Biri “Siz hepiniz ben tek” mi demişti?

Aysun Özcan

Aysun Özcan

Tüm Yazıları

Kent siyaseti hareketlendi.

Sağ olsun CHP Milletvekili Tahsin Tarhan’ın son çıkışı bu anlamda işe yaradı.

Biz polemiği severiz, polemik olmazsa basın polemik yaratacak fırsat kollar.

Sıradanlık istemez, önüne düşen belediye haberleriyle yetinmez.

En azından bizim bu yakada durum vaziyet hal böyle.

*

Tarhan’ın sözlerine tekrar tekrar girmeyeceğim.

Ama şunu demeden de geçemeyeceğim.

Tarhan hatasını kabul edip unutturmak yerine hala hatasında ısrar ediyor.

CHP il başkanlığında yaptığı basın toplantısı yetmezmiş gibi

Bugün de “yalnız kaldım” moduna büründüğünden vekil arkadaşı Haydar Akar’ı tetikledi.

Akar zekidir, yerel ve genel hemen her konuya oldukça hakimdir.

Etki gücü yüksektir.

Bugün basının karşısına çıktıysa arkayı toparlamak içindir.

*

Bana kalırsa Haydar Akar, Tarhan’ın arkasını toplamak için epey çaba sarf etti.

Dikkatleri farklı yöne çekmeye çalıştı ama olmadı.

Aynı konular gündeme gelmesine rağmen golf araçları konusuna hiç girmedi.

Tarhan’ın devirdiği çamların ardından basın toplantısı düzenleyen Tahir Büyükakın ne demişti?

“SİZ HEPİNİZ, BEN TEK”

“İstediğiniz yerde konuları tartışalım” demişti.

Akar bugün Büyükakın’a yalnız olmadığını, iyi şeylerde CHP olarak kendisine destek vereceklerini ifade etti.

Ama Büyükakın’ın bahsettiği bu değildi.

Kendisine isnat edilen konularla ilgili hepinizle aynı anda tartışmaya hazırım dedi.

*

Önce CHP il başkanı, sonra Tahsin Tarhan, araya giren Sefa Sirmen ve bugün de Haydar Akar…

Peş peşe yapılan açıklamalarla tam da Büyükakın’ın dediği gibi bir hava esti.

Hepsi birden Tahsin Tarhan’ın kuyuya attığı taşları çıkarmak için sıraya girdi.

Yani hepsi bir olup Büyükakın’a yüklendi.

Ve böylece Büyükakın’ın “SİZ HEPİNİZ BEN TEK” sözü gerçek oldu.

*

AKP cephesine baktığımızda ise belediye başkanlarının sosyal medyada başlattıkları “Yalnız yürümeyeceksin” paylaşımı göstermelik oldu.

Adam hakikatten tek, CHP topyekün bir araya geldi.

Acaba sırada başka açıklama yapacak CHP’li kaldı mı?

Allah vere de bu olay hayırlara sebep olsa.

CHP yaşanan bu olay sayesinde kenetlenmeyi öğrense.

Bundan sonra muhalefet edilecekse bir araya gelip çalışma yapmak gerektiğine inansa.

İyice araştırmadan ortaya çıkılmayacağını anlasa.

*

Bir de KBB Başkanının basın toplantısına gazetelerin genel yayın yönetmenlerinin katılmasını eleştirmişler.

Bence olması gereken oldu.

Hatta bu iş bir rutine bağlanmalı.

Kafalarına estiğinde kendi yandaşlarına röportaj verip prim yapmaya çalışacağına, bütün basının karşısına çıkıp özgürce soru sorulacak alan yaratması cesur bir davranış.

Kim düşünmüşse iyi düşünmüş.

Ayrıca o toplantıda ben hiç şakşakçı basın göremedim.

Herkes neyi merak ediyorsa çatır çatır sordu.

Büyükakın’a yöneltilen sorular son derece bilinçli, kamuoyunun merak ettiği sorulardan oluşuyordu.

Bunların hepsi gazetelerde yer almadı belki ancak orada hepimizin kentle ilgili bir arşivi oluştu.

*

Hem iletişimsizlikten şikayet ediyoruz hem de iletişimden.

Nasıl olacak bu iş?

Keşke CHP’de bunu yapsa.

Ayda bir basının genel yayın yönetmenleriyle buluşup, titizlikle hazırlanmış toplantılarda muhalefet nasıl yapılır, bize gösterse.

Ayrı telden çalmak yerine CHP’nin kurumsal kimliğine yakışır biçimde kamuoyunu bilgilendirse.

Oda olur inşallah.

------------------------------------

BOL KESEDEN BAKANLIK…

Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu’nun adı

Son günlerde bir yerden düğmeye basılmış gibi medyada fazlaca yer almaya başladı.

