Seçimdi, taşınmaydı, çocuğun sınavıydı, oydu buydu derken ben de yoruldum haliyle.
Bugünden itibaren ailemle birlikte bir hafta buralardan uzaklaşıyorum.
Yapabilirsem haberlerle bile ilgilenmemeyi düşünüyorum.
Seçimdi, taşınmaydı, çocuğun sınavıydı, oydu buydu derken ben de yoruldum haliyle.
Bugünden itibaren ailemle birlikte bir hafta buralardan uzaklaşıyorum.
Yapabilirsem haberlerle bile ilgilenmemeyi düşünüyorum.
Kocaeli Ticaret Odası yapısı itibariyle çok sesliliğe oldukça müsaittir.
Çünkü iki kişi çalıştıran girişimciden tutun, yüzlerce insan çalıştıran irili ufaklı çok sayıda esnaf-iş adamı vs.
Ticaret odasına kayıtlıdır.
24 Temmuz 2018 günü İstanbul Sütlüce’de 4 katlı bir binanın çöküşünü televizyonlardan canlı yayınla izledik.
Çöken binanın hemen yanında yapılan inşaat çalışması sırasında toprak kayması yaşanıyor,
Bina boşaltılıyor ve daha sonra da herkesin gözü önünde yıkılarak çöküyor.
Havalar çok sıcak.
Gündem bom boş.
Ona rağmen farkımızı korumaya, gündem yaratacak haberler yapmaya gayret ediyoruz.
Dün akşam CHP İzmit ilçe örgütü danışma kurulu toplantısı yaptı.
Normalde CHP genel merkezinin talimatı olmasa kimsenin danışma kurulu falan yapacağı da yoktu.
Ama genelge gelince mecbur kaldılar.
Siyasi partilerde son günlerde heyecansızlık almış başını gidiyor.
Ama heyecansızlığın dip yapmış halini asıl CHP’de görüyoruz.
Kaybetmekten bıkmış, amaç uğruna çalışmaktan yorulmuş, umut bağladıkları insanların hatalarından bunalmış olan CHP’liler
15 Temmuz hain kalkışmanın üzerinden tam iki yıl geçti.
İki yıldan beri ülkemizde yaşanan karışıklık bir türlü bitmedi.
Kolay değil, kırk yıldır kuluçkaya yatan hainlerin, organize biçimde devleti ele geçirme adımlarının
Kocaeli Ticaret Odası, yapılan son oda seçimlerinin ardından dinlenme sürecine geçti.
Ülkenin durumuna paralel olarak epeydir faaliyetler konusunda çok ciddi adımlar atmaktan geri duran KOTO, bugün rutinin dışına çıkarak farklı bir girişimde bulundu.
Daha doğrusu üyelere iyi bir şey yapmak istedi ama kimse ne yapmak istediğini tam anlamıyla anlamadı.
Birkaç gündür yerel ve ulusal gündemi meşgul eden bir konu var.
Şarbon paniği…
Hatırlanacağı gibi Gölcük’ün Hasaneyn köyünde bir hayvanda şarbona rastlanmış ve yetkililer tarafından köy karantinaya alınmıştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni kabineyi nihayet açıkladı.
Çok şükür bizim de yani tüm basının “Bakan toto” oyunu da sona erdi.
Günlerdir medya kuruluşlarında yok Karaosmanoğlu, yok Fikri Işık, yok Zeki Aygün şu bakanı olacak söylemleri havada uçuştu.
Bugün itibariyle Türkiye yeni sisteme geçti.
Takvimler 9 Temmuz’u gösterirken bir devir kapandı, yeni bir devir başladı.
Fiilen zaten başka bir sistemle yönetiliyorduk ama olsun, Cumhuriyetin kırıntısı bile güç veriyordu.
Geçtiğimiz günlerde buradan Gölcük’ün oldukça sevilen esnaflarından ve siyasetçilerinden biri olan
Turan Dumlu ile ilgili bir yazı kaleme almıştım.
CHP’nin kıl payı kaçırdığı ilçelerden biri olan Gölcük’ü alması için
CHP de 24 Haziran 2018 seçimlerinin ardından,
Her seçimden sonra duymaya alıştığımız lider değişim talepleri yine yükselmeye başladı.
Seçimlerde istenilen başarının yakalanamamasını,
24 Haziran seçimlerinin hemen ertesi günü ülkede yerel seçim tartışmaları başladı.
Hükümet yetkililerinden bazılarının ve Tarım Bakanı Fakıbaba’nın erken seçim öngörüsü ve ortaya net bir tarih koymasıyla daha da alevlendi.
Hepimiz “seçim kapıda” gözüyle baktık.
Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Karaosmanoğlu son günlerde az da olsa vites yükseltti.
Yapılan erken seçimlerin ardından yerel seçimlerin erkene alınması söylentileriyle birlikte bütün belediye başkanlarında gözle görülür bir kıpırdanma söz konusu.
Tabi bu kıpırdanma milletin hizmet beklemesinden falan değil.
Bir siyasetçinin başarı kriteri nedir, onu neyle ölçeriz, diye bir soru ortaya atsak
Eminim herkes farklı cevaplar verir.
Siyasetçinin adı Milletvekiliyse, TBMM karnesi ilk akla gelen unsur olur.
Çok zorlu bir seçimi daha geride bıraktık.
Türkiye’de sık aralıklarla yapılan seçimlerden bunalan vatandaşlar, artık biraz huzur istiyor.
Biz gazeteciler için seçim demek malzeme demek fakat ona rağmen bu toplumun yaşayan fertleri olarak; kendi adıma ben bu seçimlerden ciddi anlamda sıkıldım.
Ve beklenen gün geldi çattı.
Apar topar alınan erken seçim kararının ardından sabah saatlerinden itibaren sandığa gideceğiz.
Her birey demokratik hakkını kullanarak tercihini yapacak.
Dün bu sütunlardan ilimizdeki üç tane güçlü inşaat firmasının zorda olduğunu yazdım.
Amacım felaket tellallığı yapmak değil ama yinelemekte fayda görüyorum.
İnşaat sektörü çökmeye mahkum ilk sektörlerin başında geliyor.
Seçim kapıda, ülke zorda.
Kimse ses çıkaramasa da bütün sektörlerde ciddi sıkıntılar var.
Bunların en başında da inşaat sektörü geliyor.
Bundan tam dört yıl önce bir yola çıktım.
Acaba demeden, hiç korkmadan, çekinmeden.
Gazetecilik sektöründe çok yeniydim, beş yıllık bir mazim vardı ve bu dezavantajı hiç unutmadım.
16 Mayıs 2018 tarihinde yayınlanan yazımda rüzgârın iktidar için ters yönden estiğini dile getirmiş ve bunun nedenlerini açıklamaya çalışmıştım.
Muhalefetin doğru adımlar atması halinde
bu rüzgârın kuvvetlenerek iktidarı değiştirebilecek etkiye ulaşabileceğini belirtmiş idim.
Olduysam siyasi parti mitinglerini ilkel bulurum.
Seçmene ulaşmak adına geçmiş yıllardan kalma bu uygulama maalesef hala çok revaçta.
Siyasetçiler ne anlıyor miting yapmaktan aklım almıyor.
Geçen gün yine bu köşeden Sayın Fikri Işık ile alakalı bir yazı yazmıştım.
Öteden beri oy tahmininde bulunmayı gelenek haline getirenlerden ses yok demiştim.
İlimizde Nihat Ergün’den bayrağı devralan Işık’ın