Kafeler bile ayrıştı

Aysun Özcan

Aysun Özcan

Tüm Yazıları

AKP iktidarının bundan önceki yerel yönetimlerinin en merak sardığı sektörlerden biri

kafeterya işletmeciliğiydi.

Kentimizde en güzel ve en stratejik konumdaki yerler genellikle AKP’li isimler tarafından

kiralandı.

Kiralayan kişilerin çoğu aktif siyasetin içerisindeydi.

AKP’nin koyduğu kurallar çerçevesinde, yönetim kademelerinde bulunan isimlerin ihalelere

girmeleri,

Belediyelerden iş almaları yasak olduğu halde kimse bu yasağı takmadı.

Örneğin Sekapark’ta denize nazır yerler ya AKP’li yöneticilere verildi ya da dönemin

FETÖCÜLERİNE…

*

Aynı şekilde İzmit marina sahilindeki kafeterya da öyle…

O zamanlar il yöneticisi konumunda olan Nuri Güney, adeta denize bindirme yapmış,

yayıldıkça yayılmıştı.

Ama sorsanız hiç kar etmiyor, aksine kurtulmak için çabalıyor.

Ne hikmetse kafeteryayı elden çıkar(a)mıyor.

Gölkaydaki kafeteryayı da aynı şahıs işletiyor.

Daha sonra ayrılmış olması durumu kurtarmıyor.

Sonuçta pasta hep aynı yere dağıtılıyor.

Şimdilerde biriken kira borçları olduğu söyleniyor.

Allah kimsenin dümenini bozmasın, zor zamanlardan geçiyoruz fakat gıda sektörü bir şekilde

varlığını sürdürüyor.

Biriken borçlar biraz da “iktidarın adamı olma” rahatlığından geçiyor.

En azından bundan birkaç yıl öncesine kadar öyleydi.

*

O dönem kentte patronajlık vardı.

Yani yerel iktidardaki siyasi erkler, kendi yandaşlarına çıkar sağlıyordu.

İşte bu yapı içerisinde belediyeye ait yerler kiralanırken öncelik yandaş kayırmacılığı oldu.

Dolayısıyla insanlar kendilerini şehre ait hissedecekleri belediye sosyal tesisi mantığını

unuttu gitti.

Eskiden belediyelerin çay bahçeleri, lokantaları vardı.

O mekanlarda halk uygun fiyata hizmet alır, kendini bu şehrin bir parçası olarak görürdü.

Hali hazırda bu uygulamayı sürdüren belediyeler yok değil.

Ama genel anlamda çoğu yer yandaşlara altın tepside sunuldu.

*

Sadece o mu?

Yahya Kaptan Mahallesinde Sukra Gurme denilen yer var mesela.

Burası da eski Başkan Doğan’ın ve kankası Hüseyin Üzülmez’in, bir zamanlar yedikleri

içtikleri ayrı gitmeyen;

Girift ilişki içerisinde olduğu kadim dostu Cengiz Erçin’i bulunduğu girdaptan çıkarmak için

verilmiş bir yerdi.

Hatırlayanlar olacaktır, Üzülmez belediye başkanıyken makamından çok bu kafede vakit

öldürürdü.

Şimdi aralarında soğuk rüzgarlar esse de o zamanki dostluğun sağladığı avantajla bu yer

adrese teslim yapıldı.

Sukra Gurme de bulunduğu metrekareden çok daha fazlasına yayılan bir işletme

konumunda.

Mekan eskisi kadar revaçta değil, bunu gözlemliyorum.

Kafeler bile siyasi konjonktüre göre iş yapıyor veya yapamıyor.

*

Bir başka örnek olarak sahildeki Beyaz Yalı’yı gösterebiliriz.

Bu yer, dönemin il yöneticileri Mehmet İpşiroğlu ve Mehmet Öztürk tarafından kiralandı.

Daha sonra ortaklık bozulsa da İpşiroğlu hali hazırda Beyaz Yalı’nın sahiplerinden biri.

Yani görüldüğü üzere nerede kupon yer var, orada AKP’li yöneticiler veya onlara yakın

isimler cirit atmış.

Bunların hepsini sadece, AKP’nin kafeteryacılık sevdasını betimlemek için verdim.

Kimsenin ekmeğiyle işimiz yok!

Ancak dönemin adamları hep iyi yere tezgah açmış.

*

Ve artık Kocaeli’nin merkez ilçesi İzmit, CHP tarafından yönetiliyor.

İzmit’te Sekapark’tan tutun, sahildeki bütün yerler büyükşehir belediyesinin ukdesinde.

Yani İzmit Belediyesi buralara hükmedemiyor.

Edebilseydi ne olurdu?

Bu kez CHP’li yandaşlar mı o mekanlarda işletmeci olurdu?

Bu sorunun cevabını yaşamadan öğrenemeyiz ama geçenlerde Fatma Kaplan Hürriyet’in

attığı adımı takdir ettiğimi söylemeliyim.

