Köprü geçildi, sırada FETÖ’cü siyasiler olsun
Günler süren referandum kampanyası nihayet son buldu.
Seçim atmosferleri artık bana heyecan vermediği gibi, herhangi bir umut da aşılamıyor.
Evet, her sabah uyandığımda delice umutlarım var bu hayattan, doğru
Ancak umutlarım arasında ülkemiz siyasetçilerinin şekillendireceği ve beni heyecanlandıran bir gelecek yok.
Her şeyi Allaha emanet bırakmış, en iyisini ondan bekleyen hayaller süslüyor benim hayatımı.
Çünkü ne yana baksam bencillik, ne tarafa dönsem hadsizlik, ne yana yaslansam çıkarcılık…
Kimsenin derdi memleket falan değil, hepsinin ilk önceliği kendisi…
Savunduğum düşüncede ortaklaştığım insanlar dahil herkes önce kendi ikbalini düşünüyor.
Bunun canlı örneğini yaşayıp gördük!
***
Bir referandum yaşadık, evlere şenlik.
Aklımızda cevaplanmayan, cevaplansa dahi mantığa ve kurallara uymayan bir sürü soru var.
Ama ona rağmen ne çıkıp “bu referandum meşru değildir” diyebiliyorlar;
Ne de “sonuca saygılıyız” diyorlar.
Hem hacıya hem hocaya yaranarak bu işler olmaz!
Bir şey ya vardır, ya yoktur! Öyle ağız ucuyla konuşarak size inananları ve güvenenleri tatmin edemezsiniz!
CHP Liderinin açıklamasını dinliyorum ve ne demek istediğini anlayamıyorum.
CHP İl başkanını dinliyorum, ne dediğini çok net anlıyorum.
Peki sizlere güvenen bu vatandaşlar hangisini baz alacak..!
Sonuca saygı mı duyacak yoksa sabahtan akşama değin YSK’ya mı sövecek?
İşte bu yüzden en iyisi biz kendi yolumuzu kendimiz çizelim.
***
Ortada bir seçim var ve sonuçları kabul etmekten başka seçenek yok.
Tabi bu sonuçları kabul ederken, seçim esnasında yaşananları da yanına katmayı unutmamak gerek.
Biz ne dersek diyelim, sonuç belli; Türkiye modeli uygulanmamış bir Başkanlık sistemine geçti.
Bu sonucu değiştirecek herhangi bir merci yok!
Yok yani, aksini iddia etmeyin boşuna. Bunun adı “öğretilmiş çaresizlik” falan da değil!
Sadece “çaresizlik”.. git derdini Marko Paşaya anlat misali…
Ve bu çaresizliğe sebep olan, işte o bahsettiğim bencil siyasetçilerdir.
***
Evet, ben bu sisteme sonuna kadar “Hayır” dedim, hala da hayır!
Ama bir taraftan da düşündüm; bir şeylerin değişmesi için belki de “Evet” daha hayırlı bir sonuç olabilir. Yani şunu diyorum; kontrolsüz güçle yapılacak hatalar zincirini herkes çok daha net gorebilir. Artik yapamayacakları şey yok, bu millet bunlara ne istedilerse verdi. Alin size son bir kredi daha dedi.
Bu söylediklerimi seçim yasal kabul edildiği taktirde kabul edilebilir diye altını çiziyorum. YSK henuz itirazları değerlendirmedi.
***
Uzun zamandır etrafımdaki insanlarla bu konuda sohbetler ediyorum.
O sohbetlerin birinde bir dostum şunu söyledi ki katılmamam mümkün değil.
“Referandumda hayır oyu vereceğim ama bu duygusal bir refleks. Şayet duygularımla değil de mantığımla hareket etsem bu iktidar tamamen bitsin diye kesin “Evet” derdim”
-Neden, sen üniter yapıyı savunan Cumhuriyete bağlı birisin dedim ve şunu söyledi:
“Elbette Cumhuriyete ve üniter yapıya bağlıyım ama son bir kredi verilse, üretecekleri mazeret kalmasa, bu ülkeye neler yapacaklarını bu millet görse, şöyle bir sıfırlansa daha iyi olmaz mı” dedi.
***
Söylediklerinde haklılık payı yok değildi.
Elimizdeki sonuca göre artık Sayın Cumhurbaşkanının üretebileceği bir mazeret ve argüman kalmadı.
Bu halk kendisine sınırsız yetki verdi.
Şayet sonuç “Hayır” çıksaydı, yapamadığı her şey için hayırcıları suçlayacaktı.
Ama artık buna gerek kalmadı.
Ben bu referanduma hayır derken, en büyük sebeplerimden birisi Cumhuriyet iken diğeri samimiyet testinden geçememeleriydi.
Neydi o samimiyet testi? Hain terör örgütü FETÖ’nün elemanlarının siyasetten el çektirilmemesiydi.
Hatta toplumsal mutabakatla yapılması gereken Anayasamızı içimizdeki FETÖ’CÜLERLE birlikte yapmalarıydı.
En büyük itirazım bunaydı, bu asla samimi gelmedi bana.
Köprüyü geçene kadar FETÖ’cüler yokmuş gibi davranıldı.
***
Ama sandıklara bakınca benim gibi çoğu AKP’li seçmenin de bundan rahatsız olduğu ortaya çıktı.
Çıkan sonuca sevinemiyorlar, bir an önce Sayın Erdoğan’dan gereğini yapmasını bekliyorlar.
Ben de keza aynı şekilde… FETÖ’ye en başından beri tavrını koyan biri olarak Sayın Erdoğan’ın köklü bir temizlik başlatmasını diliyorum.
Aksi halde vicdanlardaki rahatsızlık son bulmayacak.
Köprü geçildiğine göre sıra geldi o köprünün ayaklarını kırmaya…
Hadi bakalım kolay gelsin!
***
Referandum sonuçları bu şekilde kabul görecekse ülkemize, milletimize, devletimize hayırlar getirsin demekten başka seçenek yok.
Dilerim biz yanılırız ve umarım ülkemiz adına çok güzel işler yaparlar.
İlimiz penceresinden bakarsak bu sonuçtan çıkan mesajları daha sonraki yazılarımda paylaşacağım.
Kocaeli’de kimler kazandı, kimler kaybetti, gelecekte siyaset nasıl şekillenir?
Kimlerin yıldızı parladı, kimlerin havası söndü, il ve ilçe başkanlarının karnesi nasıl, hepsini tek tek ele alacağız.
Bu referandum önümüze iyi bir istatistik çıkarttı, gelecekle ilgili önemli ipuçları verdi.
Hakkımızda hayırlısı diyelim…