CHP Darıca İlçe Başkanı Özaltan “Darıca ve Derince’de benzer başarı hikayesi yok”

Gazetemize röportaj veren CHP Darıca İlçe Başkanı Hüseyin Cihan Özaltan, 2019 adayı Yakup Törk’ün aday gösterilmemesiyle ilgili konuştu. Derince’de 2019 adayının bu dönem seçim kazandırdığını, söylememiz üzerine Özaltan, Darıca ve Derince’de benzer bir başarı hikayesi olmadığını aradaki oy farkının daha fazla olduğunu ifade etti

CHP Darıca İlçe Başkanı Özaltan “Darıca ve Derince’de benzer başarı hikayesi yok”

Röportajlarımıza bu hafta CHP’nin en genç ilçe başkanlarından biri olan Hüseyin Cihan Özaltan ile devam ediyoruz. 34 yaşındaki Özaltan’la ilgili konuşmam gerekirse “çok rahat, çok profesyonel” diyebilirim. “Off the record” olmadan geçen röportajımızda Özaltan’dan sorulara açık ve net yanıtlar aldım. Sadece 1 saat süren röportajımızdan 3 bölüm çıkması ise beni oldukça şaşırttı.

Röportajımızın birinci bölümünde hem Darıca’daki siyaseti hem yerel seçim sürecini konuştuk. İlçedeki önseçimi aday adaylarının istemediğini söyleyen Özaltan “İsteselerdi sandık koyardım” dedi. Bugün yine seçim sürecine girilse aynı aday adayları arasından Saide Arslan Çalışkan’ı tercih edeceğini söyleyen Özaltan, kadın aday profilinin Darıca’da şansı daha da yükselteceğini ifade etti. Seçim sürecinde en çok DEM Parti ile görüştüklerini açıklayan Özaltan, Yakup Törk’ün Dilovası adaylığının taban ittifakı anlamında Darıca’da tıkanmaya yol açtığını da belirtti.

CHP Darıca İlçe Başkanı Hüseyin Cihan Özaltan ile röportajımızın ilk bölümü ile sizleri baş başa bırakıyor, keyifli okumalar diliyorum…

GENÇLERİ TEŞVİK ETMEK AMAÇLIYDI”

***Sizi il kongresinde “Birileri kurultay delegesi olsun diye ön seçime/ çarşaf listeye alet olamam” sözünüzle tanıdım. Darıca’da da önseçim istemediniz ancak il danışmada önseçim istediğinize dair bir izlenim aldım. Fikrinizi değiştiren ne oldu? Genel merkez kararı mı?

Yok, orada ön seçim cümlesi kullanmadım. Gençlerin daha çok temsiliyet, daha çok söz sahibi olmalarını, kürsüye daha çok çıkmalarını söyledim. Hatta oradaki konuşmamda ‘Muhtemelen birazdan bu salon boşalınca bu gençler bu salonu toplamak için emek harcayacaklar’ demiştim. Aslında il seçimindeki konuşmamın bir devamı gibiydi. İl seçiminde benden önce aşağı yukarı bir 30 kişiye yakın konuşmacı olmuştu. Benden önceki bütün konuşmacılar da artık bir şeylerin değişmesi gerektiğini, partinin yeni bir anlayış gelmesi gerektiğini söyleyince ben de kürsüye çıkıp ‘Sabahtan beri bir şeylerin değişmesini isteyen abilerimiz yıllardır biz sizi dinliyoruz. Şu ana kadar kürsüye çıkan en genç konuşmacı benim. Madem değişim yapacağız buradan başlayalım’ demiştim. Öyle bir serzenişim olmuştu. Aslında ön seçimden değil o genel olarak gençlerin biraz daha siyasette bayrak asmadan ziyade kürsüde temsiliyet anlamında gençleri teşvik etme amaçlı bir konuşmaydı.

