Çakma yorumcular böyle motive oluyor
Ne dedik, bizim en büyük gücümüz, okuyucularımızın ilgisi ve güveni dedik.
Geri kalanı fasa fiso…
Herkesi yandaş, kendini muhalif gören ondan ona gezen eski satılmışlar konuşa dursun;
En gerçek tespiti yapacak olan halktır.
Bugün Kocaeli’de yaptığı haberler referans kabul edilen interaktif gazetelerin başında gelmek az bir iş değildir.
Ona buna sinyal yollayarak, “GEL GEL” yaparak keklik avına çıkmak Gazetecilik olmadığı gibi
“Cesur Gazetecilik” hiç değildir!
İstediğiniz kadar yazdığınız haberlere oturup kendinizi öven yorumlar yapabilirsiniz.
“Sen kralsın, sen duayensin, sizden başka gazeteci yok, iyiki varsınız” diye yazabilirsiniz.
Daha olmadı, haberin içeriğine ismi yazamayıp, çakma yorumlarda o kişiyi deşifre edebilir, gözdağı verebilirsiniz.
Herkes bunları görüyor ve biliyor.
Sizin gibiler bunlarla motivasyon sağlıyor olabilir.
Ama biz motivasyonumuzu çakma değil, gerçek yorumculardan ve okurlarımızdan alıyoruz.
*
Bakın, geçen hafta sitemiz yenilendi.
Okurlardan çok ciddi mesajlar aldık.
Kimi çok beğendi, kimi alışamadığını söyledi.
Kimi bazı haberlere ulaşamadığını kimi de şahsıma övgüler yazdı.
Ama bir tanesi benim için çok anlamlıydı çünkü ciddi ciddi emek vermiş, oturmuş gazetemizin resmi mail hesabına duygu ve düşüncelerini yazmış.
HEM DE İstanbul’dan bir okurumuz…
*
Beni geçmişte Tansu Çiller’e, şimdi ise Meral Akşener’e benzetmiş.
Mahcup hissettim, ben kim Akşener kim, ne haddime dedim.
Okul yıllarında Tarih hocalığımı yapan sevgili Meral hocam olsa olsa kadın lider anlamında idolüm olabilir.
Tarzı, tavrı, olaylara yaklaşımı, cesareti, azmi, hele de ülkücülerin ağırlıkta olduğu bir yapıda,
Hard politika yapanların içinde onlara liderlik etmesi bende hayranlık uyandırır.
Ama okurumuzun bir şekilde beni ona benzetmesi gururumu okşamadı değil.
İşte bunun adı “Motivasyondur”
*
Az evvel dediğim gibi, biz bunlarla yönümüzü belirliyoruz.
Nasılız, kimde ne kadarız, ölçümüz bu oluyor.
Övgülerden şımarmıyoruz, eleştirilerden ders çıkarıyoruz.
Kendi kendimizi övmeye ise istesekte zaman bulamıyoruz.
Kısacası işimize bakıyoruz.
***
Değerli okuyucumuz Sercan Başkan Beyefendinin de dediği gibi;
Yarınları düşünerek değerli kalemler yetişmesi konusunda daha çok ön açmaya çalışacağım.
Bunlardan biri aramıza yeni katılan Avukat Arzu Yalçın olabilir mesela.
Kısa süredir bizimle birlikte ama çok iyi iş çıkaracağına beni inandırdı.
Uzun uzun konuşuyor, konuları süzgeçten geçiriyoruz.
Kafasında öyle değişik fikirler var ki, iyiki Arzu’ya “Hadi sade bir kahve yap, başlıyoruz” demişim.
Keza sevgili arkadaşım Psikolog Betül Arıkan’dan da iyi verim alıyoruz.
Yaklaşık iki yıldan beri Psikolog mesleğiyle alakalı yazdığı yazılar çok ilgi görüyor.
Gönlü güzel kendi güzel arkadaşlarımın kalemi de çok güzel.
Yolları açık olsun diyor;
Bize zaman ayırıp duygularını paylaşan okuyucumuza ilgisinden dolayı teşekkür ediyorum.
O da kısaca şunları yazmış:
*
Merhaba,
Yeni site dizayn görüntüsü son derece harika olmuş.
Emeği geçen bütün arkadaşlarınıza sonsuz teşekkürler.
İstanbul da yaşayan biri olarak, Kocaeli Barış Gazetesi internet sitenizi her gün okuyorum, takip ediyorum.
Aysun Özcan Erenkaya yazılarınızı dikkatli bir şekilde okuyor, sadece doğruları yazdığınızı ve hiç kimseden çekinmeyen bir yapınız olduğunu görüyorum.
Keşke sizin gibi yazarlar daha fazla olabilse.
Keşke sizde emeği olan kişiler daha fazla olabilse, ki cesur gazetecilik anlam kazanabilse.
Duruş olarak sizi geçmişte Tansu Çiller' e , şimdilerde ise Meral Akşener' e benzetiyorum.
Lütfen sizde, yarınımızı düşünerek sizin gibi gazeteciler yetiştirmeye çalışırsanız,
demokrasiye bir nebze de olsa katkı sağlayabilirsiniz.
Yeni sitenizin hayırlı olmasını diliyor, ekip arkadaşlarınıza canı gönülden başarılar diliyorum.
Allah yardımcınız olsun. Sağlıcakla kalın.
Saygılarımla.
