Erdoğan Kocaeli’yi elleriyle yazmalı!

Aysun Özcan

Aysun Özcan

Tüm Yazıları

Ben bu AKP’yi anlamıyorum.

Ben kendini “Reis sevdalısı” diye tanımlayanları anlamıyorum.

O çok sevdikleri reislerine neden sadık kalmazlar gerçekten anlayamıyorum.

Emin olun bunların sevdası kendi çıkarı ölçüsünde.

Kimsenin derdi parti falan değil arkadaş!

Takılmışlar Erdoğan’ın peşine, onun gücünden sonuna kadar faydalanmak için ne gerekiyorsa yapıyorlar.

İyi de bu adam sizi daha kaç yıl taşıyabilir ki?

Ne mi demek istiyorum?

Şu FETÖ belası…

Hani 40-50 yıl önce yapılanmaya başlayan, AKP sayesinde tamamen içimize giren FETÖ belasından söz ediyorum.

Adamların kırk yıllık rüyası gerçek olmak üzereyken Allah ellerini ayaklarını dolaştırdı ve bir felaketten döndük.

Ve de bu konuda bedel ödeyenler maalesef baştakiler değil, kuyruğun kuyrukları oldu.

En azılı FETÖCÜLER hala aramızda arz-ı endam ederken,

Çocuğunu bu yapının okuluna gönderen sıradan vatandaşlar, eğitimciler aklınıza kim gelirse fişlendi.

Onlar hakkını bile arayamazken, hala belediyelerde kupon arazileri bu yapıya peşkeş çekenler var.

Hala kurumlara, STK’lara, AKP içerisine yerleşenler var.

Adı FETÖ ile bir şekilde yan yana gelmiş insanların AKP’de daha da yükselme sevdası var.

AKP bu konuda yeterince yıprandı.

Darbeden bu yana herkes siyasete operasyon beklerken onlara dokunulmaması yeterince can sıktı.

Ve şimdi önümüzdeki seçim yenilenme adına bir umut oldu.

Fakat gel gör ki bu seçimi bir “Arınma-FETÖ’den temizlenme” olarak görenlerde ufak ufak hayal kırıklıkları başladı.

Nasıl başlamasın ki?

Bakın, yakın zaman önce AKP ilimizde ilçe ve il kongrelerini yaptı.

Değişen ilçe başkanlarından FETÖ’ye hiç bulaşmamış bir kişi gösterebilir misiniz bana?

Tabi ki gösteremezsiniz çünkü hepsi o cahil din tüccarının şefaatinden yararlanmak için onların sohbetlerine katıldı, yurtdışını mesken eyledi, bir taraftan da ticaretini canlandırdı.

Biz bunları söyleyince de bizi itibar suikastçısı ilan ettiler.

Onlar bir şekilde haklı çıkmayı çok iyi bildiklerinden dolayı, uyarılarımız havada kaldı.

İşlerine böyle geliyordu çünkü.

Onlara tembih edilen de buydu. “Gerekirse 18-20 yıl boyunca uyuyan hücre olarak kalacaksınız” denildiğinden;

“Sonuna kadar inkar” politikasını güdüyorlar.

Bu uyuyan hücreler AKP içinde hala çok güçlüler.

Ve gördüğüm kadarıyla bu hücreler uyumazken, birilerini uyutmada başarılı oluyorlar.

Alın size milletvekilliğine talip olanlar…

Bakın bakalım kimler var?

Başvurular henüz bitmedi ama şu ana kadar başvuranlar arasında kafada soru işareti yaratanlar var.

Hele bir süreç bitsin, hele tam listeyi görelim ondan sonra daha net konuşabiliriz.

Ancak şunu söyleyebilirim…

FETÖ-METÖ hikaye… Ne ciddi bir mücadele var, ne de mücadeleye destek veren teşkilat var.

Birbirilerinin ayağına basmadan gayet iyi götürüyorlar işi.

Hep söyledim hala da söylüyorum.

Kocaeli’de tek bir taşı bile yerinden kıpırdatamadılar.

Halbuki o taşlardan biri yerinde oynasa domino etkisi gösterecek ve işte asıl o zaman hem AKP hem de şehir nefes alacak.

Umut var mı, gördüğüm kadarıyla hiç yok!

Yarın olur mu?

Olmasını çok isterim çünkü bu sadece AKP’nin iç meselesi değil, hepimizin meselesi.

O yüzden Erdoğan, Kocaeli’ye özel ihtimam göstermeli.

Listeye alınacak olan milletvekillerinin çocukluğuna kadar inmeli.

Gerekirse Kocaeli listesini kendi elleriyle yazmalı.

Zaten öyle yapıyor diyeceksiniz, biliyorum.

Fakat masasına götürülen, görmesini istedikleri bilgilere itibar ederek bu iş olmaz!

Asıl görünmeyenlerle ilgilenmeli.

Süreç kısa biliyorum ama AKP yani Erdoğan buna çoktan hazırlıklı olmalıydı.

Tabi samimiyse…