Korona virüs biyolojik savaş denemesi mi?

Erhan Uysal

Erhan Uysal

Tüm Yazıları

Değerli okurlarımız, son günlerde Çin de ortaya çıkan ve dünyada tüm ülkelerde panik yaratarak tedbirlerin en üst düzeye çıkmasını sağlayan Corona virüsün adını da koyduk ve Dünya tarihine yazılması sağladık.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, Örgütün Cenevre'deki merkezinde düzenlediği basın toplantısında, "Şimdi hastalık için bir adımız var ve bu Covid-19" dedi.

"Coğrafi bir yere, bir hayvana, bir bireye veya bir grup insana atıfta bulunmayan, aynı zamanda telaffuzu mümkün ve hastalıkla bağlantılı bir isim bulmalıydık." diye konuşan Ghebreyesus, virüse yeni isim verilmesinin "yanlış veya damgalayıcı" olabilecek diğer adların kullanılmasını önlemek için önemli olduğunu vurguladı.

Çin’in Wuhan kentinden başlayarak hızla ülkeye yayılan ‘coronavirüs’ ile ilgili işaretler her ne kadar yarasa çorbası, yılan yemekleri, fare ya da akrep menülerini gösterse de gerçek pek de öyle değil gibi görünüyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun alt mesajları, Bill and Melinda Gates Vakfı’nın kurgulanmasına destek verdiği özel bir simülasyon, küresel sermayenin hedefindeki milyonlarca insanı yakından ilgilendiriyor.

Biyolojik savaşlar, insanoğlunun uzun süredir üzerinde çalıştığı laboratuvar virüslerinin yayılması yoluyla modern dünyanın gerçekleri arasında yerini alıyor.

Milyonlarca insanın ölümüne neden olacak olan ve kıtaların genetik özelliklerine göre etki gösteren bu virüsler, bombalardan, silahlardan ve hatta terör örgütlerinden daha üst düzey bir tehlikenin varlığına da işaret ediyor.

Dünyanın ısınmasıyla birlikte tetiklenerek insanlık için tehlikeli boyutlara ulaşan küresel iklim krizi, robotik gelişmelerin artması ile birlikte azalan işgücü ihtiyacı, küresel sermaye ve iş gücü sahipleri artık ‘atıl’ insan istemiyor.

Çin, son günlerde ülkenin hızlı tren ve ticaret merkezi olan Wuhan’da ortaya çıkan ve hızla ülkenin farklı şehirlerine yayılan Novel Coronavirüs (2019-nCoV) salgını ile mücadele ediyor.

Ülkede daha önce görülen SARS ve MERS benzeri olan bu yeni virüsün yayınlanan mikroskobik görüntülerinden, her iki virüsün birleşiminden oluştuğu tespit edilmişti.

SARS virüsünün, 2003 yılında kedilerde görülen Coronavirüs baz alınarak üretildiği ve genetik mühendislikle birleştirilerek bir biyolojik savaş ürünü olduğu iddia edilmişti.

SARS virüsü üzerinde inceleme yapan Rusya Tıp Bilimleri Akademisi üyesi Aleksander Kolesnikov, kızamık ve kabakulak melezi olan SARS virüsünün, laboratuvar ortamında Afrika ve Asya için üretildiğini iddia etmişti.

Son 40 yılda dünyada görülen, başta AIDS olmak üzere; MERS, SARS, Domuz Gribi, Hanta Virüs, Lyme Hastalığı, Lassa Ateşi, Yeni Şap Hastalığı, Ebola, Batı Nil Virüsü vb. salgınların hemen hepsi ‘şüpheli’ sınıfında değerlendiriliyor.

