Artık bu kenti ezdirmeyelim!
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi 2021 yılı Haziran ayından başlayarak
Toplam altı tane Şura ve Çalıştay programı düzenledi.
Bunlardan ilki Turizm Şurası ve Çalıştayı olurken;
Ardından sırasıyla
*Spor Şurası ve Çalıştayı
*Çevre Şurası ve Çalıştayı
*Tarım Şurası ve Çalıştayı
*Akıllı Şehirler Şurası ve Çalıştayı
*Kadın-Aile Şurası ve Çalıştayı yapıldı.
ŞURA YERİNE ÇALIŞTAY…
Aslında ‘Şura’ demeyi sevmiyorum.
Arapçadan günümüze gelen kelimenin anlamı, danışma, fikir alma, birlikte karar verme demektir.
Bana göre ‘Çalıştay’ bunların hepsini kapsadığı için başlı başına yeterlidir.
Kavramlara çok takılmadan konumuza dönelim.
YÜZDE BİR BUÇUK KENTİ ESİR ALMIŞ!
Geçtiğimiz yılın Haziran ayında yapılan Turizm Çalıştayı’nın sonuç bildirgesi açıklandı.
Açıkçası ortaya nasıl bir ürün çıkacağını merak ediyordum.
Çünkü Kocaeli’den bir turizm kenti profili çıkmaz diyenlerdenim.
Kocaeli bırakın diğer şehirleri, bırakın ülkeleri; kendi içinde yaşayan insanlar tarafından dahi sanayi kenti olarak kafalarda yer edindi.
Dolayısıyla yıllara sari pekişen bu algıyı değiştirmek hiç kolay değil.
Dün, Başkan Büyükakın sunum yaparken bir şey söyledi.
Dedi ki,
“Kocaeli sanayi kenti diyoruz evet ama aslında sanayinin kapladığı alan yüzölçümünün sadece 1.5’ine tekamül ediyor.
Farkında değiliz belki ama yüzde 50’si orman, yüzde 30’u tarım, yüzde 4.5’i kentsel alan olarak şekillenmiş”
İnsan böyle bakınca hak veriyor.
Şehrin sadece 1.5’ini kapsayan sanayi alanı neden bu şehrin kimliğinde söz sahibi oluyor?
Neden diğer alanlar öne çıkmıyor?
Bizimkisi resmen öğretilmiş çaresizlik!
Daha yaşadığımız kentten haberimiz yok.
Buna kendimi de dahil ediyorum.
Benim kafamda Kocaeli asla turizm ile yan yana gelmiyor idi.
Düşünün bir de ben bu şehirde doğmuş, her karış toprağına ayak basmış biriyken
Kocaeli’den turizm şehri çıkmaz diyebiliyorum, varın gerisini siz düşünün!
SUÇ KİMDE?
Peki suç bizde mi yani vatandaşta mı?
Hayır değil.
Suç, bu şehri geçmişte ve bugünde yöneten herkeste.
Hep süslü cümleler kuruldu. Herkes “Kentlilik Bilincinden” falan söz etti.
Ama buna dair somut hiçbir adım atılmadı.
Göstermelik organizasyonlarla “Havai Fişek” etkisi yaratıldı.
Bu tanımı da Turizm Çalıştayı sonuç toplantısında öğrendim.
Şöyle düşünün; havai fişek izlemek çok keyiflidir değil mi?
Rengarenk ışıkların gökyüzünü aydınlattığı, fevkalade şekiller çizdiği şahane görsel ile beş dakikalık mutluluk yaşarsınız ama hepsi o kadardır.
Sonra unutur gidersiniz.
Bugüne kadar Kocaeli’de yapılan da buydu.
HER GELEN BOL KESEDEN ATIYOR
Bir başkan geliyor tarih koridoru yapıyor, diğeri geliyor İzmit’in altında yatan tarihi ortaya çıkaracağım diyor.
Biri Ormanya ile turizm patlaması yapacağını zannediyor,
Öbürü sanki yaz turizmini başarmışlar gibi şimdi de Kandıra’yı Eko Turizm ile herkese tanıtacağız diyor,
Diğeri jeotermal tesislerle beraber sağlık turizminde patlama yapacağız diyor,
Biri hala Kartepe Uludağ olacak diyor, biri Karamürsel Gazozunu dünyaya tanıtacağız diyor, diyor da diyor!
