Okuyucuya saygınız olsun

Aysun Özcan

Aysun Özcan

Tüm Yazıları

Pandemi nedeniyle yerel basında düşük vites yol alınıyor.

Her ne kadar yasaklar kalksa da hayat tam anlamıyla normalize olmuş değil.

Durum buyken kentte çok fazla aksiyon da olmuyor.

Bir de yaz mevsiminin rehavetini katınca ister istemez bir durağanlık oluyor.

Ama bu demek değildir ki meydanı boş bırakacağız.

Herkes elinden geldiğince bir şeyler yapmaya, üretmeye çabalıyor.

Siz bakmayın, ağzından ve kalbinden kötülük akan kalemlerin bizleri aşağıladıklarına.

Tükenmişlik sendromundan, eskisi kadar hürmet görememekten, eskisi kadar musluklara yanaşamamaktan son derece şikayetçiler.

O yüzden akşam sabah varsa yoksa belediyelerin, STK’ların, sendikaların bizlere verdiği ilanlara adeta kuduruyorlar.

Bizi hemen yandaş ve yalaka basın ilan ediyorlar.

Hani bir laf vardır, biz bunu yazanın cemaziyelevvelini biliriz diye.

Aynı o hesap.

Vakti zamanında sağcı-solcu farketmeksizin, muhafazakar kesimin kapısını aşındırdığı bu kişiler, iş bize reklam vermeye geldiğinde hemen yandaş oluyoruz.

Yemezler…

Bunu bıkmadan usanmadan her gün de yazsanız bizi istediğiniz konuma çekemeyeceksiniz.

“Fikri Işık’ı severim, Karaosmanoğlu’nu severim, Ömer Polat çok iyi dostumdur, Tahir Büyükakın ile her Çarşamba görüşürüm” diye ballandıra ballandıra anlatırken sen muhalif olacaksın;

Biz kentteki havayı yumuşatan, basını dördüncü güç kabul eden anlayışa “istemezuk” diyeceğiz.

Var mı böyle bir dünya?

Diğer taraftan bir türlü şekillendiremediğiniz sendika size reklam vermiyor diye hakaretlerinizi sürdüreceksiniz.

Diz çöktüremediğiniz kim varsa bizim üzerimizden onların itibarına ateş edeceksiniz.

Sonra da “gazetecilik yapıyoruz, doğruları yazıyoruz, ondan reklam vermiyorlar” diyerek kendinizi satacaksınız.

Satın…! Umurumuz değil.

Herkes neyin ne olduğunu ziyadesiyle biliyor.

Biz de şunu biliyoruz.

Her gün dilinizden düşürmediğiniz, imalı yazılarınızla bizi hedefe koyduğunuz, reklam veren o kurumlar var ya!

İşte, şimdi gelip size reklamın babasını veriyorum dese anında sus pus olursunuz.

Dedim ya, biz sizin evvelinizi biliriz.

Şayet öyle bir şey yaparlarsa sakın geri çevirmeyin o reklamı alın!

Çünkü internet gazeteciliğinin tek geliri reklamdır.

Biz yıllardır ne çekiyoruz, siz pek bilmezsiniz çünkü o dönemler siz altın çağınızı yaşıyordunuz.

Bizim işte reklamsız ayakta kalmak imkansızdır.

O yüzden ne verirlerse alın!

Böylelikle sizin de nasıl ayakta durduğunuzla alakalı şüpheler varsa hepsi son bulur.

İnternet gazeteciliğiyle yeni tanışan eski beyinlere duyurulur.

Atar yaparken kapıları tümden kapatmayın ki yarın bir gün “R” yapmaya yüzünüz olsun.

Hoş, nasıl “R” yapılacağını siz zaten çok iyi bilirsiniz.

Kim ne veriyorsa versin umurumuz değil.

Kime gider yaptığınız da…

Fakat kendi meslektaşlarınıza saygılı olmanız konusunda insanca bir talebimiz olduğunu bilin!

Bize değilse de okuyucuya saygınız olsun.

Bu mecralar kişisel hesaplaşma yeri değil, egoları tatmin yeri hiç değil.

--------------------------------------------------------------------

HAYALLER ANKARA GERÇEKLER KOCAELİ

CHP Kurultayı nihayet yapıldı.

Pandemi nedeniyle önlemlerin alındığı Kurultay oldukça sönük geçti.

Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun güven tazelediği büyük Kurultayda asıl heyecan Parti Meclisi seçimindeydi.

60 kişilik PM listesine kimlerin gireceği merak konusuydu.

Kocaeli özelinde ise Tahsin Tarhan-Cengiz Sarıbay ikilemi yaşanıyordu.