Yeni doğan çocukları etkileyen ve zekâ geriliğine yol açan Zika virüsü ise, özel olarak patentli. Bu patentin sahipleri ise Rockefeller Vakfı’na bağlı bilim insanları. Patentin alınma tarihi 1947…

Son günlerde Çin’de onlarca insanın ölümüne yol açan coronavirüsün patenti ise 2014 yılında, Amerikan Pirbright Institute tarafından alınmış. Şirket her ne kadar bu patenti ‘aşı’ için aldığını iddia etse de ABD’nin birinci sırada ‘düşman’ ilan ettiği ülkede, Pekin yönetimi her şeyin farkında.

İnsandan insana solunum yoluyla yayılan ve yayılma hızı diğer virüslerin neredeyse iki katı olarak hesaplanan coronavirüs, ABD – Çin ekonomik savaşının patlak verdiği ve anlaşmazlıkların masada çözülmeye çalışıldığı bu dönemde, ülkenin ekonomisini önemli oranda etkiliyor. Virüsten ölenlerin arasında Asyalı olmayan kimse bulunmazken, 47 milyon nüfuslu büyük bir bölge karantina altında.

Çin’e, milyonlarca dolarlık zarar olarak dönen kuş gribi, Afrika Domuz Ateşi vb. hastalıkların ardından coronovirüse karşısında uzun bir süre sessiz kalan Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, “Virüs hızla yayılıyor ve ülke ciddi bir durumla karşı karşıya” derken, ekonomik anlaşmanın birinci fazına imza atan ABD ve ABD menşeili küresel sermaye sahipleri Davos’ta ‘ısınma ve ekonomi’ konuştu.

Yapay zekâ ve genom teknolojisinin fiziki iş gücünü büyük oranda azaltması beklenirken, günden güne artan iklim krizi nedeniyle ‘yaşanılmaz’ hale gelmesi beklenen dünya, 7.7 milyar insan için ‘sürdürülebilir’ olmaktan gittikçe uzaklaşıyor.

.

Türkiye’de ise tarihte, Grip salgınına karşı ilk patent alma işlemi Eczacı Necip Akar’ın kendi adıyla ürettiği Necip Diş Macunu ürünüdür.

Necip Akar ayrıca Türkiye’nin ilk yerli sabunu olan Puro Temizlik Sabunu`nu, ülkeyi saran grip hastalığına karşı tek tabletlik Gripin adlı ilacı ve ilk yerli temizleme tozu olan “Fay”ı üretmiştir.

Greta Thunberg, ‘iklim felaketleri’ni ‘haykırması’ için ABD Başkan Yardımcısı Al Gore tarafından yetiştirilirken, ABD Başkanı Donald Trump, iş insanı kimliği ile Davos’ta dalga geçtiği Thunberg’i dinleyenler arasında yerini alıyor.

Alt mesaj olarak; dünya nüfusunun büyük bir kısmının, iklim felaketleri daha fazla yaklaşmadan ‘yok etmek’ üzerine kurgulanan Davos Dünya Ekonomik Forumu; 4.6 milyar insanın varlığına denk bir servete sahip 2153 kişinin keyfiyetine ev sahipliği yapmakla kalmayıp, üçüncü dünya ülkelerinde azaltılması gereken nüfusu da gerekçelendiriyordu.

Rockefeller Ailesinin avukatı ve ABD’nin stratejistlerinden Henry Kissinger, 2020 yılında da 70’lerde hayalini kurduğu; işlerine yaramayan, ürettiklerini almayan, dünyayı kirleten ve ‘artık’ ihtiyaç duymadıkları insanlardan kurtulmanın hala mümkün olduğunu, ‘dünya ülkelerine karşı politikası’ olarak savunuyordu. Üstelik küresel iklim krizi ile birlikte dünya hızla kendi sonuna doğru yaklaşırken, ‘ABD’nin az gelişmiş bölgelerdeki petrol, maden ve diğer kaynaklara ihtiyacı artacaktı.

Maalesef ürkütücü tespitlerde görülmekte olduğu gibi, büyük Dünya güçleri insanları yok etmek için sadece silah kullanmıyor.

Hepinize sağlık ve barış dolu günler diliyorum.