Ellibeş ağabeylik yapmış
Dünkü yazımda kimler kimlerle bayramlaştı diye sormuştum.
Genel merkez düzeyinde siyasi partilerin birbirileriyle olan bayramlaşmasına atıf yaptım.
Ve tüm partilerle ayrım yapmaksızın bayramlaşan tek partinin Cumhuriyet Halk Partisi olduğunu yazdım.
Keşke CHP’nin Kocaeli’deki temsilcisi il başkanı Harun Yıldızlı da genel merkezin izdüşümünde bütün partilerle bayramlaşsa dedim.
Harun Yıldızlı’nın kimlerle bayramlaşıp bayramlaşmadığını bilmiyorum ama AKP il başkanını aradığını biliyorum.
Yazımın ardından gelen bilgilere göre AKP Kocaeli il başkanı Mehmet Ellibeş;
Bütün il başkanlarından yaşça büyük olmasına rağmen HDP haricindeki siyasi partilerin il başkanlarını arayıp bayramlarını kutlamış.
Tam Harun Yıldızlı’yı arayacakken Yıldızlı Ellibeş’i arayıp bayramını kutlamış.
Güzel bir hareket.
Gönül isterdi ki bizim il başkanları partilerin genel merkezinin yaptığı gibi online sistem üzerinden bayramlaşma yapsın basına servis etsin.
Ortalık şenlensin, hava yumuşasın.
Ama böyle bir şey olmadı.
Dolayısıyla kimin ne yaptığını tam bilemiyoruz.
AKP İl Başkanı Mehmet Ellibeş’in ağabeylik rolünü bayramda da elden bırakmamış olması dışında başka bilgimiz yok!
Tam Ellibeş’lik işler.
Bütün siyasi hayatını beşeri ilişkiler üzerine kuran ve bu ilişkiler çerçevesinde
Üç dönem Gölcük’te suya sabuna dokunmadan belediye başkanlığı yapan Ellibeş,
İl başkanlığı rolünün hakkını pek veremese de insani yönü hayli gelişmiş biri.
Hani derler ya; dokuz kralla barışık, aynı o hesap…!
BU NASIL İŞ?
Bir yanlışı düzeltelim.
Bizler burada kamu görevi icra ediyoruz.
Vatandaş odaklıyız.
Önce halkın menfaati sonra kurumlar ve kişiler gelir diyoruz.
Yaptığımız haberlerde kimsenin dümenine hizmet etmeyeye
Kimsenin tetikçisi olmamaya azami dikkat ediyoruz.
İlkeli yayıncılık
yapmaya gayret ediyoruz.
Tabi ki bizim de taraf olduğumuz noktalar oluyor.
Zaten bunun olmaması abesle iştigal.
Ancak kendi düşüncemizi dayatmak, doğrusu budur demek adına hiç kimseye çamur atmayı, itibar suikastçılığı yapmayı doğru bulmuyoruz.
Fakat ne kadar dikkat edersek edelim birtakım olayların ortasında kalmaktan kurtulamıyoruz.
Bunun da Gazete Barış’ın okuyucu üzerindeki etkisinden kaynaklı olduğunun bilincindeyiz.
Barış’ta yer alan her haberin bir anlamı bir dayanağı olduğuna okuyucu inanmış..
En az hatayla yol almaya çalışıyoruz.
Ama dediğim gibi bazen biz de kimi şeyleri gözden kaçırabiliyoruz.
Tıpkı şu an anlatacağım olayda olduğu gibi…
***
İYİ Parti Kocaeli Milletvekili Sayın Lütfü Türkkan bir süredir muhalefetin dozunu artırdı gidiyor.
Genellikle sosyal medya yoluyla yaptığı çıkışlarla Kocaeli’de pek göremediğimiz Sayın Türkkan;
Önceki gün TBMM’de yaptığı konuşmayla gündem oldu.
Sayın Türkkan öyle bir iddia ortaya attı ki yenir yutulur cinsten değil!
Ne dedi?
Kocaeli’deki bütün belediyelerin AKP’li Milletvekilleri tarafından pay edildiğini söyledi.
Belediyelerde yapılan ihalelerin ve işe alımların AKP Milletvekillerinden geçtiğini iddia etti.
Bu konuşmasını You Tube üzerinden basına servis etti.
***
Şimdi gelelim Türkkan’ın o iddialarının nasıl haberleştiğine…
Türkkan’ın söylemleri bizim gazetemizde, görselde AKP Milletvekili Radiye Sezer Katırcıoğlu’nun fotoğrafıyla “Hangi belediyeden ihale aldı” başlığıyla yer buldu.
Gün içindeki yoğun haber trafiğinden dolayı bu konuya tam eğilemedim.
Üstün körü bakıp geçtim, akşam nasıl olsa detaylıca okuyorum hepsini.
