Akşener’e Cumali Durmuş baskısı…

Aysun Özcan

Aysun Özcan

Tüm Yazıları

Haluk Ulusoy’un İyi Parti il başkanlığından istifası gündeme bomba gibi düştü.

Henüz bir haftalık il başkanlığı serüvenine nokta koyan Ulusoy oldukça keskin bir karar verdi.

Kendisi her ne kadar sağlık durumunu gerekçe gösterse de işin perde arkasının hiçte öyle olmadığını söylemek mümkün.

Evet, Sayın Ulusoy gerçekte kalp rahatsızlığı olan biri.

Sağlığını her şeyin önünde görmesi son derece normal.

Ancak adama sormazlar mı, “Ey Ulusoy, sen siyaseti ne zannetin de girdin” diye?

Ne zannetti söyleyeyim;

Ülkenin içinde bulunduğu durumu düzeltmek için onun gibi adamların artık oturduğu yerden laf üreterek değil de elini taşın altına koyarak faydalı olacağına inandı.

Bunun yolu da –maalesef- siyasetten geçiyordu.

Ama siyasetin insan harcama yeri olduğunu bilmiyordu, nereden bilsindi, daha önce hiç tecrübe yaşamadı ki.

***

Sosyal sorumluluk projelerinde yer alarak yaptığı maneviyatı yüksek işlerden aldığı hazzı, burada çok daha fazlasını yapabileceğini sandı.

Gidişatın değişmesi için bir omuz da o attı.

Ama olmadı, Ulusoy koltuğa oturur oturmaz manevralar başladı.

Haluk Ulusoy’un kalitesi, kişiliği bu işlere uymadı, uyamazdı da…

Elbette bir yerlerde bir açık verecekti.

Siyasetin çirkin çarkları arasında kaybolup gitmektense hep saygın olarak kalmayı tercih etmesi

Erken alınmış bir önlem mahiyetindedir.

Bu anlamda Haluk Ulusoy’un yıpratılmasını doğru bulmadığımı ifade edeyim.

***

Haluk bey gibi insanlar siyasete girmeye karar verdiğinde en tepeden değil de tabandan başlamalı.

Kaba tabirle eşekten düşmeyi öğrenerek, yoğrula yoğrula meydana çıkmalı.

Çünkü bizim ülkemizdeki siyaset daha o olgunluğa ulaşmadı. Haluk Ulusoy gibileri anında öğütür.

Bunu anlamak için şöyle ilimiizdeki siyasi partilerin il-ilçe başkanlarına, yönetimlerine bakın.

Tepede bizi yönetenlerin bu segmentte insanlar olduğunu göreceksiniz.

Kendi adıma ben Haluk beyi hep saygın biri olarak hatırlayacağım.

Boyunduruk altına girmeyen, tecrübesizliğinden yararlanmak isteyenlere prim vermeyen

Zor zamanda elini taşın altına koyan biri olarak aklımda kalacak.

***

Gelelim bundan sonrasına…

İYİ PARTİ iyi çıkış yaptı ancak bu olayla birlikte yara aldı.

Peki, bundan sonra ne olacak?

Çiçeği burnunda partide yaşanan olumsuzlukları kim toparlayıp tekrar “İyi” bir noktaya taşıyacak?

Şimdiden ortaya çeşitli isimler atılıyor.

Ama bu kez İyi Parti ince eleyip sık dokumalı.

Çabuk gaza gelmemeli, isimleri iyi süzmeli.

Mesela Şanbaz Yıldız’ın adı geçiyor ama toparlayıcı olabilir mi çok emin değilim.

Bana kalırsa İyi Parti’nin Kocaeli’de çizilen karizmasını eski haline getirecek tek kişi Cumali Durmuş’tur.

Henüz bazı şeyler için erken ancak daha ilk günden Meral Akşener’e Cumali Durmuş konusunda yoğun bir baskı yapıldığı kulağımıza geliyor.

***

Aslında oturup düşününce belki en doğrusu da Cumali Durmuş olur diyor insan.

Nedenine gelince…

MHP’de siyaset yaptığı dönemlerde önemli isimleri siyasete daha doğrusu MHP’ye kazandırmış biri.

Mesela Kaan Dilmen, Şirin Aydın, Nusret Acur, Haluk Cem Gökmen, Ercan Sarıkaya, İlker Kazan, Faruk Bostan gibi.

Hatta ve hatta il başkanlığına adı geçen Şanbaz Yıldız bile Cumali Durmuş sayesinde MHP ile tanıştı diye biliyorum.

Bunun yanı sıra Cumali Durmuş’un bir özelliği daha var;

MHP’ye karşı direnebilecek, MHP’den İyi partiye isimler katabilecek bir potansiyeli var.

Ve hepsinden önemlisi Aydın Ünlü ile baş edebilecek biri.

***

Baksanıza, Sayın Ulusoy’un istifasına ne kadar da avam bir cevap verdi Aydın Ünlü.

Sanki Haluk Ulusoy günün her saati viski içen alkoliğin biriymiş gibi konuşup, bel altı siyaset yapıyor.

Haluk Ulusoy o görevde kalsaydı, bu gibi bir insanın seviyesine hitap etmekte zorlanırdı.

Bunların dilinden anlarsa Cumali Durmuş anlar…!

Zaten şimdiden tabanda Durmuş sesleri yükselmeye başladı.

Akşener bir de bu gözle bakmalı.

Kocaeli’deki her taşı bildiği iddia ediliyorsa;

Akşener’in burada siyaset yapmanın ne kadar zor olduğunu da bilmesi ve çıkan seslere kulak vermesi gerekir.

Haluk Ulusoy’dan sonra Cumali Durmuş daha toparlayıcı olur kanaatindeyim..!