Kadere teslim olduk
17 Ağustos depremiyle ilgili bir şeyler yazmak zorundaymışım gibi hissediyorum kendimi.
Ama bir yanım o günü hafızamdan silmem için beni zorluyor.
Gerçekten çok zor günlerdi.
En büyük tesellim ise birinci, ikinci, üçüncü dereceden hiçbir yakınımı kaybetmemek oldu.
Ancak bu teselliye sevinme aralığımız birkaç saat ile sınırlıydı.
Çünkü yakınını kaybeden, ailesinden haber alamayan, enkazın içinde yardım gelmesini bekleyenleri gördükçe;
Yaşadığınıza şükretmek bile o insanlara haksızlık gibi geliyor.
Gün ağardığında ortaya çıkan manzaranın ardından artık hayatın bittiğini düşünüyorsunuz.
***
İçimde en ufak bir yaşama sevinci kalmamıştı.
Hatta 45 saniyede ne olduğunu anlamadan son nefesini veren insanlara imrenirken buluyorsunuz kendinizi.
“Anlamadan gittiler, şehit oldular, bu da bir temiz ölüm” diyorsunuz.
Bizim için küçük bir kıyametti.
Atlatması hiç kolay olmadı.
Hala aynı evde altı katlı binada oturuyoruz.
En küçük bir hasar yok ama yine de tedirgin oluyorsunuz.
Bir günden bir güne aklımdan çıkmıyor. O Zaman çocuklar yoktu ama şimdi var.
Ya tekrar yaşarsak, nasıl baş ederim diyorsunuz.
***
Ne dersek diyelim kaderin önüne geçilmiyor.
Aylar boyunca korku tüneli gibi gözümün önünden gitmeyen, yuva olarak baktığım o eve adım atamadım.
Ama sonra mukadderat diyorsunuz, kadere hayra ve şerre inanıp, yaradana sığınıyorsunuz.
Yazımız neyse onu yaşamaya razıyım diyorsunuz.
Ölüm oradan gelecekse bir şekilde bizi bulur diye düşünüyorsunuz.
Yani teslim oluyorsunuz.
***
Ama biz kadere teslim olurken başımızdaki yetkililer de aynı düşünmesin istiyoruz.
Depreme hazırlık konusunda öncelikleri olsun diyoruz.
Hala yüzlerce hasarlı bina var yıkılmayı bekleyen ama kimse bir şey yapmıyor.
Hala 17 Ağustos’un izleri Gölcük’ün cadde ve sokaklarında öylece duruyor.
Aradan 20 yıl geçmesine rağmen ortada depreme yönelik sağlıklı bir çalışma, ciddi bir önlem göremiyorum.
Yine Allaha emanetiz.
Tabi ki Allaha emanet olmak güzel bir şey ama Allah bir taraftan da aklı ve bilimi öncelemiş.
O zaman neyi bekliyoruz?
***
Bu vesileyle 17 Ağustos felaketinde canlarını yitiren tüm vatandaşlarımıza bir kez daha Allahtan rahmet,
Yakınlarına sağlıklı uzun ömürler diliyorum.
Allah aynı acıyı düşmanımıza dahi yaşatmasın.
---------------
KUSURSUZ BİR ORGANİZASYONDU
Aslında bu mesleğe adım atmam, başarılı iş insanlarının serüvenlerini kaleme alarak başladı.
Tevazuya gerek yok kimsenin kolay kolay yapamayacağı bir işti benimkisi.
Her hafta hiç ara vermeden, iş yaşamında belli noktaya gelmiş, istihdam yaratan, hatta ülke çapında güzel işler başaran girişimcileri, fabrika sahiplerini, sanayicileri ticaret erbaplarını;
Tam beş yıl boyunca sayfamda konuk ettim.
Bu sayede önemli insanlar tanıdım, onların hayat tecrübelerinden istifade ettim.
Beşeri ilişkileri önemsediğimden pek çoğu ile arkadaş, dost, kardeş olduk.
Hala da diyaloglarımız devam ediyor.
***
Onların dünü ile bugünkü konumlarına baktığımda kat ettikleri mesafeyi görmek beni mutlu ediyor.
Aralarında ekonomik krizlere dayanamayanlar, bir sebeple yok olup gidenler yok mu, elbette var.
Ama bugünkü ekonomik koşullara rağmen başarı çıtasını her geçen gün yukarı taşıyanlar takdiri en fazla hak edenlerdir.
