Küçükkaya ve Portakal, eski tadı vermiyor
Ortak yaşamda her şeyimiz ayrıştı.
Okuduğumuz gazeteler, izlediğimiz TV kanalları,
Yemek yediğimiz restoranlar, tatil için gidilecek oteller, marketler, bankalar ve aklınıza ne gelirse…
Hangimiz kendimizi nerede huzurlu hissediyorsak oraya yöneliyoruz.
Farklı siyasi görüşü desteklemek yetmiyormuş gibi
O partilerin yaşam biçimimize kadar yön vermesine izin verir olduk.
Bu ayrışma dediğimiz şey en çokta haberleşme ağında kendini gösteriyor.
Mesela 24 Haziran seçimleri esnasında bir kesim A Haber ve türevleri TV kanallarına kilitlenirken, bir kesim de Halk TV ve FOX TV ile moral buluyordu.
Hatta her iki kesim için de izledikleri kanal sayesinde “Transa giriyorlardı” bile diyebiliriz.
İnsan neye inanmak istiyorsa oraya yöneliyor.
Neyi duymak istiyorsa oraya kulak veriyor.
****
Bu konuda 16 yıllık iktidarın yaptıklarından ve yapmadıklarından bunalan vatandaşlar;
Yıkama yağlama haberlerden sıkılıp biraz daha reel olarak gördüğü FOX kanalını izliyordu.
Sabah erken saatte İsmail Küçükkaya ile Çalar Saat programıyla güne başlayanlar;
Akşam saat 19:00’da Fatih Portakal ile Haberin Merkezi’nde buluşuyordu.
Diğerlerine göre daha realist, daha ortadan yayın yapıyorlardı.
Fakat bu durum 24 Haziran akşamı yerle bir oldu.
Artık izleyicinin ne Küçükkaya’ya ne de Portakal’a güveni kalmadı.
Onlar da seçim akşamı kendilerine bir haller olduğunun fark edildiğini anladıklarından olsa gerek;
Apar topar yıllık izne ayrıldılar.
O gün bugündür her ikisini de sosyal medyadan takip ediyorum.
Onları bambaşka yere koyan fakat sonunda hayal kırıklığı yaşayan izleyicilerin yorumlarını bir görseniz şaşar kalırsınız.
Hakaretler gırla gidiyor!
Adamlar ağzını açsa suç, sussa suç. Fotoğraf koysa suç, koymasa suç.
Belki bu anchormanlarımız da kendilerine göre haklılar ama ne var ki
Türkiye’de etkili muhalefetin olmadığı, yandaş yayıncılığın kol gezdiği bir alanda hem Küçükkaya hem de Fatih Portakal ister istemez sığınacak liman olmuşlar.
Bu limana seçim akşamı başka gemiler yanaşınca koca bir hayal kırıklığı oluştu.
Bu hafta yeni yayın dönemiyle birlikte tekrar ekran karşısına çıkan ikili artık hiç tat vermiyor.
Her yaptıklarının altında bir şey arar oldum.
Haber diziliminde dahi bir hesap var sanki.
Ne zaman ki iktidar aleyhine bir haber sunuyorlar, onun hemen ardından gelen haber mutlaka biraz daha reality oluyor.
Yani bir önceki haberin ne olduğunu unutup gidiyorsunuz.
****
Onu bunu bilmem!
24 Haziran akşamından sonra cevabını bulamadığım üç soru var!
1-Fatih Portakal ve İsmail Küçükkaya neden dümen kırdı?
2-“Adam kazandı” mesajı, Küçükkaya ve İnce arasında planlanan bir şey miydi?
3-Muharrem İnce’ye ne oldu? Neden seçim akşamı ortada yoktu ve neden ertesi gün kameraların karşısına çıkıp açıklamasını kağıttan okudu?
Bülbül gibi şakıyan Muharrem İnce’nin eline o kağıdı birileri mi tutuşturdu?
****
Belki tüm bunlar bir tesadüfler zinciriydi, bilemiyorum.
Ama kiminle konuşsam aynı. Küçükkaya, Portakal ve İnce’den nefret edenlerin sayısı çok fazla!
Kafalardaki soru işaretlerinin bir tanesi bile cevaplanmamış hala.
O yüzden yeni yayın döneminde bu ikili ne anlatsalar boş geliyor.
En azından bana öyle geliyor, sizi bilmem…!
Adamlar bu zamana kadar bize bildiğin SUBLİMİNAL mesaj vermişler de haberimiz yokmuş!
AKP SKM BAŞKANI OLMAK ZORLAŞTI
AKP Genel Merkezi 24 Haziran seçimlerindeki oy kaybının ardından önemli bir karar aldı.
Bundan böyle sadece adaylar değil, Seçim Koordinasyon Merkezi (SKM) Başkanları da Genel Merkez tarafından görevlendirilecek.
Bugüne kadar il başkanının önerisiyle görevlendirme yapılan SKM’ye
AKP Genel Merkezi’nin el atması parti içerisinde yankı buldu.
Kocaeli’de ise SKM denilince akla gelen ilk isim Mehmet Uzunoğlu oluyor.
Uzunoğlu, tecrübeleri doğrultusunda epey süredir AKP’nin seçim işlerini planlayan, koordine eden bir isimdi.
Nasıl tecrübeli olmasın ki?
AKP il başkanlığında başkan değişiyor ama Mehmet Uzunoğlu hep yerini koruyordu.
Ta ki, Şemsettin Ceyhan’ın son kez il başkanlığına atandığı ana kadar.
Uzunoğlu, birkaç kadrolu yöneticiyle birlikte Ceyhan’ın yeni listesinden çıkarılmıştı.
Bu iş öyle durduk yere olmuş bir şey de değildi.
Mehmet Uzunoğlu’nun kadro dışı bırakılması için parti içindeki farklı bir ekip
Uzunoğlu ile az uğraşmadılar.
Hakkında ortaya atılan bazı iddiaları derleyip toparlayıp Ankara’ya pres yaptılar.
Ancak Uzunoğlu hakkındaki iddialar ve onları Ankara’ya taşıyanların birbirinden bir farkı var mı, o da ayrı bir konu.
****
Tüm bunlar bir yana Mehmet Uzunoğlu teşkilatçılık, seçim koordinasyonu ve adam çalıştırma konusunda oldukça usta bir isimdi.
24 Haziran seçimleri bile, onca takoz koymalara rağmen ona emanet edildi.
Üstelik il yönetiminde de değildi.
Bu durum parti içi muhalif tarafın hiç hoşuna gitmemişti.
Şimdi önümüzde yerel seçimler var.
Bu seçimleri Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan çok ama çok önemsiyor.
Bir tane bile belediye kaybetmeye tahammülü olmadığı gibi;
Mümkünse bütün belediyeleri kazanmak istiyor.
Dolayısıyla SKM Başkanlığı çok daha fazla önem kazanıyor.
Bu yüzden de tıpkı bir aday seçer gibi SKM başkanı seçecekler.
Artık SKM başkanı il başkanının işaret ettiği kişi değil, teşkilatta ve vatandaşta karşılığı olan isimler arasından mülakatla seçilecek.
O mülakata girecek olanlar bir başvuru mu yapacak yoksa il başkanının önerdiği isimler mi Ankara’ya çağrılacak, henüz net değil.
Peki, Mehmet Uzunoğlu mülakata sokulur mu?
İşte orası muamma…Çünkü Yerel Yönetimler Başkanlığının başında Mehmet Özhaseki var (!)
---------------------------------------