Gol mü, nezaket mi…?

Aysun Özcan

Aysun Özcan

Tüm Yazıları

İzmit’in Kuruçeşme Mahallesi’nde yaşanan pankart krizi malumunuz.

Fatma Kaplan Hürriyet’in adaylık sürecinde verdiği bazı sözleri tutmadığı için

Dernek binasına protesto afişi asılmıştı.

O afiş üç aydır mahallenin en merkezi yerinde duruyordu.

Benim siyasal okumama göre o pankartın orada üç ay boyunca duruyor olması sadece Fatma Hanımın konusu olmamalıydı.

CHP İzmit ilçe örgütü bunu kendine dert edinmeliydi.

İlçe başkanı Hakan Çakar’ı bir anlamda göreve çağıran bir yazı kaleme aldım.

Bu yazıya başta CHP’liler olmak üzere çok sayıda destek mesajı aldım.

Arayanlar oldu, konuyu uzun uzadıya konuştuk ve varılan nokta aynıydı.

İzmit ilçe örgütü ne bekliyordu, neden hamle yapmıyordu?

Hem millete karşı ayıptı hem de AKP’ye malzeme veriyorlardı.

Derhal harekete geçilmeliydi.

*

Derken bugün ilginç bir gelişme yaşandı.

Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, Kuruçeşme Derneğine ziyarete gittiğinde

Hürriyet aleyhine asılan pankartın indirilmesini istemiş.

Kuruçeşmeliler çok istekli olmasa da Büyükakın’ın bu ricasını yerine getirmiş.

Bence Büyükakın bu hareketiyle başta Hürriyet’e ve CHP’ye iyi bir jest yapmıştır.

Jest yapmasına yaptı ama yine de bu pankartı oradan indirtmek CHP’nin işi olmalıydı.

Günlerdir yüzlerce kişinin gelip geçtiği kritik bir noktada

O ilçenin belediye başkanına tepki afişinin öylece asılı duruyor olması,

CHP örgütünü gram rahatsız etmedi ya, insan hayret ediyor!

Hatta o afişin Hürriyet’e tepkili olanları memnun ettiği bile söylenebilir.

Ama olmaz, olmamalıydı.

CHP örgütü ile Hürriyet ayrı düşünülemez.

Onun göreceği zarar aynı zamanda partiye eksi yazar.

Ancak ne dersek diyelim, CHP bireysellikten ve bazı hastalıklarından kurtulamıyor.

*

Bugün o pankartı AKP’nin büyükşehir belediye başkanı indirtiyorsa

CHP’nin bunu oturup düşünmesi lazım.

Hadi diyelim ilçe başkanının ağırlığı ve de gücü yetmiyor.

Yahu CHP’de hiç mi akil insan kalmadı?

İl başkanı neden dernek binasına gidip bu sorunu çözmedi?

Bakın adamlar ne diyor?

“Bizim siyasi görüşümüz CHP değil ama mahalle arkadaşımız Emre Andız’ın hatırı var” diyor.

Demek ki bu insanlar arkadaşlık, yoldaşlık, dostluk gibi kavramları bilen insanlar.

O kadar da zor olmamalıydı.

*

Mesela Harun Yıldızlı ve Tahsin Tarhan yanlarına Hakan Çakar’ı da alıp o derneğe gidemez miydi?

İşte AKP ile CHP arasındaki en büyük fark da bu.

Belediye başkanını sevmeseler, hatta kin gütseler bile dışarıda aslanı kediye boğdurmuyorlar.

Siz sanıyor musunuz ki 13 belediye başkanından da AKP’deki herkes çok memnun!

Değil elbette ama adamlarda sınırsız bir aidiyet var.

Bakın biat demiyorum, aidiyet diyorum.

Her ne olursa olsun, kendilerinden olana sahip çıkmada çok mahirler.

CHP’de bu aidiyet hiç olmadı.

İşte o yüzden de o pankartı oradan indirmek gibi bir dertleri de hiç olmadı.

Tuttu rakip partinin büyükşehir başkanı afişi indirtti, iyi mi?

Bu bir siyasi nezaketin yanı sıra, kentteki kutuplaşmayı, zıtlaşmayı, kavgayı, sert havayı yumuşatacak da bir adım oldu.

Bunu böyle de okuyabilirsiniz, siyaseten Büyükakın gol attı da diyebilirsiniz.

Kim nasıl görmek isterse öyle görür.

Kendi adımıza biz kimsenin kavga etmesinden yana değiliz.

Bütün belediye başkanları seçildikten sonra tek rozet altında buluşsun isteriz.

O rozetin adı da “Halk” olmalı.

*

Kuruçeşmeliler Derneğine dönecek olursak;

Bugün o pankartın indirilmesinin ardından dernek başkanı Gökhan Akkaya ile konuştuk.

Hürriyet’e sitemleri devam ediyor.

Başkan Büyükakın’ın ricasını kırmadık ama protestomuz bitmedi diyor.

Gökhan Akkaya’nın neler dediğini aşağıda okuyacaksınız.

*

Son olarak şunu ekleyeyim.

Evet, pankart indi ama sorun kökten çözülmüş değil.

