Eski Başsavcı, rahatsız olmuş!
Telefonun ucunda bir hukukçu
Kocaeli eski Başsavcısı Mustafa Küçük’ün Avukatı olduğunu söylüyor.
Buyrun diyorum.
-Mustafa Küçük ile alakalı bir haber yapmışsınız, bu haberi niye yaptınız,
diyor.
Afalladım…
Nasıl yani dedim.
-Mustafa Küçük buradan gitti ama siz hala haber yapıyorsunuz,
diye tekrarlıyor.
Beyefendi ne haberi yapmışız bir anlatın da bilelim diyorum. Hemen hafızamı yokluyorum o arada.
Mustafa Küçük ile ilgili yakın zamanda yapılan bir haber hatırlamıyorum. Olsa benim görmemem söz konusu olamaz.
Sonra haberin ne olduğunu anlatmaya başlıyor Avukat Bey…
-Mustafa Bey Başiskele’de Söğüt Ağacı isimli bir işletmenin açılışına katılmış siz de onu haber yapmışsınız.
Eee diyorum, ne var yapmışsak?
-İyi de o haberde müvekkilim hakkında hoş olmayan ifadeler var.
Ne demişiz peki?
-Mustafa Küçük’ün kentimizle neden yakın ilişkide olduğu merak konusu oldu, demişsiniz. Sanki orada bir ima var. Ne gerek var böyle habere. Ayrıca Mustafa Küçük’ün Başiskele’de evi var, diyor.
***
Karşımdaki kişiye bu haberde bir hakaret olmadığını anlatmaya çalışırken bir de baktım haber iki yıl öncesine ait.
Çok şaşırdım!
İçeriğinde aynen şu yazıyor:
“Kocaeli’nin eski başsavcısı Mustafa Küçük, Yargıtay Savcısı olarak Ankara’ya atanmıştı. Bir anlamda kızağa çekilen Küçük’ün burada sessiz sedasız emekli edildiği öne sürülmüştü. Mustafa Küçük, önceki gün Başiskele’de açılan Söğüt Ağacı Pastanesi’nin açılışına katıldı. Kent protokolüyle birlikte açılış kurdelesini kesen Mustafa Küçük açılış sonrasında başka herhangi bir kurum ve yöneticiyi ziyaret etmeden kentimizden ayrıldı. Mustafa Küçük’ün neden kentimizle yakın ilişkide olduğu merak konusu”
İşte, bu ifadelerden rahatsız olmuşlar, hem de iki yıl sonra…
***
Sizce de garip değil mi?
Eski Başsavcının ilimizde dönemin protokol üyeleriyle nasıl sıkı fıkı olduğunu, iş çevresiyle ne yakınlıklar kurduğunu sanki bilmiyoruz.
Hatta öyle sıkı fıkı olunmuş, öyle sevmiş ki Kocaeli’yi; adam buraya yerleşmiş, kök salmış, yatırım yapmış.
Az bile yazmışız.
Hayır, o değil de neden o zaman değil de şimdi?
İnsan ne diye gazeteleri arayıp iki yıl önce yapılmış sıradan bir haberin yayından kaldırılmasını ister?
Nasıl olur da bir gazeteciye “bu habere ne gerek vardı” diye soru sorar?
O zaman ben de sorayım!
“Siz neyin kafasını yaşıyorsunuz? Bu neyin telaşı?”
----------
SİBEL GÖNÜL'E TEPKİ, ONU BAŞKAN YAPTI!
Yeni kurulan Gelecek Partisi’nde her şey çok hızlı yaşanıyor.
Kurulalı henüz beş ay olmasına rağmen bir bakmışsınız ilçe başkanı değişiyor.
Hem de ne değişme…!
Bir sürü spekülasyonla birlikte paldır küldür bir şeyler oluyor.
Kim haklı kim haksız konularını bir kenara bırakıp, gazeteye ziyarete gelen,
yeni görevlendirilen İzmit ilçe başkanı Gülşen Efe’den bahsedeyim.
***
Aslen Kandıralı. Eski bir bankaçı. Şu an gayrimenkul danışmanlığı yapıyor.
Ve eski bir AKP’li.
Dönemin il kadın kolu başkanı şimdinin Milletvekili Av. Emine Zeybek’in yönetiminde görev yapmış.
Zeybek’ten çok sevgiyle bahsediyor.
Onun yönetiminde ufak da olsa tecrübe edindim diyor.
