Yıldırım hala kitlesini elinde tutuyor
Cumartesi günü davet üzerine Karamürsel’e İsmail Yıldırım’ın proje tanıtım toplantısına katıldım.
Projelere girmeyeceğim, zaten çoğu büyükşehir bağlantılı olarak yapılacak işlerdi.
Güzel şeyler vardı fakat hiçbiri Karamürsel’i tümden değiştirecek türden değildi.
Ben asıl size atmosferden bahsetmek istiyorum.
***
Karamürsel’de küçük bir salon tercih edilmişti, insanların çoğu dışarıdan takip etmek zorunda kaldı.
Salona girmeden önce dışarıda durup şöyle bir etrafı süzdüm.
Oraya gelen vatandaşlardan kimileri sohbet ediyordu.
Tam durduğumuz noktada yanımızdakiler “Şov yapıyor ama boşuna, Ahmet Çalık işi bitirdi” diyordu.
Arkadaşlarla o an birbirimize baktık.
Normal tabi, herkesin bir alıcısı, bir taraftar kitlesi var.
Orada bulunan herkes İsmail Yıldırım için gelmiş olamazdı ya…
Kimisi rakibin durumunu görmek için de oraya gelebilir.
Ama sonuç olarak toplantı oldukça kalabalık ve coşkuluydu.
***
Toplantıda yanılmıyorsam ilçe başkanından sonra kürsüye AKP Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Büyükakın geldi.
Çok kısa ama bir o kadar net konuştu.
Her zamanki gibi büyükşehir ve ilçelerde senkronize bir çalışma yapabilmek için TAKIM OYUNU oynanması gerektiğine vurgu yaptı.
“İsmail Yıldırım’ı sizden istiyorum” dedi.
***
Sıralamaya takılmadan devam edeyim…
AKP Milletvekili İLYAS ŞEKER söz aldı.
Şeker’i çok bitkin ve yaşlanmış gördüm.
O kadar ağzının içinden konuştu ki, çoğunu anlamadım dersem yalan olmaz.
İlyas Şeker konuşurken aklımdan şu geçti:
“Bir de İlyas Bey İzmit belediyesine aday olacak deniliyordu.
İyiki de olmamış. Çünkü o enerjisi yok” diye geçti aklımdan.
Salonu coşturamadı, çoğu kimse o konuşurken kendi arasında sohbet etmeyi tercih etti.
Bu benim bizzat oradaki gözlemim.
***
Ve “Efsane il başkanı” Aydın Ünlü…
Ünlü’nün ismi anons edildiğinde İsmail Yıldırım’ın toplantısına coşku vermek için salonda yerini alan bir grup genç
Mehter marşı çaldı.
Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanı bu havayla sazı bir eline aldı ki sormayın gitsin.
Cumhurbaşkanımız dedi, beka dedi, zillet dedi, dedi de dedi…
Ne yalan söyleyeyim. Ondan sonra kürsüye çıkan AKP il başkanı Abdullah Eryarsoy baya bir sönük kaldı.
Kendi kendime dedim ki; Aydın Ünlü tam anlamıyla oluşumunu tamamlamış.
Maşallah orada bulunan herkesi gölgede bıraktı.
***
Gelelim İsmail Yıldırım’a…
Yıldırım sahneye büyük alkışlar eşliğinde geldi.
İlk kez onu canlı dinledim, hitabeti fena değil.
Ama asıl iyi olan kitleleri heyecanlandırabilmesi.
Yıldırım konuşurken salon sürekli tezahürattaydı.
Onun ne anlattığından çok, verdiği coşkuyla ilgileniyorlardı.
İşin şov kısmında oldukça iyi.
Özellikle annesine yönelik olarak söylediği “Anacığım bir kez bile başını öne eğdirmedim” sözleri coşkuyu iyice arttırdı.
***
İsmail Yıldırım’ın nevi şahsına münhasır biri olduğu çok açık.
Şayet böyle olmasa geçmişten bu yana kendi adıyla Karamürsel’de seçim kazanması mümkün değildi.
AKP’de bunun farkında olarak transfer etmişti Yıldırım’ı.
Ve görüyorum ki Yıldırım hala kendi kitlesini muhafaza etmeyi başarıyor.
Yani aday gösterilmeseydi bağımsız çıkmayı göze alacak kadar bir taraftar kitlesine sahip.