ADAY ADAYLARI ÖNSEÇİM İSTEMEDİ”

***İlçede niye önseçim yapılmadı peki sonuçta 3 aday adayı vardı İzmit ve Körfez gibi… Aslında orada da olabilirmiş.

İlçemde ön seçim istemememin sebebi adaylardı. Ben üç aday adayımızla bir toplantı düzenledim. Üçü de ön seçimin şu an partiye zarar vereceğini, bu yarışın insanlarda kırılmaya yol açacağını ve seçim öncesi bu yolu istemediklerini söylediler ve genel merkezden bölgemize gelen Yaşar Tüzün'e de raporumda üç aday adayımızın da ön seçim istemediğini bildirdim. Hatta aday adaylarımız da Yaşar Tüzün'le görüşürken onlar da ön seçim için çok geç olduğunu ve ön seçim istemediklerini bildirdi. Yani o adayların üzerinde mutabık kaldı yoksa onlar ön seçim isteseydi sandık da koyardım. Yani o ilçe başkanı olarak benim bir tavır alıp bir inisiyatif kullandığım bir şey değildi.

BAŞVURU YAPANLAR ZATEN SEÇİLECEKTİ”

***Meclis üyelerine neden önseçim istemediniz?

Biz son seçimde 12 meclis üyesi çıkardık ittifakla beraber. Bu seçimde de bizim ön seçim yapalım mı yapmayalım mı diye yazı yazmak için son günümüzde bizim elimizdeki başvuru sayısı 14’tü. Yani zaten başvuru yapanların hemen hemen hepsinin meclis üyesi olacağı garanti olan bir düzlükteydik. O yüzden aynı süreç yaşandı. Meclis üyeleriyle de yaptığımız toplantıda ön seçim istemediler. Zaten yerleri de garantiydi aşağı yukarı üç kişi giremedi. 11 kişi meclis üyesi oldu.

SÖYLEDİKLERİNİZE DOĞRU DİYEN İNSANLAR BAŞARINIZA DESTEKÇİ OLMAZ”

***Eski ilçe başkanı Gökhan Aktaş‘ın ekibindensiniz Ali İhsan Kösali’nin de destekleriyle ilçe başkanı oldunuz ancak sizin bu ekipten uzun zaman önce koptuğunuz bu isimlerin sizden desteklerini çektiğini duydum. Bunlar sadece iddia mı? Sizi yönlendirmek mi istediler?

Ortada bir yönlendirme yok. Yani bir dağılmadan ziyade Gökhan Aktaş’ın dört yıl yönetiminde görev aldım. Zaten tekrar aktif siyaset yapmama davet eden de Gökhan Aktaş'tır. Fakat bu süreçte Gökhan Bey kendi inisiyatifiyle belediye başkan adayı da olmayacağını ve ilçe başkanlığına devam etmeyeceğini dile getirince o zamanki yönetim kurulu toplantımızda arkadaşların oy birliğiyle ismimi zikrettiler. Sonunda da ilçe başkanlığında bir yola girmiş olduk. Şimdi aktif siyaset yapan insanların arasında maalesef bazen fikir ayrılıkları olabiliyor. Bu da bir siyasetçiyi başarıya ulaştıracak en önemli etkendir. Çünkü sürekli sizin söylediklerinize doğru diyen insanlar maalesef başarınıza bir şekilde destekçi olmaz.

YOL AYRIMINA GİRMEDİK, GİRMEYİZ”

Ali İhsan Bey il yöneticimiz kendisi. En son geçen hafta Fatma Hanım'ın ziyaretinde yine beraber bir çalışma yürüttük kendisiyle. Onun haricinde siyaseten bir ayrı düştüğümüz bir durum yok aslında şu an. Yani benim A onun B dediği bir durum şu ana kadar yaşamadık. İl kongresinden kurultaya hatta belediye başkan adaylığına kadar bu bahsettiğiniz ekip, siyasi dostluk diyelim adı artık her neyse. Hep aynı tarafta, aynı kararlarda olduk aslında. Yani hemfikir olduğumuz konularda siyaset yaptık. Şu ana kadar karar anlamında Darıca'nın kaderini belirleyen konularda herhangi bir yol ayrımına girmedik. Bundan sonra da umarım girmeyiz.

