Büyükakın anlattı... Koordinatörler ne yapacak?
Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın
Geçtiğimiz günlerde farklı bir yönetim modeliyle ortaya çıktı.
Kocaeli’ni birbirine sınır ilçelerle üç bölgeye ayıran Başkan Büyükakın
Dört ilçeden her birine yeni koordinatörler atadı.
Büyükakın’ın daha önce denenmemiş bir modeli hayata geçirmesi kentte değişik yorumlara neden oldu.
***
Göreve geldiği günden bu yana tasarrufa yönelik adımlarıyla öne çıkan Büyükakın’a
Kimileri “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” derken
Kimileri ortaya konan modeli çok akıllıca buldu.
Birkaç gündür toplumdaki yansımalara baktığımda ise yapılan tüm yorumların havada kaldığını, koordinatörlerin görev açılımlarının ne olduğunu kimsenin tam manasıyla bilmediğini gördüm.
Buna kendimi de dahil ettim.
Bu konu öyle üstten geçilecek, yorum yapılacak bir konu değildi.
İyice anlayıp dinlemek gerekiyordu.
***
Büyükakın konuyla ilgili bir bilgilendirme toplantısı yapar diye bekledim ama yapmadı.
Belki gerek görmedi belki herkesi kendi gibi zannetti.
Oysa bu milletin kafası farklı çalışır.
Mesela biz gazeteciler için de durum aynıdır.
Hemen popülist yaklaşım sergileriz.
Konu en çok neresinden reyting alacaksa orasından tutarız.
“Acaba bu koordinatörler neye göre seçildi? Büyükakın kendine kemikleşecek kök salacak ekip mi kuruyor?
Seçtiği isimleri incelediğimizde kendine yakın duran isimler olduğunu görüyoruz.
Yoksa bunlara gelir sağlamak adına öylesine yapılmış bir şey mi bu? Bu adamlardan gerçek anlamda verim bekliyor mu, yine makam araçları gündeme gelecek mi?”
gibilerinden bir sürü soru üretebiliriz.
Ama bunun için evvela Başkan Büyükakın’ın ağzından koordinasyon modelini dinlemek gerekiyordu.
***
Bu nedenle bugün Başkan Büyükakın’ı arayıp “Nedir bu koordinatörlerin görevleri, tam anlamıyla ne yapacaklar” manasında birkaç soru sordum.
Büyükakın gayet açık ve net biçimde konuştu.
Dediğim gibi ona göre çok doğal bir iş yapmış modundaydı.
Benim bunu fazla abarttığımı düşündüğünü dahi hissettim.
Ama olsun, hiç sakıncası yok çünkü bu olayı önemsiyorum.
Yeni başkan, yeni anlayış yeni vizyon dedik en başında.
15 yıllık yönetim tarzının bitmesi sonucu atılacak her adımı ciddiye alıyorum.
Biz soralım, bilgilenelim sonra da takipçisi olalım.
***
Abdullah Köktürk, Nihat Abiş ve İbrahim Pehlivan’dan oluşan koordinasyon ekibi
Büyükakın’ın omuzlarındaki yükü ne kadar alır bilemem.
Ona fayda getiri mi, şimdiden yorum yapmak zor.
Ancak görünen bir şey varsa o da Büyükakın’ın radikal kararlar almada ve uygulamada inatçı olduğudur.
Daha önceki dönemlerinde hayata geçirdiği projelerde karşılaştığı sıkıntıların ona böyle bir karar aldırdığını düşündüm aslında.
Vatandaşla büyükşehir arasında birilerinin sahada olup toplumu doğru bilgilendirme, anlık sorunlarda çözüme kavuşturma, sorunu yerinde tespit etme açısından bakıldığında bu model iyi bir model.
Benim tek kaygım, görevlendirilen isimlerin ne kadar yeterli geleceği yönündedir.
Onlar Büyükakın adına sahayı denetlerken biz de onların yaptıklarını gözlemleyip yorumlarımızı ona göre yapacağız.
Şimdiden bir yorum yapmak, önyargıdan öteye geçmez.
Hele sistemi kavrayalım ilk önce…
***
Üç koordinatörün ne iş yapacaklarını Büyükakın’dan öğrenelim…
*Sayın Başkan, Koordinatörlerin yetkileri nedir?
Koordinatörler icracı değiller. İcra belediyenin Genel Sekreteri, Genel Sekreter Yardımcıları, Daire Başkanları, Şube Müdürleri eliyle yürür. Bu arkadaşlarımız bana karşı sorumlu olarak çalışacaklar.
*Yani gördükleri aksaklıklara müdahale etme, talimat verme yetkileri yok?
