AKP’nin tek kadın belediye başkan adayı Sibel Gönül sahada koşturuyor.
Daha önce de belirttiğim gibi Sibel Hanım yalnızları oynamaya devam ediyor.
Yanında samimiyetle duran, ona destek olan sadece Büyükakın ve Nevzat Doğan var.
AKP’nin tek kadın belediye başkan adayı Sibel Gönül sahada koşturuyor.
Daha önce de belirttiğim gibi Sibel Hanım yalnızları oynamaya devam ediyor.
Yanında samimiyetle duran, ona destek olan sadece Büyükakın ve Nevzat Doğan var.
CHP İzmit belediye başkan adayı Fatma Kaplan Hürriyet tam gaz gidiyor.
Perşembe günü açıklayacağı projeler merakla bekleniyor.
Orada olup hepsini dikkatle takip edeceğim.
Pazar günü Fatma Kaplan Hürriyet’in SKM açılışı vardı.
Aynı anda Sibel Gönül’ün proje tanıtım toplantısı oldu.
Her ikisine de davetliydim.
AKP’nin aralıksız biçimde 16 yıldır iktidar olması aslında tesadüf değil.
Evet, kabul etmek lazım, AKP siyasi parti olmanın yanında büyük bir organizasyon şeması.
Müthiş planlı ve programlı gidiyorlar.
Birkaç gündür ablamın sağlık sorunları nedeniyle yazılarıma ara vermek durumunda kaldım.
Hani hep derler ya; insanın ailesinden biri hasta ise bütün aile hastadır diye, o misal.
Çok zor bir hafta geçirdim.
Geçenlerde bir kitapçıya uğradım.. Büyük raflarda okunmak için bekleyen onca kitabı göz ucuyla incelerken, gözüme yıldırım gibi çarpan “SURHAY” çekti dikkatimi. SURHAY mı??? Çünkü ilk kez duyduğum bu isim zihnimde herhangi bir çağrışım yapmadı ve müthiş bir heyecan uyandırdı bende.. Başka kitaplara bakma gereği duymadan ödedim ücretini..
Akşam günün yorgunluğuna iyi gelecek güzel bir kahve yaptım kendime ve aldım Surhay’ı elime.. Bir bir çevirdim sayfaları merakla.. Her sayfasında müthiş keyif, her satırında farklı sahneler canlandı gözümde.. Okudukça okudum, hatta yeni bir kahve daha almak geçmişti ki içimden mola verip duyduğum keyfi yarıda bırakmak istemedim.. Sonra bir baktım son sayfadayım.. Aaa bu olmadı dedim sakince.. Olmadı çünkü kitap gerçekten yarıda kaldı.. Niçin mi?
Hemen kısaca bahsedeyim kitabın içeriğinden.. Kitabın ana kahramanı “Surhay” isminde bir genç, dinamik, korkusuz, savaşçı ve gururlu.. “Ayşat” adındaki duygusal, mütevazi kıza aşık aynı zamanda.. Yaşadıkları aşk öyle böyle değil, dillere destan cinsten.. Tüm köy bunları evlenecek diye beklerken bir hain ortaya çıkıveriyor; “Ali”.. Ali yabancı biri değil aslında, Surhay’ın en yakın arkadaşı fakat Surhay’ı kıskanmasının yanı sıra Ayşat’a karşı da platonik bir aşk besliyor.. Birkaç oyun çeviriyor Surhay’a ve Ayşat ile arasının bozulmasına hatta ayrılmalarına sebep oluyor.. Gerçi Ayşat’ı ayarlayamıyor ama en azından Surhay- Ayşat aşkının bitmesi yetiyor..
Cumartesi günü davet üzerine Karamürsel’e İsmail Yıldırım’ın proje tanıtım toplantısına katıldım.
Projelere girmeyeceğim, zaten çoğu büyükşehir bağlantılı olarak yapılacak işlerdi.
Güzel şeyler vardı fakat hiçbiri Karamürsel’i tümden değiştirecek türden değildi.
Kocaeli’de yerel seçimlerle birlikte bambaşka bir anlayış hakim olacak.
