KOÜ'de dayınız olacak..!

Aysun Özcan

Aysun Özcan

Tüm Yazıları

Şimdi size bir olay anlatacağım.

Kokuşmuşluğun, liyakatsizliğin ne olduğunu anlamanıza yardımcı olacak bir olay.

Kocaeli Üniversitesi’ni nasıl kendi şirketleri gibi yönettiklerini gösteren bir olay…

Dayın yoksa istediğin kadar oku, istediğin kadar başarılı ol nafile. O dayı illa olacak dedirten bir olay…

Buradaki olayda baş kahramanımızı takdim edeyim önce.

****

Kendisi Türkiye’nin en büyük sorununu çözmek için Hükümetimiz tarafından görevlendirilen “AKİL İNSANLAR” listesinin güzide temsilcisiydi.

2014 yılında AKP Hükümetinin başlattığı Çözüm sürecinde Kürtlerle arayı bulmak mı dersiniz, Kürt vatandaşlarımızı kafalamak mı dersiniz, artık adına ne diyorsanız deyin;

İşte o olayda kendisine büyük rol verilmişti.

Sanatçı Orhan Gencebay’dan bahsediyorum.

“Barış için elimi taşın altına koyarım” diyerek AKİLLİĞİNİ ortaya koyan;

Ve hemen ardından “TÜRK MİLLETİ TANIMI BİR KÜLTÜR BAŞLIĞIDIR, IRKLA ALAKASI YOKTUR” diyerek bir bilgeden daha bilge olduğunu kanıtlayan (!)

İşte bizim Akil insanımız sadece Kürtlerle barışı sağlamakla değil, başka işleri de vazife edinmiş kendisine.

***

Hafızalarınızı yoklayın; yakın zaman önce Kocaeli Üniversitesi’ne gelmişti kendileri.

Rektör Hülagü’yü ziyaret eden Orhan Gencebay, İletişim Fakültesi öğrencileriyle bir araya gelmişti.

Gencebay’ın bu ziyareti çok şirin bir şeymiş gibi basın kuruluşlarına servis edildi haliyle.

Hepimiz bu ziyareti çok olağan, çok samimi bulduk, değil mi?

Maalesef değilmiş…

Bizim o çok saygı duyduğumuz, şarkılarını dinlerken mest olduğumuz Gencebay, meğerse bir torpil istemek için KOÜ’ye gelmiş.

Ve bu olay KOÜ çevresinde büyük yankı uyandırmış.

Daha fazla uzatmadan olayı anlatayım…

***

14 Mayıs tarihinde yayınlanan ilanla KOÜ Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Yeni Türk Anabilim Dalı’na Yrd. Doç. kadrosu açıldı.

Bu kadroda aranılan şartlarda da “Türk romanı ve kent sosyolojisi alanlarında disiplinler arası konularda çalışmalar yapmış olmak” İbaresi yer aldı.

Buraya kadar her şey normal, her şey masum.

Ama asıl olay Mart ayının başında ünlü arabesk sanatçımız Orhan Gencebay’ın Sayın Rektörü ziyaretinde gizli.

Sosyal Medya paylaşımlarında da alenen duyurulduğu üzere Orhan Gencebay bu ziyarette yalnız değildi.

Yanında Maltepe Üniversitesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Yeni Türk Edebiyatı anabilim dalında Öğretim Görevlisi olan, babası müzisyen Cem Yılmaz Budan var.

Uzmanlık alanı da; tesadüf bu ya, tıpkı ilan şartlarında arandığı gibi…

***

Bayram değil seyran değil Orhan Gencebay KOÜ’yü niye ziyaret etmiş diye soranlara işte cevap…

Gencebay’ın isteğiyle Rektör Hülagü’nün rızasıyla

çok münasip şartlara sahip (!) olan Cem Yılmaz Budan, Maltepe’den gelip kadroyu kapıvermiş.

İşin en vahim tarafı ise, 1998 yılından beri Kocaeli Üniversitesi’nde görev yapan, 17 Ağustos depreminde dahi bu kenti terk etmeyip canla başla öğrencilerinin yanında olduğu söylenen;

Ancak hala Yrd. Doç. kadrosu kendisine verilmemiş olan Gonca Arkon Hoca’nın emeğinin üstüne basa basa bu haksızlığın yapılıyor olması imiş.

Evet, Gonca Arkon da ilanın verildiği bölümün ve anabilim dalının hocası ve hatta uzmanlık alanı da “Roman”…

Ama maalesef yıllardır Yrd. Doç. kadrosu bekliyor.

Ve maalesef onun adına Sayın Rektörü ziyaret edecek kimsesi yok…

***

Bana anlatılanlara göre Sayın Rektör bunu o kadar başına buyruk yapıyor ki, teamül falan dinlemiyor.

