Bir salın artık bizi!

Yılmaz Karabıyık

Yılmaz Karabıyık

Tüm Yazıları

Verilen hiçbir kararı mantığa dayandırmayacak mısınız? Daha önce denenmiş kısıtlamalarınızın sonuçlarına göre hareket etmeyecek misiniz? Nedir Allah aşkına bu kısıtlamaların saat saat gevşetilmesi? Saat 21.00-05.00 arası uygulanan sokağa çıkma kısıtlamasının yalnızca 1 saatini gevşeterek yasaklı saat aralığını 22.00-05.00 olarak açıklamanızın mantığı ne? İnsanların psikolojisini altüst etmeye, sınırlarını zorlamaya ne hakkınız var?

Bir yararı olsa gerçekten pandemi ile mücadeleye bir katkısı olsa başımızın üstüne aldığınız kararlar ama tecrübeyle sabit ki yok! Bunu siz de gördünüz, bizlere de gösterdiniz…

1 Mart’ta çıktınız, gevşetme kararlarını açıkladınız… Vakaların artış gösterdiği bir süreçte, esnafı ayakta tutacak desteği sunmamış olmanızdan dolayı, kafe, restoran, lokanta ve kıraathanelere açılış izni verdiniz, kimi illerde hafta sonu yasağı sürdü, kimi illerde pazar yasağı devam etti, kimi illerde ise hafta sonu sokağa çıkmak serbest duruma geldi. Yüz yüze eğitime başlandı falan filan… O dönem de saat 21.00 sonrası sokağa çıkmak yasaktı…

Peki ne oldu? Günlük vaka sayıları 70 binlere dayandı, vefat sayıları 300’leri geçti…

Ülkenin neredeyse tamamı kırmızı renge bürününce hafta sonu yasağını geri getirip, kapalı tutulan mekanları Ramazan ayına kadar tüm kentlerde açarak ‘bir adaletsizliği giderdiniz’ sözüm ona! Tabii vakalar arttıkça artmaya devam etti. Bulaş riskinin yüksek olduğu, mutasyonlu virüsün en fazla görüldüğü, aşılamanın yavaş gittiği bir dönemdi.

Ramazan ayı geldi, bu mekanları tekrar kapatıp, sokağa çıkma kısıtlaması saat aralığını 19.00-05.00 yaptınız. Bunun tek mantıklı tarafı, insanların iftara misafir kabul etmemesiydi! Ancak komşular için bu kısıtlamanın bir manası olmadı. Derken Ramazan ayının yarısında TAM KAPANMA adı verilen bir sürece girildi. Tamam dedik, bu kez oldu, geç de olsa normalleşmeyi sağlayacak bir tam kapanma kararı verildi, lakin yine yanılttınız. Çünkü adına “TAM” dediğiniz kapatmayı “TAM” yapmadınız. Fabrikalar açık kaldı, öyle ki muaf olanların fazlalığından dolayı tuhaf şekilde trafik oluştu. Sonra pazarları açtınız 2 gün. İsrail protestoları, şampiyonluk kutlamaları derken insanlar evlerinde neden 17 gün kapalı kaldığını anlamlandıramadı!

Turizmin sekteye uğramaması için yaptığınız ve vakaları 5 bine düşürmeyi hedeflediğiniz tam kapanma amacına ulaşmasa da havaların ısınması, bulaş riskinin düşmesi ve benzeri etkenler, vaka sayılarını 11 bine kadar düşürdü. Tam kapanma bittikten sonra daha önce hiçbir yararını görmediğimiz saat 21.00-05.00 kısıtlaması ile hafta sonu yasağını sürdürdünüz, mekanları kapalı tuttunuz, şu an vaka sayıları 7 binin altında. Bu saat 21.00-05.00 kısıtlaması ve hafta sonu yasağından değil, bulaş riskinin mevsimsel olarak düşmesinden ve aşılamadan kaynaklı bir durum. Mekanların kapalı olması da bir nebze etkili tabii ki bu düşüşte.