DARICA VE DERİNCE’DE BENZER BAŞARI HİKAYESİ YOK”

***Yerel seçimi değerlendirmenizi istiyorum. CHP Darıca İlçe Örgütündeki Yakup Törk alerjisinin nedeni nedir? Geçtiğimiz dönem Gökhan Aktaş, şimdi siz Törk’ü partiden uzaklaştırdınız. 2019’da Törk güzel bir oy almıştı, bu dönem belki de Darıca’da bu iş bitebilirdi. Ancak olmadı. Neden bu kadar keskin davranıldığını merak ediyorum. Derince’de de benzer bir durum vardı ama kazanacak isim aday gösterildi ve ortaya bir başarı hikayesi çıktı. Neden bu Darıca’da başarılamadı?

Aslında bizim Sayın Törk’e karşı böyle bir tutumumuz yok. Aksine tam da sizin benzetme yaptığınız konuyla ilgili ben de konuşacaktım. Derince'yle birebir benzer bir başarı hikâyesi yok aslında. Bizim 2019 seçimlerimizin sonuçlarını analiz etme noktasında Derince’yle bizi ayıran çok özellik var. Sertif başkan seçimi kıl payı denecek bir oyla kaybetti. Ama bizde işler öyle olmadı. Biz 11 bin oyla seçimi kaybettik. Ve Darıca'da 140 bin seçmen vardı o dönem. Seçim sonuçlarını masaya yatırdığımız zaman 140 bin seçmenin olduğu yerde 11 bin oy farkla seçimi kaybettik. Ve Darıca’da ciddi bir yüzde 11’e varan yüzde 12’lere varan bir DEM Parti oyu var. Yine o seçimlere geliyorum. Darıca'da yüzde on bir genel seçimlerde alınmış bir İYİ Parti oyu var. Bunları üst üste koyduğunuz zaman bizimle Yakup Bey'den önceki adayımız Cengiz Hamşioğlu'nun oyu yüzde 22. 22’nin üzerine zaten DEM Parti’nin ve İYİ Parti'nin oyunu koyduğumuz zaman biz ittifakta partimizin ve ittifak bileşenlerimizin oyunu aldık. Peki, bu seçimde nasıl oldu? Bu seçimde seçmen 25 bin arttı, 165 bin seçmen oldu. DEM Parti’yle, İYİ Parti'yle bir ittifakımız yoktu. Adayımız yüzde 31 oy aldı.

İTTİFAKIN ADAYI, SAİDE HANIMIN ALDIĞI OYU ALSAYDI…”

***Ama İYİ Partililer zaten İYİ Parti'ye oy vermedi ki...

Şimdi İyi Parti'ye oy vermediler ama bize oy verdiklerinin de garantisi yok. Çünkü ortada bir Zafer Partisi'nin yüzde 5’lik bir başarısı var. Bu yüzde 5’lik oy Cumhuriyet Halk Partisi'nden, Zafer Partisi'ne gittiğini öngörmüyoruz. O yüzden milliyetçi oyunun kanalize olduğu partiler oldu. Hatta Yeniden Refah Partisi'ne bile ciddi oy çıktı. Aslında iş şuraya geliyor. 2019’da belki de ittifakın adayı Saide Hanım'ın aldığı oyu Cumhuriyet Halk Partisi'nin oyu yüzde 30’lara kadar varmış olsaydı seçimi alıyorduk. Zaten bunun matematiği de aynı. DEM partinin bu seçimde aldığı oyla İYİ Parti'nin aldığı oyu birleştirin. Biz de birleştiğiniz zaman biz seçimi kazanıyoruz. Ama o zaman kazanamadık. Resmi olarak da birleştirmiştik.

