Kılıçdaroğlu: Kürtlerin CHP’ye oy vermesini sindiremiyor!
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gazetemize yaptığı açıklamada Cumhur ittifakının CHP ile HDP’yi yan yana anmasıyla ilgili sorumuzu cevapladı, “AKP’nin HDP’lilerin değil, asıl Kürt kökenli vatandaşların CHP’ye oy vermesini içine sindiremediklerini iddia etti
.jpg)
Cumhuriyet Hak Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Genel Merkez’de buluştuk ve kendisinden çarpıcı açıklamalar aldık. Kılıçdaroğlu, söyleşi tadında geçen sohbetimizde hem ulusal hem de Kocaeli’ye dair sorularımıza yanıt verdi. İlk olarak Türkiye gündemine dair açıklamalarını sizlerle paylaştığımız Kılıçdaroğlu’nun, Kocaeli yerelindeki açıklamalarını ise sonraya bıraktık. Peki Genel Başkan Kılıçdaroğlu, ulusal gündeme dair neler söyledi. İlk olarak erken seçim konusuna değinen Kılıçdaroğlu, hakkında açılan davalardan HDP ile CHP’nin yan yana anılmasına, “128 milyar dolar nereye gitti?” sorusundan pandemiye, labaleb kongrelerine, ekonomiye, faize ve birçok konuya ilişkin samimi açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu’nun HDP ile ilgili sorumuza verdiği cevap dikkat çekiciydi. Kılıçdaroğlu, AKP’nin HDP’lilerin değil, asıl Kürt kökenli vatandaşların CHP’ye oy vermesini içine sindiremediklerini iddia etti.
.jpeg)
HER AN ERKEN SEÇİM KARARI GELEBİLİR
İlk olarak erken seçim konusundaki görüşlerini sorduğumuz Kılıçdaroğlu, “Her an bir erken seçim kararı gelebilir. Çünkü hükümet yaşanan sorunları çözmekte aciz… Dolayısıyla ‘Tek kişilik hükümetin’ topluma maliyeti çok ağır. Yaşanan ağır sorunları yeni bir hükümet, yani millet ittifakı kararlılıkla ve inançla çözecektir” dedi.
ÜST YARGIDA LEHİME SONUÇLANIYOR
Kılıçdaroğlu’na Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisine sıklıkla açtığı tazminat davalarının giderlerini kendi bütçesinden karşılayıp karşılamadığını sorduk, cevabı şöyle oldu: “Şu anda nihai olarak aleyhime sonuçlanmış bir dava yok… Türkiye’de kaybettiğim bir davayı AİHM’de kazandım. Hükümet ayrıca bu dava dolayısıyla bana 13.000 Avro tazminat ödeyecek. Türkiye’de yargı Saray tarafından kontrol edildiği için alt mahkemelerde tazminata mahkûm ediliyorum. Ama daha sonra bu davalar üst yargıda lehime sonuçlanıyor.”
HDP İLE YAN YANA ANILMAKTAN RAHATSIZ MI?
Bir diğer önemli konu ise CHP’nin HDP ile olan yakınlaşması idi. Ortada herhangi bir resmi ittifak olmasa da geçtiğimiz yerel seçimlerde bazı yerlerde HDP’nin aday çıkarmayarak millet ittifakına örtülü destek vermesi, AKP ve MHP’lilerin sürekli gündemde tuttuğu bir konu. Bu anlamda CHP ile HDP’yi bir çizgide göstermek adına yapılan algının CHP’yi rahatsız edip etmediğini sorduğumuz Kılıçdaroğlu, Türkiye’de yasalara uygun olarak kurulan her partiye saygıları olduğunu ve bu saygıyı Anayasa’nın “Siyasal partileri demokrasinin vazgeçilmez unsuru” olarak tanımladığını hatırlatarak AKP’nin HDP’lilerin değil, asıl Kürt kökenli vatandaşların CHP’ye oy vermesini içine sindiremediklerini iddia etti.
