Mizahı anlamayan ahmaklara gelsin…!

Aysun Özcan

Aysun Özcan

Tüm Yazıları

Dün akşam yorgunluktan ve yoğunluktan bunalmış olarak telefonumu birkaç saat kapattım.

Kendimi dinledim, huzura ermeye çalıştım, seçim yorgunluğunu hala atamamıştım.

Derken telefonumu açayım, neler var bakayım dedim.

Aman Allahım…! O üç saatlik boşlukta resmen Kocaeli’nin gündemi olmuşum.

İlk başta olayı algılayamadım, “ben ne yapmış olabilirim ki” dedim.

Dostlar, arkadaşlar tarafından onlarca Whatsapp mesajıyla bana aynı ekran görüntüsünü atmış. Bundan haberin var mı demiş ve bir o kadar da arayan olmuş.

Selim Çoban adlı biri, benim bir paylaşımımı alıp, sosyal medyada aklı sıra bana gider yapmış.

Selim Çoban kim, bu paylaşımı nereden gördü de bunu yazdı, benle ne zoru olabilir, bunun mizah olduğunu anlayacak kapasite yok mu gibi sorular kafamda uçuşurken, dakikasında olayı çözdüm.

Evet, ben Whatsapp durum mesajında gün içinde beni tebessüm ettiren bir sözü paylaşmıştım.

Peki o paylaşımımda ne yazıyordu, hemen tekrar edeyim:

“Cumhurbaşkanının da işi zor. Sarayına gitse Ankara CHP’de

Yazlık sarayına gitse, Muğla CHP’de

Eskisi gibi Rixos’a tatile gitse Antalya CHP’de

Canı kebap çekse Adana CHP’de

Tantuni çekse Mersin CHP’de,

Çok sıkıldım ya, biraz Boğaz havası alayım dese İstanbul CHP’de…”

Yazısını paylaşıp anlamayan ahmak kalmasın diye sonuna gülücük koydum.

Ama ahmaklar anlamamış.

Bunun bir mizah olabileceğini düşünmemiş, gaza gelmiş ve bana döşenmiş.

Demiş ki Selim Çoban adlı vatandaş;

“Sözde gazeteci Reisle dalga geçiyor bu sözde gazeteciye reklam verirken (özellikle Ak partili belediyeler) bir kere daha düşünün. Reis adına bizzat takipçisi olacağım”

Selim Çoban benim telefon rehberimde olan biri değil.

Ona rağmen Whatsapp durum mesajımı görüp ekran görüntüsü alması mucizeydi.

Ama ben o mucizeyi çabuk çözdüm.

Durum mesajımı gören kişiler arasında, bu meslekte dışarıdan tek bir reklam alamadığı halde varlığını belediyelere ve yan işlerinde onlardan aldığı ihalelere borçlu olan biri vardı.

Beni adım adım takip eden, başarımızı hazmedemediğini bildiğim bu şahıs paylaşımımı alıp Selim Çoban’a atıyor ve bir başka yandaş da bunu haber diye satıyor.

Olay gayet net, anlıyorsunuz değil mi?

İşin bu boyutunu geçiyorum.

Çünkü medya sektöründe dost olmaz.

Hele hele öndeyseniz işte böyle ayağınızın takılmasına bakarlar.

Anında aforoz ederler, hiç anlamazsınız bile.

Bunu bildiğim için her zaman mesafemi muhafaza ederim.

Kendimin daha iyi olmadığını anlayacak kadar mütevazı, daha farklı olduğumu anlayacak kadar zekiyimdir.

Dolayısıyla benimle gurur duymalarını beklemiyorum.

Hazmetmelerini de…

***

Şimdi gelelim Selim Çoban’a…

Kendisi çiçeği burnunda bir siyasetçi.

AKP İl yönetimine yedeklerden gelmiş bir isim.

Heyecanlı bir tip, rüştünü ispat etme çabası var.

AKP’nin kurucu üyelerinden Mehmet Çoban’ın oğlu.

Babası aktif siyasetten elini çekip meydanı oğluna bırakmış falan gibi düşünmeyin hemen.

O farklı kulvarda yer tutmakla meşgul.

Çok sevdikleri Recep Tayyip Erdoğan’a fırsat bulsa kalkışma içinde olacak olan hareketin bizzat içinde yer alıyor.

Yani Abdullah Gül ile hareket ediyor.

Bundan aylar önce Abdullah Gül, eski bakanlar Nihat Ergün ve Osman Pepe’nin de yer aldığı bir toplantıya ev sahipliği yapacaktı.

Bu toplantının yapılacağını yine bir gün evvelinden ben deşifre etmiştim.

Anında tornistan yapılıp toplantı ertelenmişti.

Sanırım daha sonra Sapanca’da yapıldı, öyle hatırlıyorum.

