AKP bu isimlere kaldıysa..!
Birkaç gündür yazı yazmadım, gündemden uzak kaldım ama görüyorum ki AKP’de düğüm hala çözülmemiş.
Her an gazetenin biri “AKP İL BAŞKANI BELLİ OLDU” gibilerinden manşet atacak diye bekledim.
Ama olmadı. Bana da gelen kulis yoktu.
Gelenler herkesin bildiği şeylerdi, yani işin cılkı çıkmıştı.
Saçma sapan isimler öne sürülmeye başlandı.
Eğer bu isimlerden biri gelsin diye Abdullah Eryarsoy’un kafası koparıldıysa vay AKP’nin haline…!
Abdullah Köktürk’ü, Zihni Yılmaz’ı, Halil Vehbi Yenice’yi, Mehmet Ali Okur’u, Mahmut Civelek’i yorumlamaya kalkmayım.
Manzara ortada.
AKP şu anda il başkanlığı için sağlam bir adam bulamıyor.
Olanlar ise geminin yan batmaya başladığını gördüğünden sorumluluk almaktan kaçıyor.
***
İsim vermeyim; AKP’de iyi tokat yemiş biri bana demişti ki; “Bu saatten sonra Ak Parti’de il başkanlığı yapılır mı”
Bu sözü hala kulaklarımda yankılanıyor.
Bunu söyleyen alelade biri değil, önemli biri olunca” Vay be” dedim, “demek durum o kadar vahim”
Evet, durum o kadar vahim.
AKP adam gibi bir il başkanı bulup Erdoğan’ın önüne sunamıyor.
Sunulanların tamamı Erdoğan’ı tatmin etmiyor.
Niyet okumak gibi olacak ama söylemeden geçemeyeceğim.
Tüm bunlar gösteriyor ki, Erdoğan’ın kafasında onu ikna edecek tek bir isim var, o da Sibel Gönül!
Yapılan bütün varyasyonların sonunda oklar Sibel Gönül’ü gösterecek gibi duruyor.
Ve bu temayüller, Ankara görüşmeleri falan hepsi algı çalışmasına benziyor.
AKP tabanını bıkkınlığa sürükleyip, “Yeter, Sibel Gönül olacaksa olsun madem” dedirtmeye çalışılıyor.
Yani ters psikoloji uygulanıyor.
Sibel Gönül ise pusuda öylece kendine gelecek hayırlı telefonu bekliyor.
***
Bu benim kişisel kanaatim. Olursa şaşırmam, olmazsa cidden şaşırırım.
Bu iş Zihni Yılmaz’a, Köktürk’e, Yenice’ye kalacaksa bari Sibel Gönül olsun diyenlerin sayısında artma olduğunu da hatırlatmış olayım.
İlk olarak Ankara’ya giden beş ismi ise ağzına alan yok!
Gördüğünüz gibi AKP de CHP’lileşti. Adam harcamada üzerlerine yok!
Bakalım AKP’de durum ne olacak?
---------------------------------
İZMİTLİLER SOKAKLARI ÖZLEMİŞ
Birkaç gündür yazılarıma ara vermek durumunda kaldım.
Malum, havalar ısınınca gündem de boşa çıkınca bize de rehavet çöküyor.
Ama bu işler boşluk kaldırmayacak kadar önemli.
O yüzden elimizden gelenin fazlasını yapmaya devam edeceğiz.
Ne havanın rengi ne de gündem boşluğu bizi etkilememeli.
Bu şehir dinamik bir şehir. Günün 24 saati yaşayan bir şehir.
Yani üreteceğiz, üreteceğiz…
Bu kent insanının olan biteni bilmeye hakkı var.
Objektif açıdan bakabilen, gördüğünü yazabilen şunun şurasında kaç kişi kaldık?
O yüzden kamu adına faydalı bir işte çalışmanın sorumluluğunu unutmadan yola devam ediyoruz.
***
Bu hafta önemli bir haftaydı.
Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün gençlerimize armağan ettiği 19 Mayıs Milli Bayramımızı kutladık.
Bu yıl geçmişe oranla iktidarın da anma ve kutlama programlarına ilgisi dikkat çekiciydi.
Ama gönülden, ama zorundan… sebep neyse ne! Önemli olan bu özel günün özel muamele görmesi.
Nedense Milli Bayramlarımızla ilgili takınan tavrı yapmacık da olsa görmezden gelemiyorum.