Herkes aklına geleni söylüyor.
Söylenenlerin hiçbirinin altlığı yok!
Hepsi anlık havai fişek patlatma derdinde.
O günün siyasetini kurtarma peşinde.
Kısmen bunda başarılı da olunuyor.
Ama fotoğrafın büyüğüne bakıldığında Kocaeli’de sanayi kenti kimliğinden turizm kenti olma yönünde en ufak bir dönüşüm sinyali yok!
TURİZM POTANSİYELİ VARMIŞ!
Sanırım Başkan Büyükakın da bu dönüşümün böyle olmayacağının farkına varmış olacak ki,
Dokuz ay önce içerisinde paydaşların da yer aldığı kapsayıcı, profesyonel ekip tarafından hazırlanan bir Çalıştay ortaya koydu.
Önceki gün o Çalıştay’ın sonuçları eşliğinde Kocaeli’nin Turizm Master Planı açıklandı.
Profesyonel şirket tarafından hazırlanan sunumda epey yeni bilgiler edindik.
Yaklaşık 15 dakikalık tanıtım filmi ile Kocaeli’nin turizm potansiyeli ortaya çıkarıldı.
ÜSTÜNDAĞ OLMADAN OLMUYOR MU?
Çok etkileyici bir sunum olmasına rağmen eksik tarafları vardı.
Görsellerde sürekli Kandıra ve Kartepe yer aldı.
Kartepe’nin kayak merkezi olma hedefini göstermek için ise Kocaeli halkını iyiden iyiye irrite eden Adil Üstündağ’ın tekelleşen tesislerinin fotoğraflarına yer verildi.
Bir an için Adil Üstündağ’ın, o şirkete sponsor olabileceğini düşündüm.
İşin şakası bir yana, Kartepe’nin gösterilecek onca güzelliği varken oteli tepeden drone ile çekip sunuma monte etmek bana itici geldi.
Havadan ve uzaktan çekilen görüntüler yeteri kadar ayrıntıya sahip değildi ama o eksikliği anlatımlarla doldurdular.
Çok iyi sunum yaptılar.
İŞİTSEL MELODİYE BAYILDIM
Bir kere Kocaeli’nin kimliksiz bir kent olduğunun farkına varılması bile sorun çözmede çok büyük bir adım.
Bu yönde Kocaeli’ye özel hazırlanan yeşil ve maviden oluşan yazı fontu, logosu, işitsel müziği çok iyi düşünülmüş.
Okullardan tutun, toplu taşımalara kadar pek çok yerde zil sesi olarak bu melodiyi duyacağız.
Basit gibi görünen ama aslında kent kimliğine önemli katkısı olacak bir girişim.
ŞİRKET OLAYI İYİ DÜŞÜNÜLMÜŞ
Öte yandan Kocaeli Ticaret ve Fuarcılık Şirketinin kurulması konusu var.
Her şey hazır olduktan sonra iş bu şirkete devredilecek.
Yani kimse olaya siyasi bakamayacak.
Yarın öbür gün Kocaeli’de yerel yönetimler el değişse bile, art niyet yoksa şayet ‘benden önceki başkanın projesi’ gözüyle bakılamayacak.
Tamamen vizyoner bir bakış ile kişisellikten ve kibirden uzak on adım ilerisi düşünülerek tasarlanmış.
Master plan tam da bu değil mi…?
ATATÜRK’ÜN ARKASINDA İNANAN HALK VARDI
Şehrin ideal bir yerleşim alanı olması için hazırlanan master planlar uzun vade ister, devamlılık ister.
Ama bizde öyle olmuyor.
Her şeyi siyaset belirliyor.
Kimse kendinden önceki başkanın yaptığı işi sahiplenmiyor.
Ve bu sığ bakış sayesinde maalesef Kocaeli bir arpa boyu yol alamıyor.
Başkan Büyükakın’ın konuşmasında Atatürk’ten bir örnekle bu dediğime paralel bir söylemi vardı.
