Al Ellibeş’i vur Yıldızlı’ya

Aysun Özcan

Aysun Özcan

Tüm Yazıları

Kocaeli’de siyaset o kadar kalitesiz bir hal aldı ki

İktidarından muhalefetine hepsi adeta konu kıtlığı çekiyor.

AKP biraz köşeye sıkıştığında hemen CHP döneminde yapılan Yuvacık Barajını ortaya sürüyor.

Vay efendim hala sizin borcunuzu ödüyoruz, o yüzden Türkiye’nin en borçlu belediyesiyiz diye başlıyor konuşmaya.

CHP farklı mı? O da aynı.

Biz Yuvacık Barajını yaptık, siz ne yaptınız? O borcun bilmem ne kadarı büyükşehir belediyesine ait, o yüzden en borçlu belediyesiniz, diyor.

Yeminle bana fenalık geldi şu Yuvacık Barajından.

Size gelmedi mi?

Bu konuda kim haklı kim haksız tartışmasına girmek istemiyorum.

Zira 15-20 yıla yakındır hep aynı konu gündemde ve daha tam anlamıyla ne olduğunu öğrenemedik gitti.

Oysa dönemin belediye başkanı Sirmen ile o zamanki Yuvacık belde belediye başkanı Karaosmanoğlu gayet iyi bir paydaşlıkla bu işe kalkışmışlardı.

Yani her ikisinin de birbirine laf söylemeye hakkı yoktu.

Ama onlar da aynı bugünküler gibi Yuvacık Barajı üzerinden kayıkçı kavgası yapmayı sürdürdüler.

Kamuoyu önünde süren kayıkçı kavgalarıyla gündemi meşgul ederken, arka planda çocukları ortak işe bile girişmişlerdi.

Resmen yıllarca bizim aklımızla alay ettiler.

*

Aynı kısır çekişmeler şimdi de Mehmet Ellibeş ve Harun Yıldızlı ekseninde sürüyor.

Her iki tarafın açıklamalarını görünce dediğim tek şey; al birini vur ötekine demek oldu.

Bu kentin konuşulması gereken daha önemli konuları yok mu?

Harun Yıldızlı ayda alemde bir ulusal televizyona çıkıyor, orada yine konuyu Yuvacık Barajına getiriyor.

Spiker soruyor; CHP’nin Kocaeli ile alakalı 10-20-50 yıllık planı nedir diye;

Yıldızlı, “Çevre komisyonumuz çalışıyor” diye cevap veriyor.

Kocaeli’ye dair bir vizyon ortaya koyamayan Yıldızlı, çareyi “Sirmen şunu yaptı bunu yaptı” demekte buluyor.

İzmit Belediyesine dair yaptığı tek açıklama ise, Çınar Kadın Kooperatifi maske üretti, AKP maske dağıtamadı biz dağıttık demekle sınırlı kalıyor.

*

Öte yandan AKP il başkanına bakıyorsunuz; tam Harun Yıldızlı kalibresinde açıklamalar yapıyor.

Yuvacık Barajının borçları konusunda herkesin bıktığı rakamlarla Yıldızlı’ya cevap yetiştirmeye çalışıyor.

Halbuki “Biz de Namazgah Barajını yaptık, hem de şu kapasitede şu fiyata” dese, belki biraz daha anlaşılır olacak.

Yuvacık Barajının kazanım olduğunu kabullenerek bunu yapsa iki katı puan kazanacak.

Ama nerede… Böyle muhalefete böyle iktidar yakışır.

*

Sonra bir bakıyorsun Yıldızlı İSU’nun teknik aksamaları hesaplayamadığı bazı şeyleri öngöremediği için sınıfta kaldığı,

Yani kentin bir kısmının öngörülenden daha uzun saatler susuzluk çekmesine getiriyor konuyu.

Aslında Harun Yıldızlı şu ana kadar bu konunun hep etrafından dolandı.

Çünkü İSU, Harun Başkanın duygusal bağı olan bir kurum.

Alt yapı nasıl yapılır, bu işin tekniği nedir, neler vardır gayet iyi bilir.

İSU’ya çoook hat döşemişliği vardır.

Hem de öyle uzak tarihli falan değildir, yöneticilik yaptığı yıllardaydı yanılmıyorsam.

Herhalde ondan olsa gerek; Yıldızlı siyaset yerine vicdanının sesini dinledi o günlerde ve sert açıklamalardan kaçındı.

Ama şimdi birdenbire o günlere gitti, Kocaeli’nin susuz kaldığı aklına geliverdi.

Zamanında Sirmen ile Karaosmanoğlu’nun aklımızla alay ettiği gibi aklımızla alay ediyor sanki.

Bunlara ne gerek var, soruyorum!

Siyaset yapacağız diye kendinizi akıllı, halkı aptal yerine koymak sizin gibi temsil noktalarında bulunan insanlara yakışıyor mu?

*

Başta da dediğim gibi, siyasette kalite o kadar yerlerde ki,

İktidar muhalefetin, muhalefet iktidarın iç sorunlarından kazanım elde edeceğini sanıyor.

Nevşehir gibi küçük, şirin bir Anadolu ilinin Türkiye’ye namı yayılan ve başarılı diye bilinen belediye başkanı görevi bırakıyor,

Buna gerekçe olarak Rasim Arı’nın sağlık sorunları vardı deniliyor ve bizim buna inanmamız bekleniyor.

Rasim Arı kendinden önceki başkana devri sabık yaptığı için ölüm fermanı imzalandı, şeklindeki iddialar ise havada kalıyor.

Zamanında Melih Gökçek’in neden görevden alındığının sebebinin açıklanmadığı gibi bu da muğlak işler arasında yerini alıyor.

Ama CHP’de açık açık iç işleyişten şikayetçiyiz diyerek istifa eden üç milletvekili ile ilgili Mehmet Ellibeş, yüzü varmış gibi CHP’ye yüklenebiliyor.

Yahu bırakın Melih Gökçek’i, hadi onun yolsuzlukları çoktu aldınız diyelim;

Siz seçilmiş Başbakanı bir gecede görevden aldınız, kime neyi anlatıyorsunuz?

*

Kısacası siyasette kimse kendi paçasındaki pisliği görmüyor.

Mutfaklar olmuş yangın yeri, ne iktidarın ne de muhalefetin umurunda bile değil.

Baş nereye giderse ayaklar da oraya gidiyor.

Erdoğan ile Kılıçdaroğlu’nun atışması neyse

Ellibeş ile Yıldızlı’nın atışması da o düzlemde gidiyor.

Yukarıda taraflar birbirine “Tek adamlık” suçlaması yaparken;

Bizimkiler hala Yuvacık Barajı diyor.

Güler misin, ağlar mısın (!)