Mehmet Çoban’ın bu toplantıları Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanını alenen eleştiren Tweetleriyle aynı zamana denk gelince Çoban, bunu “geleneksel hindi ziyafeti” olarak adlandırmıştı.

Ama sık sık bir araya geldikleri zaten tescilli bir durumdu.

İşte böyle “SİYASİ YELPAZESİ GENİŞ” bir ailenin ferdi olan Selim Çoban;

Herkesten hızlı “Reisçi” kesilmiş.

Beni Cumhurbaşkanıyla dalga geçmekle suçlamış ve AKP’li belediyelerde bana reklam verenleri takip edeceğini söylemiş.

Ne kadar cahilce bir söylem…!

***

Bir kere şunu belirtmekte yarar var.

Ben Devletçi bir gelenekten geliyorum.

Bizi yönetenin partisine, kimliğine bakmam!

Cumhurbaşkanlığı makamına saygı duyarım.

Türkiye Cumhuriyeti’nin

o makamı elde edebilmek için ne bedeller ödediğini iyi bilirim.

Senin mantalitendekiler padişahlığı, sultanlığı savunurken ben Cumhuriyet diye bağıranlardanım.

Ve bugün temsilde kim varsa benim Cumhurbaşkanımdır.

Dışarıdan gelecek en ufak bir müdahalede yine onu savunacak olan ben ve benim gibi Devletçi geleneğe bağlı insanlardır.

Sizin gibi ilk fırsatta satanlardan olmam! Bunu da 15 Temmuz’da ki duruşumuzla ispat ettik.

Boşuna bana Reisçilik oynamayın!

O çok sevdiğiniz Reisi oradan indirmek için çabalayanlara çanak tuttuğunuzu bu millet görmüyor mu?

***

Senin il yöneticisi olman bile mucizeyken

neyine güvenip bana racon kesiyorsun?

Bu belediyelerin kime reklam verdiğini takip etmek sana mı kaldı? Sen kendini il başkanından üstte mi görüyorsun?

Ayrıca bu şehirde uzlaşı dili geliştirme çabasında olan ve bize kendini doğru ifade etmek için kapı aralayan partinin de mi farkında değilsin?

Reisi de mi takip etmiyorsun?

Bak Sayın Cumhurbaşkanı geçenlerde kendisine en ağır eleştirileri yapan Sanatçı Fazıl Say’ın konserine gitti, onu alkışladı.

Buna ilaveten yine kendisine ağır sözler sarf eden ODTÜ’lü öğrencileri affetti.

Hiç mi takip etmiyorsun?

Mizah denen şeyin nesini anlamıyorsun?

Mizahı olmayan şeylerin izahı olmaz

, öğren bunu Selim kardeşim.

Belli ki birilerinin gazına gelmişsin ama yanlış yere tosladın.

Ben bilerek ne kimseye yanlış yaparım ne de kendime yanlış yapılmasına müsaade ederim.

Evet, pişman oldun, paylaşımını kaldırdın biliyorum.

Fakat yüzlerce insanın bu paylaşımı alıp sayfalarında paylaşmasıyla, yemediğim hakaret ve küfürleri görmezden gelemem!

Bunun bir dönüşü olmalıydı, oldu.

Dün akşam benimle meşhur oldun,

bu da sana ikinci kıyağım olsun istedim.

***

Ama şunu bil; sandığın gibi belediyelerden beslenen beslemelerden değilim.

Yani bunu takip etmek için boşuna mesai harcama.

Ben kimseye koz vermem, adam gibi işimi yaparım.

Öyle taşımacılık, PVC işi gibi ihaleler alacak yan kollarım da yok!

Etrafımda yaptığım işe saygı duyan, bu gazetenin yaşaması için benimle birlikte çırpınan güzel insanlar var.

O yüzden sen aklını benimle meşgul etme.

Gel, bu işlerden vazgeç ve gerçek anlamda Reisini örnek al!

O ki, kendini eleştirenleri affedip, yeni bir formatla toplumun karşısına çıkmayı içselleştirmişken gündemin gerisinde kalma!

Mizah kötü bir şey değildir, bilakis keşke daha fazlasını yapabilsek.

Gün içinde Cumhurbaşkanıyla ilgili o kadar çok mizahi paylaşımlar yapılıyor ki, buna takılmana anlam veremedim.

Bana yolladığın aracılardan anladığım kadarıyla birileri seni fena gazlamış.

Üzüldüm gerçekten, umut veren bir genç olarak bakıyordum meğer maşalık etmeye daha müsaitmişsin!

Bu yazı üzerinden yeni hakaretler bekliyorum senden ve taraftarlarından.

Bana vız gelir tırıs gider!

Çünkü ne yaptığımın farkındayım.

Ve ne yaptıysam bilerek, isteyerek yapmışımdır, bende senin gibi “R” olmaz!

Ama yine de senin adına üzülmedim desem yalan olur!

Oysa bir özür her şeyi çözerdi!