İlçe başkanından övgüler… Hürriyet’î Yavaş ve İmamoğlu’na benzetti

CHP Darıca İlçe Başkanı Hüseyin Cihan Özaltan ile röportajımızın üçüncü ve son bölümünde danışma kurulunu, Gebze’de aday çıkarılmayışı, büyükşehir adayını, kendisi hakkında soruşturma iddialarını konuştuk.

Darıca’nın İzmit’te çok popüler olduğunu söyleyen Özaltan, danışma kurulunda Darıca’yı tartışanların ilçe örgütüyle seçim sürecinde bir araya gelmediğimi söyledi. Aynı danışma kurulunda Saide Arslan Çalışkan’ın “Bir sonraki il başkanı batı yakasından çıkacak” sözlerine de açıklık getiren Özaltan bu ismin kendisi olmadığın ifade etti. Gebze’de aday olmayışı ile ilgili de konuşan Özaltan, genel merkezde kusur bulamadığını zaten vatandaşların “Bir tek o kazanır” dediği ismin aday yapıldığını ancak Nail Çiler’in sağlık sorunlarının olumsuz etkilediğini söyledi.

Özaltan ile röportajımızın üçüncü ve son bölümü ile sizleri baş başa bırakıyor, keyifli okumalar diliyorum.

“KENDİMİ ZOR TUTTUM”

***Danışma kurulunda İzmitlilere resmen “Dur” diyerek batı yakası siyasetine müdahale etmemeleri gerektiğini söylediniz Mehmet Ümit Küçükkaya’ya cevaben. İzmit’ten size çok taş geldiğini mi düşünüyorsunuz?

Darıca nedense İzmit'te çok söylem olarak, kürsü olarak çok popüler bir ilçe. Önceden bu kadar değildi ama bu dönem ben çok duyuyorum Darıca'yı. Şimdi insanların kürsüye çıkıp Darıca seçim sonuçlarını analiz etmesi, Darıca’nın seçimleri üzerine ve geçmiş yorumda bulunmaları bir ilçe başkanı olarak beni rahatsız etmişti. Siz Darıca ilçe başkanıyla, Darıca ilçe örgütüyle hiç bir araya gelip bu seçimi, bu aday belirleme sürecini hiç konuştunuz mu? Bizim yaşadığımız aksaklıkları bizle konuştunuz mu? Arkadaşların Darıca'ya bu kadar ilgisi olduğunu kürsüden öğrenince de bir ilçe başkanı olarak kendimi zor tuttum. Aslında o gün konuşma yapmayacaktım, erken çıkacaktım. Ama baktım sürekli Darıca konuşuluyor. Ben de çıkıp Darıca'yla ilgili bir konuşma yapmak istedim.

“SAİDE HANIM BATI YAKASININ BİRAZ DAHA SÖZ SAHİBİ OLMASINI İSTİYOR”

***O danışma kurulunda Saide Hanım ‘Bir sonraki İl Başkanı Batı Yakası'ndan çıkacak’ demişti. Sizi mi işaret etti?

Yok, hayır benim öyle bir düşüncem yok. Siyaseten de yok dediğim şeyi de kesinlikle yapmam. Zaten şu an mevcut bir il başkanı varken bunları konuşmayı da, mevcut il başkanını kürsüde çıkıp haykıracak kadar destekleyen bir ilçe başkanı olarak çok uygun da bulmuyorum. Saide Hanım Kocaeli'de batı yakasının biraz daha söz sahibi olmasını isteyen bir siyasetçi. Bu tavrının bu isteğine de aslında saygı duyuyorum. Çünkü baktığınız zaman AK Parti'nin en çok oy aldığı bölgeler nüfus olarak da batı yakasındaki ilçelerimiz. AK Parti'nin buradaki oyunu azaltmadan, AK Parti'yi burada mağlup etmeden de Kocaeli'de genel bir büyükşehir başarısını çok mümkün görmüyorum aslında. Kocaeli’nin batı yakasına değerin verilmesi, batı yakasında daha çok siyasetçinin halkın içinde olmasının oyları arttıracağını düşünüyorum.

“BEKLENTİLER NE OLACAK BİLEMİYORUZ”

***Milletvekilliği mi düşünüyorsunuz?

O konuda keskin bir cevap veremem. Türkiye'de yarın ne olacağı hiç belli değil. Çünkü çok bozuk giden birçok iş var. Erken seçim bekleniyor evet ama bu erken seçimde partinin konjonktürü, Kocaeli'nin yapısı, beklentiler ne olacak bilemiyoruz. Belki partinin bana ilçe başkanlığında ihtiyacı olabilir. O yüzden o konuda bir şey söyleyeyim ama bu önümüzdeki il kongresiyle ilgili herhangi bir tutumum yok.

