart Dünya Kadınlar Günü

Tarihçesine baktığımızda 8 Mart’ın kadınların mücadele günü haline gelmesinin ilk eylemi olarak Mart 1857’de Tekstil işçisi kadınların yaptığı grevi görüyoruz. Yaklaşık elli yıl sonra 1908’de yine tekstil işçisi 15.000 kadın oy hakkı, çalışma saatlerinin azaltılması, çocuk işçi çalıştırılmasının yasaklanması gibi taleplerle yürüdüler. Sloganları “Ekmek ve Güllerdi. Ekmek ekonomik adaleti ve güvenceyi Gül ise daha iyi yaşam koşullarını simgeliyordu.

1909’da Amerikan Sosyalist Partisi Şubat ayının son Pazarının Kadın Günü olarak kutlanması kararını aldı. 1910 yılında Kopenhag’da toplanan 2. Sosyalist Kadınlar Konferansı (Kadın Enternasyonali olarak da adlandırılır) 8 Mart’ın Uluslararası Kadın Günü olarak kutlanmasına karar verir. Louise Zeitz’ın Gleicheit’ta yazdığı kadınlar günü önerisini Clara Zetkin bu toplantıda önerge haline getirir. Konferans sonuç metninde çıkan kararın tam metni şöyleydi:

“Her ülke proletaryasının, sınıf bilinçli, siyasi ve sendikal örgütlerinin anlaşmasına göre, tüm ülkelerin Sosyalist kadınları her yıl bir günü Kadınlar Günü olarak kutlayacak ve öncelikli hedefleri de kadınların oy hakkını kazanmasını desteklemek olmalı. . Bu talep, tüm kadın sorununun Sosyalist ilkelerle bağlantılandırılmasıyla ele alınmalıdır. Kadınlar Günü enternasyonal bir karakterde ve dikkatle örgütlenmelidir.”

Yazının Devamı

Agop Kotoğyan ( Kolsuz Agop )

Gelin hep birlikte şanssızlıkların ve acıların peşini bırakmadığı ancak o tüm bunlara rağmen mutlu olmayı başaran adamı tanıyalım... O bir azınlık, bir ermeni, bir gayrimüslim ama bir TÜRK ve bir İNSAN.

Onun Cerrahpaşa da öğrencisi olabilmek onurunu yaşabilmiş biri olarak, saygıyla bir kez daha anıyorum. Geçtiğimiz hafta aramızdan ayrılan bu büyük insanın nurlar içinde uymasını temenni ediyorum.

Yozgat’ın Akdağ Madeni İlçesi’nin Terzili Köyü’nde yoksul bir ailenin Kirkor adında bir çocuk var. Kirkor Kotoğyan, 1911 doğumlu. 1915 yılında, yani Anadolu’daki o büyük kaos döneminde henüz dört yaşındayken babasını kaybeder. Çeteler köydeki tüm erkekleri öldürür. Küçük Kirkor’u annesi, onu madendeki mağaralara kaçırarak kurtarır. Olaylar yatışıp saldırılar durunca köylerine dönerler. Kirkor, 25 yaşındayken Yozgat’ın İğdere Köyü’nde yaşayan Makruhi Hanım’la evlenir.

Yazının Devamı

Anı yaşamak

Carpe Diem, birçoğumuzun bildiği bir kelimedir. Yaşamın içinde hızla yol alırken hepimizin ötelediği ve de boş verdiği anlar ve yaşam parçaları vardır. 2017 yılının Şubat ayları Koronerimde yaşadığım bir sorun ve takılan bir stend sonrası uymam gereken kurallar zinciri. 2018 başında bağırsaklarda ülseratif Kolit tanısı ve ölüme kadar devam edecek ilaçlar ve tavsiyeler. Galiba vücudumuz biraz yorulmaya başladı diye düşünüyor insan.

Yapman gerekenler, yapılması gerekenler derken hayat geçip gidiyor. Bunları yaşarken ve de düşünürken okuduğum ve de bana çok güzel bir ders veren bir yazıdan alıntılar yaparak benim gibilere bir mesaj vermek istedim. Umarım başarılı olurum bu mesajımda.

Eski dönemlere ait bir düşünce disiplini carpe diem…

Yazının Devamı