CHP aradığı kanı bulacak mı?
Pazar günü CHP son ilçe kongresini Gebze’de yapacak.
İl kongresinde her zaman belirleyici olan Gebze, bu kez yüksek tansiyonlu bir kongre gerçekleştirecek.
Çünkü hali hazırda ilçe başkanlığına tam beş isim aday oldu.
Şu dakikaya kadar kimse yarıştan çekilmiş veya herhangi bir birleşme sağlamış değil.
*
Demokrasilerde çok seslilik güzel bir şeydir.
Özellikle il ve ilçe kongrelerinde tek adaylı olmayan bütün kongreler o partiye dinamizm katar.
Örgütleri heyecanlandırır, çalışma azmini artırır.
Ancak CHP demokrasi işin bazen abartıyor.
Kocaeli’de AKP karşısında hezimete uğrayan bir ilçede beş tane aday çıkması sizce ne demek?
Yerel seçimlerde Gebze’de başarıya bir tık kalmış olsa anlarım.
Ama fark yenilen bir ilçede “AYRIŞMANIN FOTOĞRAFI” olarak gördüğüm beş aday kime neyi anlatacak?
Üstelik geride bırakılan seçimde yönetim kademesinde sorumluluk alanların yeniden göreve talip olması bana hiç doğru gelmiyor.
*
İnsan olarak sevdiğim, iyi bir solcu olduğuna en ufak bir şüphe duymadığım mevcut ilçe başkanı Musa Yılmaz’ın adaylık ısrarını anlayamıyorum mesela!
Seçimi kazanamaz demiyorum, kazanabilir.
Ama CHP yerel seçimlerde Musa Yılmaz ve ekibinin nasıl bir yönetim sergilediğini yaşayarak tecrübe etti.
İşte bundan sonraki ısrarı benim aklım almıyor!
Orası kişisel hırsları tatmin yeri olmadığı gibi, intikam alacağınız yerler değil.
Karneniz ortadayken “bir daha, bir daha” demeniz CHP’ye bağlılık ilkelerinizle örtüşmüyor.
*
Aynı şekilde geçmiş dönemlerde hem de uzun sayılacak bir zaman diliminde Gebze ilçe başkanlığı yapan İsmet Kara da öyle.
Bana açtığı telefonda CHP bağlılığından söz etti durdu.
İyi de bundan kimsenin kuşkusu yok ki!
Benim anlamadığım taraf, madem CHP’yi bu kadar çok düşünüyorsunuz o zaman kenara çekilip gençlerin önünü açın.
En azından üç adaya insin, öyle değil mi?
Musa Yılmaz yakın geçmişin, İsmet Kara ondan bir önceki geçmişin izleridir.
Bu arkadaşların tarzını ben bile ezbere biliyorum.
Partiye heyecan katacaklarına gerçekten inanıyorlar mı?
Eğer öyleyse diyecek söz bulamıyorum.
*
Mesela diyoruz ki; İsmet Kara CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na pek yakın durmaz.
Daha çok Önder Sav-Baykal kanadına yakındır.
Ama kendisi bunu ret ediyor.
Gerekçe olarak da Kılıçdaroğlu’nun Adalet yürüyüşünü gösteriyor.
İstanbul-Ankara’yı işaret ederek, ortada bir başarı var, Genel Başkanımıza desteğimiz tam diyor.
Soruyorum; acaba İsmet Kara Adalet yürüyüşüne hiç katıldı mı?
Partiye maddi manevi katkıları sürdü mü?
Siyasi bir “Bedel” ödedi mi?
*
Ama aday olan o iki genç var ya, işte onlar bedelin kralını ödedi.
Adaylardan Sait Aydın, CHP’nin en zor zamanlarında görevler aldı.
Sokaklarda oldu, partisi için bir şeyler yapmaya çalıştı.
Peki ya, Gökhan Orhan…?
Çok yakinen bildiğim için rahatlıkla konuşma hakkına sahibim.
Gökhan Orhan CHP’li olmanın bedelini en ağır ödeyen onlarca gençten biridir.
Zaten partide bir bedel ödenecekse bu gençlere düşer.
Bir pasta paylaşımı yapılacaksa bu, kodamanlara düşer.
*
Gökhan Orhan aile hayatını bile ikinci planda tutup CHP için gözünü budaktan sakınmamış bir gençtir.
Cumhurbaşkanı tarafından hakkındaki şikayet nedeniyle yargılanmış, daha sonra Cumhurbaşkanının lütfuyla cezadan son anda kurtulmuş bir gençtir.