Yaptığı işten ne Bölüm Başkanı’nın ne de Yeni Türk Edebiyatı Anabilim Dalı Başkanı’nın haberi yok! Orhan Gencebay’ın isteği üzerine apar topar bir ilanla adrese teslim kadro açılması elbette ki teamüllere aykırı bir durumdu.

Ki, bu durumun ortaya çıkmasının ardından Edebiyat Bölüm Başkanı Prof. Dr. Adnan Rüştü Karabeyoğlu ve Gencay Zavotçu dışında

Tüm anabilim dalı başkanlarından oluşan Bölüm Kurulu’nun istifa ettiği konuşuluyor.

****

Şimdi söyler misiniz, ADALET-HAK-HUKUK nerede…?

Sınavda soruları çalınan çocukların hakkına girenlerden farkınız ne?

Atmaya geldi mi mangalda kül bırakmayan o tavırlarınızı seveyim sizin.

Hiç unutmam; bir gün tesadüfen karşılaştığım bir ortamda Rektör Yardımcısı Ercüment Çiftçi ile bir muhabbetim olmuştu.

KOÜ’nün ne kadar iyi yönetildiğini, Hülagü’nün KOÜ için büyük bir kazanım olduğundan falan bahsetti.

Hoş, Ercüment Bey’den dinlediğim üniversite güzellemesi bana bir şarkının nameleri gibi gelmişti ya; neyse…

Ama Ercüment Çiftçi’yi diğerlerinden ayrı bir yere koyduğum için üniversite konusunda bir şey önüme geldiğinde iki kere düşünmeye çalıştım.

Haklılık payı olabilirdi, bazen işler bizim buradan gördüğümüz gibi olmayabiliyordu.

****

En nihayetinde yukarıda anlattığım olaya benzer bir olay geldi karşıma.

Yine Fen Edebiyat Fakültesi ve yine hakkını alamayan biri…

Kişi, doktorasını tamamlamış, Yrd. Doç. Kadrosunu çoktan hak etmiş.

Sezer Hoca zamanından beri bekliyor, onunla da konuşulmuş, söz alınmış.

Fakültede ilgili kim varsa bu kişiye kadro sözü vermiş, kadro açıldığı takdirde verileceği kamuoyuna açıkça ilan edilmiş.

Ancak beklenen kadro ona değil, doktorasını yeni tamamlayan, torpilli, dayısı olan birine verilmiş.

Yılmamış, işini takip etmiş, aynı kadroya tekrar başvurmuş, mahkeme açmış.

O arada Sezer Hoca gitmiş, Hülagü Hoca gelmiş.

İlk davayı kazanmış ve hemen Rektör’den randevu istemiş hakkını savunmak için fakat ne mümkün!

Derken Üniversite, idare mahkemesinin iptal kararına jüriyi uydurarak torpili olan aynı kişiyi yeniden atamış.

Yani randevu vermemesinin sebebi belli olmuş.

Bu kez derdini anlatmak için üniversite yönetimden randevu almaya çalışmış fakat kapıya bile yanaşamamış.

***

Düşünsenize… bu işler için orada bulunanlar, sorun çözmek için değil, sorun yaratmak için koltukları işgal eder olmuşlar.

Sonuç olarak 8-10 yıldır kadro bekleyen bilmem kaç kişiden biri olan bu vatandaşın derdine çare olur muyuz, işin aslı astarı nedir diye Ercüment hocayı aradım.

Olayı özetledim. Bana göre ortada büyük bir haksızlık vardı ama ona göre büyütülecek bir durum yoktu.

Tercih edilmeyen, öğrencisi az olan bölümlere kadro açılmadığını ya da çok az açıldığını söyleyip işin içinden çıkıverdi.

Ya, uygulanmayan mahkeme kararı ne olacak?

Her torpili olana kadro var da Akademik kariyeri tavan yapmışlara neden yok diye bile soramadım.

Bu hakları yerken hazmı zor olmuyor mu, diyemedim.

****

İnsana geri dönüp bilgi verme zahmetinde bile bulunmuyorlar.

Biz torpil istemedik, ayrıcalık istemedik. Başkasının hakkını gasp etmeyi ise aklımızdan geçirmedik.

Şahsı ne tanırım ne bilirim. Haber yapmadan önce işin aslını öğreneyim istedim.

Ama verecek cevapları olmayınca işte böyle susarlar.

Kısmet bugüneymiş, o gün yaşananlara bir yenisi eklenince dayanamadım.

Bir değil, iki değil, nedir bu başına buyrukluk Allah aşkına…

****

Fakat o değil de, öyle haklılar ki hepsi, insan onların yanında haklı olmaya utanıyor…

İşte Kocaeli Üniversitesi böyle liyakatten uzak yönetiliyor.

Varsa itirazı olan buyursun ispatlasın…!

KOÜ’de işinin görülmesi için illa bir dayı olacak ve o dayı oraya gidecek…!