*

Bilindiği gibi İzmit Yahya Kaptan Mahallesinin uğrak mekanlarından biri olan Lalezar kafe var.

Bu yer İzmit Belediyesi’ne ait.

İşletmeciliğini kimin yaptığını bilmiyorum.

Ama Nevzat Doğan döneminde belediyenin açtığı kiralama ihalesine girerek burayı aldığı

ortada.

İşte bu yerin kiralama ihalesinin yenilenme zamanı geldi.

Geçtiğimiz günlerde İzmit Belediyesi Lalezar kafe için ihale yapacağını duyurdu ancak son

anda bu kararından vazgeçti.

Belediye, Lalezar kafeyi kiralamak yerine kendi işletmeye karar verdi.

*

Duyunca şaşırdım, hoşuma gitti.

Bu mudur, budur dedim.

Çünkü her şey para değil.

Varsın belediye o kafeteryadan zarar etsin.

Ama İzmit Belediyesi tabelası altında insanlar bir araya gelsin, aidiyetlik hissetsin.

Uygun fiyata kaliteli hizmet alsın.

Madem belediyeler konut yapıyor, düğün salonu işletiyor, o zaman kafetarya da işletsin.

Ve inanıyorum ki on bin lira kira geliri olan bu kafe, belediye tarafından iyi işletildiği takdirde

çok daha fazlasını kazanacaktır.

Kazandıkça bunun döngüsü yine vatandaşa olacaktır.

*

Kafeterya ve çay bahçeleri hakkında daha söyleyecek çok şey var.

Hepsinin bir elden geçmesi gerekiyor.

Ancak asıl konumuz Lalezar kafenin artık belediye tarafından işletilecek olması.

Çok yerinde bir karar olduğunun altını çiziyorum.

Son zamanlarda kafe muhabbetlerinden insanlara gına gelmişti.

Gittiğimiz kafeteryalar bile siyasi geleneğe göre şekilleniyor.

Buna oldum olası karşıyım.

AKP’li işletmecilerin olduğu mekana CHP’liler gitmiyor, CHP’li olanlara AKP’liler gitmiyor.

Bu ayrışmayı aklım almadığı için yukarıda isimlerini zikrettiğim bütün işletmelere sık sık

gittiğim doğrudur.

Ama bu işin doğrusu Hürriyet’in yaptığı gibi olmalı.

Belediye kendi mülkiyetinde olan ve konumu itibariyle kupon sayılacak yerleri kendi işletmeli.

Yerinde bir karar oldu.

--------------------------------------------

SİZE KIZAMIYORUM…

Ben söyleyeceğimi en başında söyledim bitti.

Ne demiştim, “Çamurlaşmayacağım”

İçinde bulunduğunuz ruh halini saygıyla karşılıyorum.

Yalanlarınızın, iftiralarınızın bir sınırı olmadığını, bundan sonra da olmayacağını biliyorum.

Ben bir garip vatandaşım.

Benim yaptığımı söylediğiniz şeyler doğru bile olsa inanın bu kimsenin ilgisini çekmiyor.

O yüzden koca koca manşetler atmanıza gerek olduğunu sanmıyorum.

Maksat beni itibarsızlaştırmaksa, bunu itibar sahibi kimseler yapmalı(!)

*

Geçin onları… Haber üretebiliyor musunuz, ürettiğiniz haberler toplumda karşılık buluyor mu,

onu ölçü alın.

Bizim işimiz gazetecilik.

Bu sayfaları kişisel hırslarımıza kurban edemeyiz.

Varsa bir hesabımız adam gibi yüz yüze yapmalıyız.

Benim herkesin karşısına çıkacak cesaretim de var yüzüm de…

Kalemimi bu işler için kullanacak kadar, kalemin gücünün arkasına saklanacak kadar korkak

değilim.

Kadın oluşumdan kaynaklı, korkacağımı zannediyorsanız yanılırsınız.

Sizin kadar rüzgar yapmayı bilmem ama rüzgarın nereden eseceğini iyi kestiririm.

Bana hodri meydan naralarıyla falan gelmeyin.

Çünkü gündemim değilsiniz.

Çünkü ben minnetsiz değilim.

Çünkü benim sizle bir alıp veremediğim yok.

*

Mecbur kalmadıkça bu tür yazılar yazmama taraftarıyım.

Söyleyecek sözüm olmadığından değil, okuyucuya saygımdan.

Bu gazeteyi nasıl tırnaklarımızla bulunduğu konuma getirdiğimizi bize çamur atanlar dahil iyi

bilir.

O yüzden seviyeyi muhafazadan ayrılmayacağımı yinelerim.

Adımı açık açık yazsanız da size kızamıyorum.

Sonuçta kimi hedef alacağınızı siz de iyi biliyorsunuz.

Ne diyebilirim…

Gün gelir bundan da yorulursunuz umarım!