O yüzden AKP ile Yıldırım’ın beraberliği bana göre tamamen duygusal sebeplerdendir.
Dün Karamürsel’deki toplantıda aynen bunlar geçti aklımdan…
Yıldırım’a bir kez daha daveti için teşekkür ediyor, başarılar diliyorum.
Bu hamle en çok kime yarar?
Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Önder Aksakal ilimize geldi.
Sebebi ziyareti belli, malumunuz yerel seçimlerde pek bir iddialı kendileri.
Son anda “Kurtarıcı parti” edasıyla ortaya çıkan DSP;
Mevcut adayları beğenmeyenlere -sözüm ona- alternatif oldu.
Hiç kimsenin medeni cesaretini, emeğini küçümsemek istemem ancak bu konuda kitabın ortasından konuşacağım.
En ufak bir kazanma şanslarının olmadığını bildikleri halde;
Aday olmaları durumunda kendi ideolojisine yakın duran CHP’ye zarar vereceğini bildikleri halde,
DSP ne yapmaya çalışıyor?
Sakın bana “Biz kendi mecrasında bir partiyiz, kimseyle ittifak yapmayız” demesinler.
Beş benzemezin bir araya geldiği bir atmosferde DSP’yi bu çizgiden ayıran gerçekliği cidden çok merak ediyorum.
Bana bunun mantığını açıklayacak biri var mı?
Yoksa onlar da mı Millet ittifakına “Zillet” gözüyle bakıyor?
***
Sizce DSP’nin bu hamleleri en çok kimin işine yarar?
Üstelik DSP Genel Başkanı CHP’yi avaz avaz Atatürk’ü istismar etmekle suçlayarak işe girişmişken...
Bir bakıma dikkat çekmeye çalıştı, kısmen başarılı da oldu.
DSP’li Önder Aksakal’ın bu çıkışı zaten amaçlarının ne olduğunu açıkça gösterdi.
CHP düşmanlığı üzerinden farklı kazanımlar elde etme çabaları.
***
Hadi diyelim ki DSP Genel Başkanını anlıyoruz, bir tür Perinçek modeli olsun.
Peki ya bizim buradaki çok değerli DSP’li arkadaşlara ne demeli?
Böylesi kritik bir eşikte bu çıkışları akıllara kazınmayacak mı?
Bu olay bana tıpkı CHP eski il başkanı Yalçın Kuşkan’ı hatırlattı.
Kendisi dönemin SHP il başkanıyken CHP’nin en iddialı olduğu Alikahya’da İhsan Sarıca’nın karşısına
Hiçbir iddiası olmadığı halde aday çıkarmış ve CHP az bir farkla Alikahya’yı AKP’ye kaptırmıştı.
***
Ve geldik bugüne…
Mesela İzmit belediye başkanlığına aday olan Hülya Yıldırım hanımefendi.
Aynı zamanda DSP İzmit ilçe başkanıydı.
Kendisiyle birebirde muhabbetim yok ama sosyal hayatın içinde olan, CHP’lilerle pek çok ortamda bir araya gelen zarif, sorumluluk sahibi biri olduğunu biliyorum.
Ve alınmasın ama kazanmak gibi bir şansı olmadığını en iyi kendisi biliyor.
Ancak ona rağmen Fatma Kaplan Hürriyet’e alternatif olmak için adaylığını ilan etti.
Normalde bunlar Hülya hanımın yapacağı işler değil gibime geliyor.
Biraz sağa sola sorup soruşturayım dedim.
Kendisine sormadım çünkü her aday gibi kazanma iddiası olduğunu söyleyecek, partisine bağlılığını ortaya koyacak.
Ama bunun siyasi etiğe uysa da doğru bir cevap olmayacağını hepimiz biliyoruz.
***
Neyse…
Acaba DSP özellikle niçin İzmit’te aday çıkarıyor diye soruşturduğumda diyorlar ki;
CHP sol tandaslı bütün siyasi partilerle görüştü, bir araya geldi.
Hatta kimi sol fraksiyonlarla bile masaya oturdu ama DSP’ye gitme tenezzülünde dahi bulunmadı.
DSP de tepki olarak aday çıkarma yoluna gitti.
Ne kadar doğru bilemem ama ortada konuşulan bu.
Doğruysa CHP büyük ayıp etmiş.
Yanlışsa DSP fırsatçılık yapmış.
Ne diyelim, hayırlısı…
---------------------------------