Büyükşehir belediyesinin sahadaki işlerini vatandaşa yansıyan yüzleri açısından değerlendirme yapacaklar. Biz bir iş yaparken hayatın akışını etkiliyor. Bu arkadaşlarımız belediye işlerinin vatandaşa dönen yüzü açısından nasıl gittiğini bana raporlayacaklar ama bunlar aracılığıyla bürokrasiye talimat verilmeyecek. Bürokrasinin talimatını ben vereceğim.
*Tam olarak neler yapacaklar?
Başkanın gözetleme ve denetleme görevi var, bu görevi layıkıyla yapabilmek için üç bölgede sürekli sahada olacaklar. Yani ofisten ziyade saha görevlisi olacaklar. İcracı değil, istişari görevleri var ve bana bağlı olarak çalışacaklar.
İkinci görevleri; sivil toplumum önemi giderek artıyor. Bizim de gönül belediyeciliği kavramına bir vurgumuz var. Bunu layıkıyla yapabilmek için iki milyonluk bir şehirde sivil toplumla, vatandaşlarla daha yakın bir temas kurmak onların içinde olmak için takviye edici görevleri olacak. Yani onlar sahanın nabzını, vatandaşın düşüncelerini tutmaya çalışacaklar. Takdir edersiniz ki iki milyonluk bir şehirde sürekli vatandaşın arasında olmam için bir takviye lazım. Bu manada dernekler, vakıflar, hemşeri dernekleri gibi yapılarla sürekli temas içinde olacaklar. İnsanların iyi-kötü günlerinde onların arasında olacaklar. Örneğin bugün Gebze tarafındayım ama diğer taraflarda yokum. Bu arkadaşlar aracılığıyla ben çok daha etkili biçimde gönül belediyeciliğini hayata geçirme imkanı bulacağım.
*Koordinatörlere makam tahsis edece misiniz?
Ofis anlamında kullanacakları bir ofis olacak. Gebze bölgesinin sorumlusu Gebze Belediye binası içinde var olan ofislerden birini kullanacak. Diğerleri de merkezlerdeki ofisleri kullanırlar. Ama daha çok dışarıda olacaklar. Tabi bir görüşme talebine karşılık mekanlarının olması da gerekiyor.
*Makam araçları olacak mı?
Araçları olması lazım çünkü sonuçta sahada sürekli gezmeleri gerekiyor. Dört ilçeden sorumlu olacaklar bunun için bir aracın olması kaçınılmaz. Her gün bir ilçeye gitse bile oralarda sürekli gezmesi gerekecek. Bir taraftan büyükşehrin işlerinin vatandaşa yansıması, onların koordinasyon içinde gidip gitmediğinin gözlenmesi, öbür taraftan sivil toplumla, muhtarlıklarla temasların kurulması açısından baktığınızda bir araç zorunlu hale geliyor.
*Araçları kendileri mi kullanacaklar yoksa şoförleri olacak mı?
Evet, şoförlerinin olması lazım. Bu garip mi? Garipse bilmek isterim. Sürekli sahayı gezecekleri için şoförlerinin olmasında bir sakınca görmüyorum.
*Peki, büyükşehirden maaş alacaklar mı?
Tüm bu yapılacak olan işlere baktığınızda bunun bir bedelinin olması lazım. Maaş almamalarını beklemek çokta anlamlı değil. Bu hizmetleri yapan herkesin bir karşılık alması son derece doğal.
*Sizin getirdiğiniz koordinasyon modeli daha önce denenmiş miydi? Bunun daha önce denendiği ama tutmadığı yönünde söylemler duyuyorum?
Benim de içinde bulunduğum büyükşehir belediyesinin son üç döneminde böyle bir model yok. Doğrudan başkana bağlı çalışan bir koordinasyon görevi yok. Dolayısıyla denenmiş ve başarısız olmuş demek doğru değil. Orada kafa karışıklığı yaratan şey şu. Sanki ilçe belediye başkanlarının üzerinde bir görev yapacaklarmış, oraları denetleyeceklermiş gibi bir algılama var.
*İlçe belediye başkanlarını denetlemeyecekler mi?
Bu denetim yetkisi büyükşehir belediye başkanında bile yok. Yani ben ilçe belediye başkanını denetleyemem. Dolayısıyla benim adıma sahada olan birinin ilçe belediye başkanlarını denetlemesi beklenemez. Bu tamamen bir yakıştırma. Dediğim gibi o arkadaşlarımız tamamen büyükşehir belediyesi adına görevli olacaklar.
***
Son olarak Büyükakın şunu ekledi:
“Bu arkadaşlarımız benim adıma söz vermeyecekler, benim adıma talimat vermeyecekler, konuşan ağzım, yapan elim olmayacaklar.
Sadece gören gözüm, duyan kulağım olacaklar”
diyor.
Yani hiçbir icra yetkilerinin bulunmadığının altını çiziyor.
Sanırım anladınız…