KİMİ DESTEKLEDİĞİNİ BİLMİYORUM”

***Ama sizin de adaylık noktasında tutumunuz Saide Hanım’dan yana oldu… Değişimcilikten miydi bu?

O süreç biraz yanlış yorumlandı aslında. Ben aday adaylarıyla yaptığım görüşmede üçünün de ön seçim istememesi üzerine ‘Üçünüz de ön seçim istemiyorsanız, genel merkez o gün geldiği zaman ilçe başkanının yönetimin fikrini soracak. Ben de bir adayda fikrimi belirteceğim’ diye söylemiştim kendilerine. İlçe yönetimimizin ve bizim o zamanki tavrımız Saide Hanım’dan yana oldu. Saide Hanım'ın kurultayda inanın kimi desteklediğini hiç bilmiyorum. Yani kurultay delegesi değildi zaten. Kurultay sürecinde de benim herhangi bir görüştüğüm bir belediye başkan adayı da yoktu. Aslında 14 Mayıs’tan önce yönetimdeyken Darıca’ya talip birçok insan vardı ama 14 Mayıs - 28 Mayıs seçim mağlubiyetinden sonra aday adaylarının birçoğu vazgeçtiler. Ama Saide Hanım değişimci mi değil mi inanın bilmiyorum.

SEÇİMİ KAYBEDİŞ BİÇİMİ DERİNCE DEĞİLDİ”

***Yani 2019’da alınan oylarda ‘Keramet Yakup Törk’te değildi’ mi demek istiyorsunuz?

Yakup Bey dört yıl ilçe başkanlığı yaptı, o dönem belediye başkanı adayı olması tabii ki de onun hakkıydı. Çünkü bir emek vardı, partinin ilçe başkanı her zaman partiyi ilk seçimlere hazırlar ve ilçede görev anlamında da partinin en büyük vitrinidir. O yüzden Yakup Bey'in o zamanki adaylığı sonuna kadar haklıydı ama seçimi kaybediş biçimi aslında bir Derince değildi maalesef. Yani biz bin oyla seçim kaybetmedik. O yüzden bizim o seçim kıl payı kaybedilmiş bir seçim değil.

SEÇİME YİNE ONUNLA GİRERDİM”

***Peki, “Saide Hanım çok iyi performans sergiledi, bugün olsa yine seçime onunla girerim” diyebilir misiniz?

Mevcut aday adaylarının üzerinden, bugün seçim olsa bizim de yine başvuran adaylarımız arasında aynı pozisyon olsa tabii ki de seçime onunla girerdim. Yani benim ve yönetimimin herhangi bir aday pişmanlığımız yok. Genel merkezin de kadın adaylardan yana böyle bir pozitif bir ayrımcılığı vardı. Hatta genel başkanımız birkaç kere ön seçim olmayan yerlerde anket yaptıracağını ve anketten de kafa kafaya bir durum olması durumunda kadın adayı destekleyeceklerini belirtmişti. Yani o konuda bizim şu an tavrımız değişmez.

SİYASETTE SUÇLU SEÇMEN DEĞİLDİR”

***Performansı mı çok iyiydi?

Saide Hanım Türkiye'de adı ilk açıklanan ekipteydi aday olarak. Yanlış hatırlamıyorsam sadece bir gün rahatsızlığından dolayı hastaneye gitmişti. Onun haricinde Saide Hanım her gün sabah saat 10.00’da parti binasına gelip SKM toplantımızı yapıp, saat 11.00’de, 12.00’de sahaya çıktığımız yani öyle sabah saat 7-8 programlarımız olmadığı günlerde üç ay boyunca her gün hiç şaşmaz aynı programı yaptı. Yani dışarıda bir SKM tutmadı. İlçe başkanı, ilçe yönetiminden hariç dışarıda hiçbir ayrışmaya düşmedi. Tabii seçim sürecini iyi okumak gerekiyor. Biz kadın adayla Darıca'da başarıya ulaşabileceğimizi, Kocaeli'de, İzmit'ten sonra bir kadın aday seçimi kazanacaksa Darıca'nın demografik yapısının buna daha uygun olacağını düşündük çünkü bizim Darıca'da birinci olduğumuz mahallelere baktığımız zaman oy oranımızın yüksek kadın aktif siyasetçilerinin bayağı olduğu bir ilçedeyiz. Tabii ki de sonuçta orta bir mağlubiyet var.