128 MİLYAR DOLAR NEREDE SORUSUNA TAHAMMÜLLERİ YOK!
Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığımız sohbette konu millet ittifakına geldi. Millet ittifakı nasıl bir ittifak? Neden kuruldu? Önümüzdeki seçimlerde bu ittifak hiç çatlamadan devam eder mi? Meral Akşener’e cumhur ittifakının çağrısı vardı. Akşener’in de Bahçeli gibi Erdoğan’a destek verme ihtimali olduğuna inanıyor mu? Yeni kurulan partilerden millet ittifakına katılacak olan var mı? Kılıçdaroğlu bu sorulara bakın ne cevap verdi: “Millet ittifakı, demokrasiye, yargı bağımsızlığına, hukukun üstünlüğüne inanan ve TBMM’nin vesayet altına alınmasına karşı olan bir ittifaktır. İttifakın liderleri ‘güçlendirilmiş parlamenter sistemi’ savunmaktadırlar. İttifakı kararlı tutum takınmaya iten ana faktör demokrasiye olan inançlarıdır. Totaliter bir saray yönetiminin Türkiye’de yol açtığı travmaları 83 milyon yaşıyor. ‘128 milyar dolar nerede?’ sorusuna bile tahammülleri yok! Millet ittifakı olarak Türkiye’yi bu soygun anlayışından kurtaracağız.
.jpg)
YALNIZ OLMADIĞIMIZI BİLİYORUM
Güçlendirilmiş parlamenter sistem diyoruz. Bu nedir, nasıl gerçekleştireceğiz, hangi ilkelerden yola çıkacağız? Bu çalışmaları şu anda biz yapıyoruz, İyi Parti yapıyor, Saadet Partisi yapıyor, Demokrat Parti yapıyor. Gelecek Partisi ve Deva Partisi de yaptı, onlar da çalışmalarını belli bir noktaya taşıdılar. Dolayısıyla önümüzdeki süreçte Türkiye’nin giderek ağırlaşan sorunlarını bir iktidar değişimi ile kısa sürede çözeceğine inanıyorum. Bu konuda kararlıyım, yürekten inanıyorum. Çünkü yalnız olmadığımı biliyorum. İttifakı oluşturan diğer siyasi partiler de aynı inanç ve kararlılıkla yollarına devam ediyorlar. Zaman zaman görüş alışverişinde bulunuyoruz.
GÖRÜŞ BİRLİĞİ İÇİNDEYİZ
Elbette her parti farklı. Her partinin kendine göre ekonomi politikası, eğitim politikası, köy politikası, kırsal kalkınma politikası, tarım politikası farklı olabilir. Ama demokrasi konusunda, kadın-erkek eşitliği ve insan hakları konusunda, medyanın özgürlüğü konusunda, yargı bağımsızlığı konusunda yani demokrasinin ana ilkeleri konusunda görüş birliği içindeyiz. Bu da Türkiye’nin çağdaş uygarlığa ulaşması açısından önemli bir birleşim ve bu birleşimi halka çok iyi anlatmalıyız.”
.jpg)
HER KAFADAN SES ÇIKMAZDI
Dünyayı ve tabi Türkiye’yi etkisi altına alan salgınla ilgili hükümetin süreci nasıl yönettiğine geldi konu. Şayet CHP iktidar olsaydı ne gibi tedbirler alır, esnafı nasıl ayakta tutardı? CHP her an her krize hazır mıydı? İşte cevabı: “CHP iktidar olsaydı önce Ekonomik ve Sosyal Konseyi ve Bakanlar Kurulunu aynı anda toplardık. Sorunu yaşayanlar ile sorunu çözecekleri bir araya getirirdik… Sağlık Bakanlığı bünyesindeki Bilim Kurulu’nun bir sözcü seçmesini ve sağlık açısından alınması gereken önlemleri Bilim Kurulu sözcüsünün kamuoyuna açıklamasını sağlardık. Böylece her kafadan bir sesin çıkmasını önlerdik.