***

Bakın insanları beklenti içine sokup sonrasında hayal kırıklığına uğratmak çok sıkıntılı bir hareket. Siyaseten de bir nevi kendi ayağına sıkmak! Herkes 1 Haziran’da sokağa çıkma kısıtlamasının tamamen kalkacağını düşünüyordu. Beklenti tamamen bu yöndeydi. Aksi tek bir düşünce yoktu. Mekanları saat 21.00 ile kısıtlayıp, sokağa çıkma yasağını 22.00 sonrası olarak açıklamanın hiçbir mantığı yok. Saat 22.00 sonrası pek çok insan zaten evlerinde, dışarıda olanların ise oturabilecekleri bir kafeterya, kıraathane yok. Açık havada vakit geçirecek insanlar. 2 metre mesafe varsa maske takmaya gerek duyulmayacağını konuşurken saat 22.00-05.00 arası kısıtlamanın ne gibi bir faydası olacak? Tek bir mantıklı açıklama yapın bu konuda, “Şu şu şu sebeplerden deyin”, biz de sizin gördüğünüz, bizim göremediğimiz bir şey olduğu kanaatine varıp susalım ama kusura bakmayın, “Bir bildikleri vardır” diyeceğimiz güveni çoktan yok ettiniz bu süreçte.

***

Gelelim kan ağlayan esnafın durumuna… Bir sefere mahsus 3 bin lira, 5 bin lira vererek kurtaramayacağınız kafe, restoran, lokanta, kıraathane ve eğlence mekanı işletmecilerinin 1-2 saatini kısıtlamakla bu mekanlarda bulaş riskini önleyemezsiniz. Aksine insanları daha çok bu mekanlara yığarsınız. Bakın havalar ısındı, insanlar açık havada vakit geçirmeyi daha çok tercih edecek. Saat 22.00’den sonra bu mekanlara gitmeyi planlayan sevgilileri, çiftleri, arkadaş gruplarını, “Saat 21.00 öncesi mekanlar kapanmadan gelin bir yemek yiyelim, bir çay içelim” mantığı ile hareket ettirirsiniz. Pek çok insan aynı saat aralığında yığılır bu mekanlara. Ne yüzde 50 kapasite ile çalışma kalır ne de sosyal mesafe.

***

Geçtiğimiz yaz aylarında maske ve mesafe harici normalleşme başladığında, bulaş riskinin düşük olmasından kaynaklı vaka sayıları da minimum düzeydeydi, vefat sayıları bir hayli azdı. Bu sene ne değişti?

Hem her şeyi tek tek üzerimizde deneyen sizler, hiç denediniz mi salmayı milleti? İnsanlar kısıtlama var diye belki de çıkıyor dışarı aynı saatlerde, yığılmalar bu yüzden oluyor belki de? Öyle ya coronadan önce görmediğimiz kalabalıkları gördük corona sürecinde! Aldığınız kararlarda hiçbir mantık yok, bu yüzden de bir salın artık bizi!

***

Bir sektöre ayrıca parantez açmak istiyorum yine… Oyun oynanan ve nargile içilen kafe ve kıraathaneler ne olacak? Geçtiğimiz yaz aylarında her şey serbestken bu oyun ve nargile yasaktı. Bakın bu tür mekanların müdavimleri var ve bu tür kafeler, oyun ve nargile yoksa kapalı kalmakla eşdeğer. Pandemi öncesi her masası dolu olan bu mekanların, geçen yaz 1-2 masası doldu sadece. Yasak olmasına rağmen alınan nargile ruhsatı vergisi de cabası! Hem kira hem de kredi borçları aylık 150 bini aşan bu tür mekanlar var ülkemizde ve kentimizde. Kocaeli’de mesela Peyke, mesela Belsa Plaza’nın üst katında yer alan kafeler ve benzeri pek çok yer. Müdavimleri oyun ve nargile için varlar.

Bu kez bir çözüm üretilmeli bu tür mekanlar için. Bataklığın içindeler ve ellerinden tutan kimse yok, bir kafaları kaldı bataklığa gömülmedik. Bir sektörü, bir istihdam kapısını yok etmek üzeresiniz, çok zamanları kalmadı, bilesiniz.

Vaka sayıları Kabine Toplantısı