Büyükakın’ın gerçek Profili buysa…

Aysun Özcan

Aysun Özcan

Tüm Yazıları

Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Doç. Dr. Tahir Büyükakın’ın Lansman toplantısından izlenimlerimi aktarayım.

Herkes kendi açısından bugünü yorumladı.

Genel hatlar itibariyle basın tarafından harika bir Büyükakın profiliyle karşı karşıya kalındı.

Hiç eksiği yoktu, zaten vakti zamanında Karaosmanoğlu’nun da yoktu.

Onun yoksa Büyükakın gibi beyefendi, donanımlı, kültürlü birinin eksiği olmaması çok normaldi.

***

Bu söylemimde samimiyim.

Bugün Tahir Büyükakın’ı izlerken kent adına umut tazeledim diyebilirim.

Doğruya doğru… eldeki malzemeye bakmak lazım.

31 Mart’ta kazanmaya en yakın aday kim, tabiki Büyükakın.

Böyle bakınca insan ister istemez artıları fazla olsun diyor, beş yıl daha heba olsun istemiyor.

Öyle zannediyorum ki Tahir Büyükakın ile Kocaeli beş yıl kaybetmeyecek aksine 5 yılda bu şehrin profili değişecek.

Şayet söylem ve eylem birliği olursa…

Ancak bu konudaki iddiasını ve ısrarını salondaki slayt gösteriminde olsun, sunumundaki samimiyetinde olsun, fark etmemek mümkün değildi.

***

Toplantıdaki organizasyon eksikliklerine değinmeyeceğim.

Basına yapılan kimi ayrıcalıkları ise tipik AKP bakışı diyerek geçiştiriyorum.

Ama salondaki atmosferden kısaca bahsedebilirim.

Ön sırayı oluşturan protokol var ya?

Neden bu kadar mutsuzlardı pek anlamadım.

Karaosmanoğlu oturduğu yere sığamadı bir türlü.

Öyle yaptı olmadı, böyle denedi olmadı.

Yüzü hep asık, mimikleri hep manidardı, bilinçaltında ne varsa, hiçbirini gizleyemedi.

Milletvekili Emine Zeybek’teki donukluk ise on metre geriden fark ediliyordu.

Nevzat Doğan derseniz… O zaten oldum olası duygularını gizleyemez.

Çok iyi rol yaptığını zanneder ama buna bir tek kendi inanır.

Hal ve hareketleri, Büyükakın hakkındaki düşüncelerini anlamaya yetiyordu.

“Şimdi o kürsüde ben olacaktım” der gibiydi, zaten erkenden de ayrıldı.

Aday gösterilmeyen başkan adaylarını izledim biraz.

El-mecbur, durumu kabullenmiş görünüyorlardı.

Artık adına dava mı dersiniz, beklenti mi dersiniz orasını bilemem ama Büyükakın’ı yalnız bırakmamaları güzeldi.

***

Tahir Bey’in sunumuna gelince…

Bir kere Prompter kullanmaması, doğaçlama konuşması son derece etkiliydi.

Sahnenin her yerini dolaşarak anlatması, izleyicilerle kurduğu göz teması çok yerindeydi.

Bu aslında önemli bir özelliktir.

Sanırım hocalığın sağlamış olduğu avantajlardandı.

***

Hiç uçuk proje yoktu.

Karaosmanoğlu gibi daha işlevini bilmediği uzay motifli ulaşım araçlarının saçma sapan görüntüleriyle bizi kandırmaya çalışmadı.

Metro, hızlı tren, tramvay dedi -ki, zaten epey yol alındı.

Tahir Bey ortak aklı çok fazla öne çıkarıyor.

Kentin tüm dinamiklerinin fikrine önem vereceği algısı yaratıyor.

Bu dinamikleri dinlerken ne kadar birleştirici olacak, daha doğrusu iktidara yakın olmayanları dikkate alacak mı, onu zaman gösterecek.

***

Mesela bugün salondaki Sivil Toplum Kuruluşları’ndan kimler var diye baktığımda, AKP’ye aykırı gelecek tek bir isim göremedim.

Varsa söylesinler…

Akademik Odalar Birliği var mıydı, KYÖD var mıydı? Kocaeli Sanayi Odası var mıydı?

Kimler vardı?

Fırıncılar Odası, Esnaf Odalar Birliği, KOTO, Hizmet İş vs.

