Gökkaya'nın ipi neden çekildi?

Aysun Özcan

Aysun Özcan

Tüm Yazıları

Şu Corona vakası bitse de normal gündemimize dönsek.

Söyleyeceklerimiz yarım kaldı.

Bildiklerimiz şişkinlik yarattı.

En önemli olayların bile kamuoyu etkisi en fazla o günle sınırlı kalıyor.

Mesela geçenlerde Kocaeli Üniversitesi’nde şok bir istifa olayı yaşandı.

Aslında istifadan çok görevden alma olduğunu şöyle ağdalı ağdalı yazamadım gitti.

Ne o, Corona çıktı…

Ama bu demek değildir ki gerçekleri yok sayacağız.

Hele şu sular bir durulsun, hele herkes normal hayata geri dönsün.

O zaman Öznur Gökkaya’nın neden görevinden ayrılmak zorunda kaldığına değineceğim.

Diyeceksiniz ki niçin bu kadar abartıyorsunuz?

Abarttığım falan yok.

Size on numara hikaye anlatacağım ama ahlak sınırlarını zorlamadan nasıl başaracağım konusunda hiçbir fikrim yok.

Basit bir istifa olsa banane, kime ne?

Kurum içi olan iş der geçerim.

Ama kazın ayağı hiçte öyle değil.

Daha önce AKP’den Körfez Belediye Başkan Aday Adayı olan Doç. Dr. Öznur Gökkaya’nın

Kocaeli Üniversitesi’nde musluğun iyi aktığı birimlerden birinin başında olması da ayrı bir yazı konusu.

O birimde kimlerle neler yaptığı, ne işler tuttuğu, nasıl organize olduğu gibi;

Pek çok soruya cevap verebilirim ama dedim ya; Corona gündemi içerisinde araya kaynamasın.

Sadece bana bu konuyu getirip bilgi verenlere, niye yazmıyorsunuz diye soranlara unutmadığımı hatırlatmak istedim.

Elbet bugünler de geçecek ve asıl gündeme geri döneceğiz.

İşte o zaman Gökkaya’nın neden ipinin çekildiğini daha net anlayacaksınız.

ŞANSLI DAMAT...

Körfez Belediye Başkanlığı süresince hakkında en fazla şaibe olan isimlerden biriydi.

Aslında İsmail Baran’ın kendinden çok, özel kalem müdürü olarak görevlendirdiği yeğeni Emrah Çoban daha çok gündemdeydi.

Deyim yerindeyse Emrah Çoban, İsmail Baran’ın yumuşak karnıydı.

Çoban, bulunduğu makamı hazmedememiş, ne oldum delisi olarak bir sürü abuk sabuk işler yaptı.

Ama konumuz bu değil.

Emrah Çoban örneğini vermemin sebebi, İsmail Baran’ın ne kadar basiretsiz bir idareci olduğunu anlatmak içindi.

***

Baran, 2014 yılı yerel seçimlerinde iddialı isimleri geride bırakıp Körfez Belediyesine aday gösterildi.

AKP’nin odun koysa seçim kazandığı dönemlerin devamı olan o seçimde Baran,

En yakın rakibine fark atarak belediye başkanı seçildi.

Tabi, keramet İsmail Baran’da değildi.

Tüm belediye başkan adaylarında olduğu gibi o seçim de Erdoğan’ın ismiyle kazanılmıştı.

Normal koşullarda AKP’ye gönül verenlerin büyük çoğunluğu İsmail Baran’ı hiç istemedi.

Çünkü önceki belediye başkanı Yunus Pehlivan döneminde Baran,

Körfez Belediyesi’nin yan kuruluşu olan YARPAŞ’ı batırmış, kendi de meteliksiz ortada kalmıştı.

***

İşte, İsmail Baran’ın içinde bulunduğu durum dolayısıyla onun adaylığını kimse ciddiye dahi almadı.

Ama gelinen noktada Baran, AKP’nin Körfez Belediye Başkan Adayı olmayı başardı.

Baran’ın adaylığı herkeste şok etkisi yarattı.

Kısacası hazmı kolay olmadı.

AKP’ye gönül verenler el-mecbur Baran’a oy verdi.

***

Peki, Baran bir yan şirketi dahi yönetemezken, ekonomik olarak bitikken, siyaseten hiçbir albenisi yokken nasıl oldu da aday yapıldı?

Sizin de takdir edeceğiniz gibi Ankara torpilli idi.

Ama Baran’ın bu torpili aile bağlarına dayalı idi.

Baran’ın eşi Bilge Hanımın ağabeyi İsrafil Kışla AKP’de önemli bir isimdi.

O da tıpkı Baran gibi aslen Artvinli idi ve hali hazırda Artvin’in kadrolu Milletvekiliydi.

İsrafil Kışla’nın muhafazakar çevrede gideri vardı.

İlim Yayma Cemiyeti’nde Genel Müdürlük ve Genel Başkan Yardımcılığının yanı sıra;

AKP Genel Merkezi Sivil Toplum ve Halkla İlişkiler Başkan Yardımcılığı yaptı.