Hürriyet’in ve CHP örgütünün bir an evvel bu sorunu çözüme kavuşturmak için harekete geçmesi gerekiyor.

Gökhan Bey’in anlattıklarından benim anladığım;

Taleplerin yerine getirilmemesinden çok izlenen yol, yaklaşım tarzı, usül ve üsluptur.

Kırılan gönülleri almak da sanıldığı kadar zor değildir.

Yeterki o samimiyeti görsünler.

*

İşte Gökhan Akkaya’nın sorularım üzerine verdiği cevaplar:

*

Fatma hanımın izlediği yola çok şaşırdık bu süreçte.

Seçimden önce nasıl bizi muhatap aldıysa, yine gelseydi ‘İstihdamda sıkıntı var, adam alamıyoruz. İlgilenemedik, gelemedik’ dese yine gönlümüz olacaktı.

Ama Fatma Hanımın ekibi bize mafyavari yaklaşmaya çalıştı.

‘İndirin pankartı, yoksa şöyle olur, böyle olur’ dedi.

Çözüm üretemedi. Daha sonra zabıtadan Ümit Fındık geldi, alt kattaki Peynirci Baba’yı tehdit etti.

“40 bin lira ceza yazacağım sana” demiş.

“Bir kişi bile şikayet ederse binadan pankartı indiririz’ demiş.

Bizi hepten kinlendirdi kendine.

Bunları yapmasına gerek yoktu bir gelip ‘Selamünaleyküm’ deyip bizimle çay içseydi iş çözülecekti.

*

Normal şartlarda bizim siyasi görüşümüzü yansıtmıyor Fatma Hanım.

Emre Andız bizim derneğimizde kurucu arkadaşımız.

Seçim sürecinde Emre Andız’la geldi iki kere program yaptı, tutmadığı o sözleri verdi.

Daha sonra Emre Andız’ı egale etti. Bizim onunla irtibat kuracağımız kimse kalmadı.

Mahallede sözcüsü olacak kimse yok.

Emre’yi harcadığı zaman biz karşı çıkmıştık.

Emre ‘Parti zarar görür, boşverin’ diyerek bizi tuttu.

En son bizim muhtar Mustafa Kabak’a da böyle yapınca biz de pankart astık.

Sen bu mahalleden ne adam işe aldın ne seni mahalleye getiren adamı yanında tuttun.

Onu bırak, daha önce işe giren adamı buradan gönderdin. Bir de hiçbir şey yokmuş gibi ‘Ben hem bunu yaparım hem de buraya gelirim’ der gibi muhtarlığa geldin.

Ben de ilk orada bağırdım.

*

Sizin yazınızdan rahatsız olanlar olmuş ‘Emre mi buranın abisi?’ diye.

Evet Emre…

Eğer Emre Andız onun yanında olsaydı biz ona hiçbir şey diyemeyiz.

Burada öyle bir gezer ki çünkü o bizim çocukluk arkadaşımız, siyasetin ötesinde bir arkadaşlığımız var.

Onun hatırı girerdi devreye ama onu da çok kötü harcadı.

*

Tahir Bey bugün derneğimizi ziyaret için geldi.

İçeri girdi ‘Burası çok sıcak’ dedi. Ne yapacağımı şaşırdım.

Ceketini çıkartırken bir arkadaş ‘Pankarttan hava gelmiyor başkanım’ dedi.

O da ‘İndirin bunu’ dedi. Ben de suratına baktım.

‘İndirin yakışmıyor, protesto dediğin 3-5 gün olur, yakışık almıyor, sonuçta belediye başkanı” dedi.

Bende ‘Başkanım verdiği sözler var’ dedim.

‘Ne sözler verdiyse ben yapacağım, indirin kardeşim’ dedi.

Bize bu şekilde indirtti.

Ama oturup bize şunu yapın bunu yapın diyerek en ufak bir şey konuşmadık.

Tahir Başkan geldi ağabeylik yaptı, Fatma da ablalık yapacaktı.

*

‘Bize şunu ver, bunu ver’ diye bir derdimiz yok.

Biz hepimiz ticaretle uğraşıyoruz, bizim işimiz gücümüz düzgün.

Biz bu mahallenin çocuğuyuz burada doğup büyüdük. Herkes durumu biliyor.

Mahallemizde İzmit Belediyesi’nin yaptığı bir çalışma var, yolu kazdı.

2022’de İSU’nun burada çalışması var.

İzmit Belediyesi geldi burayı kazdı esnafa görüntü yapmak için.

Amaç bence orada ‘ Hizmet getirdim’ diyerek bize gelmekti.

2022’de İSU tarafından bir kez daha kazılacak şimdi burası.

Ama İzmit Belediyesi o plana bakmadan şu an iki uzun caddeyi kazıp asfaltlıyor.

2022’de alt yapı için yine kazılacak ve oradaki esnafı tekrar bir ay daha kitleyecek.

Olan yine esnafa olacak.

İşte biz tüm bunlara kızıyoruz. Gelip bizimle konuşsaydı ablalık yapsaydı hiç derdimiz olmayacaktı.