Salgın corona virüs; hastalık corona “fobi”

Malum 2020 yılı kırılmalarla başladı.

Önce Elazığ depremi oldu; korku, panik, gözyaşı.

Sonra çığ felaketi; korku, panik, gözyaşı.

Ardından Şehit haberlerimiz; korku, panik, gözyaşı.

Derken dünyayı kasıp kavuran virüs; korku, panik, ümitsizlik, kaygı, depresyon, fobi……

Yaşadığımız olumsuz duygu durum gün geçtikçe aşağı doğru hızla ilerliyor.

Dünyada malum bir salgın var. Tüm dünyayı etkisi altına almışken Ülkemizi teğet geçmesini dilerdik hepimiz.

Ancak maalesef tespit edildi ve yayılmasını önlemek amacıyla birçok önlem maddeleri ivedilikle uygulanmaya başlandı.

Başladı başlamasına ama virüsün yayılma gücünün yüksek olması ister istemez insanlardaki korkuyu arttırdı.

Salgının aniden ortaya çıkması, bilinmezlik ve yaşamı tehdit eden yapısı nedeniyle tüm insanlarda korku ve kaygıya neden olduğu ortada.

Sosyal medyada paylaşılan postlar, insanların bu olumsuz duruma sürekli maruz kalmasına neden olurken doğru bilginin yanlış bilgiden ayırt edilmesini de ayrıca zorlaştırdı.

Kişilerde yoğun stres, uykusuzluk, panik atak, fobi, iştah azalması ve isteksizlik gibi sorunlarda artış gösterdiği yoğun bir şekilde görülüyor.

Daha kötüye gitmeden bir an önce toparlanıp gerçekçi olmak ve durumu doğru değerlendirmek gerekiyor.

Şöyle özetleyelim o halde;

Bu virüsün ortaya çıkması bizim kontrolümüzde değildi. Yani biz cam kavanozun kapağını açık unutup virüsü dünyaya yaymadık sonuçta.

Çin’de başlayıp tüm dünyaya hızlı bir şekilde yayıldı. Bugün maalesef ülkemizde tespit edildi ve bununla ilgili Devletimiz acil önlemler alarak her vatandaşın uymasını istediği bilgilendirmeleri yaptı…

Eminim ki duymayan kalmamıştır…

Bu nedenle yaşamsal faaliyetlerimizde değişiklikler yapmak ve kısıtlamalar getirmek de kaçınılmaz oldu.

Değerli okurlarım; evet, böylesi bir durumda sosyal hayatımız, iş hayatımız ve eğitim hayatımız gibi önemli alanlar etkilenecek.

Ancak unutmamalıyız ki, virüse yönelik farkındalığımızın artması, yaşanan olumsuz psikolojik durumların kontrol altına alınmasında büyük önem taşıyor.

Bu gerçeği kabul ettikten sonra panik halinden çıkıp gerekli önlemler konusunda bilinçlenerek buna uygun adımlar atılması önemli.

Hangi adımlar bunlar

;

Okullar önlem amaçlı tatil edildi. Çocuklarımız alışveriş merkezine ya da kafelere gitsin diye değil.

Sarılmak ve el sıkışmak ertelendi. Biz sıcakkanlı bir toplumuz sarılmadan olmaz diyerek hala sarılmaya devam edelim diye değil.

Alışveriş merkezleri, marketler gibi kalabalık ortamlara zorunlu olmadıkça girmeyin uyarılarında bulunuldu. Bu uyarılara aldırış etmeyen bilinçsiz insanların rahatça alışveriş yapması için değil.

Mümkün oldukça evde vakit geçirin denildi. Evde otur otur canımız sıkıldı, hadi üç beş arkadaşı arayayım da komşu oturması yapalım diye değil.

Camilerde Cuma namazı kılınmasıyla ilgili; “Tedbir Mümin’den Takdir Allah’tandır” denildi. Takdir her zaman Allahtan’dır şüphesiz ancak ya Mümin tedbir almazsa???