Sonra eve gittiğimde Radiye Hanım ile alakalı Lütfü Bey ne demiş iyice bir bakayım dedim.
Yazıda Sayın Katırcıoğlu’nun Körfez Belediyesi’nden paravan isimler aracılığıyla ihale aldığı yazıyordu.
Ancak aynı söylemleri Lütfü Türkkan’ın meclis konuşmasında göremedim.
O zaman Körfez Belediyesi’nden ihale aldığı iddiası nereden çıkmıştı?
Şayet bu bizim iddiamız olsa Türkkan’ın basın açıklamasının içine yazılmaz.
Kaldı ki böyle bir bilgiyi editörümüz benim onayım olmadan yayına vermez.
Aradaki tezatlığı görünce hemen arkadaşımızı aradım.
“Lütfü Beyin açıklamasında Radiye Hanımın ismi geçmiyor, nereden çıktı bu haber”
dedim.
Cevap şu:
“Haber metni Lütfü Türkkan’ın kurumsal basın merkezinden bu şekilde gönderildi”
***
Yani Körfez Belediyesi’nden paravan isimler aracılığıyla ihale aldığı iddiası Türkkan’ın konuşmasında yok ama yolladıkları basın metninde var.
Danışmanları veya basın ekibi her neyse, habere ilave yapmışlar dahası yorum katmışlar.
Bunu anlar anlamaz haberi düzeltip sadece Lütfü Türkkan’ın konuşmasında yer alan sözleri yayımlattım.
Olması gereken de buydu.
Çünkü okurlar ve Katırcıoğlu tarafından bu bizim iddiamız gibi algılanabilirdi.
Şayet bizim böyle bir bilgimiz ve de iddiamız olsaydı bunu Türkkan’ın açıklamasının içine sıkıştırmaz daha net bilgilerle gereğini yapardık.
Türkkan’ın böyle bir iddiası var ise bunu kendi ağzından daha net ifadelerle o açıklamaya diplomatik bir dille ekletebilirdi.
“Türkkan’ın o iddiaları, özellikle Körfez Belediyesi’nde paravan isimler ile ihaleler aldığı iddia edilen Radiye Sezer Katırcıoğlu’nu akla getirdi”
gibi gazeteci ağzıyla haber servis edilmezdi.
Bu neresinden bakarsanız bakın amatörlüktür.
Bir bakıma basına saygısızlıktır.
Neyi nasıl yazacağımıza müdahale etmektir.
***
Başında da dediğim gibi kimsenin tezgahına düşmeyiz.
Varsa bilgi belge sonu ne olursa olsun yazmaktan çekinmeyiz.
Zira Türkkan’ın bodoslama açıklamalarını çekinmeden, ayrım yapmadan, sansürlemeden yayımlayan birkaç gazeteden biriyiz.
Fakat böyle belli belirsiz ifadelerle, sorumluluk üstlenmeden hatta sorumluluğu bize atarak,
ciddiyetten uzak dil ile basın metni yazarak gazetelere servis ederseniz buna müdahale ederim.
Bunun için kimsenin beni arayıp bir şey söylemesine gerek yok!
Yayıncılık ilkesi, kamu vicdanı diye bir şey var.
Biz o vicdanın sesiyiz.
İçime sinmeyen bir şeyin gazetemizde yer almasını istemedim.
Konu davalık olmak vs değil. Tanıyanların bileceği gibi, o davalar benim gözümü korkutmaz.
Hala da Sayın Katırcıoğlu’nun bu hakkı saklıdır.
Esasen bu tarz bir haberciliğin bize yakışmadığını anlatmaya çalışıyorum.
***
Burada Radiye Hanımın Körfez Belediyesi’nden ihale almadığını, iş kovalamadığını falan söylemiyorum!
Bilakis, duyumla yazmaya kalksak pek çok siyasi hakkında Türkkan’dan daha fazla bilgiye sahip olduğumuzu iddia edebilirim, bu başka.
Sadece iddialarınızı sahiplenmenizi, ciddi olmanızı, mümkünse spesifik bir şeyler ortaya koymanızı bekliyorum.
Bizim üzerimizden bizim ağzımızla konuşmayın!
En kısa sürede Sayın Türkkan’dan konuyla ilgili detaylı net bilgiler duymayı umuyorum.
Sanırım konu anlaşıldı.
***
Zaten ne oluyorsa bu danışmanlar yüzünden oluyor.
Kimi hatalı basın metni yollayarak başına iş açar,
Kimi milletvekilinin adını kullanarak iş kovalar.
Aman dikkat diyeyim (!)
İş kovalayanları biliyoruz da ispatla mükelleflik diye bir şey var.
Malum, bu işlerin ispatı öyle kolay olmuyor.
Bir gün o da olur bakarsınız (!)