Büyükakın'da hitabet sorunu olmazmış
Erdoğan’ın bugünkü programında dikkatimi çeken bir-iki vurgu vardı.
Bunlardan biri, Tahir Büyükakın ile ilgili söyledikleriydi.
Programın başlangıcında Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak kürsüde konuşma yapan Büyükakın
Zannediyorum bir ara boğazı düğümlendi, konuşmakta zorlandı.
Erdoğan’ın karşısında konuşmak onlar açısından kolay bir şey olmasa gerek!
Tahir Bey de heyecanına yenik düştüğünden konuşması sekteye uğradı.
Erdoğan daha sonra adayları tanıtırken Tahir Beyi tekrar sahneye aldığında bu detayı atlamadığını hissettirdi ve onu rahatlatmaya çalıştı.
Tahir Hoca bir kere hocadır. Üniversitede uzun süre hocalık yapmış, genel sekreter yardımcılığı, genel sekreterlik görevlerini sürdürmüş. Son olarak Bilecik ilimizde Valilik de yaptı.
Bakmayın sesinin bir ara gittiğine, Tahir Valimiz imam hatip kökenlidir, onda hitabet sorunu olmaz” dedi.
Bu da Erdoğan’ın hitabete ne kadar önem verdiğinin bir göstergesiydi.
Dikkatimi çektiği için paylaşmak istedim.
BEN BİLE İNANMAMIŞTIM
AKP’nin merakla beklenen 12 ilçe belediye başkan adayları nihayet açıklandı.
Günlerdir süren stres artık son buldu.
Listeyi ilk önce kim yayınlayacak şeklindeki gazetecilik refleksinde her zamanki gibi bir adım önde olduk ama hiç bunun havasına girmeyeceğim. Zira itici oluyor.
Ayrıca kim hangi haberi nereden okudu fazlasıyla biliyor.
Kimseyi aptal yerine koymanın manası yok!
Hoş, biz de o listeden sonra ipi salmıştık zaten. Gayet rahat davrandık, kim yayınlarsa yayınlasın dedik.
***
Dün gece kamuoyunun haberdar olduğu aday listesini Kocaeli Olay ile aynı anda 4 Ocak günü “Elimize geçen son liste” şeklinde okurlarımızla paylaşmıştık.
O liste ortaya çıktığından beri AKP’nin üst düzey isimleri tarafından kabul gördü.
Kabul görmesi derken, beğenildi anlamında söylemiyorum!
Bugüne kadar ortaya çıkan saçma sapan listeler gibi olmadığını, gerçeği yansıttığını fısıldadılar bulundukları ortamlarda.
Aslında AKP il başkanı Abdullah Eryarsoy da biliyordu onun doğru liste olabileceğini.
Ama resmi açıklama yapmak gibi bir lüksü bulunmadığından bize siyaset yaptı, listeyi yalanladı.
***
Bu liste üzerinden çok sayıda insanın sorularıyla muhatap oldum.
İddiaya girdiklerim bile var mesela.
Aklı selim partililer listenin doğru olacağına benden daha fazla inanmıştı.
Bense ilçe ilçe isimleri süzdüğümde “Yok ya bu -şu olamaz, bunda gariplik var. Son anda Erdoğan buraya ameliyat yapar” dedim kendimce.
Ama yapmadı. Liste birebir aynı çıktı.
Sadece Kandıra belirsizdi, onda da MHP’ye verilme ihtimali gözetilmişti.
Sonuç olarak liste bugün açıklandı ve ben girdiğim iddiayı kaybettim.
Hem de kendi yayımladığım listenin birebir aynı olmayacağını savunduğum için kaybettim.
***
Sandım ki AKP’deki kurumsal ve sert yapı içerisinde o liste dışarıya sızmaz!
Meğer kazın ayağı hiçte öyle değilmiş.
Her ne kadar haber kaynaklarının sağlamlığından zerre kadar şüphem olmasa da
Aynı listenin onanacağını hiç düşünmemiştim.
Mesele kaynak değil, siyasette bir saatte bile çok şeyin değişeceğini öngörmekti.
Ancak AKP bu kez beni yanılttı, ben de iddiayı kaybettim.
Bu konuda ne laf dinledim ne de söz!
Eh… Yapacak bir şey yok.
Demirden korksak trene binmezdik.
Feda olsun…!
ERDOĞAN İLK KEZ KOCAELİ’Yİ PATRONSUZ BIRAKTI!
Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün ilimizde adayları bir bir açıklarken detaylıca izledim.
Nereden izledim, canlı yayın ekranlarından…
Malum, biz yasaklıyız basın akreditasyonumuz falan yok!
