Bu mu “Agresif” yayın? Az kendinize baksanıza…
Bugün söze nasıl başlayacağımı bilemedim bir türlü.
O nedenle köşe yazım hayli geçe kaldı.
Ama artık ne terörü lanetlemek, ne de terörü gerçekleştirenlere bela okumak istemiyorum.
Dişimizi sıkacağız, ülkemizin feraha çıkması için birlik olacağız.
Bizi yaşam şeklimizle, hayat görüşümüzle ayrıştırmalarına müsaade etmeyeceğiz.
Onları öz sermayemizle, öz silahımızla vuracağız.
Türk milletinin kudretini bilen piyonlar ve onu besleyenlere gücümüzden hiçbir şey kaybetmediğimizi göstereceğiz.
***
Bu ülke kolay kazanılmadı ki kolay teslim olalım.
Yüzyıldır özgürlüğe alışmış bir toplumu boyunduruk altına almak kolay mıdır?
Şayet ben ve benim gibi düşünenler hala rahatça fikrini savunup binlerce insana yayabiliyorsa bu hiç azımsanacak bir şey değildir.
Siz işinizi doğru yaptığınız sürece, mesajları doğru biçimde ilettiğiniz sürece kimse sizden rahatsız olmuyor.
***
Elbette mevcut şartlarda “sorgulayan” gazetecilik yapmak kolay iş değil.
Kocaeli ölçeğinde baktığımda bazı arkadaşların bizi anlaması imkansız.
Çünkü biz tamamen kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan bir ekibiz.
Az kazanıyoruz ama büyük yazıyoruz, bunda mütevazı olmayacağım.
Bu rahatlığın bu özgürlüğün tadı hiçbir şeyde yok!
Adımız “Barış” olduğu için bu sektörde kimseyle kavga etmiyoruz.
Ama bu demek değildir ki kendimizi ona buna ezdireceğiz…
***
Dün akşam meslektaşlarımızdan birinin köşe yazısına denk geldim.
Haldız ailesi satın aldığı gazete haricinde ikinci bir gazete kurmuş.
Recep kardeşimiz mektebini okuduğu bir işte kendi başına bir şey başarmak istemiş, ona sözüm yok!
Allah hayırlı etsin, bu kente yakışan gazete olsun, hiç kimsenin yaptığı işte gözümüz olmaz.
Biz onlarla “sermaye bakımından” bir yarış içinde olamayız, olmayız.
Herkesin kulvarı farklı, herkesin hizmet ettiği alan da farklı.
Ancak ortak paydada işimiz gazetecilik olduğu için bazı noktalarda anlaşmak gerekiyor.
***
Gazetenin başındaki sorumlu arkadaşımızla henüz hiçbir tanışıklığım ya da muhabbetim yok.
Fakat ben bu camiada işimle ilintili olan herkesi yakından takip ederim.
Normali de budur diye düşünüyorum.
Ve eminim ki o arkadaşımız da aynı şekilde bizi ve diğer yayınları takip ediyor ve tanıyordur.
Eminim ki yaklaşık üç yıldan bu yana Kocaeli kamuoyuna kendisini kabul ettirmiş olan “Gazete Barış”ı zaman zaman okuyordur.
Zaten okumadım derse yalan olur, işine saygısı yok derim.
Bu kentte irili ufaklı ne kadar gazete, haber sitesi ve TV varsa biz hepsini bilmek zorundayız.
Bu işin başka boyutu.
Ama şuna katılmam mümkün değil…
“Efendim bu şehirde gazetecilik yapan yok, üç kuruş paraya önüne gelen site kuruyor hiçbir sorumluluk almadan yazıyor çiziyor” dersen işte orada bir beş dakika duracaksın.
***
Evet, internet haberciliğinde bir kalite olması gerektiğine bende inanıyorum.
Ama bunu öyle oturduğunuz yerde GENELLEYEMEZSİNİZ !
Sapla samanı birbirine karıştırmayacaksınız.
Dev bütçelerin gölgesinde atıp tutmak elbette kolay asıl olan yoktan var edip, gerçek anlamda gazetecilik yapmaktır.
Kolay mı sanıyorsunuz ayakta kalmayı?