--------------------------------------
HER YERDE CİRİT ATIYORLAR
Bizi motive eden unsurların başında, okuyucularımızın haberlerimize teveccühü ve kuruma duyduğu güven gelir.
Hele de o güveni ve ilgiyi reel anlamda görmek insana bambaşka hissettirir.
Şehirde gördüğü aksaklık ve eksiklikleri dile getirmemiz konusunda gözümüz kulağımız olan okurlar başımızın tacıdır.
Bu okurlarımızdan biri yine hepimizin bildiği ama sıradan bir şeymiş gibi kabullendiği konuyla ilgili fikrini paylaşmış.
*
Konu: şehrin göbeğinde, sokak aralarında, olur olmaz her yerde karşımıza çıkan koca koca Tırlar.
Evet, bakmayın siz Kocaeli’yi turizm kenti yapacağız söylemlerine, Kocaeli bildiğiniz tipik bir sanayi şehri.
Toprakların az bir kısmının sanayiye ayrıldığını söylemekle Kocaeli sanayi kenti olmaktan kurtulmuyor.
Biz görünene ve yaşanana bakarız, vaatlere değil!
Sanayileşme de mi ileriyiz, turizmde mi?
Tabi ki sanayileşmede.
Daha düne kadar Kartepe’de lastik yakma tesisini tartışan bir kenttik.
Ne oldu da şimdi Kartepe’de teleferiği konuşuyoruz.
Ama sadece konuşuyoruz. Çürüyen temelin yerine yenisinin atılmasını bekliyoruz.
Ancak bu esnada Kocaeli’de sanayileşme durmadan artmaya ve onlara hizmet eden Tırlar sokakta cirit atmaya devam ediyor.
Ne kural tanıyorlar ne kaide.
*
Okurumuzun da bize yazdığı gibi, Tır kullanıcılarının bazıları işi ileri götürüp akşam evinin önüne park ediyor, sabah yola çıkıyor.
Ama bunlar görülmüyor.
Ortada bu kadar başı boşluk varken kalkıp Asya Tur, Efe Tur, Pamukkale gibi ulaşım firmalarının
D-100’den geçişini yasaklayarak güya şehir adına iyi bir şey yapıyorsunuz.
Onlar da geçmesin tamam, kabul.
Ama, Tırları bu kentin cadde ve sokaklarından kaldırabiliyor musunuz, önce onu söyleyin.
Bakın ne diyor okurumuz?
Ankara’da bile bir düzen nizam var diyor.
Artık bu şehirde kimsenin aklına estiği gibi cirit atamayacağını, bu şehrin sahipsiz olmadığını gösterseniz diyorum…
Sanayi şehriyiz diye bütün Tırları alıp bağrımıza basacak değiliz.
D-100’ü şehirlerarası otobüslere yasaklamak iyi bir adımdı.
Sıra Tırlara gelsin diye bekliyoruz.
*
Okuyucumuz Bekir Özbek Kocaeli’de yaşanan durumu bakın nasıl anlatmış
*
Aysun Hanım merhaba.
Gazetenizi özellikle de yazı ve röportajlarınızı çalışmakta olduğum Ankara’dan takip etmekteyim.
Güncel konuları oldukça objektif yansıtmanızı takdir ediyorum.
Hafta sonları Kocaeli'ye geldiğim için, uzun zamandır dikkatimi çeken bir durum var ki kesinlikle sizinle paylaşmak istedim.
Ben hafta içi Ankara’da çalışıyorum ve iş yerim Çankaya Çukurambar’da. Kaldığım ev ise Eryaman’da.
Arada 15 -20 km mesafe olmasından dolayı Ankara’da bir çok yeri de görebilme şansım oluyor.
Dikkatimi çeken konu; Kocaeli’mizde tüm ilçelerde,
Bakın, Kocaeli’de doğmuş büyümüş ve orayı bilen biri olarak söylüyorum;
Tüm ilçelerimizde sokaklarda tırlar ile karşılaşmak mümkün.
Sanayi kenti olması sebebi ile bu her ilçede her sokakta insanların normal yaşam alanlarının olduğu mahallelerde sık sık karşılaşılan bir durum.
Ancak başkentimizde nüfus olarak da ikinci il olan Ankara’da azımsanmayacak bir sanayi var.
Lakin Ankara’da ilçelerde en azından merkeze bağlı hiçbir ilçede mahalle aralarında tır göremezsiniz.
Yaşam alanları bellidir ve tırların park yerleri vardır.
Emniyet veya belediye bu konuda hassastır.
Kocaeli’de bu konuya eğilen, üzerine giden hiçbir belediye yok.
Halk bundan rahatsız ki her hafta sonu her sokakta tır görünce daha da şaşırıyorum.
Hem ses gürültü hem de yaşam alanında tehlike oluşturan bu konuya değinmenizi önermek istiyorum.
Halk bence Kocaeli'de bu olayı kabullenmiş ve normal yani olağan görüyor.
Tırların parklarda olması gerektiği, mahalle aralarında olmaması gerektiğini bilmiyor olabilirler.
İnsanlar tırları ile evlerine gidip oradan çalışmaya yola gidiyorlar.
Bu konuda biraz daha bilinçlendirmek gerek diye düşünüyorum.
Ben lafı fazla uzatmadan görüşmek üzere diyerek sizlere de başarılar diliyorum Aysun Hanım.