Bu güç bundan sonrakileri ÇILDIRTIR..!

Aysun Özcan

Aysun Özcan

Tüm Yazıları

Anayasa oylaması TBMM’ye geldiğinden beri başka şey konuşmaz olduk.

O kadar gergin ve o kadar iğrenç görüntüler yaşanıyor ki, dünyaya rezil oluyoruz.

Mevcut Anayasanın son kullanma tarihinin bittiğini düşünenler, kural ihlali yapmak için adeta yarışıyor.

Yahu hele bir durun, hele yeni Anayasa tümden geçsin öyle ihlal edersiniz.

Ama şu anda beğen beğenme, mevcut Anayasa kuralları içerisinde bir oylama yapılıyor, buna riayet etmelisiniz.

Ne diyor Anayasa, gizli oy açık tasnif. Peki siz ne yapıyorsunuz? Açık oy, gizli tasnif veya her neyse…

Yetmiyor, eline beyaz pulu alıp zarfı yalayanların verdiği pozlarla karşı karşıya kalıyoruz.

Bu kadar yalamalık da fazla ama derken, o kişinin kardeşinin FETÖ’den tutuklu olduğunu öğreniyoruz.

***

Üç kişi bir kabine girerek birbirinizi denetliyorsunuz, kimsenin kimseye güveni yok!

Bu tabloya göre adeta bahçıvan şoföre, şoför aşçıya, aşçı uşağa emanet edilmiş.

Allah aşkına böyle vahim bir tablo içinden doğru sonuç almak mümkün mü?

Eğri cetvelden doğru çizgi çıkar mı?

Daha sonra bu bahçıvan, şoför, aşçı bir olup sizi ortada bırakmaz mı?

***

Aslında FETÖ denen hain terör örgütüyle siyasette mücadeleye başlanmamasından biz anlayacağımızı anladık.

Sormak istediğimiz tam da buydu. Bylock’çu milletvekilleri bugünler için mi muhafaza edildi?

Her şey parmak hesabı için miydi?

Anayasa oylandıktan sonra bu milletvekillerinin canı bağışlanacak mı?

Nasıl bir strateji belirlediniz cidden merak ediyorum.

***

Geçtim FETÖ’cü milletvekillerini, mecliste bir kadına yapılanları hazmedemiyorum.

Adı ne olursa kim olursa olsun, meclis çatısı altında bir kadına sözlü ya da fiili şiddet gerçekten çok iğrenç.

CHP Milletvekili Fatma Kaplan Hürriyet size ne yaptı?

Halkın haber alma özgürlüğüne getirilen kısıtlamayı içselleştiremediği için

Orada yaşananları cep telefonundan halka aktarmaya çalıştı.

Üstelik bunu yapan tek o değildi.

Bizim orada neler yaşandığını bilmeye hakkımız yok mu?

Hayır var, hatta en çok bizim hakkımız var.

Çünkü sizi oraya biz yolladık, bizim adımıza kararlar alırken ki tavrınızı görmek en doğal hakkımız.

Fatma Hanım da bunu yaptı, zira çekincesi yoktu, neyse o…

O bir Cumhuriyet kadını olarak Cumhuriyet’in yıkılışına, bir tarihe tanıklık etmemizi sağladı.

Cumhuriyet’i yaşatmak için de sonuna kadar mücadele veriyor.

***

Bakın, benim derdim Cumhurbaşkanı Erdoğan değil.

Benim derdim AKP iktidarının gitmesi falan da değil.

Benim ve milyonlarca insanın tek derdi, CUMHURİYET…

Banane kim Başbakan olmuş kim Cumhurbaşkanı olmuş.

Allahın biçtiği ömür kadar başımızda kalabilir Sayın Erdoğan, hiç sıkıntı değil.

Ama Cumhuriyet çok kıymetli bir hazine.

Kazanımı zor, yaşatması kolay, yaşaması keyifli bir rejimdir.

Yoktan var edilen bir ülke olmanın haklı gururunu yaşatır bizlere.

***

Benim gibi düşünenleri Avrupa özentisi diye eleştirenler var ya, işte asıl onlar şu an kendisine dönüp bakmalı.

Sözde nefret ettikleri ABD’ye özenip “Başkanlık sistemini” isteyen kendileridir.

Üstelik bu sistemde çok partili rejime yer yokken.

Üstelik bu sisteme göre MHP’nin üzerine beton dökülmesi söz konusuyken…

Resmen bir akıl tutulması yaşanıyor.

Anayasa ve Başkanlık sistemine geçiş oylamasını partizanlığa döktüler.

***

Diyelim ki Başkanlık sistemini kabullenelim, peki ya bir kişiye verilen o sınırsız yetkiler neyin nesi?

Bu sistem günübirlik bir sistem olmayacak.

Kastettiğim sadece Erdoğan’ın yetkilendirilmesi olayı değil!

Erdoğan zaten şu an tek adam rolünde, istediği ne varsa yapabiliyor.

Fazladan yapacağı ne kaldı ki?

Benim asıl endişem, bu kadar güç asla tek bir kişide toplanmamalı.

Bunun adı Erdoğan olmuş, Kılıçdaroğlu olmuş veya başkası olmuş hiç fark etmez!

Bu güç adamı çıldırtır, bu güç insanın şirazesini bozar, otokontrolünü alır.

***

Hadi biz Erdoğan’ın tek adamlığına 14 yıldır alıştık diyelim.

Peki ya, gelen gideni aratırsa!

Yıllardır başarısız oldukları halde partilerin genel başkanlık koltuğunu bırakmayanları düşünün mesela.

Bunu sadece şuan ki parti genel başkanları için değil, Cumhuriyet tarihinden bugüne olanların hepsini kastediyorum.

Allah muhafaza, her seçimde başarısız oldukları halde bir türlü erdemlilik gösterip görevi bırakmayan,

bayrağı geriden gelenlere devretmemek için her türlü katakulliyi düşünen

Kurultay yapılmasın, koltuğum altımdan kaymasın diye iktidarla işbirliğine giren parti liderlerini düşünün!

***

Bunlar şuan ki sistem içinde bile başa bela oluyorsa,

Düşünsenize bir de inanılmaz yetkilerle Başkanlık sisteminde “Başkan” olduklarını.

Düşünemiyorum, düşünmek istemiyorum.

Bu kadarını hiç kimse için hayal edemiyorum.

Kontrolsüz gücün güç olmadığına inanıyorum.

O nedenle bu Anayasanın halka iyi anlatılması ve mutlaka tek adamlılık içeren o maddelerin yumuşatılması lazım.

Bu da benim bakış açım işte..!