Aysun Özcan

Kentte uzun süredir mevcut genel sekreter duracak mı, gidecek mi sorusu öndeydi.

Ben en başından bu yana İlhan Bayram’ın gidici olduğunu söylüyordum.

Çünkü Büyükakın ile çalışmam diye sağda solda rahatlıkla konuşan bir isimdi.

Bugün kent hareketliydi.

Gündemdeki isim ise Fatma Kaplan Hürriyet’in mazbatasını alıp görevi devralmasıydı.

Ancak diğer yandan gündemin diğer konularını unutmadık.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nde üç dönem süren sistem nihayet bitti.

Biz bitti diye biliyoruz, inşallah öyledir.

Yeni seçilen başkanın bundan sonraki adımlarından neyin ne olduğunu daha net anlayacağız.

Bugün ruh halim güncel yazılar yazmaya müsait değil sanırım.

Yazacağım o kadar çok konu var ki;

Daha konuya başlarken üstüme bir ağırlık çöktüğünü hissediyorum.

MHP İl Başkanı Aydın Ünlü ve ekibi bugün KBB Başkanı Tahir Büyükakın’ı ziyaret etmiş.

Büyükakın’a yapılan “hayırlı olsun” ziyaretlerinde Sayın Ünlü’nün geciktiğini düşünüyorum.

Olmadı ama böyle, daha ilk gün orada olmalıydı.

Seçim bitti ama AKP’de İzmit tartışmaları bitmedi.

15 yıllık galibiyet çizgisi merkez ilçe İzmit’in kaybedilmesiyle son buldu.

Ve bu kayıp sonrası daha evvel de söylediğim gibi “AKP’de cin şişeden çıktı”

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nde yepyeni bir dönem başladı.

Yeni Başkan Tahir Büyükakın, tanıyabildiğim kadarıyla nev-i şahsına münhasır bir kişilik.

Yani tamamen kendine has karakteri ve davranışları var.

İktidar partisi AKP, Kocaeli’nin can damarı olan İzmit’i kaybederek büyük bir yara aldı.

15 yıldır süregelen firesiz zaferler artık sona erdi.

13-0’a alışık olan AKP

Kocaelispor ile Bayburtspor arasında oynanan şampiyonluk yolunda önemli bir müsabakada gülen taraf olamadık.

Seçim öncesinde siyasilerin bu maç üzerinde çokça durması sonucu Bayburtspor müsabakası daha bir önemli hale geldi.

İlk olarak İzmit Belediye Başkan Adaylarından, Kocaelisporlu futbolculara kazanması halinde prim sözü geldi.

Hafta sonu bizzat şahit olup kısa süreli şok yaşamama neden olan, hemen ardından uzun uzun düşünüp bu yazıyı yazmama sebep olayı paylaşacağım sizlerle.

Güneşli bir güne uyandım.. Tüm haftanın yorgunluğunu atmak için bolca miskinlik yapacağımı bilmenin yarattığı mutluluk eşliğinde yaptım kahvaltımı.. Bu mevsimde her zaman denk gelmeyen açık havanın hakkını vermek için güzel bir yürüyüş yapmam gerektiğini düşünüp çıktım dışarı..

Nasıl olurda her sabah ofisime giderken kullandığım yolda açan mor - beyaz çiçekleri bu vakte kadar hiç fark etmemiştim.. ahh şu hayat karmaşası, ahhh koşturmacalar.. Bu duruma hafiften üzülsem de en azından görebildiğim için şanslı hissettim kendimi. Etraf öyle güzeldi ki, kahvaltı yaparak evde geçirdiğim zamana hayıflanıverdim ayrıca.. Çünkü insanlar benden önce davranmıştı; kimileri kafeleri doldurmuş sohbet ederken, kimileriyse eşofmanlarını giymiş yürüdükleri parkurda muhtemelen ikinci turlarını dönüyorlardı.

Dün akşam yorgunluktan ve yoğunluktan bunalmış olarak telefonumu birkaç saat kapattım.

Kendimi dinledim, huzura ermeye çalıştım, seçim yorgunluğunu hala atamamıştım.

Derken telefonumu açayım, neler var bakayım dedim.

İzmit’te belediye başkanlığı uzun yıllardan sonra CHP’ye geçti.

CHP’lilerin her seçim döneminde kullandığı “Belsayı geri alacağız” söylemi “Hayaldi gerçek oldu”

Bu hayalle tam 15 sene yaşayan CHP’liler nihayet muradına erdi.

Fatma Kaplan Hürriyet kuşkusuz çok iyi çalıştı.

Kampanya sürecini profesyonelce götürdü.

Ama bu profesyonelliğe ben şu “Mağduriyet” olayını da eklemek istiyorum.

Madem artık siyaset yazamıyoruz, o halde ben de adayların son mesajlarını alayım dedim.

Malum, hepsi çok heyecanlı.

Her biri son rötuşlar için alandalar.

Şu oturduğu yerden gazetecilik dersi verenlere ifrit oluyorum.

İstiyorlar ki burada sadece kendi düşüncelerini yansıtalım.

Onların ruhunu okşayan haberler yapalım, köşe yazıları yazalım.

Seçime üç gün kaldı.

Herkeste heyecan dorukta, en çokta adaylarda…

Biz otur kalk İzmit seçimlerini tartışaduralım, öbür taraftan Gebze’de bambaşka bir hava esiyor.

CHP’nin iddialı adayı Fatma Kaplan Hürriyet son günlere giderken temposundan en ufak bir şey eksilmedi.

Hep çalışkan bir isimdi, hala da öyle devam ediyor.

Kendine has çalışma yöntemiyle tüm karşı duruşlara direnç gösterip, tarzından ödün vermiyor.

YILDIRIM’IN CESARETİ ÖRNEK OLSUN

Geçtiğimiz Cuma günü hiç aklımda olmayan bir şeyi yaptım.

Sosyal medyadan da olsa benim için büyük tecrübe saydığım, ekran karşısına çıktım.

CHP ve İYİ Parti ortak mitingi yapıldı, bitti.

Ondan iki gün önce de AKP mitingini izledik.

Ne demiştik? Bu mitingden bir taraf karlı çıkacak ama o taraf hangisi olacak, göreceğiz.

Gündem hayli yoğun.

Adaylar, projeler, seçim çalışmaları, mitingler derken kendimizi kaybettik.

Herkes kendini göstermek için basınla temas halinde.

Seçimlere 10 gün kala büyük mitinglerin ilki bugün gerçekleşti.

Kocaeli’de 13-0 galibiyetini elinde tutmak isteyen iktidar partisi

İlçelerde yaptığı aday değişiklikleriyle ciddi anlamda karışıklık yaşıyor.

Medya sektörünün geldiği nokta ortada.

Genelden yerele yayılan “tek sesli” olma arzusuyla ana akım medyayı da eline alan iktidar

Gazeteciliği ve haberciliği bitirme ve de itibarsızlaştırma yolunda hızla ilerliyor.

Erdoğan’dan iki gün sonra çok önemli bir mitinge daha ev sahipliği yapacağız.

Bu miting diğerlerinden oldukça farklı olacak.

Çünkü Millet İttifakı’nı oluşturan iki genel başkan -Kılıçdaroğlu ve Akşener- ortak miting yapacak.

Millet ittifakı CHP İzmit Belediye Başkan Adayı Fatma Kaplan Hürriyet’in proje tanıtım töreninde neler gördüm?

Bende bıraktığı izlenimler nedir, bahsetmeden önce bir detayı hatırlatayım.

Beni az çok tanıyanlar, takip eden okurlarım bilir.