İşinin kolay olmadığının farkında.
Yönetiminin yarısını kadınlar oluştursun istiyor.
Önümüzdeki kongrede bunu başarıp başaramayacağını izleyip göreceğiz.
***
Gülşen Efe’ye kimi sorular yönelttim.
Mesela;
-Ne oldu da AKP’yi gönlünüzden söküp attınız dedim.
Cevabı ilginçti…
Anlattığına göre Sibel Gönül’ün İzmit’e aday gösterilmesi tak noktası olmuş.
Diyor ki;
“Geçtiğimiz yerel seçimlerde ben de artık o inandığımız şeylerin değiştiğini, beklediğimiz çizgiyi göremediğimizi düşündüm.
O seçimde Fatma Kaplan Hürriyet’e destek verenlerdenim.
Oyumu da ona verdim.
Siyasetin kalbi seçim değil mi? Siz tutupta yukarıdan Sibel Gönül’ü aday gösterirseniz bu olmaz.
Bana oy istemek için ziyarete geldiklerinde dedim ki; Sibel Hanım bizi tanır mı, İzmit’i bilir mi? Ne yaptı, niye oy verelim kendisine?
Toplumun bir beklentisi var.
Siz insanlara ulaşmazsanız, alçakgönüllü ve mütevazı olmazsanız olur mu?
Ben bugün bir ahıra girip inek sağabilirim. 11 yaşıma kadar köyde yaşadım.
Ailenin ilk 4 yıllık üniversite mezunuyum.
Arkamda bir babam ya da bir büyüğüm olsaydı daha güçlü hissederdim.
Bırakın siyaseti, ben 4 yıl boyunca Kaymakam olacağım diye uğraşan biriyim.
Çünkü gerçekten hizmet etmek istiyorum.
Ama olmadı o zaman sınavlar da çok zordu.
Şimdi ise liyakate bakılmıyor, dayınız varsa her şey oluyorsunuz.
Hak edenin hak ettiği yerde olması lazım.”
***
-Peki AKP’de siyaset yaptığınız dönemde yönetici olmanın avantajıyla kapıları zorlamadınız mı?
“Hayır, benim buna ihtiyacım yok.
Gayrimenkul işi yapıyorum çok şükür vura vura hakkımı alıyorum.
Bedavacılık gibi bir derdim yok.
İnsan emek etmeli, hak etmeli.”
***
-Ahmet Davutoğlu’nun partisine geçmenizi kim istedi?
“Yönetimimizde Kandıralı bir arkadaşım var.
Teşkilat başkanımız Ulaş Bey siyaset yapmayı düşünür müsün diye sordu.
Onunla birlikte yola çıktık. Bazı şeyler kader.”
***
-AKP’den sizi arayıp niye bizi bıraktınız diyerek sitem eden veya iyi yaptın deyip tebrik eden oldu mu?
“Ne tebrik ne bir sitem almadım.
İşte, benim en çok kızdığım ve eleştirdiğim bu.
Olabilir, biz bir zamanlar aynı yolda yürüyorduk, şimdi böyle.
Hepimiz bir olsak zaten insan olmazdık, saygı duymak lazım.
İyi kötü ben onlara hizmet ettim. O zaman inanıyordum ve savaş veriyordum.
Yanımda gözükmeseler de nezaketen hayırlı olsun demelerini beklerdim.”
***
-Emine Zeybek de mi aramadı?
“Hayır aramadı ama belki de haberi bile yoktu, şu an buralarda değil.
Yoksa Emine Zeybek çok sevdiğim bir insandır, kendisini severim, sayarım.”
***
Gelecek Partisi’nin yeni İzmit ilçe başkanı Gülşen Efe’yle kısa süren sohbetimizde bunların yanı sıra hedeflerini konuştuk.
Onu tanımaya çalıştım.
84 doğumlu, genç ve idealist bir kimliği var.
Kadın olarak teşkilat başkanlığı yapmanın zorluğunu az çok biliyor.
O yüzden bol keseden atmıyor, temkinli gidiyor.
İYİ Parti İzmit ilçe başkanı Pelin Coştur Filiz’den sonra İzmit bir kadın ilçe başkanına daha kavuştu.
Kadınların siyasi arenada temsil noktalarında olmalarını çok önemsiyorum.
Bu anlamda Gülçen Efe’ye çıktığı zorlu yolda başarılar diliyorum.
Kendisini dikkatle takip edeceğim.