İNTİHAR
TUİK, ölümle sonuçlanan intihar sayılarını açıkladı. Kocaeli’nde 2014 yılında 54 kişi intihar ederek yaşamına son verdi
Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK), ölümle sonuçlanan intihar sayılarını açıkladı. Türkiye genelinde 2013 yılında intihar sayısı 3 bin 252 iken 2014 yılında 3 bin 65 oldu. İntihar edenlerin %74,3’ünü erkekler, %25,7’sini kadınlar oluşturdu. Kocaeli’nde ise 2014 yılında ölümle sonuçlanan intihar vakasının 54 olduğu açıklandı. 2013 yılında ise bu rakam 62’ydi. Son 14 yılda ilimizde yaşan intihar sayısı ise 675 olarak açıklandı.
Yüz bin nüfus başına düşen intihar sayısı olarak adlandırılan Kaba intihar hızı ülke genelinde 2013 yılında yüz binde 4,27 iken 2014 yılında yüz binde 3,97 oldu. Diğer bir ifade ile 2014 yılında her yüz bin kişiden yaklaşık dördü intihar etti. Kocaeli’nde ise Kaba intihar hızı 2013 yılında 3,75’ken 2014 yılında 3,18’e geriledi.
Evet, her 100 bin kişiden 4 ü intihar etmektedir.
İntihar, insanın öz benliğine bir saldırganlık ve yok etme eylemi olup, bireyin yaşamına istemli olarak son vermesidir.
İnsanlar genellikle hayatlarında arada sırada ortaya çıkan sıkıntılar ya da travmatik olaylarla baş edebilirler. Fakat bu olaylar üst üste geldiğinde her zamanki baş etme yöntemleri yetersiz kalabilir. İntihar girişimi, çaresiz kalan bir kişinin çıkış yolu bulamadığı, sorunlarından umutsuz olarak kaçmak istediği, kendinden ya da çevresinden kaynaklanan sorunlarla kendini köşeye sıkışmış hissettiği zamanlarda duyduğu öfkeyi kendine yöneltmesidir. Bu şekilde hem kendini hem de çevresindeki suçladığı kişileri cezalandırmaktadır.
İntihar eyleminde bulunan pek çok kişinin ortak amacı yaşamlarına son vermek değil acılarına son vermektir. İnsanlar genellikle çeşitli sorunlara bağlı olan dayanılmaz duygusal acılardan kurtulmak için intihara başvururlar. İntihar çoğunlukla bir "yardım çığlığıdır." İntihar girişiminde bulunan kişi öylesine bir sıkıntı içindedir ki bu durumdan kurtulmasını sağlayacak başka seçenekleri göremez. Sonuçta kişi, hiçbir çıkış yolu olmadığını, olaylar karşısında eli kolu bağlı kaldığını düşünmekte, umutsuzluk, karamsarlık içine düşmekte gidişi değiştirecek güçten yoksun kaldığını görmektedir. Kendini ezilmiş, köşeye sıkıştırılmış hissetmekte, duyduğu öfkeyi dışa boşaltamadığı için kendine yöneltmektedir.
İntiharı seçen kişilerin bir kısmının sorunları temelini erken çocukluk yıllarından almakta; ana baba ayrılığı, ana babadan birinin ölümü, anasız babasız büyüme ve ana babanın yetersiz sevgi ve ilgisi neticesinde sevgi açığı kapanamayan dolayısıyla temel güven duygusunu kazanamayan çocukların ileri yaşlarda karşılaşabilecekleri olumsuz olaylara karşı dirençleri azalmakta ve olumsuz yaşantıların birikimi sonucu yalnızlık ve çaresizlik duyguları içerisinde intiharı düşünebilmektedir.