Ailesindeki herkes aktif siyasetin içerisindedir.
Teşbihte hata olmaz diyerek ifade edeyim, Gökhan adeta mimlidir.
Onun ne sıkı bir CHP’li olduğunu bilmeyen yoktur.
Hal buyken ailesini geçindirmek için yaptığı iş başvurularında CHP kimliği nedeniyle AKP’den korkan patronların “İzmir marşıyla” uğurladığı bir gençtir.
Ama bunlar onu yıldırmadı, usandırmadı.
Helalinden ekmeğini kazanıyor, eşi ve iki oğlunu geçindiriyor.
*
Baba oldu, artık içindeki ateş biraz olsun söner diye düşünenleri bir kez daha yanılttı Gökhan.
Bu kez aynı sevgiyi çocuklarına aşıladı.
Anne karnında Adalet yürüyüşüne mi katılmadılar, partinin STK’ların eylemlere mi gitmediler.
Seçtiği eş de CHP neferi çünkü.
Ve Gökhan’ın en büyük şansı-gücü, gençlik kollarında görevler almış eşi Cansu…
*
Size Gökhan Orhan güzellemesi yapıyorum sanmayın!
Bunun adı güzellemeyse çokta umurum değil ayrıca.
Ama yiğidin hakkını yiğide verme zamanıdır.
Ben Gökhan ve Cansu’nun evinin içini bilirim.
Geceler boyunca saatlerce CHP’nin gelişimi için nasıl çalıştıklarına, kafa yorduklarına birebir şahidim.
Gökhan, parti kültürü içinde yetişmiş, partinin tüm kademelerinde görev yapmış, Gebze’nin demokrasi güçleri içinde yer almayı başarmış;
Alevi olmadığı halde eşi ile birlikte “Gebze Pirsultan Abdal Kültür Derneği” kurucusudur.
İlkeler eşliğinde uzlaşmacı ve en önemlisi herkesin Kılıçdaroğlu’na bayrak açtığı zamanlarda
CHP politikalarını hiç tereddütsüz savunmuş, o politikaların gelişimine katkı sağlamak adına sorumluluk üstlenmiş ateşli bir genç!
Şimdi böyle bir tabloda CHP daha Allahtan ne ister?
*
Kılıçdaroğlu’nun sık sık “gençler göreve gelsin” mesajını partililer iyi okumalı.
İlçe kongrelerinde alınan sonuçlara baktığımızda bu yönde bir evrilme olduğunu söyleyebiliriz.
Ama daha da önemlisi Gebze beş adayı kaldıracak güçte değil!
CHP örgütünün ileri gelenleri, başta CHP Gebze bölgesinin Milletvekili Tahsin Tarhan
Adaylar arasında birleşmeyi sağlamalı.
Tarafı var veya yok, orasını bilmem.
Zaten bu işlerde taraf olunduğu halde olmuyormuş gibi yapmak siyasetin en afilli oyunudur.
Ama oraya takılmıyoruz, büyüklük yapsın yeter!
*
Kılıçdaroğlu Kocaeli’den herhangi birini görse “Gebze” nasıl diyor.
Buranın kurtulacağına bir türlü inanmıyor.
Birkaç yıl önce kendisiyle yaptığım röportajda demişti. “Gebze bizim boynumuzu büküyor.
Orayı bir türlü toparlayamıyorlar” diye.
“Program yapıyorlar, bir gidiyorum hepsi bizim partililer” dediğini hiç unutmam.
Şimdi duysa Gebze beş parça, herhalde kafayı yerdi.
Ama nereden duyacak ki (!)
*
Sözün özü; CHP Pazar günü Gebze’de kritik bir seçim yaşayacak.
Genç arkadaşların emeğine duyduğum saygı nedeniyle CHP için neler yaptıklarını, ne bedeller ödediklerini naçizane anımsatmak istedim.
Zoru görünce kafasını kuma gömenlerden, boş vaktini particilik oynayarak geçirme hevesinde olanlardan CHP artık uzak durmalı.
Gebze’ye Gökhan Orhan gibi ateşli, gözünü budaktan sakınmayan, gündeme hakim, çözüm önerileri sunabilen, ekip ruhuyla hareket eden gençler lazım.
Umarım Gebze bu kez aradığı kanı bulur.
Ama bunun için evvela birilerinin büyüklük yapması, erdemlilik göstermesi şart!
O erdemi gösteren çıkar mı, saatler sonra anlayacağız.