Diyor ki;
“Mustafa Kemal Atatürk muhteşem bir lider değil mi?
Küllerinden adeta yeniden bir Cumhuriyet kurdu.
O liderlik nasıl oldu?
Aşağıda da bağımsız yaşamak isteyen, ‘Ben hür doğdum hür yaşarım’ diyen bir halk vardı.
Ne kadar güzel stratejimiz olursa olsun, bu kent bunu sahiplenmediği sürece sadece havai fişek atmış oluruz.
Kocaeli muhteşem bir şehir.
Lütfen buna inanalım, güçlerimizi bir araya getirdiğimizde bu başarı sağlanacak” diyor.
BİZİM BAŞKANLAR ARAZİ…
İşte bütün mesele bu…
Kocaeli’nin turizm kenti olacağına inanmakla, birlik olmakla başlar her şey.
O toplantıda sadece Kartepe, Başiskele ve Kandıra Belediye Başkanlarını görüp diğerlerini göremeyince;
Önce kendi kadroları inansın sonra biz inanırız diye geçti içimden.
Böylesi güzel bir iş çıkarılmış ama bizim başkanlar ortalarda yok!
Evet her proje güzeldir, eyvallah!
Ama ortada bir projeden çok kapyayıcı bir master plan var.
O yüzden bütün ilçe belediye başkanları o toplantıda yerini almalıydı.
Ne yani, bir de onlara özel sunum mu yapacaklar?
Adım kadar eminim ki hepsi Turizm Master Planını basından okuduğu kadarıyla bilecek.
Senkronize bir çalışma olmadan bu plan işlemez.
Ama hepsinden önemlisi vatandaşların bu işe inanması ve sahiplenmesi.
İTİLİP KAKILMAKTAN BIKMADIK MI?
Kayıkçı kavgaları arasında heba edilen Kocaeli’nin artık dirilme vakti geldi de geçiyor bile.
Devlette devamlılık esastır şiarından yola çıkarak;
Kocaeli için atılan bu önemli adımı herkesin sahiplenmesi hepsinden önce inanması lazım.
Eksikleri olduğunu düşünüp projeye burun kıvıranlar o eksiklerin giderilmesi için elini taşın altına koymalı.
Ben artık gri bir şehir görmekten,
Bu şehre ünlü markaların gelmemesinden, onların üstenci bakışından esef duyar hale geldim.
En basitinden (kadınlar daha iyi bilir) Zara, Bershka, Gant ve ismini sayamayacağım onlarca giyim markası,
Gıda ve eğlence sektörünün bildik markaları Kocaeli’ye gelmemesi bile başlı başına bir gösterge.
Onu bırakın, buradaki marka mağazalar çeşitlilik anlamında bile İstanbul’u ayrı yere koyuyor.
Bize adeta ihraç fazlası, az defolu malları pzarlıyorlar.
Neden?
Çünkü bizi buna layık görüyorlar.
KOCAELİ’Yİ TAŞRA KENT GÖRÜYORLAR
Bugün bizim üç AVM’nin toplamı İstanbul’da bir AVM anca eder.
Neden?
Çünkü çoğu marka burada mağaza ve dükkan açmak istemiyor, Kocaeli’yi hala taşra kent görüyor.
Parası olanlar da İstanbul’a gidip bir güzel paraları eziyor.
Biz ise sanayiden mütevellit Türkiye’yi vergileriyle besleyen şehir masalıyla caka satmaya, avunmaya devam ediyoruz.
Bunların hepsinin terse dönmesi lazım.
Kocaeli’ye yan bakmayan o markalar buraya gelmek için can atar hale getirilmeli.
İşte bunun gerçekleşmesi için bu vizyona inanmak gerek.
Marka kent, turizm kenti olmak asla hayal değil.
Hem biz hem bizi yönetenlerin çakralarını açması, bazı zincirlerini kırması lazım.
Buna alkole bakış da dahil!
Destinasyon dediğin tek ayaklı bir yapı değil!
İçine tüm güzellikleri ve özgürlükleri katmalı.
*
Neticede güzel bir plan ortaya çıktı.
Bize düşen şey inanmak ve desteklemek.
Eleştirmek en kolayı…