“VATANDAŞ PARTİ İÇİ PROBLEMLERE BAKMIYOR”

***Peki, Fatma Hanım Darıca’da pazar gezmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce büyükşehir çalışmalarına Darıca'dan mı start verdi?

Fatma Hanım bana telefon etti. İlçedeki meclis üyeleriyle, yöneticilerle, nasıl bir muhalefet yapmalarıyla ilgili gelip arkadaşları dinlemek, sahada olmak istediğini söyledi. Yerel yönetimlerden sorumlu il başkan yardımcımızı da bilgilendirdiğini söyleyerek ‘Bu programa uygun olursanız Darıca'dan başlamak istiyorum’ demişti. Biz de kendisine program yaptık. Meşhur bir Çınaraltı Meydanımız var. Orada da bir Perşembe kapalı pazarımız var. Gelmişken halkı selamlamak istedi ve bu ziyaretler de çok hoş karşılandı. Gelecek için ben verimli bir ziyaret olduğunu düşünüyorum. Bu ziyareti diğer belediye başkanlarımızın da zamanla ilçelere yapacağını düşünüyorum. Ben bunu Cumhurbaşkanlığı seçiminde Mansur Başkan'ın, Ekrem Başkan'ın Anadolu ziyaretlerine benzetiyorum. Kocaeli'de üç belediye başkanımız, muhalefette olduğumuz 9 ilçe var. O yüzden bu ilçelerde partimizin popüler Belediye başkanlarının, milletvekillerinin aktif sahada olması çok olumlu. Vatandaş parti içindeki problemlerin hiçbirine bakmıyor. Sertif başkan da ilçemizde bir programa daha önce gelmişti, çok büyük ilgi görmüştü. O yüzden yani bu ziyaretleri ben olumlu buluyorum.

“GENEL BAŞKAN TEKLİF ETTİ”

***Yani, büyükşehirin aslında kazanılamaz olmadığını gördük. Hiç doğru düzgün çalışma olmadığı için CHP’nin rüzgârıyla anca bu kadar oldu. Sizce de aday yanlış mıydı bu dönem?

Süreç bence yanlış ilerledi. Şimdi büyükşehir adayımız büyükşehire aday olmak istedi mi? Bence önce buradan başlamamız gerekiyor. Atasoy abinin (Bilgin), Derince'ye bir başvurusu vardı. Derince'de Genel Merkez Sertif Gökçe'yi değerlendirdi ve sonunda da bir orada bir seçim başarısı oldu. Benim duyduğum kadarıyla genel başkan direkt Atasoy Başkanı arayıp Büyükşehir Belediye Başkan adaylığını teklif etti ve Atasoy başkan da Derince için kendini hazırladığını, maddi manevi bunun için hazırladığını ama büyükşehire daha önce düşünmediğin söylediğini ve genel başkanın da ona bir parti görevi olduğunu ve uygun görmesi takdirde büyükşehire seni aday yapmak istiyoruz dediğini duydum. Bu bana gelen kısmı. Kocaeli’de hiçbir siyasetçi tanımıyorum ki genel başkan arayıp ‘Buraya aday olacaksın’ deyip aday olmayacak. İnsanlar burada biraz Atasoy bilgine haksızlık yapıyor.

“GÖZDEN ÇIKARILMIŞ GÖZÜYLE BAKILDI”

***Neden haksızlık yapılıyor, sonuçta aman aman bir çalışma olmadı?

Orada irdelememiz gereken konu Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'nin adaysızlığı. Hem Gebze hem Kocaeli’nde aday kim olacak? Aday çıkacak mı? İşte ittifaka mı bırakılacak? Bu tartışmalar bizi çok yıprattı. Gebze'nin adayı olmaması bizi çok olumsuz etkiledi. Çünkü Darıca'daki nüfusun yüzde 80’i Gebze'de çalışıyor. Düşünsenize işe giderken partinizin flaması yok, adayı yok, bayrağı yok, amblemi yok. Gebze'de çalışıyorsunuz, ekmek yediğiniz yerde partinizin temsiliyeti yok. Bu Darıca’yı çok olumsuz etkiledi. Sanki böyle batı yakası, Gebze gözden çıkarılmış gözüyle bakıldı. E bu da halkı inandırma anlamında bizi çok olumsuz etkiledi. Kocaeli Büyükşehir adaylık süreci de aynı şekilde. Halk nezdinde de insanlar adayın erken açıklanmasını istiyorlar. Çünkü adayı erken açıkladığınız zaman o bölgeye, o şehre değer verdiğinizi gösteriyorsunuz.

***Açıklanan isim doğru muydu peki?

Süreç oraya geldikten sonra genel başkanın da çok bir hareket sahası kaldığını düşünmüyorum. Çünkü masaya oturuyorsunuz, MYK toplantısındasınız, önünüzde Kocaeli Büyükşehir'le ilgili dosya yok. Yani böyle olunca genel başkanın da hareket sahası kalmadı.

