Eryarsoy'u kimler harcamak istiyor?
Bugünlerde AKP oldukça hareketli.
Normalde AKP kongre sürecinde değil.
Ama AKP Genel Başkanı sıfatıyla Erdoğan, partide ciddi revizyon sinyali verdi.
Bunun Kocaeli ayağında ne olacağını ise kestirmek kolay iş değil.
Birileri ısrarla il başkanı Eryarsoy’u tartışmaya açsa da, tartışmaya açan tarafları da gözden kaçırmamak gerek.
Hani “Dinime küfreden Müslüman olsa bari” misali.
Ben Eryarsoy’un bu seçimlerde başarı grafiğinde çok fazla eksik görmüyorum.
Ancak bazı önemli kararlarda hataları olduğunu söylemeyi de ihmal etmiyorum.
Hiç olmayacak yerde risk aldı, risk alması gereken yerde riskten kaçındı.
Yani bazı usul hataları oldu diyebiliriz.
***
Ama Eryarsoy için geçmişteki il başkanları gibi kamudan nemalandı diyemeyiz.
Kurduğu paravan şirketlerle ona buna mal sattı diyemeyiz.
İl başkanı sıfatıyla aracılık hizmetlerinden çıkar sağladı da diyemeyiz.
Ancak bazı kişisel hırsları nedeniyle yaptığı hatalar kendine zarar verdi diyebiliriz.
Gereksiz yere kendine düşman yarattı.
Siyasetin ön yüzü olmayı öğrenme aşamasında yaşadığı kayıplar şimdi karşısına çıktı.
Ama tüm bunlar Eryarsoy’u kötü il başkanı sıfatına sokmaya yeterli sebepler değil.
***
Gördüğüm kadarıyla altını oymaya çalışan çok sayıda gruplar var.
Siyaseten bitik adamlar hala kendine alan açma peşinde.
Veya siyaseten ne etliye ne sütlüye karışmış silik tipler ortaya çıkmış vaziyette.
Hepsinin bir adayı, hepsinin bir hesabı var.
Kimler kimlerle iş tutuyor, inanamazsınız.
Tansiyon yükseldikçe hepsini isim isim konuşacağımız zaman gelecek.
Kısacası Abdullah Eryarsoy’un koltuğunu sallamaya çalışanların sayısı az buz değil.
Bakalım onların karşısında nasıl bir duruş sergileyecek?
---------
MEDYA, TATLI TATLI DÜMEN KIRIYOR!
Şu Demokrasi denilen şey ne de güzel bir şeymiş.
İnsanı özüne döndürüyor, otokontrolü sağlıyor, özgür hissettiriyor.
Demokrasi sayesinde insan, zincirlerinden kurtuluyor.
Korkularından uzaklaşıyor, dili çözülüyor, gerçekleri haykırıyor.
Ben Demokrasi kelimesini o kadar özümsemiş biriyim ki;
Bir gün herkesin “Demokrasi” kelimesinin tecellisinden haz alacağını tahmin dahi ediyordum.
***
Bakın, ülkemizde yapılan yerel seçimlerde iktidardakiler tarafından her ne kadar kabullenmesi zor olsa da müthiş bir Demokrasi şöleni yaşandı.
17 yıldır kendini bir biçimde baskı altında hisseden ve sayıları ülke nüfusunun neredeyse yarısına denk gelen insanlar,
Silkelendi, kendine geldi.
Yıllardır sayısız medya araçlarıyla iktidar güzellemesi yaparak gerçeklerin örtüldüğü ortamda medya dahil;
Bildiğiniz dili çözüldü,
Demokrasinin güzelliklerinden bahseder oldu.
Bunun adı “Dönüşümdür”, bunun adı “Kendine gelmedir”
Bunun adı bazen, “Dönemin adamı” olmadır.
***
Bizim medyamızda dönemin adamı olanların sayısı epey fazladır.
Onlar havayı öyle iyi koklar ki, şaşar kalırsınız.
Ne ara döndü, nasıl döndü, dönerken başı dönmedi mi
hayret edersiniz.
İlimiz medyasını iyi takip ederseniz onları bir bakışta çözersiniz.
Bakın bakalım yazılarında nasıl bir yalpalama başlamış.