Daha sonra da Cumhurbaşkanı Başdanışmanlığına getirildi.

***

İsrafil Kışla’nın Cumhurbaşkanı Başdanışmanı olması Baran’ı pek bir keyiflendirdi.

Forsu da artmıştı Baran’ın…

2019 yerel seçimlerinde tekrar aday yapılacağına inandı.

Ama gelin görün ki Baran’ın öyle kötü bir karnesi vardı ki, onu değil kayınbiraderi, Erdoğan bile kurtaramazdı.

Görev yaptığı zaman zarfında tıpkı YARPAŞ’ta olduğu gibi, belediyeyi bitirdi.

Ne varsa sattı savurdu. İlçesindeki sanayi kuruluşlarını iliğine kadar sıyırdı.

Hatta aday olmayacağı kesinleşmiş olmasına rağmen giderayak Tüpraş’tan ve Nuh Çimento’dan emlak vergilerini yılın başında peşin olarak almaya çalışmıştı.

Başkanlığının son günlerinde iyice çaptan düşen Baran, adı geçen fabrikalara belediyenin zabıta ekiplerini gönderip işlem uygulamaya kalkmıştı.

Parayı alamayacağını anlayınca da fabrikaların imar planlarını iptal ettirme kurnazlığına girişmişti.

Sözün özü İsmail Baran’ın, torpille geldiği makam ona on gömlek fazlaydı.

Yönetemedi, beceremedi, satıp savurdu, belediyede herkes istediği gibi at koşturdu.

Yeğeni Emrah bile Baran’ı pek çok konuda çırak çıkardı.

Görevi bırakmasının ardından İsmail Baran hakkında çeşitli spekülasyonlar ortaya atıldı.

Bazıları paraları alıp yurt dışına kaçmak isterken yakalandığını söyledi.

Saçmaydı ama bunların yakıştırılması bile Baran’ın ne kadar ayağa düştüğünün kanıtıydı.

***

Ve geldik bugüne…

İsmail Baran şimdi de aynı torpil silsilesiyle Kartepe Belediyesi’nin istisnai kadrosundan memur yapıldı.

Hem de 54 yaşında olmasına rağmen…!

Baran seçimlerin ardından buradaki yöneticilerle irtibata geçerek belediyelerde bir yere kapak atmaya çalıştı ama olmadı.

Hal buyken devreye yine forsu büyük olan kayınbiraderi İsrafil Kışla girdi.

Kışla, Baran’ın memurluk işini Ankara’dan çözdü.

Bunun için en uygun yer ise Kartepe Belediyesi’nin Özel Kalem Müdürlüğü oldu.

Özel Kalemde istisnai kadro ile Baran hızlıca memur oluverdi.

Bu olay kamuoyunda büyük tepkiye sebep olurken tepkilerin en büyüğü anlamsız biçimde Mustafa Kocaman’a idi.

Kocaman, Baran’ın memur yapılmasına rıza göstermiş gibi hedefe konuldu.

***

Kocaman’a telefon açıp konunun aslı astarı nedir, konuşmadım.

Demek istediğim Mustafa Kocaman’a bir Allahın kulu “Baran’ı memur yapar mısın” diye sormamıştır, ona söz hakkı dahi tanınmamıştır.

Çünkü emir büyük yerdendi.

Olacak dediler, oldu ve o da sustu.

Kartepe Belediyesi geçmiş yönetimde de bu tür kadrolara, memur geçişlerine hizmet etmesiyle ünlüdür.

Yarın öbür gün Baran’ın bir yere atanması yapıldıktan sonra boşa çıkacak olan o kadroya hangi siyasiler talip olacak kim bilir (!)

Sizin anlayacağınız İsmail Baran, şanslı damat olarak zorlanmadan hayatını idame ettirmeyi sürdürüyor.

Boşuna dememişler; şu hayatta eşini, işini, dostunu iyi seçeceksin diye.

Baran işini seçerken boyunu hep aşsa da eşini seçerken on ikiden vurmuş.

Şans diye buna derim ben…

AKP’nin şanslı damatlar kervanında yer alıyor Baran.

***

Ve geldik bundan sonrasına.

Acaba İsmail Baran’ı hangi kuruma verecekler?

Duyumlar büyükşehir olacağı yönünde.

Daha önce İzmit Belediyesi’nden atılan muhtar İbrahim Efe’yi büyükşehre alan Tahir Büyükakın,

İsmail Baran’ı da alırsa şaşırmamak lazım.

Ama bu durum muhtar olayına benzemez.

Muhtar olayına siyasi bakılsa bile en azından çalıştığı bir işi, kadrosu vardı yani yer değişikliği diye sindirilebilir.

Bunun ise vicdanlarda izahı yok!

Tamamen iki dudak arasından çıkan emirle, talimatla yaşı başı geçmiş birini haksızca memur yapıp sonra da büyükşehirle ödüllendirmek

En hafif tabiriyle kul hakkıdır.

Bakalım Baran’ı kim sahiplenecek?

---------------------------