İntihar, çocukluktan ileri yaşlara dek her yaşta görülebilir. Çocukluk çağında oldukça seyrek olan intihar girişimleri, ergenlik çağında başlayarak hızlı bir artış gösterir. İntihar girişimleri, ölümle sonuçlananlardan en az 10 kat daha fazladır. Erkekler arasında ölümle sonuçlanan intiharlar, kızlara göre 3 kat daha yüksektir. 15-19 yaşları arsında çok yüksek oranlara varan araba kazalarının bir çoğunun da gizli intihar girişimleri olduğu söylenebilir. Ayrıca gençler arasında İntihar girişimlerinin eskiye göre hızlı bir artış gösterdiği gözlenmektedir. Ortalama intihar yaşı da gittikçe düşmektedir. En çok başvurulan yöntemler uyku ilaçları, yatıştırıcılar ve başka ilaçlar içmedir. Kendini asma, yüksekten atlama, ateşli silahla daha seyrek ve daha ciddi intihar girişimlerinde kullanılan yöntemlerdir.
İNTİHARA YOL AÇAN ETKENLER
a) Ergenlik döneminde gencin, ailesinin denetiminden ve ailesine olan içsel bağımlılığından kurtulma çabalarına ailesinin gösterdiği tavır ve anlayış,
b) Çocuğun benlik kavramı kendisi açısından önem taşıyan büyüklerin ona gösterdikleri tutumların bir yansıması olduğundan ana babanın çocuğa karşı baskıcı ve itici tutumları,
c) Toplumsal ilişkilere öncülük eden arkadaş grubu içerisine girememe ya da kabul görmeme neticesinde ortaya çıkan yalnızlık duygusu,
d) Ana baba sevgisinin çocuklar arasında dengesiz dağılımının neden olduğu değersizlik duygusu, e) Bireyin, anne baba yada kendisi için çok önemli bir kişi tarafından reddedilme yada terkedilme duygusunu yaşaması ve bu duyguyla baş edememesi.
e) Sevilen ya da değer verilen bir kişinin kaybı,
f) Seyredilen bir filminde sevilen ve değer verilen kahramanın çaresizliği gibi, gencin kitle iletişim araçlarının duygusal içerikli yayınlarından bir kısmını kendi yaşantılarıyla özleştirmesi,
g) Aile ve çevrenin beklentilerinin altındaki okul başarısızlıkları,
h) Aile içi geçimsizlik, ana baba anlaşmazlığı ve aile içi ayrılıklar, ailevi problemlerle oluşan iletişim eksikliği, ailede birlik ve bütünlüğün ya kısmen bulunması, ya sınırlı olması yada hiç bulunmaması,
ı) Cinsel saldırıya maruz kalma, aile içinde yasak ilişkiye zorlanma,
i) Duygusal ilişki yaşanan arkadaştan ayrılma,
j) Farklı kültürde yaşamanın verdiği yalnızlık ve yabancılaşma duygusu,
k) Ailenin düşük sosyo-ekonomik durumu nedeniyle genç açısından önemli olan ihtiyaçların karşılanamaması,
l) Gerçek ya da hayali, fiziksel yada duygusal bir terk edilmenin öcünü almayı isteme.
İNTİHAR DÜŞÜNCESİNDE OLAN İNSANLARIN GÖSTERDİKLERİ DAVRANIŞLAR
Kimin hangi koşullarda intihar girişimi yapacağını kestirmek zordur. Hangi yaşantı ve durumun, gencin dayanma gücünü aşıp onu intiharın eşiğine getireceği önceden bilinemez. Sürüp giden depresyona karşı gencin kullanabileceği savunmalar pek çoktur. Bu nedenle depresyon maskeli bir biçimde bir süre kendini gizleyebilir. Belli bir örseleyici olaydan sonra savunmalar yetersiz kalınca genç, intiharı son çözüm olarak deneyebilir. İntihar etme eğiliminde olan kişiler sıklıkla bilinçli yada bilinçsiz olarak yardım istediklerini ve kurtarılmayı umduklarını ima edecek şekilde çok sayıda uyarı verirler bununla beraber bir yada birden fazla uyarı o kişinin gerçekten intihar edeceği anlamına gelmez. Bazı durumlarda da intihar eylemindeki kişiler kurtarılmak istemezler ve dolayısıyla uyarı işaretleri göstermekten kaçınabilirler.
İntihar düşüncesinde olan insanlarda şu davranışlar görülebilir:
1) Arkadaşlarından ve ailesinden uzaklaşma.
