BÜYÜKAKIN VE BASINA BAKIŞ…
Başkan Büyükakın’ın üç yıllık değerlendirme toplantısının ardından,
Kocaeli Kongre Merkezi’nin VIP bekleme salonunda basınla buluşuldu.
Sunum esnasında soru alınmadı çünkü salt bir basın toplantısı değildi.
Orada siyasi parti temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda sivil toplum kuruluşları da bulunuyordu.
Haliyle soru cevap için uygun bir ortam olmadığından program sonunda yan salona geçildi.
Orada neler oldu, neler soruldu, verilen cevaplar nedir, herkes bir şeyler karaladı.
Ama ben başka bir şey söyleyeceğim.
*
AKP iktidarında medyanın geldiği daha doğrusu getirildiği durum ortada.
AKP’li başkanlara öyle kafanıza estiğini soramazsınız.
Sorsanız da cevap alamazsınız.
Hatta serde biraz patavatsızlık varsa üstüne bir de azarlanırsınız.
Basını tek tipleştirerek çanak sorularla gönüllerini hoş eden AKP’liler,
Karşılarında muhalif birini görmeyi ve onunla konuşmayı, sorularla muhatap olmayı sevmezler.
Bildiğin köşe bucak kaçarlar. Daha olmadı toplantılarına çağırmazlar.
Bunu Karasomanoğlu döneminde tecrübe ettik.
*
Beni bilenler bilir, gittiğim basın toplantılarında eğer aklıma takılan bir şey varsa sormadan duramam.
Sorduğum soruma kızacakmış, fırça atacakmış veya başıma bir iş gelecekmiş diye düşünmem.
Ama soru soracağım diye de karşımdakinin kişiliğine ve makamına saygısızlık yapmam.
O gün o toplantıda Başkan Büyükakın’a tabiri caiz ise ters gelecek bir iki soru sordum.
Soru sormakla kalmayıp karşılıklı söz söylemeye kadar vardık.
İnanır mısınız, ben sorarken gerildim ama Büyükakın diyalog boyunca, nasıl yaptı bilemiyorum ama sakin kalmayı başardı.
Sabırla fikrini paylaştı, konuyla ilgili açıklamasını sürdürdü.
Tahrikkar davrandım, çünkü gazeteci istediği manşeti almaya bakar, benim de niyetim buydu ama o hiç üslubunu bozmadı.
Sadece ben mi, orada pek çok meslektaşım Büyükakın’a zor diyeceğimiz sorular sordu.
Hepsini olgunlukla karşıladı, tek tek cevap verdi.
Büyükakın’ın yerine orada bulunan AKP İl Başkanı Mehmet Ellibeş gerildi.
Gerildiği mimiklerine ve hareketlerine yansıdı.
Tevekkeli değil dedim Mehmet Ağabey basının karşısına çıkmıyor…
Aynı şekilde Büyükakın’ın basın birimindekiler de toplantıyı sonlandırmak için hareketlendi.
Büyükakın onlara celallendi.
“Sanki soru sorulmasından rahatsızmışım gibi toplantıyı bitirmeye çalışıyorsunuz, şunu yapmayın” der gibi bir şeyler söyledi.
*
Büyükakın’ın basına olan tavrı en başından beri böyle.
Kimileri, özellikle de siyasiler bunu anlamıyor veya anlamak istemiyor.
Hem muhalif olup hem de birinin iyi yanlarını söylediğinizde sizi hemen yandaşlıkla suçluyor.
İstiyorlar ki onların yerine biz muhalefet edelim.
Biz muhalefet ederken onlar yandan işlerini görmeyi sürdürsün.
Bakış açıları bile arızalı bu tipler, basın onları iyi yazarsa basın oluyor.
Eleştirdiğinde ise satılık kalemler muamelesi görüyor.
Kendi adıma konuşayım; bu ucuzlukta olanları gram umursamıyorum.
Çok şükür kişileri ve konuları analiz edecek kabiliyete sahibim.
Yazdıklarım tamamen kendi fikirlerimdir.
Kimine hoş kimine boş gelir orasını bilmem.
Ama eğer bugün bu şehrin büyükşehir belediye başkanına isteyen istediği soruyu sorabiliyor
Ve karşılığında cevabını alıp mesleğine saygı duyuluyorsa bunu yok sayamayız.
Başkan Büyükakın’ın basının tüm renklerine gösterdiği hoşgörü yadsınamaz bir gerçek.
Bakmayın siz AKP’lilerin bu konuda yorum yapmadığına.
En hızlı AKP’li birine gidin sorun, Türkiye’de basının geldiği durumdan memnun musunuz deyin bakalım ne cevap verecekler.
“Gazetecilik muhalif olmaktır” gerçeğini iyi bildiklerinden, haber almak için daha çok muhalif gazeteleri ve yazarları takip ediyorlar.
Bu CHP’liler veya diğer partiler için de geçerli.
CHP kendine yakın gördüğü yayın organlarından (yerelde ve genelde) şimdilik memnun gibi görülse de,
İlerleyen süreçte AKP’den bir farkı olmadıklarını anlayacakları günler uzak değil.
BÜYÜKAKIN’IN EN BÜYÜK SERMAYESİ…
Geçen hafta Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, başkanlıktaki üç yılın hesabını verdi.
Kamuoyu birkaç gündür bu konuda yorum yapıyor.
Kimi, Başkan Büyükakın’ı üç yıldır sözünde duran, adaletli, vizyonlu, vicdanlı, donanımlı, entelektüel gibi sözcüklerle tasvir ederken,
Kimileri de vizyonsuz, beceriksiz ve partizan bulduğunu yazdı çizdi.