Ortak akıl sınırlamasını merak etmiyor değilim yani.

Ön yargılı bakmıyorum sadece gördüklerimi söylüyorum.

Ön yargılı baksam bugün Tahir Hoca’nın çöp yakma tesisine karşı olan duruşunu alkışlamazdım.

Biliyorsunuz, çöp fabrikasına karşı çıkan grubun içerisinde sağ tandaslı STK’ları göremezsiniz.

***

Diyeceksiniz ki Tahir Hoca onları dinlediğinden bu kararı almadı, bu Türkiye stratejisiydi.

Olsun. Bu ülkede “onların dediği olmasın” diye sığ düşünceliler yüzünden ne yanlışlara imza atıldı, çok iyi biliyoruz.

Kısacası umut aşıladı.

İyi bir kredi ile yola çıkıyor.

Dilerim bu yolculuğun sonunda kazanan Kocaeli halkı olur.

***

Tahir Büyükakın’ın projelerini gün boyu okudunuz.

Ben birkaç madde halinde beyannamede dikkatimi çeken anekdotları kendi penceremden biraz da yorum katarak paylaşmak istiyorum.

Gazeteci dediğin eleştirmeli.

Kaldı ki alkışlanacak yerde alkışlamayı da biliriz.

Kocaeli Barış Gazetesi bu yüzden var.

Sözün özü;

Şayet bugünkü Büyükakın profili aynen kent yönetimine yansırsa korkacak bir şey yok demektir.

Din dersi hocasından ağzımızın payını aldık, bir de Akademisyen Hoca deneyelim.

*

Bakalım neler gözüme takılmış…

YÖRESEL FUARLAR BİRİLERİNİN KAZANÇ KAPISI OLMUŞ

Etkinlikler şehri Kocaeli başlığında;

23 Nisan, 19 Mayıs, Kitap Fuarı, Bilişim Fuarı, Yöresel Kültürler Fuarı, Kartepe Zirvesi, Gençlik Festivalleri gibi yılın her günü kongre merkezinde etkinlik olacak denmiş. Ben şu yöresel kültürler fuarına takığım mesela. Büyükşehir belediyesi bu işin neresinde, yöre dernekleri neresinde anlamış değilim. Bu işi belli başlı birkaç kişinin kazanç kapısına dönüştürdüler. Dilerim gerçek manada bir yöresel kültür fuarına geçilir.

KONDİSYON VE SAĞLIKLI YAŞAM…

-Hareketli şehir adı altında sağlıklı yaşama dikkat çekilmiş. Spor ön planda tutulmuş. Parklarda kondisyon parkurları olacak denmiş. Hatta iddialı bir şey daha söylenmiş. Bu şehir obezitenin, yüksek tansiyonun, kalp hastalıklarının, dengesiz beslenmenin ve yaygın kronik hastalıkların en az görüldüğü şehirlerden biri olacak denmiş. Bunların hepsi parklardaki kondisyon aletleriyle sağlanacaksa iyi… Altı nasıl doldurulur, izleyeceğiz.

TURİZM KENTİ OLMAK HAYAL Mİ?

-4 mevsim turizm vaat etmiş. Bunu gerçekleştirmek için Turizm Master planı hazırlanacakmış. Herkesin gri şehir olarak hafızalarına kazınan Kocaeli’yi turizm kentine dönüştürmek bana biraz hayal ürünü gibi geldi. Büyükakın Karaosmanoğlu için her ne kadar “bu kenti yeşile boğdu, Türkiye’ye model oldu” dese de buna pek inanan olmadı. Çok zaman alacak uzun vadeli bir iş bu. Olursa en çok sevinenlerden biri olurum herhalde.

KENDİMİ AYRICALIKLI HİSSEDEBİLECEK MİYİM?

-Dikkatimi çeken alt başlıklardan biri de Kocaelili olmanın, burada büyümenin, burada yetişmenin referans olacağını söylemesiydi. Bu kentte yetişmiş benim gibi binlerce insanın dışarıdan hızla göç alan şehrimizde yabancılaşması sinir bozucu geliyor. Ben vakti zamanında “İzmit’te ne diye İzmitliler Derneği kurulur ki” diyen biriydim. Şimdiyse azınlık kaldığımızdan birbirimize sahip çıkmak gerektiğine inanır oldum. Bakalım Sayın Büyükakın bu kentli olmanın ayrıcalığını bize hissettirebilecek mi?