Şimdiden fotoğrafın büyüğünü görebiliyorum.
Özellikle büyükşehir belediyesinde tepeden tırnağa bir yenilik olacağını düşünüyorum.
AKP Kocaeli il başkanı Abdullah Eryarsoy’u bir türlü çözemedim.
İlk başlarda bende bıraktığı intiba oldukça olumlu yöndeydi.
Şemsettin Ceyhan’ın ardından göreve gelen Eryarsoy’un özellikle hukukçu kimliği bir güven aşılıyordu.
İki gündür İzmit’te ve basında 262 Towers konusu var.
Bunun yanı sıra gazetemize yapılmak istenen linç kampanyası da var.
Uzun uzun konuya girmeyeceğim, Uğur Enç arkadaşımız bu işi iliklerine kadar anlattı.
Bu aralar konuklarımız bitmiyor.
Bitmesin de…
Ne kadar çok misafir; o kadar çok iletişim.
Çocukların sınav stresi, ergenlerin aşk acısı, büyüklerin ev- iş- eş kaygısı, emeklinin geçim sıkıntısı.. İki kişi yan yana geldiğimizde başlarız anlatmaya dert edindiklerimizi.. Konuştukça konuşuruz nefes almayı unuturcasına.. Hiçbir şey bulamazsak kilo verdim- kilo aldım deriz. Hava soğuk ya da sıcak deriz. Az veya çok deriz.. Ah deriz vah deriz.. Dedikçe deriz işte...
Sızlandıkça sızlanır sonra yine başa döneriz.. Bir şeyi değiştiremediğimiz için öfkeleniriz.. Ancak yine de değiştirmek için harekete geçmeyiz.. Düşünmekten baş ağrılarına tutulur, yemeden içmeden vazgeçeriz.. Sıcak havada üstümüze yorgan çeker, soğuk havada dondurma yeriz.. Kısaca dengemizi şaşırır, soranlara da; “hayatın tokadını yedim” kendime gelemiyorum deriz.. Labirentin içine çıkış tabelası assalar yine gider çıkmaz yolu seçeriz.. Peki niçin yaparız bunu KENDİMİZE??
KENDİMİZ diyorum çünkü şu yaşamda en değerli olan, en iyiyi hak eden, en güzeline layık kendimize öyle eziyetler ediyoruz ki.. Bunu bize başka birileri yapsa eminim zırhımızı kuşanır vakit kaybetmeden savaşırız tüm gücümüzle.. Ama kendi kendimize yapınca savaşamıyoruz olumsuz düşüncelerimizle.., Omuzlarımız düşüyor ağırlığında, yüzümüz asılıyor, koyuveriyoruz her şeyi, yığılıyoruz olduğumuz yere.. Dermanı olan dertleri dermansız yapıyoruz bile bile.. Her anından, her saniyesinden keyif alacağımız bin bir türlü güzelliklerin farkına varmadan geçiriyoruz günlerimizi.. Lanet ediyoruz, isyan ediyoruz ve bela okuyoruz kendi yazdığımız kadere..
Gazetedeki arkadaşlar yazdı, ben de birkaç cümle edeyim.
Önceki gün konuğumuz AKP Adayı Tahir Büyükakın idi.
Geleceğini söylemişti ama açıkçası buna ihtimal vermemiştim.
Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Doç. Dr. Tahir Büyükakın’ın Lansman toplantısından izlenimlerimi aktarayım.
Herkes kendi açısından bugünü yorumladı.
Genel hatlar itibariyle basın tarafından harika bir Büyükakın profiliyle karşı karşıya kalındı.
Türkiye, ekonomik kriz içerisinde bir seçime daha giriyor.
Ancak bu seçim halkta bir heyecan uyandırmıyor.
Herkes ilk önce cebini, aile bütçesini düşünüyor.
AKP bu dönem 11 ilçe belediye başkanını yeniden aday göstermedi.
Kimin ne olduğuna, neler yaptığına bakmaksızın kökten yenilenmeye gitti.
