CHP’deki istikrara “MAŞALLAH” diyelim!
Dokuz günlük bayram tatili bitti.
Oldum olası uzun tatil günlerini sevmem!
Geçen her günü kayıp olarak görürüm.
Ülkece o kadar uzun uzadıya tatil yapacak, keyif çatacak lüksümüz olmadığını düşünürüm.
Ama yapacak bir şey yok!
Çok üretken(!) bir ülke olduğumuz için çabuk yoruluyor, çabuk tükeniyoruz.
Bayram aralarını fırsat biliyoruz.
Neyse… deyip, birkaç kelam edeyim.
***
Evet, bayram tatili dokuz gündü ama bu arada siyaset aralıksız devam etti.
Malum, yerel seçim süreci yaklaşıyor.
Siyasi partilerde AKP haricinde bir karmaşa söz konusu.
Çoklu yapının birlik olup girdiği genel seçimlerde başarı sağlanamayınca;
Kendi aralarında iç hesaplaşma başladı.
Ki, olması gereken de bu..!
Özellikle ana muhalefet partisi CHP’de durum hayli karışık.
Kemal Kılıçdaroğlu kurultayda aday olacak mı, olmayacak mı, karşısına kimler çıkacak, henüz belli değil.
Mahallelerde delege seçimleri başladı, o kısımda örgütler ne kadar demokratik olacak?
İlçe kongrelerinde kimler kimle hareket edecek?
Kocaeli için konuşmak gerekirse; örgüt seçimlerinde CHP’nin söz sahibi olan kişileri ne kadar objektif olacak?
Birkaç aylığına MYK Üyeliğine getirilen Tahsin Tarhan ile Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet yine birlikte mi hareket edecek?
Şu anda hiçbir görevi olmayan Haydar Akar ne yapacak?
Kafasında hala büyükşehir belediye başkan adaylığı var mı?
Yoksa o cengaverliği Hürriyet’e mi bırakacak?
Ayrıyeten Hürriyet, bu kez rahat hareket edebileceği İzmit ilçe başkanına kavuşabilecek mi?
İl başkanı Bülent Sarı tekrar aday olacak mı?
Aday olup kazanması halinde “Gölge etmeyin yeter” sözüyle il başkanını ve örgütü değersizleştiren Hürriyet, Sarı’nın gölgesinde nasıl mesafe alacak?
CHP’de o kadar çok muamma var ki, sormayın gitsin!
Dokuz günlük tatil bittiğine göre bu sorulara cevap aramaya başlayabiliriz.
Yine her zaman olduğu gibi en yeni, en doğru en güncel kulis bilgilerini bizden öğreneceksiniz.
Başladık bakalım…
HER ŞEY BİR UNVAN KADAR…
CHP’de karmaşa var evet, hem de en tepede…
Kılıçdaroğlu ısrarla bırakmıyor.
Bırakmasını isteyenlere bakıyorum, yok artık diyorum!
Bunlar mı değişimden söz ediyor, bunlar mı partiye demokrasiyi getirecekmiş, diye sormadan edemiyorum.
Deniz Baykal zamanında saltanat süren Mehmet Sevigen gibiler şimdi tutmuş değişimden söz eder olmuş!
Bunların değişimden anladığı ne, biliyor musunuz?
Kendilerinin içinde yer aldığı bir yapı!
Evet evet, Sevigen gibilerini Kılıçdaroğlu bugün çağırsın bir unvan versin görün bakın ondan iyisi oluyor mu?
O yüzden bu hareketler ve bu söylemler bana çok samimiyetsiz geliyor.
Hepsi birer zırvadan ibaret!
Yanlarına almışlar Tanju Özcan’ı, Don Kişot misali salmışlar Ankara yollarına, yürüyor!
Güya Kılıçdaroğlu’nun ‘Âdalet’ yürüyüşüne atıf yapıp Türk siyasi tarihine geçen o yürüyüşü sulandırıyorlar.
İzleyelim bakalım yolun sonunda nereye varacaklar?
DELEGELER DİKKAT!
ÖZKOÇ ARAYABİLİR…
CHP’den izlenimlere devam edelim…
Dün ve bugün CHP’den iki haber geldi.
Birincisi; Engin Özkoç’un Parti Örgütü ve Örgütlenmeden Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı olarak görevlendirildiğiydi.
Özkoç, seçimlere kadar CHP Grup Başkanvekili idi.
Eğer Millet İttifakı kazansaydı Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanıydı.
Yani çıtayı o kadar yükseğe koymuştu(!)
Ancak seçimler kaybedilince Kılıçdaroğlu’nun yakın ekibinin de bir iç muhasebe yapması beklenirken;
Tam tersine açıkta kalan adamlarına yeni apoletler bulunuyor.
Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı atamayan Kılıçdaroğlu, ‘Danışmanlık’ kisvesi altında o görevi Engin Özkoç’a verdi!
Şu sıralarda mahallelerden başlayan delege seçimlerinde olası çift liste olan yerlerde her an bir delege Engin Özkoç tarafından aranıp, işaret ettiği kişiye veya listeye oy vermesi istenebilir, dayatılabilir!
Bu danışmanlığın ne anlama geldiğini biz anladık, CHP’liler de yakında anlarlar…
Bizden söylemesi…
BİR İSTİKRAR VAR SONUÇTA…(!)
Öte yandan Kemal Bey ilginç bir atama daha yaptı.
28 Mayıs seçimlerinin ardından bütün danışmanlarını lağveden Kılıçdaroğlu,
Sağdan sağdan yürümeye devam etti!
Ve Zafer Partisi’nde Ümit Özdağ ile yakın çalışmış, Ayyıldız Hareketinin gençlik yapılanmasını üstlenmiş Gökşen Anıl Ulukuş’u kendisine danışman yaptı!
İkinci tur seçimlerinde ‘Milliyetçilik’ tartışmaları üzerine ‘Bakın biz de çok Milliyetçiyiz’in mesajını vermek için Ümit Özdağ’ı yanına alan Kılıçdaroğlu;
Aynı hatayı yaparak doğru sonuç almaya çabalamakta pek ısrarcı gözüküyor!
CHP’li gençlerin buna bir yorumu olacak mı, doğrusu merak ediyorum.
***
Siyaset öyle bir şey ki ne temeli var ne ilkesi…
O günün koşulları neyi gerektiriyorsa o yapılıyor.
Mesela seçim öncesinde ülkede yaşanan pahalılık, ekonomik kriz çok tartışılıyorken,
CHP tuttu ‘İkinci yüzyıla çağrı’ adında bir program yaptı.
İşte o programda Kılıçdaroğlu, Türkiye vizyonunu açıkladı.
Türkiye’nin ekonomisini bitirenlere karşı çare olarak Amerikalı Jeremy Rifkin’i bize takdim etti.
Rifkin’in on parmağında on marifet olduğu anlatıldı.
Hem yazar hem ekonomist hem toplum kuramcısı hem aktivist olan Rifkin anında baş tacı edildi.
Ancak istenilen sonuç alınamayınca yani seçimleri yeniden AKP kazanınca Rifkin’in danışmanlığı rafa kaldırıldı!
Onun yerine işte böyle Gökşen Anıl Ulukuş gibi sağ zihniyetin temsilcileri ile
CHP’yi sömürge haline getiren Engin Özkoç gibiler görev almaya devam ediyor.
CHP’deki istikrara ‘Maşallah’ diyelim…(!)