CHP Kocaeli il örgütü Cengiz Sarıbay’ı Yüksek Disiplin Kurulu’na taşımak isterken;

CHP Milletvekili Tahsin Tarhan PM üyeliği için Ankara’ya bastırdıkça bastırıyordu.

Ve bu yarışın galibi Tahsin Tarhan oldu.

CHP Kocaeli il örgütüne rağmen Tarhan, Kılıçdaroğlu’nun anahtar listesine girmeyi başardı.

Yani beklendiği gibi iş en tepeden halledildi.

Tarhan bu örgüte kalsa değil PM üyesi, delege bile seçilemezdi.

Çünkü daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi Tarhan’ın örgütle işi olmaz, örgütün de Tarhan ile…

Bunu bir aşağılama veya eleştiri anlamında söylemiyorum!

Adamın tarzı bu…

Baktı ki CHP örgütü ile yol yürüyemiyor, Darıca belediye başkan adaylığı için bile vize alamıyor; en iyisi Genel Başkana yakın olmak dedi.

Öyle de oldu.

Tarhan, hali hazırda Kılıçdaroğlu’na en yakın isimlerden biri.

Hatta öyle yakın ki Kılıçdaroğlu’nun kaybettiği hukuk davalarındaki tazminat vs gibi giderleri Tahsin Tarhan’ın karşıladığı söyleniyor.

Bunun yanında CHP Genel Merkezi’nin kimi harcamalarında Tarhan partisine oldukça cömert davranıyor deniliyor.

Olabilir.

Tarhan’ın yerinde kim olsa aynısını yapar.

Adam para konularını çoktan aşmış. Siyaseti seviyor, ülke gündeminde yer almayı seviyor, etiketi seviyor.

Dünyalığını yapan bir adamın kazandığı paranın bir kısmını partisine, inandığı dava için harcamasına şaşırmamak lazım.

Bu profildeki biri Kılıçdaroğlu’na her zaman lazım.

Siyaset aynı zamanda ekonomik güç demektir.

Bu açıdan bakıldığında Tarhan’ın Kılıçdaroğlu’nun anahtar listesine girmesi kadar doğal bir şey yok.

CHP’ye ve Tahsin Tarhan’a hayırlı olsun…

SAĞLAM TOKAT YEDİ

CHP Kurultayında merak edilen isimlerden biri de Cengiz Sarıbay’dı

İl örgütünün aklındaki tek isimdi.

Ama ne yazık ki il başkanlığı seçimiyle başlayan kurgu bu kez sekteye uğradı.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun yıllar içerisinde iki kez davetle il başkanı yaptığı Sarıbay Kılıçdaroğlu’ndan bir kez daha veto yedi.

Sarıbay’ı başarılı buluruz bulmayız o ayrı ama partinin tıkanma noktasına geldiği bir yerde verilen görevi kabul etmesi bile takdir edilesi bir durumdur.

Ancak siyaset o kadar acımasız ki son yapılan neyse akılda o kalıyor.

Geçen Kurultayda Sarıbay il başkanıyken Muharrem İnce’ye Kocaeli delegelerinden hatırlı sayıda oy çıkmıştı.

Kendi delegelerine hakim olamayan Sarıbay o Kurultayda Kılıçdaroğlu’na göre kötü bir sınav vermişti.

Tabi, Sarıbay’ın listeye alınmamasının tek sebebi bu değil!

Aynı zamanda Kocaeli il örgütünün basiretsiz yönetiminin de bunda payı var.

Geçmiş dönemin uzantısı olan mevcut yönetimin başındaki kişi Ankara’da ve örgüt üzerinde etkisiz eleman gibi.

O koltukta şöyle tecrübeli, bastımı ses getiren, Ankara’ya diklenebilen bir il başkanı olsaydı da görseydik bakalım Sarıbay’ı nasıl yazmadıklarını.

Böyle başa böyle tarak misali..

Kılıçdaroğlu yaptığı seçimle Kocaeli’yi gözden çıkardığını bir kez daha kanıtladı.

Kazanılması gereken büyükşehirler arasında dahi adını saymadığı Kocaeli için

Partisinin Milletvekili, hatta partinin Ankara’daki “sponsoru” gibi olan Tarhan’ı çalışma ekibine kattı.

O da biliyor Kocaeli örgütünden bir halt olmaz, bari vefamı göstereyim deyip, Tarhan’a istediğini vermeyi seçti.

Sanırım Harun Yıldızlı da bu işlerin kolay olmadığını, Kurultayda yediği sağlam tokatla daha iyi anlamıştır.

Demek ki neymiş, hayaller Ankara, gerçekler Kocaeli (!)

Ankara’yı yaşayanla Ankara için hayal kuranların yarışı böylece son buldu.