DENİZLER BÖYLE KURTULUR
Dün ( Pazar) kentimiz çok önemli bir programa ev sahipliği yaptı.
Marmara Denizi’ni saran Müsilaj, diğer adıyla deniz salyasına karşı savunma geliştirmek için,
Marmara Bölgesi’ndeki tüm şehirlerin belediye başkanları ve valiler Kocaeli’de toplandı.
Günlerdir süre gelen problem için bilim adamları ve bürokratlar ile yapılan istişareler neticesinde siyasi irade bir araya gelerek ortak akılla yol yürüme kararı aldı.
Siyasi irade bir araya geldi ama siyaset bir kenara bırakıldı.
Sonuçta deniz hepimizin denizi ve gözümüzün önünde can çekişiyor.
Burada siyaset güdülmeden herkesin elini taşın altına koyması gerekiyordu, öyle de oldu.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum önderliğinde,
Marmara Belediyeler Birliği Başkanı sıfatıyla Tahir Büyükakın’ın ev sahipliğinde Başiskele’de bir araya gelindi.
O toplantıda CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu,
Ha keza CHP’li Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı,
Çanakkale Belediye Başkanı, Edirne Belediye Başkanı da hazır bulundu.
Basına kapalı olarak gerçekleşen toplantı ortalama üç saat sürdü.
*
Toplantı sonrasında yapılan eylem planının kamuoyuna açıklanmasını yerinde izledim.
22 maddeden oluşan eylem hazırlığıyla Marmara Denizi’ni kurtarma operasyonu başlatıldı.
Katılımcılar tek tek kürsüye gelerek ortak aklın ürünü olan planı imza altına aldı.
O planda neler yer alıyor, dünkü haberlerimizden takip edebilirsiniz.
Olaya farklı boyuttan bakacak olursak;
*
Dün, toplantı salonunda Bakan Kurum’un basın açıklamasını dinlerken aklımdan şunlar geçti.
Bu memleket için bir araya gelmek bu kadar kolayken nasıl oluyor da keskin bir ayrışma yaşıyoruz?
Bunu kendimize neden yapıyoruz?
Siyaset denilen şeyi hayatımızın merkezine koyarak bu ülkeye ve ülke insanına kötülük ettiğimiz yetmedi mi?
Düşünsenize… memleketin başındaki adam bir televizyon programında canlı yayına katılıyor,
Ve ağzından çıkan her cümlede para piyasaları zikzak çiziyor.
Bu örneği siyaset denilen mekanizmanın hayatımızın her alanında nasıl geniş yer edindiğini anlayın diye verdim.
Bir cümleyle dahi bilmem kaç milyar daha fakirleşmemiz, siyasetin içimize işlediğine güzel bir örnektir.
Ama konumuz bu değil!
*
Dün deniz salyası için Kocaeli’ye gelen AKP’li ve CHP’li başkanları, bürokratları bir arada görünce, ortak bir çalışmaya imza atınca, sade bir vatandaş olarak memnun oldum.
Aslında ortada abartacak durum yok, bilakis olması gerekenin olduğu bir durum söz konusu.
Ama insan şaşırıyor işte.
İktidarın ve muhalefetin nefret diliyle politika yaptıkları memlekette güzel şeyler olunca şaşırıyoruz.
Dün, ilimizdeki toplantı da böyle bir şeydi.
Birbirini günahı kadar sevmeyen Vali Seddar Yavuz ile Ekrem İmamoğlu bile Marmara Denizi için aynı doğruda buluştu.
Dün orada hakikaten de siyaset yok, gerçekten Marmara Denizi için samimi bir gayret vardı.
O planın teknik boyutunu, iş görür mü görmez mi bilemem ama işin içinde samimiyet varsa denizlerimiz de kurtulur, her şey olur dedim içimden.
İnanıyorum ki olacak.
*
Nezaketin bir an bile kenara bırakılmadığı, kimsenin kimseden rol çalmadığı, herkesin kafa yorduğu, fikir sunduğu toplantının samimi bir çaba içerdiği net!
Türkiye’nin gözünün üzerinde olduğu buluşmanın ilimizde yapılması da ayrı bir değerdi.
Marmara Denizimiz için tüm paydaşların bir araya gelerek hazırladığı eylem planının hayırlı sonuçlar getireceğine inanıyorum.
Ama yetmez!
Bizler de vatandaş olarak denizlerimize gözümüz gibi bakmalıyız.
Orada da bir hayat olduğunu, milyonlarca canlı yaşadığını unutmamalıyız.