TV başından rahat rahat olanı biteni gözlemledim.
Tabi, arkadaşımız Uğur Enç her zamanki gibi yasak dinlemeyip o salona seyirci olarak girdi.
Nabzı aldı, şahıslarla konuştu, gözlemlerini paylaştı.
Bunların hepsini haberlerimizde okudunuz ve daha da okuyacaklarınız olacak.
Ben ekran başında kendi notlarımdan ve kendi penceremden birkaç detay paylaşayım istedim.
***
Bir kere lafı götürüp getirmeye gerek yok!
AKP’nin aday listesine çok ama çok fazla tepki var.
11 ilçe belediye başkanının değiştirildiği bir kentte kimi dengeler gözetilmeksizin liste hazırlanmış.
AKP’de alışılagelmiş istişare kültürü, sokağın nabzı, halkın beklentileri gibi önemli vurgular geri plana itilmiş.
Ve düşündürücüdür ki, bunu AKP’liler bile bilinç altında kabullenmişler.
Hangi adaya baksalar o adayı birine yaslamaya çalışıyorlar.
Örneğin Gölcük’te daha önce partiye adım atmamış biri tutup aday yapılınca ister istemez perde arkasındaki ilişkilere bakılıyor.
Kimi Abdullah Eryarsoy’un adayı diyor kimi Berat Albayrak’tan torpilli diyor ama mutlak bir kayırma olduğu fikri ortaya çıkıyor.
Yine aynı şekilde Gebze’de vasat altı bir görüntü veren, adaylık dosyasını son anda alıp ilçe binasına teslim etmeye üzerinde montla gelen,
Fotoğraf vermek için o an orada bulunan birinin ceketini emaneten giyen -iddiasız biri aday yapılınca
İster istemez “Bunu buraya kim taşıdı” sorusu gündeme geliyor.
Arkasında kitlesel gücü bulunmayan biri, nasıl oluyor da eze eze aday yapılıyor?
Belki bizim bilmediğimiz çok iyi özellikleri var ama yeterli mi?
Teşkilat bu dayatmayı hak ediyor mu?
Körfez’de ise bir dönem başkanlık yapan ve Cumhurbaşkanının Danışmanı sıfatındaki kayınçosuna sırtını yaslayan Baran’ı
Bu gücüne rağmen hangi büyük güç ona üstün geldi de oyun dışına itildi, merak ediliyor.
O gücün ise büyük ölçüde Fikri Işık olduğu söyleniyor.
***
Bütün ilçelerde benzer ilişkileri sayabiliriz.
Tüm bunlara bakıldığında ben olayı şöyle yorumluyorum.
Daha önceleri de yazdım.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Kocaeli’de buharlaşan 100 bin oyu unutmaz!
Bunun bir faturası elbette olacaktı, oldu da…
İlk faturayı 24 Haziran’dan sonra ödetmeye başlayan Erdoğan, ikinci büyük faturayı yerel yönetimlere kesti.
En ağır bedeli ise Karaosmanoğlu’na ödetti.
Dördüncü dönem için yanıp tutuşan, Ankara’yı yol eyleyen Karaosmanoğlu yaklaşık 4 aydır Erdoğan’dan randevu kapamadı.
Karaosmanoğlu Erdoğan’ı ancak bugünkü aday tanıtım toplantısında görebildi.
Bir dakikayı bile bulmayan kısacık kuru teşekkür mesajının ardından mehter marşıyla diğer adayların yanına uğurladı.
***
Adaylar konusunu bağlayacak olursak;
Buharlaşan 100 bin oyun faturası Kocaeli’deki güç odaklarına adil biçimde dağıtılmış gözüküyor.
Karaosmanoğlu’na, Eryarsoy’a, Işık’a , Zeybek’e ve diğer milletvekillerine hem ceza hem de ödül anlamına gelen başkan adaylıklarında imtiyaz tanıyan Erdoğan
Böylelikle gücü kentin geneline yaymayı seçti.
Yani listeye baktığınızda “Kocaeli’nin patronu şu kişidir” diyemiyorsunuz.
İşin garip yanı, Erdoğan gücü dağıttığını zannederken, teşkilatlardaki sesiz çığlığı hala görebilmiş değil.
Ve hala adaylara değil, kendine güveniyor.
Benim karizmam 2002’de neyse şimdi de aynı diyor ama yanılıyor.
Yanıldığını ben değil, bizzat AKP’liler söylüyor.
Tablo ortaya çıkınca neyin ne olduğunu göreceğiz.
Ama şu bir gerçek ki, bu liste daha çok su kaldırır!