Dikkat ederseniz, Karaosmanoğlu’nu pohpohlayanların;

Bol keseden ona bakanlık dağıtanların tamamı

Yeni yapıdan umduğunu alamayanlardan başkası değiller.

*

Efendim, neymiş; Karaosmanoğlu Orman ve Su İşleri Bakanı olacakmış.

Hatta çok kesinmiş.

Neye istinaden? Yeşili çok seviyor ya, herhalde buradan yola çıkıyorlar.

O kadar yürüyüş boşa gitmemeli diye düşünüyor olmalılar.

Bu ifadeyi bu kadar keskin yazmak kolay iş değil!

Sarayın içinden direk bilgi alsanız bile bakanlık konusunda net ifadeler kurmak olanaksız.

Çünkü Bakanları tek bir kişi belirliyor, O da Cumhurbaşkanı Erdoğan.

Siz, Erdoğan’ın ağzından çıkacak böylesi önemli bir bilgiyi ortalık yerde ucuzlatma cesaretinde olacak bir yiğit tanıyor musunuz?

Üstelik daha ortada kabine değişikliği falan da yok!

Ama birileri ısrarla geçmişte hiç sevmedikleri ancak ne hikmetse şimdi yere göğe koyamadıkları eski başkanı vitrine sürme yarışında.

Resmen algı yönetimi yapıyorlar. Ortalığı boş zannedenler Karaosmanoğlu kozunu öne sürüyorlar.

*

Hani bir laf vardır, eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağardı diye, bu da o misal.

Karaosmanoğlu biraz ortadan kayboldu, kendini unutturdu diye yaptıklarını kimse unutmuş değil.

Bu iş öyle finalde evine halk otobüsüyle gitmeyle falan da olmuyor.

*

Bakanlık dağıtanlar, Karaosmanoğlu’nun Cumhurbaşkanıyla görüşmesini referans gösteriyorlar.

Görüşsün bir zahmet!

Partinin kurucuları arasındaki bir isim, teşkilatta görev yapmış, belde belediye başkanlığı ve ardından 15 sene büyükşehri yönetmiş.

Bu özelliklere sahip birinin Erdoğan ile görüşme yapabilmesi doğal değil mi?

Peki, görüştü diye bakan mı yapılması gerekiyor?

*

Erdoğan akıllı bir siyasetçi.

Kabine değişikliği yapacak olursa bu kabine içerisinde yıpranmış isimlere yer verme lüksünün kalmadığını bilir.

O şaşaalı dönem bitti, “odun koysam bu millet ses çıkarmaz” dönemleri sona erdi.

Damadı bakan yaparak o şansının tamamını bir kalemde tüketti.

Şimdi bunun üzerine deforme olmuş, siyasette “bitik” diye tabir ettiğimiz adamları yeniden sahaya sürmesi beklenemez.

Karaosmanoğlu bu saatten sonra ancak teşkilatta, genel merkez düzeyinde görevlendirilebilir.

O da tecrübe sahibi olduğu için.

Ancak bakanlık öyle kolay lokma değil!

Karaosmanoğlu’na yedirmezler…!

*

Gelin görün ki ihtiraslar bitmiyor, şu eskilerin ölene kadar bir yere yamanma çabaları son bulmuyor.

CHP’de Sirmen ve Erenkaya, AKP’de de Karaosmanoğlu.

Bitmiyor arkadaş! Hep en önde olacaklar, onlar oyun kuracak, siyasetin rantını onlar dağıtacak.

Bu arada da kendi gemilerini yürütmeyi ihmal etmeyecek.

*

Yoksa bu üçlüyü ortak özellikleri mi bir arada tutuyor?

Öyle ya; baktığınız zaman Karaosmanoğlu-Sirmen-Erenkaya üçlüsü çok iyi anlaşıyor.

Biri diğerinin tavuğuna kış demeden gül gibi 15 sene geçirdiler.

Kayıkçı kavgalarını saymazsak kentte gizli bir ittifak içinde yol yürüdüler.

Bu da hafızalarda “siyasetin asıl yüzü” olarak yer edindi.

*

Konumuza dönecek olursak;

Tüm bunlara rağmen bir mucize oldu ve Karaosmanoğlu bakan oldu diyelim.

Ne de olsa AKP eski AKP değil.

Sokağın ve teşkilatın sesine pek kulak asmaz oldular.

Şaşkın ördek tersten dalar misali işler yapmaya başladılar.

Diyelim ki tersten dalıp, Karaosmanoğlu bakan yapıldı.

Kim ne diyebilir?

Yokuş aşağı koşmakta ısrar edeni kim tutabilir?