Doğan: “Ne İzmit, ne yukarısı yok” diyormuş!

Aysun Özcan

Aysun Özcan

Tüm Yazıları

İzmit Belediye Başkanı Nevzat Doğan, iki dönemdir sürdürdüğü belediye başkanlık görevinde

Bundan sonra hiçbir makama talip olmayacağını artık yüksek sesle dillendiriyor.

Oysa Başkan Nevzat Doğan’ın hayalinin Büyükşehir Belediye Başkanlığı olduğunu bilmeyen yok!

Başarılı bir çocuk doktoruyken siyasete atılan Nevzat Doğan, AKP’de kısa sürede üst makamlara geldi.

2002 genel seçimlerinde AKP’den Milletvekili seçildi.

TBMM çatısı altında çeşitli komisyonlarda görevlerde bulundu.

İzmit’te pek çok ailenin çocuklarının sağlığını emanet ettiği Doktor Nevzat Doğan’ın bu özelliğini

AKP avantaj olarak gördü ve 2009 yılında İzmit Belediye Başkanlığına aday gösterildi.

CHP’li Fikret Toker karşısında bol spekülasyonlu da olsa seçimi kazanan kişi oldu.

Beş yıl boyunca İzmit’i yönetti. Değişik bir profil çizdi Sayın Doğan.

Zaman zaman kendi partilileri tarafından sosyal demokrat çizgide durmasıyla eleştirildi.

***

Aslında haksız da sayılmazlardı.

Çünkü Başkan Doğan gerek yaşam tarzı, gerek siyasetteki bazı yöntemleriyle sosyal demokrat bir görüntü çizdi.

Bu eleştiriler ona asla geri adım attırmadı.

Doğan, yoğurdu kendi tarzıyla yemeyle devam etti.

Meclis içinde muhalefet üyeleriyle sağlam diyaloglar kurdu.

Kritik noktalarda onları ikna odalarına aldı ve mutlak başarıyla ayrıldı.

Bu dediğime 2009’dan bu yana onlarca örnek sığdırmak mümkün.

***

Devam edelim…

Doğan’ın beş yıllık yönetim biçiminden memnun kalan AKP, 2014 seçimlerinde tekrar İzmit’e aday gösterdi.

Bu kez rakibi dişliydi, işi hiç kolay değildi.

Karşısında namı Kocaeli sınırlarını aşmış, İzmitlilerin ona “efsane başkan” lakabını taktığı Sefa Sirmen vardı.

CHP, 13-0 olan bir kenti birden bire çeviremeyeceğini düşünüp, işe İzmit’i almakla başlamak istedi.

Bunun avantaj olduğuna kendini inandırdı.

Oysa pek çok CHP’li Sefa Sirmen’in İzmit’e kitlenmesine bir anlam veremedi.

Hedefi küçük tutan CHP, Nevzat Doğan’a karşı pasif bir çalışma yürüttü.

Klişe politikalarından ayrılmayan, mahallelerde partililere seslenmekten öte gidemeyen Sirmen,

Yanlışlar silsilesi içerisinde seçimi kaybetti.

***

Hal böyleyken Nevzat Doğan’ın kibri yükseldi.

Haklı mıydı, haklıydı. Koskoca Sefa Sirmen’i CHP’nin en güçlü olduğu ilçede alt etmeyi başarmıştı.

Kim olsa böbürlenirdi, kim olsa kerameti kendinde arardı.

2014 İzmit seçimlerinin detaylarına fazla girmiyorum farkındaysanız.

Son bir haftaya kadar tüm analitik verilerde önde görülen CHP;

Son haftada ne oldu da seçimi AKP’ye verdi, gibilerinden kafa karıştıran soruyu sormuyorum.

Bu soruların cevabını bilen biliyor.

Bilmeyenler ise CHP’ye gönül veren, oy veren, destek veren ve bedel ödeyen partililer.

***

Nevzat Doğan konusundan gidecek olursak…

Doğan her zaman Ankara ile iyi ilişkiler kurdu.

Bunda milletvekilliği döneminin de payı var elbette.

Ve buna ilaveten hemşerisi Fikri Işık ile politika yapmasının avantajları da var.

Renkli kişiliğinin yanına “güçlü siyasetçi” profilini de ekleyen Doğan, doğaldır ki kendine yüksekte bir hedef koydu.

İlk başlarda AKP kulislerinde dillenmeye başladı Doğan’ın büyükşehir hayali.

Daha sonra basına bu yönde mesajlar vermeye başladı.

Çünkü Doğan açısından işler yolunda gidiyordu.

Allah için konuşalım, akçeli bir işle de anılmadı.

Kimi kayırmalara vs. gibi şeyleri saymazsak Nevzat Doğan’ın adını yolsuzluk kelimesiyle yan yana getirmek haksızlık olur.

***

İşte tüm bunlar alt alta toplandığında Doğan, büyükşehir belediyesine aday olabileceğine kanaat getirdi.

Kendisine yakın “medyacılar” ile birlikte iyi bir algı yönetti.

Herkes Karaosmanoğlu’ndan sonra büyükşehir belediye başkanlığına kim gelir sorusuna karşılık isim sayarken, bir tarafında illa ki Nevzat Doğan’ın ismi yer aldı.

Bu da başarılı bir algı çalışması, yukarıdakilerle iyi ilişkiler, parti ile uyumlu çalışma sonucu ortaya çıktı.

Fakat Doğan için her şey tavında giderken birden bire bir şeyler oldu.

Doğan, ilk önce İzmit’e aday olmayacağını deklare etti.

Doğal olarak herkes bunu büyükşehire aday olacağı şeklinde yorumladı.

Ama işin içinde başka şeyler vardı sanki.

***

AKP İl Başkanı Ceyhan ile yapılan toplantılarda dahi gün yüzüne çıkan bir anlaşmazlık vardı.

Doğan, bu anlaşmazlığı kamuoyuna göstermekten çekinmedi.

Sosyal medyasında paylaştığı “elinde tesbih sallayan” pozları bilinçli olarak yaydığı kanaatindeyim.

Bunların dışında 15 Temmuz darbe olayları var bir de, tüm hesapları alt üst eden!

15 Temmuz’dan sonra AKP’de işler tersine dönünce hesaplar da bozuldu haliyle.

Nevzat Doğan’ın bu yönde ne hesabı vardı bilinmez fakat bilinen bir şey var.

Doğan artık büyükşehir belediye başkanlığı falan istemiyor.

Bunu bizzat kendisi gittiği her ortamda yüksek sesle dile getiriyor.

***

Duyunca şaşırıyorum. Daha düne kadar bu hedefe varmak için yapmadığı kalmayan Doğan

Dost meclisi dışında bile sır olarak vermediği bu bilgiyi açıkça beyan ediyor.

Hatta bırakın büyükşehiri falan, Doğan siyaseti tamamen bırakacağını çok keskin ifadelerle anlatır olmuş.

“Bir daha ne İzmit ne yukarısı yok, anladınız mı? Kesinlikle yok” diyormuş.

İnsan merak ediyor… Nevzat Doğan’ı bu noktaya getiren şey ne..?

Gerçekten siyasete nokta koyacak mı yoksa dejenere olduğunu düşünüp okları üzerinden çekmeye mi çalışıyor?

Bu bir taktik olabilir mi, olabilir.

Ama ben çok ihtimal vermiyorum.

Nevzat Doğan yolun sonunu görebilecek kadar tecrübeli bir politikacı.

Müsaade edelim de üç adım ilerisini görsün, öyle değil mi?