“NAİL VEKİLİN SAĞLIK SORUNLARI HAZIRLIKSIZ YAKALATTI”

***Genel Merkez isteseydi Gebze’ye çok rahat aday çıkartabilirdi ama…

Gebze'yle ilgili özellikle ben genel merkezimizde neredeyse hiç kabahat bulmuyorum Neden? Çünkü Gebze'de insanların ‘Aday olursa kazanır’, ‘Burayı o kazanır’ dediği kişiyi aslında genel merkez aday yaptı. Yani genel merkez orada üstüne düşeni yaptı. O yüzden ben Gebze konusunda çok genel merkezin bir kabahati, bir suçu olduğunu düşünmüyorum. Tabii Nail vekilimizin sağlık sorunlarından dolayı o dönem adaylıktan çekilmesi, Gebze'yi maalesef hazırlıksız yakalattı. Daha sonraki süreçte de genel merkezden de konuya vakfım İşçi Partisi'nin Türkiye'de bir tek Gebze'yi istemesi, karşılığında diğer adaylarını çekmeyi talep etmesi vesaire. Bir partinin genel başkanının gelip bir ilçeden belediye başkanı adayı olması istemesi Türkiye ittifakı taban ittifakı dediğimiz o denklemde de belki o günün şartlarında genel merkezimizi ona olumlu karşılamıştır. Ama sonucu hep birlikte gördük. Gebze'de gerçekten aday çıkması durumunda kazanabileceğimiz ve Darıca'yı belki hatta Çayırova'yı da yanında götürebileceği bir süreçti. Bizi çok olumsuz etkiledi.

***Genel Başkan Özgür Özel’i, Kocaeli’de en açıktan destekleyen isimlerden birisiniz. Kurultayda da onunla görüştüğünüze hakimim. Bu yakın ilişkiden dolayı sizinle ilgili mesela bu disiplin süreci de dahil “Kocaeli’deki konuları il başkanını atlayarak, genel merkeze iletiyor” gibi şikayetler duyuyorum. Gerçekten böyle mi? Genel Merkezle bu denli yakın bir ilişkiniz var mı?

Disiplin sürecinde böyle bir şey yaşanmadı. Disiplin sürecinde il başkanıyla telefonla görüşmüştüm. Hatta il başkanı konuya hukuktan sorumlu yönetici Olgu Bey’le (Denizoğlu) görüşmemi söylemişti. Çünkü daha önce yapılmamış bir uygulamaydı. Biz de nasıl yürüyeceğini bilmiyorduk. Ben dosyaları ile göndereceğimizi, ilin oraya göndereceğini düşünüyordum çünkü bizim alıştığımız sistem o. Olgu Bey’le görüştüğümde bana delilleriyle, ispatlarıyla, bir dosya hazırlanmasını ve bunu da genel merkeze göndermemiz gerektiğini söylemişti ve buradan Ankara'ya gidip bu dosyaları teslim ederken de il başkanın bilgisi dâhilinde teslim etmiştim. Yani o süreçte il başkanın bilgisi olmadan herhangi bir görüşmem herhangi bir şeyim olmadı. Benim seçimden sonra parti binamızın teminiyle ilgili bir genel merkezle görüşmem oldu. Bir de bu disiplin ilgili bir Ankara ziyaretim oldu. Bunların hepsinden de il başkanımızın haberi var.

***Kurultayda Özgür Özel’i desteklemeye nasıl karar verdiniz? Bir öngörü müydü bu?

Kurultay sürecinde ben aslında biraz ilçemden kaynaklı tavrını ilk açıklayan ilçe başkanlarından biriydim galiba. O süreçte ben bütün il delegesini topladım çünkü bizi kurultay delegesi seçen il delegelerimizdi. 62 il delegesiyle yaptığım toplantıda üç kurultay delegesi olarak ‘kurultayda kimi desteklemeliyiz, tavrımız ne olmalı sizden dinleyelim. Siz bize kimi destekleyin diyorsanız biz gidip ona oy verelim’ dedim. Toplantıda da bir kişi hariç kimse mevcut genel başkanımızın devam etmesinden yana oy kullanmadı. Oradaki il delegasyonumuzun hemen hemen hepsi bir değişim olması gerektiğini ve bunun da artık kaçınılmaz olduğunu bize söyledi. Ben de il delegelerimden aldığım, üyelerimden aldığım destekle siyasetimi yaptım. Belki Özgür Özel kaybedebilirdi de ama ben il delegelerimin ilçemdeki tutumundan başka bir tutum Ankara'da sergileyemezdim. Yani kaybetsek de ben gelip Darıca'da yine ilçe başkanı olacağım. O yüzden ben delegasyonuma da parti Darıca'daki üyelerime de bu öngörüleri için teşekkür ediyorum.