Dümeni sola doğru kırmaya çalışırken nasıl da itinalılar…!
***
Onlar korkuları ve konforları nedeniyle kabuğuna çekilmiş makyavelist gazetecilerdir.
Şiddetli yağmurda, karda, tipide mutlak bir şemsiye altına girenlerdir.
Havanın yumuşadığını fark ettikleri ilk anda şemsiyeyi kenara atanlardır.
Öyle yazılar yazarlar ki, sanırsınız 17 yıldır teslimiyet içerisinde olan onlar değil de biziz..!
Burada gerçek anlamda dünya bakışı net olanları, bu bakışı savunanları ayrı bir kenara koyuyorum, saygı duyuyorum.
Benim bahsettiğimin ne olduğunu siz pek ala anladınız…!
Dönüşümü keyifle izlemeye devam ediyorum.
Tam döndüklerinden emin olduğumuzda biz de bu konuya yine döneriz:)
-----------------------------
SIRA ONLARA GELMELİ…!
Büyükşehir belediyesinde yenilenme hız kazandı.
Yeni başkan Büyükakın yavaş yavaş çalışma ekibini oluşturuyor.
Şu ana kadar daha çok eski başkan Karaosmanoğlu’nun özel çalışma arkadaşları olarak adlandırabileceğimiz, “Danışman” statüsündeki isimler belediyeden ayrıldı.
Bu da son derece doğal bir durum.
Bu tür kadrolar başkanla gelir başkanla gider.
Kendini bilen zaten o görevde kalmaz!
Nermin Tol, Abdullah Erol, Ömer Polat gibi isimler bu doğallıkta görevlerinden ayrıldılar.
Daha önce yazıya konu ettiğim, koordinatör sıfatında belediyeden binlerce lira maaş alan Adnan Bilgiç’in ise farklı yere koyuyorum.
Gitmesi gereken isimlerin başında geliyordu ve gitti.
Kendiliğinden gideceği yoktu, illa kapının gösterilmesi gerekiyordu ve gösterildi.
Bunu bir şey bildiğimden söylemiyorum.
Ama az çok Büyükakın’ı bu kent tanıdı.
Adnan Bilgiç’i orada tutmayacağını herkes tahmin eder.
Onun koruma kalkanı Karaosmanoğlu gittiğine göre o da gitmeliydi.
Allah için, Yüksel projeye pasladığı işlerle dünyalık yükünü de tuttu.
Bundan sonra belediyeden süt çıkması zordu.
Bir at kırk yıl koşmaz, öyle değil mi?
İyi bir hamleydi, tebrik ediyorum.
***
Ama yetmez…!
Daha gitmesi gerekenler var.
Genel sekreterlik makamının belirsizliği var, onun altındaki yardımcıları var.
Daire başkanları ve birim müdürleri var. Var da var…!
Büyükşehirde o kadar hantallaşmış ve bir o kadar da saadet zincirinin parçası olmuş tipler var ki;
Artık sıra onlara gelmeli.
Duyuyorum, belediyede herkes diken üstündeymiş.
Olsunlar bir zahmet!
Bu milletin parasıyla saltanat süren kim varsa oturduğu yer bir tarafına batsın!
“Acaba ben ne olacağım” diye beklerken, acıdan kıvransın.
Aynı şey diğer belediyeler için de geçerli.
Ne kadar rantiyeci, çıkarcı, iş bilmez, suratsız varsa hepsi temizlensin.
Madem12 belediyede değişiklik yapıldı, o değişiklik kadrolara da tümüyle yansısın!
-----------------------------
GÜNÜN SÖZÜ:
****
“Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Saraylar saltanatlar çöker kan susar bir gün
zulüm biter.
Menekşeler de açılır üstümüzde
Leylaklar da güler.
Bugünlerden geriye,
bir yarına gidenler kalır
bir de yarınlar için direnenler...
Şiirler doğacak kıvamda yine
Duygular yeniden yağacak kıvamda.
ve yürek,
imgelerin en ulaşılmaz doruğunda.
Ey her şey bitti diyenler!
Korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler.
Ne kırlarda direnen çiçekler
Ne kentlerde devleşen öfkeler
Henüz elveda demediler.
Bitmedi daha sürüyor o kavga ve sürecek
Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!”