***O zaman bu başarısızlığın sebebi ne? Darıca kazanılmaya çok yakınken hayal olmaktan bile çıktı. Bir eksik var. Bunu neyle açıklayacaksınız, Muzaffer Bıyık mı çok iyi, çok popüler bir belediye başkanıydı?

Seçimde mutlaka bir şeyler eksik kalmıştır. Çünkü siyasette hiçbir zaman suçlu seçmen değildir mutlak suç bizdedir. Danışma kurullarımız da gerekli tartışmaları gerekli görüş alışverişlerini de yaptık. Önümüzdeki döneme daha iyi hazırlanıp Darıca’da iktidar olmak istiyoruz. Seçimden aylar öncesine gelirsek AK Parti'nin mevcut belediye başkanlarına yapılan memnuniyet anketinde başarı oranı Kocaeli'de en yüksek çıkan belediye başkanlarından biriydi Muzaffer Bıyık. O yüzden biz rakibimizin tekrar Muzaffer Bıyık olacağını biliyorduk. Ama zaten seçim sürecinde de bir siyasetçinin, bir adayın muhtemelen karşısında rakip olarak isteyeceği, mevcut başkandır. Çünkü geçmişe dönük beş yıl eleştireceğimiz zaman yeni bir yüzü eleştirmek zor olur. O yüzden biz Muzaffer Bey'in geçmiş beş yılında Darıca’ya aslında hizmet anlamında çok fazla hizmet etmediğini ve birçok yanlış işe imza attığını da biliyorduk. Bunları da sahada kendimize argüman olarak da kullandık.

***Neden 3 aday adayı dışında başvuran olmadı o vakit?

Darıca’da tüm Türkiye'de olduğu gibi 14 Mayıs - 28 Mayıs seçimlerinden sonra çok büyük umutsuzluk oldu. 28 Mayıs'tan önce Darıca Cumhuriyet Halk Partisi'nde belediye başkanlığına aday ismini sayamayacağım kadar insan vardı. Maltepe'den Kartal’dan hatta Rize'den, Samsun'dan insanlar oy oranına bakıp önceden aday olmak istiyorlardı. Fakat seçimden sonra bu mağlubiyetten sonra partiyi açıp çayı demleyecek çalışandan başka kimsenin olmadığı günler hatta haftalar yaşadık. Bunun üzerine Darıca'da biraz toparlanma sürecimiz geç oldu. Kurultaydan sonra bu toparlanma süreci adayın da erken açıklanmasıyla biraz daha hızlı oldu ama halka yeterince ulaşabildik mi? Demek ki tam olarak ulaşamadık. Seçime oy katılım oranlarının bu kadar düşeceğini aslında tahmin etmiyorduk. Katılım oranı Darıca'ya göre bayağı düştü. Yeniden Refah Partisi’nin bu aldığı oyları aslında tahmin edebiliyorduk. Anketlerde de çıkıyordu. Ama Zafer Partisi'nin cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra tekrar bu kadar oy alacağını kestiremedik.

