Sizden öğrenecek değilim!

Aysun Özcan

Aysun Özcan

Tüm Yazıları

Bu gazetede hemen hemen her görüşten insan vardır.

Kimseyi düşüncesi nedeniyle kadromuza katmadım, katmam da…

Benim önceliklerim belli.

Bizimle çalışacak kişinin ilk önce iş ahlakı olacak!

Orası burası oynamayacak!

Arkamdan dolanıp kendine ilişkiler kurup, gazeteyi kullanarak yolunu bulmayacak!

Vakti zamanında kısmen göz yumduklarım da oldu.

Dozunu aşmadıkça, kuruma bir leke gelmedikçe sesimi çıkarmadım.

Bunlar tolere edilebilir şeylerdi.

*

Bunun yanında bizimle çalışanların mesai saatleri dışında ne yaptıkları da beni bir yere kadar bağlar.

Kimse işinin kölesi değildir!

Ben bunların tamamını yaşamış görmüş biri olarak geldim.

O yüzden bana çalışanlarıma nasıl davranacağımı söyleyemezsiniz!

Hiç unutmam, Bizim Kocaeli Gazetesi’ndeyken bir gün sosyal medya sayfamdan bir paylaşım yapmıştım.

O paylaşım benim başımı baya ağrıtmıştı.

Çok basit bir şeydi aslında yazdığım.

Demiştim ki:

“Bu dünyada iki tür insandan korkacaksın.

Birincisi; yüzüne gülenden

İkincisi; Fethullah Gülen’den”

Aman Allahım sen misin bunu paylaşan!

O dönemlerde Gülen cemaatine toz kondurmayan bu şehirde ne kadar kalburüstü adam varsa bana cephe almıştı.

Hakaretlerin biri bin paraydı.

Muhterem hoca efendiye nasıl olur da laf edermişim!

Oysa ta o yıllarda herkesin FETÖ’nün sümüklü mendilini öpüp kokladığı zamanlarda ben ona vatan haini gözüyle bakıyordum.

Gülen cemaatinin devlet içindeki yapılanmasının hayra alamet olmadığının farkındaydım.

Ama o günlerde bunu anlatmak öyle zordu ki!

Cemaate laf edeni neredeyse linç ediyorlardı.

*

Uzatmayayım, yaptığım paylaşımdan rahatsız olan çevreler o sözü sayfamdan kaldırmam için gazetenin sahibine uyarıda bulunmuşlar.

O da benden kaldırmamı istedi!

Kabul etmedim. Ben aynı zamanda siyasetle uğraşan bireydim.

Elbette benim dünya görüşüm tarikat ve cemaatleri bir yere kadar görmezden geliyordu.

Benim gibi Atatürk ilke ve inkılaplarına sıkı sıkıya bağlı birinin

FETÖ gibi şarlatanları içselleştirmemi kimse bekleyemezdi.

Nihayetinde paylaşımımı silmedim, ısrar da edilmedi.

*
Bunu niye anlattım?

Dün gazetemizin cabbar muhabiri Merve Dişli, merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölüm yıldönümüyle ilgili kendi sosyal medyasından bir paylaşım yapmış.

Yazıcıoğlu’nun ölümünü anarken Maraş Katliamını hatırlatmış.

Merve’nin bu paylaşımının gazeteyle en ufak bir ilgisi yok!

Düşüncesi tamamen kendini bağlar.

Yukarıda dediğim gibi, bu gazetede her görüşten insan mevcut.

Ama ben o görüşlerin tamamına saygılıyım.

Kimseyi ideolojisine göre değerlendirmem!

Mühim olan gazeteye yansıyan kısımlarıdır.

Merve o düşüncesini bilgim dışında haber olarak yayınlasaydı, o zaman haklıydınız.

Ama sosyal medya sayfasına da karışacak değilim.

*

Buna rağmen Büyük Birlik Partisi’nin il başkanı Remzi Kaya, Merve’ye ders vermemi istemiş.

İstemiş de nasıl istemiş?

Bir siyasiye yakışmayacak üslup ile istemiş.

Zaten açıklamasını görünce bir şey yapacağım varsa da yapmaktan vaz geçtim.

Remzi Başkan tepki vereyim derken bildiğin ayar vermiş, ağzını bozmuş.

Merve Dişli için “sünepe” ifadesini kullanmış.

Bayan olduğu için sadece kınıyormuş.

Söyler misiniz, bayan olmasaydı ne yapardınız?

Döver miydiniz?

Bu ülkede kadınlara neler yapılıyor çok iyi biliyoruz.

Liderinizi eleştirdi diye gencecik bir kızı hedef yaptığınıza göre sizden korkulur!

Ama acı olan ne biliyor musunuz?

Dün Yazıcıoğlu’nun ölümünden veya ölümünü aydınlatmadığından dolayı sorumlu tuttuğunuz iktidar partisi var ya;

Onun il başkanına kırmızı helikopter hediye ettiğinizi unutup,

İktidarın payandası oldunuz.

Genel başkanınızın AKP kanadı altında milletvekili olduğunu da unuttunuz.

MHP’ye özendiniz!

Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun kemiklerini biz değil siz sızlattınız!

*

Ayrıca eleştiri kültürü diye bir şey var!

Yazıcıoğlu öldü diye eleştirilemez mi?

Bakın, bu ülkeyi yoktan var eden ve yedi düvele meydan okuyan

Ulu Önder Atatürk’e bile toplumun yarısı oturduğu yerden küfür ediyor.

Tarihte iyi veya kötü iz bırakan herkes yaptıklarıyla ya takdir görür ya da eleştirilir.

Hoşunuza gider veya gitmez!

Çapı beş kuruş etmeyecek adamlar kalkıp Atatürk’e hakaret ettiğinde

Benim de saçımı başımı yolasım geliyor ama olmuyor!

*

Özetle…

Merve Dişli’nin paylaşımını tasvip etmem ama ona engel de olmam!

Bir büyüğü, ablası, patronu olarak uyarırım o kadar.

Keşke Remzi Başkan da öyle yapsaydı.

Biz beraber oturup çay içmiş, sohbet etmiş insanlarız.

Merve’yi ağzı bozuk BBP’lilerin diline düşüreceğine bir ağabey gibi uyarsaydı veya bana söyleseydi.

Demek ki gündem olmak istemiş.

Ne yapalım, bugünkü gündemimiz de Büyük Birlik Partisi olsun bari (!)