Korkusuzsan çık boyunu görelim!
Daha önce bahsetmiştim, tekrar üzerinden geçeyim.
Yerel seçim arifesinde CHP’yi ve adayı karalamak için AKP’liler tarafından “Hatırla” isimli gazete basılmıştı.
Bir sabah kalktığımızda İzmit’in her yerinde bu gazeteyle karşılaştık.
Künyesi bulunmayan, kimin organize ettiği, kimin yazdığı bilinmeyen korsan gazete, o günkü koşullarda CHP’lilerin çok işine yaradı.
AKP istese böyle bir malzeme veremezdi.
Amacı belli olan “Hatırla” adlı korsan gazete, İzmit seçmeninden ilgi görmeyi bir tarafa bırakın, tepki gördü.
Daha sonra işin arka planında başkan danışmanı, basın operasyoncusu AKP’li Ömer Polat’ın olduğu anlaşılınca AKP içinden de tepkiler geldi.
*
Gel zaman git zaman…
CHP İzmit’i kazandı.
Basınla ilişkiler konusunda ayrı bir özen gösteren Başkan Hürriyet, ikili diyaloglar kurdu, gayet de iyi götürüyor.
Hali hazırda Kocaeli basınının genelinde bulunan sol damar, CHP’nin en büyük kredisi oldu.
İl başkanı bile özellikle adaylık döneminde kendine yakın gördüğü gazetecilerden danışmanlık türünde (paralı) haber, konu hatta algı yürütme desteği aldı.
Alabilir, bu bir tercih meselesidir.
Ama yetmiyor. CHP de tıpkı AKP gibi korsan gazete işine girdi.
“Korkusuz” ismini verdikleri bir internet sitesi kurdular.
Site, CHP’liler tarafından kontrol ediliyor.
Tamamen CHP güzellemesi yapan bu site artık işi azıtıp, bizlere yani gazetecilere saldırıyor.
Tek amacı CHP’nin çalışmalarını farklı bir koldan halka duyurmak olduğunu sandığımdan çok fazla ilgilenmediğim korkak korkusuzlar;
Deyim yerindeyse gazetecilere operasyon çekiyor, hedef gösteriyor, aşağılıyor.
Bunun ilk örneğini geçtiğimiz günlerde yaptılar.
*
Gelecek Partisi İl Başkanı Ömer Faruk Başaran’ı pek ortalarda göremediğimizi yazdık hatırlarsanız.
Sayın Başaran da kendine göre haklı bir tepkiyle sosyal medyadan karşılık verdi.
Bunlar olağan şeyler. Biz de anlayışla karşıladık.
Ama bu durumdan kendine vazife çıkaran neydüğü belirsiz çapsızlar
Başaran üzerinden önce bize sonra önüne gelen herkese ağza alınmayacak laflar etmiş.
Sayın Başaran’a “Haklısın başkan muslukları aç biraz, doymaz bunlar” demiş.
Aklı fikri muslukta olan bu zatların bizimle karın ağrısı olduğu belli.
Bizi kıskandığı, hiçbir zaman itibar görmediği ve göremeyeceği de belli.
Ben bu piyasanın ciğerini bilirim.
O satılmış tetikçilerin kimler olduğunu, neden dolayı bunu yaptığını bulmaya ramak kaldı.
Meslektaşlarını alenen eleştirmeye yüreği yetmeyen bu korkaklar
Korkusuz adındaki siteden, sahiplerinden aldıkları avantaları unutup isimsiz şekilde alçakça bize ahlak dersi veriyor.
Hadi adamsanız çıkın ortaya görelim!
Yok öyle onun bunun eteğinin arkasına saklanıp hakaret etmek!
Çıkın alenen yazın, biz de size “ADAMMIŞSINIZ” diyelim!
Siz çıkmazsanız biz sizi ayak izinizden bulmasını biliriz.
Az daha yazın, yazın ki kendinizi iyot gibi açığa verin.
*
Diğer taraftan CHP’nin kurumsal kimliğine böyle bir davranış hiç ama hiç yakışmıyor.
Partinin kendi haberlerini kendi istedikleri tarzda halka duyurma isteğini bir parça anlayabilirim.
Ama tuttukları paralı adamların, gazetecilere hakaret etmelerini, aşağılamalarını, hedef göstermelerini anlayamam.
Bunu açık bir hodri meydan çağrısı olarak görürüm.
Karar kendilerinin…
*
İşte KORKAKLARIN korkarak, saklanarak yaptığı o malum haber:
---------------
Haklısın Ömer Başkan bunlar alışır. Bunlar neye alışmadı ki. Ama sana tavsiye, musluklarını biraz aç. Eğer açtıysan biraz daha aç. Doymaz bunlar…
Gelecek Partisi Kocaeli Kurucu İl Başkanı Ömer Faruk Başaran, bugün sosyal medya hesabından yerel basını eleştirdi. Yerel basın ona demiş ki, “Sen hiç Kocaeli’ye gelmiyorsun.” Başaran’da kendisini şöyle savundu; “Ben hep Kocaeli’deyim. Kocaeli sadece İzmit değil. Gebze ve çevre ilçelerde Kocaeli’ye dahil”
Hatta İl Başkanı Başaran tam olarak hıncını alamamış olacak ki, iki saat sonra sosyal medya hesabına şunları da ilave etti; “Kocaeli’de basın herkesi eleştirebilir ama bizi kimse eleştiremez diye düşünenler yanlış yolda olan basındır..Bizim de basını eleştirme hakkımız var.. ALIŞACAKLAR...”
Maalesef haklısın başkan. Alışacaklar. Bunlar neye alışmadı ki? Kötüye iyi demeye, iyi kötü demeye, işi becerebilecek adama ‘bu yapamaz’ demeye, gazetedeki köşesinden na avrat düz gittiği adamla kol kola vermeye, sırf biraz nemalanmak için birilerini yalamaya, işleri görülsün diye üç maymunu oynamaya, köşe kapmak için diz çökmeye, konuşması gereken zamanda susmaya, kendisini kimse dinlemediği zamanlarda avazı çıktığı bağırmaya alışmadılar mı? Eeee alıştılar…
Hatta başkan bunlar var ya; sırf birileri istemedi diye başkalarının yaptığı güzel projeleri yazamadılar. Kendi menfaatleri uğruna ‘kalemini sattı’ demesinler diye kalem kullanmayı bıraktılar. Klavyeye geçtiler. Benim bu kentte bir ismim var deyip sokağa çıkamadılar. Birileri çağırdığında koşa koşa gittiler ama yanı başlarındaki haksızlıkları hep görmezden geldiler. Aslında bunlar çok önce zamanlarda böyle değillermiş. Asla değişmeyiz demişler. Ama değişmişler. Hatta daha kötüsü alışmışlar.
Haklısın Ömer Başkan bunlar alışır. Bunlar neye alışmadı ki. Ama sana tavsiye, musluklarını biraz aç. Eğer açtıysan biraz daha aç. Doymaz bunlar…
-------------
