“Vergi kaçırmak için müteahhit oluyorlar”
Türkiye’nin en yaygın sektörlerinden biri ne diye soracak olsak;
Hiç kuşkusuz “inşaat” cevabını veririz.
Özellikle AKP iktidarıyla bu sektörün çok daha öne çıktığını söylemek mümkün.
Zaman zaman yazılarımda bahsediyorum; üretime yönelik büyüme diye bir şey kalmadı.
Varsa yoksa inşaat…
Varsa yoksa yandaş müteahhitler ve onlara uzatılan eller.
***
İnşaat konusunda ilimizde de gözle görülür bir artış var.
Önüne gelen konut yapıyor, önüne gelen müteahhittim diye ortaya çıkıyor.
Adama bakıyorum, bundan iki yıl önce bildiğin inşaat işçisiydi ama şimdi kendi binalarını yapıyor.
Kat karşılığı arsa alıyor, yanında eleman çalıştırıyor, üstelik yaptığı binalarda aralarında en yeterlisi kendisi.
Düne kadar mala tutan eller bir bakıyorsunuz müteahhit oluvermiş.
Bu işin bir kriteri, bir takibi yok mu?
Allah korusun, biz büyük bir deprem yaşamış kentiz.
Zaten canımız ağzımızda yaşıyoruz, o halde neden bunların takibi yapılmıyor?
***
Bu konuda bilgilenmeye çok ihtiyacım olduğunu düşündüm.
Benim gibi herkesin de buna ihtiyacı olduğuna inanıyorum.
Hasbelkader, geçenlerde gazeteye ziyarete gelen genç müteahhit kardeşim Ulaş Erenkaya ile
Bu sorunla ile ilgili sohbet ettik.
Sevgili Ulaş öyle şeyler anlattı ki, şaşırmamak elde değil.
Mesela en çarpıcı cümlesi şuydu:
“İnsanlar vergi kaçırmak için müteahhit oluyor”
Duyunca dehşete düştüm, nasıl yani dedim.
Aynı zamanda Kocaeli Müteahhitler Birliği üyesi olan Ulaş Erenkaya olayı şöyle özetledi.
***
“Şu anda 7 bin beş yüz liraya isteyen herkes müteahhit olabilir, çatır çatır inşaat yapabilir.
Bunun için 18 yaşını geçmiş olmak ve TC vatandaşı olmak yeterli.
Gidersin belediyeye istediğin gibi imza atarsın, hiç kimse seni durduramaz.
Şirket olarak bu işi yapmak istiyorsan da 10-11 bin lira civarında.
Yanına bir yapı denetimci al ki adam yeni mezunlardan birini bulup getiriyor, bin lira veriyorsun imza atıyor, müteahhit oluveriyorsun.
Ondan sonra adam geliyor vatandaşın arazisine sana şöyle ev yaparım böyle yaparım diyor.
Şayet meslek yasasını çıkarırlarsa müteahhitlerin sayısı dörtte bire düşer.
Belki ilk etapta konut fiyatlarında artış olur ama asla çöp konut olma şansı yoktur.
Çatılar nizami, her şey nizami olduktan sonra belediye de ikide bir bütün müteahhitleri takip etmek zorunda kalmaz.
Çünkü meslek yasası gereği belli uyarılar vs. oldu mu o zaman Odalar aynı bir Avukat gibi diskalifiye edebilecek.
İnanır mısınız, düzgün çalışan müteahhit sayısı yüzde 10’dur.
Müteahhitlerden vergi almıyorlar, devletin kaybı çok ağır.
Bu yasayı çıkardık çıkardık, çıkaramadık devletin çok ağır vergi kaybı var.
Adam sırf çok KDV çıktı deyip müteahhitlik yapan var, ayıptır.
Yani vergi kaçıracağım diye inşaat yapan firmalar var.
Çok KDV ödeyen inşaat işine giriyor. Böyle bir sektör olur mu?”
***
Ulaş Erenkaya’yı dinlerken aklıma geldi.
Gerçekten de müteahhitlerin gelirleri resmiyete yansımıyor olmalı.
Çünkü şuradan anladım; biz çocuğumuzu özel okula yazdırırken devlet teşviki için başvurduk.
Her şeyimiz resmi girişli çıkışlı olduğundan bizim çocuğumuza teşvik çıkmadı.
Çünkü sistem benim gelirimi giderimi net şekilde görüyor.
Bütün girdilerin kar olmadığı görüldüğü halde kestiğin faturaya bakıp teşvik vermiyor.
Ama yanı başımda havuzlu villalarda oturan, servetine servet katan müteahhit beyefendi
Bir de üstüne devletten çocuğunu okutmak için teşvik alıyor.
Söyler misiniz, ben miyim zengin, o mu..?
***
İşte sistem bu kadar berbat işliyor.
Bu yüzden de devletin ağır vergi kaybı olan sektöre bir çeki düzen vermesi gerekiyor.
Ulaş Erenkaya’nın söylediği yöntem çok doğru bir yöntem.
Devlet hem önüne gelene müteahhitlik belgesi vermemeli hem de kayıt dışını önlemeli.
Fakirin içtiği sudan, adım attığı yerden vergi almak yerine
Biraz da KDV çıktı diye inşaat yapanlara baksın!