“ÖDE DİYORSANIZ ÖDEYECEĞİM DEDİM”

***Meclis üyesi adayı olmak isteyen biri de sizin hakkınızda dolandırıcılık suçlamasında bulundu. Gerçekten üye yapmadan meclis üyesi başvurusu alındı mı o şahsın? Olay nedir tam olarak?

Bu konuyla ilgili ben hiçbir yerde bir açıklama yapmamıştım. Çünkü tarafıma suç atfeden kişi aslında gazeteye verdiği demeçte de ilçe başkanının normal prosedürleri yerine getirdiğini kendisi de dile getiriyor. Mesela ‘ilçe başkanı genel merkeze meclis üyelerinin yatırması gereken 10 bin lira ve ilçeye 5 bin lira para yatırmamı söyledi, yatırdım’ diyor. Şimdi ilçenin resmi IBAN'ına para yatırmış. Genel merkezin Ankara'daki resmi IBAN'ına para yatırmış ve dolandırıldığını iddia ediyor. Orada şahsıma ait bir banka hesabına ya da şahsıma elden bir para söz konusu değil. Arkadaşımız orada üyelikle ilgili bir serzenişte bulunmuş. Kendisi bizim partimizin üyesiydi daha önce istifa etmişti. Cumhuriyet Halk Partisi'nde meclis üyeliği için dosyası verirken ‘Daha önce üyeliği olmayan dosya veremez’ diye bir ibare yok. Yani adam meclis üyeliği başvuru dosyasını getirdiği zaman üyelik başvurusunu da aynı zamanda alabiliyoruz. Şimdi meclis üyeliğine başvururken üye olmadığını kendisi bilmiyor muydu? Kendisinin üyelik başvurusunu da biz Ankara'ya ilettik. Genel merkez meclis üyeliği ve milletvekilliği seçimlerinde yerel ve genel seçimlerde üyelik işlerini biraz hızlandırır. Aday olacak kişilerin üyeliklerini çok hızlı yapar. Keza bizim o süreçte listemizde kontenjanda özellikle ve normal listede de partimize üye olmayan, gelip dosyayla birlikte üyelik veren arkadaşlarımız da oldu. Hepsinin üyelikleri de yapıldı. Bu arkadaşımız üyeliğini sisteme girdiğimi, ben ona kendisini ekran görüntüleriyle başvuru numaralarıyla da aslında kendisine verdim. Yani orada aslında kısır bir döngü vardı ama partinin ilçe hesabına ve genel merkeze yatırdığı ücretle ilgili de bir meclis yatırması, adayın mı yatırması gereken bir tutardı. Ben bunu genel merkeze sordum. ‘Eğer öde diyorsanız ben kendim ödeyeceğim’ dedim genel merkezimizden bana söylenen bağışların kesinlikle geri ödenmediği yani böyle bir yetkimizin olmadığı kaldı ki adı üstünde yani orada açıklamaya da bağış ya da meclis üyeliği başvuru olarak yazıyor.

“ASIL CEVABI GENEL SEÇİMDE ALACAKLAR”

***Darıca'da umut var mı?

Var çünkü Türkiye'de birinci parti olmamızı Darıca’daki AK Parti seçmeni de beklemiyordu. Türkiye’de istatistiksel bir şeydir yüzde 5’le yüzde 8 arasındaki oy kazanacak adaya evrilir. Bunun sonuçlarını İstanbul'da da gördük. AK Parti'nin de Türkiye siyasetinde ömrünü, halk nezdinde de kredisini artık tükettiğini düşünüyorum. O yüzden buna Darıca, Dilovası, Çayırova olarak bakmıyorum. İlk genel seçimde, yerel seçimde alamadığımız yerleri de üstüne koyarak ben bir başarı geleceğini düşünüyorum çünkü vatandaş artık genel-yerel seçim ayırmıyor. Biz bunu bu seçimde çok iyi gördük. Emekliyi 12 bin liraya mahkûm edenler, çiftçiyi, hasadını yakmaya, dökmeye mahkum edenler, öğrenciyi yurt dışına kaçış yollarını aramaya mahkum eden insanların, sandıkta bir cevap alması gerekiyordu. Bunu kısmen yerel seçimde aldılar. Asıl cevabı genel seçimde alacaklar. Darıca'da da ilk genel seçimde ben Cumhuriyet Halk Partisi’nin birinci parti olacağını düşünüyorum. Bunu da saha ziyaretlerimde de görüyorum. Şu an sahada benle en çok konuşan, benle en çok diyalog kuran insanlar son seçimde dahi bize oy vermemiş insanlar ama pişmanlıklarını ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin şu anki politikalarını genel başkanımızın söylemlerini çok beğendiklerini dile getiriyorlar.