KOÜ 25 yılda neler görmedi ki?
Kocaeli Üniversitesi kurulalı 25 yıl olmuş.
Dile kolay tam 25 koca yıl…
Bu şehrin en önemli kazanımlarından biri olarak gördüğüm Kocaeli Üniversitesi
O koca 25 yıl içinde neler gördü neler yaşadı.
KOÜ’nün çeyrek asırı devirdiği haberlerini görünce o günlere gittim geldim.
Anıtpark yerleşkesinde Yıldız Teknik Üniversitesi’nin bir kolu olarak eğitim veren kurum
Devletin aldığı kararla Kocaeli Üniversitesi’ne dönüştürüldü.
Ve üniversitenin ilk Rektörü Prof. Dr. Atıf Ural oldu.
Bir üniversite şehri olmanın önemini ise yıllar içinde kavradık.
Rahmetli Baki Komsuoğlu dönemiyle yıldızı parlamaya başlayan üniversitemiz
Onun vefatı ile yerine seçilen eşi Sezer Komsuoğlu’na geçtiğinde KOÜ çok başka yerlere gelmişti bile.
Umuttepe yerleşkesinde binlerce öğrencisi ve Akademisyeniyle ve de bir Bakanlığa denk gelen bütçesiyle
Gözlerin her daim üzerinde olduğu bir kurum oluvermişti.
Ve en nihayetinde KOÜ, 2002’de başa gelen AKP iktidarıyla beraber
Siyasetin iyiden iyiye ipleri ele almaya başladığı, yapışanın bırakmadığı bir yer halini almıştı.
Özellikle Rektör Sezer Komsuoğlu’nun ilk taklayı atan kişi olduğunu da unutmamak gerek.
İktidara şirinlik adına birçok üniversiteden önce türbanı serbest bırakan ilk üniversite olduğunu hatırlayın.
Bugünkü gözle değil ama (ki, bugüne baktığımızda türban ilkokullara kadar girdi) o günkü koşullar içinde değerlendirin bunu.
Herkesi şaşkına uğratmıştı Komsuoğlu.
Çünkü mesele türban değildi; mesele Laikliği, Cumhuriyeti, Atatürk ilke ve inkılaplarını savunur görülen bir kadın profilinin
İlk taklayı atan olmasıydı. Hani diyorlar ya, “eski Türkiye, yeni Türkiye” diye!
İşte bu dediğim eski Türkiye minvalinde değerlendirilmeli.
Komsuoğlu’nun sarı öküzü verdiği o tarihten sonra KOÜ’de ki dönüşüm hız kazanmıştı.
İktidar eliyle yapılan kadrolaşmalar, yönetim anlayışı, baskıcı tutum gittikçe artıyordu.
Durum buyken 2014 yılı Rektörlük seçimleri geldi çattı.
Herkes Sezer Komsuoğlu’nun koltuğunu sol kesime yakın birine emanet edeceğini daha doğrusu destekleyeceğini tahmin ediyordu.
Ben buna bir dakika bile ihtimal vermeyenlerdendim.
En yakınındaki isim olan Ali Demirci’ye destek verir gibi görülen Komsuoğlu
Güç karşısında el pençe olan pek çok Akademisyen gibi iktidarın desteklediği Sadettin Hülagü’ye destek verdi.
Bu desteğini açıkça ilan etmedi belki ama yaşananların toplamında Hülagü için çalıştığını anlamak hiçte zor olmadı.
KOÜ Rektörlük seçimlerinde yaşananlara uzun uzadıya girmeyeceğim.
Bizi takip edenler bu konuda nerede durduğumuzu, ne kadar net olduğumuzu iyi bilir.
Tabi, zamanın bizi haklı çıkardığını da…
Hatta bu işin finalinde üniversite camiasından büyük bir özür faslı gelmesini de sürpriz saymam!
Şimdilik gelişmeleri izlemekle yetiniyoruz.
Bazı şeylere biraz daha zaman var.
Üniversite yangın yeri olmuşken, kimsenin kimseye düşünecek hali kalmamışken
Hatta birbirilerine düşmüşken bunların yanına yaklaşmak akıl karı değil.
Ama şu kadarını söyleyeyim; müthiş bir gerilim filmi izliyorum son günlerde.
Hani derler ya;
“Aşçı bahçıvana, bahçivan şoföre, şoför uşağa, sonra hepsi uşağa” diye? O misal…
Çok yazık yani.
Keşke bizi anlamak bu kadar zor olmasaydı, keşke ön yargılarınızı bir kenara bırakabilseydiniz.
Biliyorum… ön yargıları kırmak, atomu parçalamaktan daha zor
Fakat yine de Kocaeli Üniversitesi’nin 25 yılda geldiği noktayı ben içselleştirmiyorum.
Umarım ve dilerim, KOÜ’nün başındaki isim Sayın Hülagü şimdi büyük fotoğrafı daha iyi görüyordur.
Son olarak…
Her şeye, herkese, bütün eksiklerine ve olumsuzluklara rağmen KOÜ Kocaeli’ye değer katan bir kurumdur.
Bu vesileyle KOÜ’de görev yapan, hastalara şifa dağıtan, gençlerimizi eğitmek için kafa patlatan,
En üst seviyedeki Akademisyenden en altta hizmet eden temizlikçisine, çaycısına kadar minnet borçluyuz.
İnşallah yarım asrı da hep birlikte kutlarız…