Mesela Filiz Akkaş, Sevim Güral, Abdin Öztürk, Cezmi Çiçek gibi isimler ilk aklıma gelenler.
Bu saydığım isimler her koşulda ve şartta başarı trendini yükseltmeye devam ediyor.
Zaman zaman onlardan bahsetmeyi sürdüreceğim.
Bugün biraz Cezmi Çiçek’ten bahsedeceğim.
***
Malatyalı iş adamının yıllar önce ilimize gelerek su içine girmesiyle başlayan serüveni tüm hızıyla devam ediyor.
Önce Gölcük’teki Gürpınar su dolum tesisleriyle adını duyurdu.
Küçük bir tesisi iddialı hale getirerek, büyük yatırımcı olan ASAŞ Holding’in dikkatini çekti ve tesise ortak etti.
Ardından Yuvacık suyu bünyelerine kattı.
O esnada doğaya ve hayvanlara olan sevgisi, onu hayvancılıkla buluşturdu.
Bu kez yanında ortakları yoktu. Tek başına Vadi Besicilik Çiftliğini kurdu.
Yanılmıyorsam dört-beş yıldır bu çiftlikte kurban organizasyonu gerçekleşiyor.
Her yıl artarak devam eden satışlar sayesinde Vadi Besicilik kendi rekorunu kırıyor.
***
Biz, bu sene de her zaman olduğu gibi Allah kabul etsin; kurbanımızı Vadi Besicilikte kestik.
Sabah saat 10’da burada olun denildi, 10’da oradaydık.
Bu kez ne trafik karmaşası ne insan fazlalığı ile bir yığılma vardı.
Her şey daha sistemli ve daha profesyoneldi.
Misafirler için ayrılan alanda insanlar bol kepçeden pilav ve kavurma yedi.
Çay, su, meşrubat, hepsi şirkettendi.
Beklerken haliyle oradaki insanlarla sohbet ettik.
Biraz da merakımdan birkaçını yokladım.
Bakalım şikayet eden var mıydı, durumdan memnunlar mıydı diye…
Bir tanesi durumu şöyle yorumladı.
“Çay var, çorba var, kavurma var, pilav var, etler paketlenip arabaya yükleniyor, daha ne olsun. Adam yapmış yani, böyle kurban kesmeye ne var” dedi.
***
Genel anlamda herkes memnundu.
Son derece hijyenik koşullarda etler yere değmeden hazırlanarak kalın poşetlere, oradan da karton kutulara forkliftlerle taşındı.
Biz, sabah mahmurluğunu üzerimizden atıp kavurma yiyelim derken bir baktık ki işlem bitmiş.
İki saatte kurbanımızı teslim ettiler.
Bari Cezmi Beye teşekkür edelim, helallik alalım dedik ama nerede…
Ara ki bulasın…
Kusursuz bir organizasyon olması için ırgat gibi sağa sola koşturduğu için kendisini göremeden Lütfiye köyünden ayrıldık.
Daha sonra telefonda görüştüğümüzde sordum.
Kaç hayvan kesildi, ne kadar dışarı satış yapıldı diye.
Bu yıl 1100 adet hayvan kestiklerini, bir o kadar da dışarı satış gerçekleştirdiklerini söyledi.
***
Yani bu bayramda Vadi Besicilikte toplam 2 bin hayvan satışı oldu.
Ve ortada en ufak bir sorun yaşanmadı.
İnsanlar saatler boyunca sıcakta beklemek zorunda kalmadı.
Her şey gayet mecrasında yürüdü.
Böylece bir kurban bayramını daha kusursuz geçiren Vadi Besicilik, marka olduğunu bir kez daha kanıtladı.
***
Kim ne derse desin Cezmi Çiçek gerek su işinde, gerekse hayvancılık işinde son derece başarılı.
Ve bu başarı onu yeni atılımlar yapmaya zorluyor.
Çok yakında “istevadidengelsin.com” ile karşımıza çıkmaya hazırlanan Çiçek, bu projeyle büyük risk alıyor.
Neden böyle dediğimi, proje ortaya çıkınca detaylandırırız.
“Risk almadan büyüyemezsin” diyen Cezmi Çiçek’e, başarılı kurban organizasyonu nedeniyle bir vatandaş olarak teşekkür ediyorum.
Yolu açık olsun.