Bir tek kendi içindeki dengeler sebebiyle Karamürsel belediye başkanı İsmail Yıldırım yerini korudu.
Başiskele Belediye Başkanı Hüseyin Ayaz’ı anlatmaya çalışan herkes
Farklı farklı eleştiriler getirebilir -ki bu doğaldır.
Ayaz için herkes her şeyi söyleyebilir ama kimse onun çalışkanlığına, hizmet aşkına söz edemez.
Bazı insanlar vardır, çok özeldir.
Onları özel kılan şey ise dürüstlük ilkesiyle inanç ve azimle sürekli yeni başarı hikayeleri yazmalarıdır.
Gazetecilik mesleğimde sayısız insanın hayat hikayesini kaleme aldım.
Yeni bir seçimin arifesindeyiz.
Kentimizi yönetecek yeni idarecilerimizi seçeceğiz.
Mevcut Belediye Başkanlarının neredeyse tamamı aday olamadı.
Hep söylerim, yine söyleyeceğim.
Bizim meslekte dışarıdan düşman aramaya gerek yok!
Biz bize yetiyoruz zaten.
Körfez demişken bir olay daha…
Biliyorsunuz AKP şu sıralar belediye meclis üyeleri listelerini hazırlıyor.
İlçe belediye başkan adayı, ilçe başkanı, il başkanı ve büyükşehir belediye başkan adayı bir takım mülakatlar yaptı.
Millet ittifakı Kocaeli’de genel hatlar itibariyle anlaşma sağladı.
Özellikle İzmit’te hiçbir sorunun yaşanmadığı ittifakta, sürecin sağlıklı işlemesi için;
En başından beridir olağanüstü çaba sarf eden İYİ Parti İl Başkanı Şanbaz Yıldız’ın gayreti görmezden gelinemez.
Eğer sizde bu söz tam bana göre diyorsanız hadi gelin vakit kaybetmeden başlayım yazımıza. İlişkinizin bilimsel adına: “Güvensiz- Kararsız Bağlanma” diyerek bu zor yolculuğunuzda şahsım adına kolaylıklar diliyorum efendim.
Kolay gelsin diyorum çünkü bu durum bir ilişkide olabilecek en kötü safhalardan bir tanesi hatta neredeye en kötüsü diyebilirim. Sevgiliye müthiş düzeyde ihtiyaç duymak, sevmek, değer vermek ancak bununla birlikte anlaşmazlık yaşanılan konuların düzelmemesi hatırlandığında öfkelenmek, bağırmak, kavga etmek; akabinde bir ayrılıp bir barışmak, iyiyken bir anda sapıtmak, kötüyken hemen düzelmeyi istemek. Yanındayken sarılmamak ama gittiğinde sarılmak için can atmak. Aradığında açmamak, yeniden araması için dakikaları saymak. Bir mesaj göndersin diye eller semada dua ederken gelen mesaja beddua etmek.. özlemek ama geriye dönememek.. Yani kısacası baş ağrısı, mide krampı, akıl tutulmasına sebep bir kısır döngü..
Burada önemli olan ilişkinizin uzunluğu ya da kısalığı değil tabi ki. Önemli olan bu ilişkide kahramanların ne kadar yoğun duygular yaşadığı. Ayrılık konusu, iması, düşüncesi gündeme geldiği andan itibaren genellikle iki tarafta da büyük bir öfke duygusu gelişir, çünkü her iki taraf bu ilişki için elinden geleni yaptığına inanır, bu hamle blöf olarak düşünülür. Bu nedenle ayrılık sözcüğü artık bir gurur meselesi haline döner ve zırhını kuşanan asker edasında kısasa kısasla cevap verilir her adıma. Ve bir süre sonra……
Dün akşam AKP İzmit Belediye Başkan Adayı Sibel Gönül’ün tanıtım toplantısına katıldım.
Sibel hanımın arayarak bizzat davet etmesi üzerine katıldığım toplantıda neler gördüm, biraz bahsetmek istiyorum.
Toplantının büyük bir bölümünü meslek büyüklerim sevgili Cemalettin Öztürk ve Sadun Çetin ile beraber takip ettik.