2) Gündelik işlere karşı ilgiyi kaybetme.
3) Üzüntü , umutsuzluk, huzursuzluk, yorgunluk, iştahta kiloda uyku düzeninde ve hareket düzeyinde önemli değişiklerle seyreden depresyon belirtileri
4) Mutsuz, olumsuz ve karamsar düşünce içeriği, kendisi hakkında olumsuz ve umutsuz konuşmalar.
Peki ne yapacağız bu insanlara…..
1) Öfke, kızgınlık, korku, sevinç gibi duyguların içe atılmaması uygun bir dille ifade edilmesi şarttır. Nasıl bir buhar kazanının içine depoladığı buharı azaltmak için emniyet sübabı varsa, yaşantılarımızda karşılaştığımız sevinç, üzüntü ve duygusal yoğunlukları depoladığımız bilinç altını boşaltmak için de konuşmaya ve duygularımızı yazmaya ihtiyacımız vardır. Ailesi, öğretmenleri tarafından anlaşılmayan, dinlenmeyen, değer verilmeyen genç duygularını içe tıkacak ve bu duygularını paylaşmayarak bilinç altına itecektir.
2) Her birey kendisinin dünyada başka benzerinin olmadığını ve en az bir alanda yetenekli olduğuna inanmalıdır.
3) İnsanlar acıdan kaçarak haz veren eylemlere yaklaşırlar. Mutsuzluk veren olaylardan uzaklaşırken şunu iyi bilmek gerekir ki bu olayları yok saymak olumsuz bir yöntemdir. Sorun ortaya çıktığı zaman üçüncü bir kişiyi devreye sokmadan iki kişinin karşılıklı konuşarak duygu ve düşüncelerini ileterek sorunu halletmeye çalışmaları en iyi yöntemdir.
4) Zamanı verimli şekilde değerlendirmek olumlu ruh sağlığına sahip olmanın şartlarından biridir. Çalışmak ve üretken olmak ile ruh sağlığı arasında yakın ilişki vardır. Gençlerin iş veya okul dışı boş zamanlarında uğraşları olması onların yapıcı, yaratıcı, kendine güvenli bireyler olması için önemlidir.
5) Ergenlik döneminde gencin isteklerinin engellenmesi veya bir arzusunun gerçekleşmemesi duygusal kırıklığa yol açar. Gençlerin arzularının gerçekleşmemesi karşısındaki hayal kırıklıklarının yarattığı üzüntü yetişkinlerinkinden farklıdır. Karşı cinsten bir arkadaşı tarafından reddedilmek okulda başarısızlık, hayal kırıklığı, gibi olayları karşılama biçimini öğrenmeleri üzüntülerini telafi etme yollarına arttıracaktır. Arzu edilmeyen durumlarla karşılaşınca nasıl davranılacağına önceden karar vermek herhangi bir konudaki başarısızlığın bütün alanlardaki başarısızlığı anlamına gelmeyeceğini düşünmek, başarısız olma ve engellenme karşısındaki kırgınlıkları azaltacaktır. Burada anne ve babanın gencin duygularını anlamak onunla üzüntülerini paylaşmak amacıyla konuşması, eleştiriden uzak dinleyiciler olması, gence gerekli desteği, güveni vermeleri ve gence değerli olduğunu hissettirmeleri önemlidir.
6)Beden sağlığı ile ruh sağlığı arasındaki ilişkiye dikkat etmek gerekir. Yetişme çağındaki bir insan için gerekli protein ve minerallerden yoksun bir beslenme beden ve ruh sağlığını tehlikeye düşürebilir.
7)Spor yapmak beden ve ruh sağlığını güçlendirir. Sportif faaliyetler gençteki beden enerjisinin uygun şekilde harcanmasını sağlar. Gençlerdeki öfke ve saldırganlık duyguları spor yolu ile giderilebilir. Grup içinde yapılan spor faaliyetleri gencin sosyalleşmesini, kendi güvenini tazelemesini sağlar.
Sağlıklı ve mutlu yarınlar dilerim.