KOÜ çalkalanıyor Cantürk’ün derdine bak!

Aysun Özcan

Aysun Özcan

Tüm Yazıları

Bizim mesleğin riskleri vardır ve biz bunların ne olduğunu iyi biliriz.

Zira, kimi meslek dalarıyla ilgili haber yapmak yürek işidir.

Çünkü çok çabuk etkileşim gösterir ve bu da başa bela demektir.

Ama biz bundan asla imtina etmeyiz.

Ülkemizde ve ilimizde özgür basının yerlerde süründüğü bir dönemde

İnsanların sığınacak liman olarak bizi seçmeleri, sorumluluğumuzu daha da arttırıyor.

Yaptığımız hatalı bir haberin pek çok olumsuz sonuçlar doğurabileceği gerçeğini hep aklımızın bir ucunda tutar, ona göre hareket ederiz.

***

Dedim ya, bazı mesleklerle ilgili haber yapmak risklidir diye!

İşte bu meslekler arasında en risklisi ve hata kabul etmeyeni sağlıkla ilgilidir.

Peki sağlığımızı emanet ettiğimiz doktorların hataları neticesinde

yaşanan ölüm vakaları,

sakat kalma gibi durumlarla karşılaşmıyor muyuz?

Maalesef karşılaşıyoruz. İnsan bu; beşer, şaşar.

Fakat bazen hatanın ötesine geçtiği de oluyor bu tür durumların…

Suiistimaller, hastayı para aracı olarak görme, bıçak parası ve benzeri gibi…

***

Bunları neden anlattığıma gelince…

Bildiğiniz üzere son günlerde gazetemizde

Kocaeli Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile ilgili çeşitli iddialar gündeme getirdik.

Bu iddiaların her biri hastanede çalışmış, çalışmakta olan kişilerden ve hasta yakınlarından geliyor.

Hiç biri hayal ürünü değil anlayacağınız.

Kimileri hakkında soruşturma açılmış durumda, kimi konular ise yargı sürecinde, sonuçlanmak üzere.

Mesela geçtiğimiz haftalarda Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi

Ortopedi servisindeki bir hastanın kesinlikle kesilmesi gerektiği söylenen bacağının, İstanbul’da kurtarılması…

Bu konuyla ilgili hastanın şikayetlerini dile getirdik, hastane yönetiminden çıt yok…

***

Mesela, bir başka ciddi konu:

Ortopedi servisi hocalarından Prof. Dr. Ahmet Şarlak ve Doç. Dr. Bilgehan Tosun’un

Asistanlara şiddet uyguladığı ve onlara küfür ettiğine dair iddialar orta yerde duruyor.

Bununla ilgili soruşturma devam ediyor ama Rektör’den ses seda yok.

Ve işin garibi, bu iddiaların ardı arkası kesilmiyor.

Asistanların yaşadıklarına dair şikayet dilekçeleri KOÜ’nün yetkili organlarına ulaştığı halde,

Yazdığımız haberi farklı yöne çekmeye çalışanlar var.

***

Aslında kendilerince onlar da haklı.

Bugüne kadar basın hep araç olmuş amaç olamamış.

Birilerinin önünü açmada veya önünü kesmede kullanılmış.

Gerçekten bu olayların yaşanmış olabileceğini düşünmekten uzaklar.

Onun yerine, yok şu kişi haber yaptırmış yok asistanlar birileri tarafından kullanılıyormuş.

Kardeşim sizin asistan dediğiniz yoldan geçen herhangi biri değil ki!

Onlar da yarının hocaları, profesörleri olma yolunda ilerliyorlar.

Onlar kimsenin marabası olacak türden kalitesiz varlıklar olamaz, olmamalı.

Niçin durduk yere hocalarından şikayetçi olsunlar ki?

***

Bu soruların cevabını ben de herkes gibi merak ediyorum.

Sadece merak etmekle kalmayıp, takip de ediyorum.

Dekanlığın yürüttüğü soruşturmanın müspet yada menfi bir an evvel sonuçlanması gerektiğini düşünüyorum.

Ama her nedense (!) orada işler biraz ağır yürüyor.

Er ya da geç konu sonuca bağlanacak.

Ve sonuç ne olursa olsun biz yine buradan size aktarmaya devam edeceğiz.

***

KOÜ’de gündeme getirilen bir başka konu ise yangın sensörlerinin içine konulan gizli kameralar.

Bu olay 2 yıl önce kamuoyuna yansıdı. Konu yargıda.

23 Haziran’da belki de hapis kararı çıkacak.

Gizli kamera yerleştirdiği belirtilen isimlerden ikisi hala görevlerine devam ediyor.

Hatta üniversite cephesinden bakınca o kadar suçsuzlar ki; terfi dahi almışlar.

Öte yandan Hastane Başmüdür Vekili Yunus Taş tarafından personele imzalattırılan

güvenlik ve gizlilik taahhütnamesi…

Bir nevi sansür.

Ve bunu yapan isim, gizli kameraları yangın sensörlerinin içine koyduran isimlerden biri.

Şaka gibi değil mi?

***

Evet bu şaka gibi olaya bugün bir şaka gibi açıklama da Hastane Başhekimi Prof. Dr. Nuh Zafer Cantürk’ten geldi.

Cantürk, tüm bu skandal iddialar hakkında tek kelime etmezken,

gizlilik ve güvenlik taahhütnamesiyle ilgili çıkan haberlere bir yazılı açıklamayla tepki gösterdi.

Hem de Yunus Taş’ın yıpratılmaya çalışıldığını ifade ederek…

Hayır, yani basın neden Yunus Taş’ı yıpratmaya kalksın, Yunus Taş kimdir, nedir?

Yargılanıyor olmasa, hakkında bu tür iddialar olmasa adından sanından haberimiz olmayacak!

Yunus Taş çok önemli biri de biz mi farkında değiliz?

Cantürk, neden bu denli savunmaya geçti Yunus Taş’ı?

Asistanlar konusunda olsun, gizli kamera konusunda olsun ağzını açıp tek kelime etmedi?

Evet, Sayın Cantürk, bir deyin hele!

***

Kusura bakmayın Sayın Cantürk, belki de ucu size dokunacak ama bize gelen şikayetlerin ardı arkası kesilmiyor.

Biz yazdıkça başkaları kapımızı çalıyor, dert yanıyor.

Ve bu iddialar da ilerleyen günlerde tek tek gündeme gelecek.

Çünkü bizim işimiz o kişiyi bu kişiyi kollamak değil, yanlışın üstüne gitmek!

Bence siz de bırakın Yunus’u onu bunu!

Gerçek anlamda cevap bekleyen soruları yanıtlayın.

Hatta mümkünse, bu tür sorular sorduracak kişileri etrafınızda barındırmayın!