YENİ ÜNİVERSİTE KENTE DEĞER KATACAK

-Eğitim adına yeni bir devlet üniversitesi ve Vakıf üniversitesinden bahsedilmiş. Aynı zamanda Akademisyen olan Tahir Hoca’nın bu söyleminin afaki olmadığını düşünüyorum. Dikkatlice takip edilecek bir konu.

KAĞITSPOR ALİ YEŞİLDAL’IN ELİNDE HIRPALANDI

-Tahir Bey çok değinmedi ama beyannamede yer aldığı için söylemek istedim. KBB Kağıtspor’a ayrı bir parantez açılmış. 1937’den bu yana varlığını sürdüren Kağıtspor’un Avrupa ve Dünya Şampiyonalarındaki başarılarının devam edeceği, aynı zamanda sporcu üretim merkezi olma vizyonu doğrultusunda yapılandırılacağı yazılmış. Güzel… Destekliyorum. Yalnız bu iş yine Genel Sekreter Yardımcısı Ali Yeşildal ile olacaksa çok zor. Zira geride bıraktığımız dönem süresince Sayın Yeşildal’ın Kağıtspor’a verdiği yarar kadar zararları da yok saymamak lazım. Geçmiş gün deyip, çok fazla kurcalamıyoruz ve geçiyoruz.

ÜST MAKAMDAKİLERE KAPAK OLSUN

-Hoşuma giden bir madde. Kadına yönelik şiddete son vermek için şehirdeki bütün imkanlar seferber edilecek. Biz bunu devlet yetkililerimizden bile tam olarak duyamazken Büyükakın’ın seçim beyannamesinde yer vermesi açıkçası beni şaşırttı. Sosyal belediyeciliği maddi yardımlarla bir tutanlara güzel bir kapak olmuş.

ŞU AB FONUNU KULLANMAK GÜZEL OLACAK

-İş ve istihdam konusu var bir de. Önüne gelen istihdam diyor ama istihdamı destekleyen İŞKUR, MARKA, KOSGEB gibi kurumlarda dahi doğru yönlendirme yapılamıyor. İŞKUR denilince akla zır işsizler geliyor nedense. KOSGEB denilince de küçük işletme açmaya çalışan kişiler akla geliyor. Verecekleri üç kuruşu nasıl olur da vermeyizin hesabı yapılıyor. Parayı alabilen ya çok şanslı ya çok torpilli oluyor. Halbuki içimizde öyle güzel cevherler var ki ve öyle güzel projeler ortaya koyuyorlar ki; bunlar doğru yönlendirilse Avrupa Birliği Fonlarından yararlanıp fevkalade başarılar elde edebilirler. Zaten AB Fonunun çok küçük bir bölümünü kullanıyoruz. İşte bu noktada Tahir Hoca, bu fonlardan yararlanmanın kapısını aralayan DANIŞMANLIK hizmetlerinin getirileceğini söyledi. Bu da ilgimi çeken güzel bir detaydı.

KENTTEN KÖYE GÖÇÜ NASIL TEŞVİK EDECEK?

-Kırsal kalkınma dedi. Köyden kente değil, kentten köye göçe teşvik edileceğinin altını çizdi. Köy yaşamının güzelliğinden bahsetti. İnek sağma işini kadınlara bırakması da ayrı bir mizahtı. Herkesin köy yaşamına özendiği bir gerçek ama bunun için somut hiçbir adım olmadığı da… Bakalım Büyükakın, köy bakımından oldukça zengin olan şehrimizde bu anlamda farkındalık yaratacak mı? Mesela ben iyi bir potansiyelim. Hali hazırda köyümüze ev yapma işine giriştik, bakalım hayırlısı. Bakarsınız inek bile sağarım.

BELEDİYEYİ YAĞMALATMAYACAK GİBİ…

-Özellikle ilgimi çeken bir alt başlıktı “Tasarruf ve Kaynak Üretimi”

Burada israftan kaçınma, bütçeyi iyi yapma, yeni kaynaklar üretme modeli ön planda tutulmuş. Yap İşlet Devret modelindeki projeler için belediye kaynaklarını kullandırtmayacağını ifade etmiş. Bu da demek oluyor ki, belediye artık bir çiftlik olmaktan çıkma yolunda. Olur mu? Neden olmasın? Başarabilir mi? Nedense buna inanıyorum!