13 UÇAĞI BİRE İNDİRİRDİK
Ekonomide ise herkesten fedakârlık yapmasını isterken, en büyük fedakârlığı hükümet olarak yapacağımızı, tüm israfı önleyeceğimizi, var olan 13 cumhurbaşkanlığı uçağını bire indireceğimizi açıklardık. Döviz garantili ödemeleri (yol, köprü, havaalanı gibi) erteler, buradan elde edeceğimiz geliri (Yaklaşık yıllık 54 milyar TL) esnafa, yoksullara ve işinden olanlara verirdik. Ayrıca bütçe 22 milyar TL fazla verdi bunu da pandemide zarara uğrayanlara hibe olarak dağıtırdık. Kamuya ait binalarda dükkânı olanlardan kira almazdık, ertelerdik. Esnafın stopaj vergisini kaldırırdık. Belediyelerin Covid-19 sürecinde yapacakları yardımları yasaklamaz, tam aksine teşvik ederdik.
.jpg)
BİLDİKLERİNİ OKUDULAR!
Vatandaşın bu süreçte elektrik ve suyunun kesilmesini yasaklardık… Bunların bir kısmını belediyelerimiz zaten şu anda yapıyor. Bu önerileri pandemi sürecinin başında bir basın toplantısı ile kamuoyuna açıklamıştım. Yani Saray Hükümetine yol da göstermiştik. Ama onlar yine bildiklerini okuyup milletin canına okudular.”
TEK KİŞİLİK HÜKÜMET LAFI UÇUM’A AİT
Pandemi koşullarının çok ağır olduğu o günlerde AKP’nin yaptığı lebalep kongreler ile ilgili olaraktan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 5 maskeyi dağıtmaktan aciz bir hükümetin görev başında olduğunu söyleyip sözlerine şöyle devam etti: “Öncelikle lebaleb kongreler hepimize şunu gösterdi. Bu tek kişilik hükümet (Bu deyim cumhurbaşkanı danışmanı Mehmet Uçum’a aittir) pandemiyi önleyeceğine, vatandaşın can güvenliğini sağlayacağına, insanlara Covid 19’un bulaşmasına yol açtı. Ölümlerin artmasından tek başına sorumludur” şeklinde iddialı açıklamalarda bulundu.
AŞILAMADA ÇUVALLADILAR
Aşılama sürecine de değinen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Aşılamada da maalesef çuvalladılar. Beceremiyorlar. Devleti yönetemiyorlar. İlk başlarda ‘aşı yok’ dediler. Ya aşının parasını vermediler ya da zamanında sipariş talebi iletilmedi. Aşı gelene kadar bir sürü vakalar, ölümler yaşandı. Geldi ama çok geciktiler. Bu kadar beceriksiz bir yönetimi Türkiye Cumhuriyeti, tarihinde hiç görmedi.”
TÜRKİYE BİR AVUÇ TEFECİYE ÇALIŞIYOR!
Ekonomide faizlerin önce düşürülüp sonra artırılması gibi bir politika izleniyor. Bu durum ekonomimize ne gibi olumlu ya da olumsuz sonuçlar yarattı şeklindeki sorumuza karşın Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin Londra’daki bir avuç tefeciye çalıştığını, ekonomiyi kesinlikle yönetemediklerini söyledi. Kılıçdaroğlu, “Türkiye öyle bir hale getirildi ki dışarıdan aldığımız borcun faizini ödemek için de borçlanıyoruz… Bugün, günde 57,8 milyon dolar, Saatte 2,4 milyon dolar faiz lobilerine para ödüyoruz. Son 18 yılda dışarıya yani Londra’daki bir avuç tefeciye ödediğimiz faiz 187 Milyar 588 Milyon Dolar” diyerek sözlerini tamamladı.