En nihayetinde kim ne derse desin, kim Atatürk’ü ve onun yaptıklarını yok saymaya çalışırsa çalışsın, kim alternatif yollarla pasifleştirmeye çabalarsa çabalasın olmuyor.
Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer yine kürkçü dükkanı oluyor.
Tıpkı rotasını kaybeden birinin yolunu bulması için kullandığı pusula gibidir Atatürk ve onun çizdiği yol.
Ülkemizin fabrika ayarları öyle kurulmuştur çünkü.
Sistem bozulduğunda el-mecbur o ayara geri dönmek zorundasınız.
Kısacası bu memlekette yaşıyorsak Atatürk’e sevgide özgür ama saygıda mecburuz.
Beğenmeyen yallah Arabistana..!
***
19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramını görkemli biçimde kutlayan belediyeler arasında İzmit vardı.
Sosyal demokratlara geçen İzmit Belediyesi, son günlerin revaçta olan ses sanatçısı Mehmet Erdem ile şahane bir giriş yaptı.
İlk önce belediye binası önünde toplanan binlerce kişi ellerinde meşaleler, dillerinde marşlar ve sloganlarla Anıtpark alanına yürüdü.
Anıtpark’ta saatlerce bekleyen kalabalık ile belediye önündeki topluluk birleşince İzmit’te yer yerinden oynadı.
Oldukça profesyonel dizayn edilmiş sahnede saat 22:30’da başlayan konser İzmitlileri coşturdu.
***
Başkan Hürriyet’ gelince…
Yürüyüş yolundan alana gelmekte çok zorlandı.
Hürriyet’e karşı halkın sevgisinde gram eksilme olmadığını dün gece orada bulunan herkes gördü.
Hala ona olan hayranlıkları devam ediyor. Şahit oldum, sayısız insan fotoğraf çektirmek için birbiriyle yarıştı.
Tek bir kişiyi bile kırmadı, terslemedi. Sabırla onların gönlünü yaptı.
Konser ortalarında rahatlamış olan Hürriyet, ekibiyle birlikte Mehmet Erdem’in şarkılarına eşlik etti ve ortaya çok renkli görüntüler çıktı.
***
O arada şöyle bir dönüp kalabalığa baktım. Ayaklarım beni konser alanında gezmeye itti.
Her köşesini dolaştım. Anıtpark’ın içinde yeşilliklere yayılan insanlar keyifle konseri dinliyordu.
Bir akşamlığına da olsa insanlar mutlu oldu, stres attı.
Mehmet Erdem derseniz, her şarkısına satır satır eşlik eden kalabalığı gördükçe performansı ikiye katlandı.
***
Aslında olan şu:
Evet, sanatçı seçimi isabetli, sahnesinden tutun ses sistemine kadar her şey son derece profesyonel ama mesele bu değil.
Bu şehir birlikte gülmeyi, birlikte eğlenmeyi, hepsinden öte gece sokağa çıkmayı özlemiş.
Akşamın ilk saatlerinde hayatın bittiği İzmit’te İzmitliler kendine geldi, silkelendi.
Konserin ve Galatasaray’ın şampiyonluk kutlamalarının etkisiyle İzmit sokakları sahurda bile capcanlıydı.
Sokaklar gençlerden geçilmiyordu. İşte benim ve pek çok kişinin özlediği İzmit buydu.
***
Her açıdan dört dörtlük bir 19 Mayıs organizasyonuydu.
Alanda bulunanların dilinde ise, başkan Hürriyet’in İzmit’in kurtuluşu için hangi sanatçıyı getireceği sorusu vardı.
Çıtayı yükseğe koyan Hürriyet bakalım 28 Haziran’da nasıl bir sürprizle İzmitlilerin karşısına çıkacak?
Emeği geçen herkesin eline yüreğine sağlık.
Darısı diğer belediyelerimizin aşına olsun!
---------------------------------
GÜNÜN SÖZÜ:
Türk tipi motivasyon: Bu mal yapıyorsa ben de yaparım
Türk tipi empati: Aynı şeyi senin anana bacına yapsalar iyi mi?
Türk tipi sosyoloji: Elalem ne der?
Türk tipi felsefe: Çok düşünme kafayı yersin
Türk tipi sevgi: Ya benimsin ya kara toprağın
Türk tipi Adalet: Allah’ından bul..!
**********
Geleceğim, bekle dedi, gitti.
Ben beklemedim, o da gelmedi.
Ölüm gibi bir şey oldu.
Ama kimse ölmedi!
ÖZDEMİR ASAF