APLİKASYON SAYESİNDE İHBARLAR YÖN DEĞİŞTİRECEK

-Herkes yazdı çizdi ben de ufaktan değineyim. Tahir Beyin bugün en fazla akılda kalan projelerinden biriydi KOCAELİ PLATFORMU. Çünkü vatandaş belediyeye derdini anlatana kadar derdini unutur haldeydi. Bürokrasi bir yandan, iş bilmezlik bir yandan, vurdumduymazlık ise diğer yandan. Ama şimdi tıpkı Cumhurbaşkanlığı makamına eriştiğimiz CİMER gibi kentimizin belediye başkanlık makamına anında sorunumuzu iletebileceğiz. Belki hepsini tek tek görmeyecek ancak eli üzerinde olacak. Bu apliksayon sayesinde gazetelere yani bize ihbarlar azalacak, yön değişecek ama olsun, maksat vatandaşın işi görülsün.

ULAŞIM MASTER PLANI OLMAZSA OLMAZ…

-Bunların dışında kalan Hızlı Tren, Metro ve Tramvay hatlarının genişletilmesi gibi konular benim pek ilgimi çekmiyor. Bunlar zaten olması gerekir. Bir büyükşehir adayının ulaşım Master planı olmaması zaten düşünülemezdi. O yüzden uzun uzadıya girmeye gerek yok, herkes yeterince yazdı çizdi. Güzel güzergahlar seçilmiş. İleride hep beraber rahat edeceğiz gibi görülüyor.

KEK YİYİP YUVARLANMAK İÇİN YAPILACAK OLAMAZ!

-Kocaeli Fuar alanının millet bahçesi olacağını duyurdu. Açıkçası şu millet bahçelerinin işlevini tam anlamıyla kavrayabilmiş değilim. Tek tip bir şeyden bahsediliyorsa ben almayayım. Ama her yerin dengesine, dokusuna ve ihtiyacına göre yapılacaksa neden olmasın? Mesela Kocaeli Fuarında düşünülen millet bahçesinin konsepti ne? Bütün gün kek yiyip yuvarlanmak için yapılmış olamaz. Bu konuda Tahir Hoca tarafından daha geniş bilgilendirme yapılacağını umuyorum. Tabi seçildiği takdirde. Şimdilik o da partisinin genel vaatlerinden biri olarak beyannamesine koymuş. Bundan sonrasını ortak akılla mı yürütür, tek tipten devam mı eder, göreceğiz.

BU ALAN ACİLEN GÜZELLEŞTİRİLMELİ

-Perşembe Pazarı alanı olarak bildiğimiz yerde büyük değişiklik olacak. Burası kent meydanı olarak tasarlanmış. Büyükakın bugün bahsetmedi ama ben bu alana büyük bir cami inşa edeceklerini düşünüyorum. Toplam 45 bin M2’lik alan aynı zamanda ulaşımda aktarma merkezi olacak. Dolayısıyla bizim Perşembe Pazarımız şehrin ana merkezi konumuna gelecek. Bir çeki düzen verilmesi şarttı, böyle çok atıl kaldı.

KARTEPE TEKELLEŞMEDEN ÇIKACAK

-Beyannamede Kartepe’ye sporcu kampı ve oteli yapılacağı yer aldı. Bunun için özel sektörün teşvik edileceği belirtilmiş. Bu da demek oluyor ki koskoca Kartepe, Adil Üstündağ’ın tekelinde kalmayacak. Özel sektör teşvik edilecek, yani bir kişiye özel olmayacak. Sevdim bunu…

ORTA ANADOLU KASABASI GİBİYİZ

-Bunların dışında Büyükakın; tiyatro demiş, sinema demiş, festival demiş, kültür sanat demiş. Hepsi kulağa hoş gelen şeyler. Duymakla kalmaz, hayata da geçer umarım. Çünkü Kocaeli şu haliyle yaşayan bir ölü şehir. Hiç kızmasınlar ama bir daha söyleyeceğim. Karaosmanoğlu’nun zihniyeti, hayata bakış açıcı bu şehrin tamamının üzerine çöktü. Kendimi bazen Orta Anadolu kasabasında sanıyorum. Biraz daha nefes alacağımız bir Kocaeli özlemimiz var. Tamam burası özgürlükler ile anılan bir şehir olmasın ama bir taraftan da prangalarından kurtulsun isterim.