Baskı gazete olmadan, basın ilan kurumunun nimetlerinden yararlanmadan, iktidardan destek görmeden yaşamak çok mu kolay?
Ama bunu sizin anlamanızı beklemek hepsinden daha zor.
Çünkü siz hep kazanan tarafta olmuşsunuz, bizim gibi arafta değilsiniz.
Ne iktidara yaranmakla ne muhalefete şirinlik yapmakla işi olmayan bir gazeteyi anlamanız çok zor.
Masanın öbür tarafında olmamışsınız, size gösterilen masanın keyfini çıkarmışsınız.
***
Daha da iyi olun sözüm yok ama lütfen emeğe saygısızlık etmeyin!
Sizin bizleri “yokmuş gibi” farz etmenizle biz yok olmuyoruz.
Bilakis, bu kentte herkesin diline olan bir gazeteyi yokmuş gibi yapmakla komik duruma düşüyorsunuz.
O kadar çok mücadele veren meslektaşlarımız var ki, elimden gelse hepsini bir çatı altında toplasam.
O imkan bende yok ama siz de “bir şekilde” var.
Madem “büyüksünüz” toplayın açıkta kalan gazeteci arkadaşlarımızı.
Onları “özgür” bırakın bak nasıl güzel gazete çıkıyor ortaya.
Kendinizi kanıtlamak için illa yalakalık yapmak gerekmiyor.
Biz bu kentte üç yıldan beri Bakanı da eleştirdik, Valimizi de eleştirdik, Büyükşehir belediyesini ve diğerlerini de eleştirdik, AKP il başkanını da eleştirdik.
Ama ufak tefek parazitler hariç, hiç birinden baskı görmedik.
***
Onlar yeri geldi bizi “kamu denetçisi” kabul ettiler, yeri geldi “muhalif bakış açısı” dediler.
Muhalefettekiler de hatalarını kabul etmek yerine “en çok bize vuruyor” dediler.
Görüyorsunuz işte, gerçek anlamda gazetecilik yaptığınızda kimseye yaranamıyorsunuz.
Ama birilerine yaranmak için yola çıkıldığında da ben mutsuz oluyorum.
Benim gibi gazetedeki arkadaşlarım da mutsuz oluyor.
Bizim en büyük sermayemiz ne biliyor musunuz?
Şu ufacık gazete ofisimizdeki iç huzurumuz.. keşke bir kahvemizi içmeye uğrasanız da görseniz.
***
İnsan haber yaparken eğlenir mi hiç?
Biz bildiğin eğleniyoruz, yaptığımız işten keyif alıyoruz.
Bir haber yapılacağı zaman kimsenin eli titremiyor, “acaba patron ne der” diye düşünmüyor.
Gazete sitemize bir reklam aldığımızda hep birlikte seviniyoruz, bunun anlamını siz bilemezsiniz.
Bunu hiçbir zaman da öğrenemeyeceksiniz.
Çünkü bu işler cesaret ister, kaybetmeyi göze almak ister, objektiflik her baba yiğidin harcı değildir.
***
Önce yaşam kalitem, konforum iyi olsun diye bakarsan bu iş olmaz!
Anca böyle birileri gazete kurar, sana da arkasını toplamak düşer..!
İnşallah çok para kazanırsınız, inşallah rahata erersiniz de bir gün kendi haber sitenizi kurarsınız.
Hem dediğiniz gibi üç kuruşa oluyor zaten bu işler, fazla paraya gerek yok.
Lazım olan tek şey “YÜREK”
O da vardır herhalde..!
***
Bir dip not ile bitirmek istiyorum:
Bu şehre kazandırılan her gazete benim açımdan çok kıymetli.
Azalırsak yok oluruzun farkındayım, siz de farkında olun…
Bu vesileyle bu işin alaylısı olan biri olarak, bu işin okulunu okumuş olan Recep Haldız kardeşimize yeni girişiminde başarılar diliyorum.
Agresif yayıncılık iyidir, ben de severim ama agresif olmanız gereken yer basın camiası olmasın lütfen..!
Onlarca bu işe emek verenlere karşı “şık durmuyor”.