Ama hiç kimse onun için üç yıldır oturduğu başkanlık koltuğunda zenginleştiğini, eşe dosta kayırmacılık yaptığını,
Kamunun parasıyla lüks içinde yaşadığını, liyakatsiz atamalarla sansasyon yarattığını söyleyemedi.
En azılı muhalifi bile bu cümleleri kuramadı.
Bana göre Büyükakın’ın üç yıllık performans değerlendirme toplantısından çıkan ana sonuç; Dürüstlük oldu, proje vs. onlar sonraki iş.
Çünkü biz en kötüsüyle sınanmış bir kentiz.
Bugüne kadar Kocaeli’yi yöneten başkanların hayatlarına bakın, ne dediğimi daha iyi anlarsınız.
Burada kesinlikle parti ayrımı yapmıyorum.
Hep derim yine diyorum.
Kim ki halkın parasını yiyor ve yediriyorsa Allah bir şekilde o yediklerini onlardan çıkarıyor.
Buna en iyi örnek olarak Sefa Sirmen’i ve İbrahim Karaosmanoğlu’nu almanız yeterli.
Sirmen’in neler yaşadığı, başına ne işler geldiği ortada.
Kendisini sever sayarım ama yaptıklarını asla tasvip etmem!
Keza Karaosmanoğlu’nun da…
Karaosmanoğlu yatsın kalksın kendinden sonra yine aynı partiden birinin başkan olduğuna.
Devri sabıkla karşılaşmadığına.
Ama bazı şeyleri bilmek için illa devri sabık yapılması gerekmez.
Biz, bu şehirde yaşayanlar olarak bir din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeninin, nasıl varlık içinde yüzdüğünü görecek göze sahibiz.
Değil 15 yıl, ölene kadar belediye başkanı olarak kalsanız bile o maaşla o serveti yapamazsınız ama o yaptı.
Gelinen noktada Sirmen için “yedi ama yaptı” denilirken,
Karaosmanoğlu için “iyiki din hocasıymış, ya olmasaymış ne olurdu kim bilir” yorumları yapıldı.
*
Şimdi bu iki ismin yanında dönüp Büyükakın’a baktığımızda
Bir Allahın kulu çıkıpta “Büyükakın arsızdır, hırsızdır” diyemiyor.
Bence bir siyasetçi için bundan daha iyi bir sermaye yoktur.
Büyükakın’ın iyiden iyiye pekişen “Dürüstlük” algısı aynı zamanda ona olan güveni de artırıyor.
Büyükakın’a düşen görev ise, kendine güvenenleri mahcup etmemek, herkesin başkanı olmayı başarmak.
Çünkü sadece AKP’liler değil, hemen her kesimden onun dürüstlüğüne ve de ulaşılabilir bir başkan olduğuna dair yaygın bir kanaat oluştu.
Zaten tersi bir durum olsaydı muhalefet şimdiye kadar hallaç pamuğuna çevirmişti.
Büyükakın bundan taviz vermediği müddetçe gelecek seçimlere daha avantajlı başlayacak.
------------------
İLÇE BELEDİYELER NE SUNACAK?
Üç yıllık sunuma gelince…
Büyükakın’ın üç yılda 309 eser ve hizmet sunumunu 4 buçuk dakikaya sığdırması bir yana,
Büyükşehir Belediyesi’nin Türkiye’nin en borçlu belediyesi olma ayıbının ortadan kalkması ve belediyenin kasasının dolu olması çok önemli bir iş.
Bu da israftan kaçınan, tasarrufu önceleyen iyi bir mali yönetimin görev başında olduğunun kanıtı.
*
Öte yandan pandemi destekleri dahil, pek çok vatandaşa ve sektöre yapılan sosyal yardımlarla birlikte,
Kocaeli’nin tüm ilçelerine yapılan yatırımları izlerken aklımdan şu geçti:
Acaba ilçe belediye başkanları üç yıllık performans toplantılarında büyükşehir belediyesinin sunduklarını kendileri yapmış gibi pazarlayacaklar mı?
Zaman zaman ilçe belediye başkanları sosyal medyada bu türden paylaşım yapıyor.
Sanki o eseri veya hizmeti para ve emek harcayarak kendi yapmış gibi lanse ediyor.
İçinde büyükşehir belediyesinin olmadığı hangi önemli projeleri bizlere gösterecekler, doğrusu merakla bekliyorum.
Acaba ne anlatacaklar, hangi önemli hizmetlerden bahsedecekler?
*
Bir diğer önemli nokta ise şu:
Kocaeli’de İzmit Belediyesi ve Büyükşehir Belediyesi dışında diğer ilçe belediyeleri (istisnalar olsa da) varla yok arasındalar.
Millet ittifakının yönettiği İzmit’i yeniden almak isteyen bir AKP;
Ve buna karşın İzmit’i kazanmakla kendine güveni gelerek büyükşehri hedefleyen bir CHP var.
Haliyle yarış bu iki belediye arasındaymış gibi izlenim olduğundan olayları ele alış biçimi de hep iki belediyeyi kıyaslama üzerinden oluyor.
Dolayısıyla AKP’nin yönettiği 11 ilçenin belediye başkanlarına gün doğuyor.
Her biri gözden ırak, en rahat dönemlerini yaşıyorlar.
Bu boşlukta öne çıkayım, parlayayım, göze gelecek işler yapayım diyen yok!
Büyükşehrin veya bakanlığın üstlendiği projelerle caka satıyorlar.
Bu nedenle ilçe belediyelerinin üç yıllık sunumlarını merakla bekliyorum.