***DEM Parti çok etkiledi mi peki?

DEM Parti’yle bu süreçte Dilovası üzerinden bir anlaşmazlığımız olmuştu. Çünkü DEM Parti'nin ilk başlarda Darıca'da, Gebze'de, Çayırova’da çok aday çıkarma gibi eğilimleri yoktu. Onlar harita üzerinde Kocaeli'de seçimi kazanacakları yer olarak Dilovası’nı görüyorlardı. Dilovası'nda da seçim mağlubiyetinin faturasını bize kesiyorlardır. O yüzden Darıca'da hem DEM Parti'nin aday çıkarması ve maalesef parti içinde de birtakım unsurların, birtakım kişilerin de DEM Parti'nin aday çıkarması yönünde uğraşları maalesef bizim Darıca’da bu ittifakı bir şekilde engelledi. Ama ona rağmen tabanda bir ittifak olacağını biliyorduk. DEM Partinin oyları aşağı yukarı yarı yarıya Darıca’da düştü. Bu oyların birçoğunu halk bize verdiğini söylüyor. Tabii aday çıkarmış bir partiye ‘Kendi partinize oy vermeyin gelin bize çalışın, bizi destekleyin’ demek de biraz parti aidiyet duygusuna aykırı bir durumdu. DEM partinin aday çıkarması gerçekten Darıca’da bizleri 2019’a kıyasla oldukça etkiledi.

***Siz bu süreçte DEM Parti’yi de ikna etmek için görüşmelerde bulundunuz diye biliyorum. Öyle değil mi?

Genel merkez düzeyinde bütün partiler birbirleriyle nasıl görüşüyorsa, biz de genel merkezin temsilcileri olarak il başkanımızın da bilgisi dâhilinde bütün siyasi partilerle o dönem taban ittifakı yapabileceğimiz, anlaşabileceğimiz partilerle görüşmeye başladık. Tabii bu süreçte en çok görüştüğümüz DEM Parti oldu. Çünkü Kocaeli genelinde en çok oy oranına sahip oldukları ilçe Dilovası'ndan sonra Darıca. Kendileriyle birkaç kez görüştük. Onlar da kendi üst kurullarıyla konuyu değerlendirdiler. Sonra birtakım parti içerisinde kendilerinin bizden talepleri oldu. Bu talepleri İl Başkanımızla görüştüğümüz zaman karşılayamayacağımız kısımlar da oldu. Ama anlaşılamayacak şeyler değildi aslında. Çünkü DEM Partinin de, İYİ Parti'nin de, Cumhuriyet Halk Partisi'nin de, Saadet Partisi'nin de aslında hepsinin Darıca'da ortak AK Parti yönetimi son verdirmek istiyorduk. Yerel seçimde genel siyaset yapmak istemiyorduk. Biz yerelde Darıca halkına daha faydalı olmak için elimizden geldiğini yaptık. Ama son noktada artık Dilovası'ndan aday açıklandı.

TEK İSTEDİKLERİ YER DİLOVASI’YDI”

Bizler görüşmelerimizde de karşı tarafın bize karşı tutumlarının yaklaşımlarının artık eskisi gibi olmadığını fark ettik, biraz daha masaya gönülsüz oturmaya başladılar. Bunun da haklı sebepleri var çünkü dediğim gibi yani Van Büyükşehir Belediye Başkanlığını getirip Dilovası'ndan aday yapıp Dilovası’na alacaklarını düşünüyorlardı. Dilovası'nı da çok istiyorlar partimizin orada aday çıkarması onların çok hoşuna giden bir durum olmadı ve galiba seçimden sonra da diğer ilçelerle de görüştüm. Kocaeli'de tek istedikleri yer de Dilovası'ydı aslında.

***Yakup Törk’le Dilovası üzerinden bir görüşme yaptınız mı?

Bununla ilgili ben Yakup Törk’le herhangi bir görüşme yapmadım. Zaten yani bana da kalmaz, genel merkezimizin bir tasarrufu olması gerekiyor. Ama yani süreç artık çok geç olmuştu yani. Yakup Bey'in adaylığı hepimize sürpriz oldu Dilovası'nda. Öncesinde hazırlıklı olduğumuz ya da duyum aldığımız bir konu değildi aslında. Sanırım bir gün içerisinde olmuş o da. Bu fikir görüşme işin bu boyuta gelmesi ama dediğim gibi Dilovası'nda Yakup Bey'in onun kendisinin oradan aday olması kendi siyasi tercihidir tabii ki de saygı duyuyorum. Ama DEM Partiyle görüşme açısından süreci tıkayan en son nokta o oldu.