Yedi ayda ne değişti de Vali zammı onayladı?

Aysun Özcan

Aysun Özcan

Tüm Yazıları

Yedi ayda ne değişti de

Vali zammı onayladı?

"Türkiye’nin en pahalı ekmeğini yiyoruz, bizim günahımız ne" diye sorgulamaktan bıktım usandım.

Bu konu vatandaşın da en sıkıntılı olduğu konuların başında geliyor.

Ama ne hikmetse bizim kent erkleri bu sıkıntıyı çözmek bir kenara dursun,

Fırıncılardan taraf oluveriyor.

Bundan tam yedi ay önce 1 liradan satılan ekmeğin 1 lira 25 kuruştan satılması gündeme geldiğinde

Vatandaş tepki göstermiş ve Kocaeli Valisi duruma el koymuştu.

***

Valilik, Kocaeli Esnaf Odalar Birliğinin onayıyla piyasada uygulanmaya başlanan zamlı ekmek fiyatını iptal ederek,

ekmeğin 1 liradan satılacağını, keyfi zam uygulayanların ise cezalandırılacağını ifade etmişti.

Valinin net tavrından sonra o günden bugüne kadar her yerde ekmeği 1 liradan aldık.

Ama bugün itibariyle o rüya aniden sona eriverdi.

***

Fırıncılar odası başkanı Ali Sarı, artık ekmeği 1 lira 25 kuruş yaptıklarını ve bunun bir zam olmadığını, yedi ay önceki fiyata geri döndüklerini açıkladı.

Yani bunun adı zam değil, güncelleme tarzı bir şey oldu.

O gün alkışladığım, takdir ettiğim Sayın Valimize sormak istiyorum.

Yedi ayda ne değişti?

Ali Sarı yedi ay önce de maliyetlerin arttığını haykırmıştı.

Kar yapamamaktan şikayetçiydi ama siz buna kulak asmadınız ve vatandaşın sesine kulak verdiniz.

***

Peki, şimdi birden bire ne değişti de Ali Sarı’nın gelir-gider hesaplarını haklı buldunuz?

Madem öyle, o zaman en başta vatandaşa deseydiniz, bu zam talebini 7 ay erteliyoruz, yedi ay sonra ekmek 1 lira 25 kuruş olacak diye.

En azından biz de böyle kötü bir sürprizle karşılaşmazdık.

Artan maliyetlerin en çok Kocaeli’de etkili olması ise ayrı bir gariplik ya, neyse…!

Fırıncılar rövanşı aldı ve vatandaşa karşı bir kez daha galip geldi, kendilerini kutluyoruz.

Yaklaşan ramazan ayını daha bir bolluk ve bereket ile geçirecekleri için ayrıca mutluluk duyuyoruz (!)

Yürüyüş yolunu görünce ürktüm!

1 Mayıs İşçi Bayramı pek çoğumuzda olduğu gibi benim için de ayrı bir önem taşır.

Hayatını emeğiyle kazanmış, emeğin anlamını iyi bilen biri olarak, bugünü özel kabul etmişimdir.

1 Mayıs daha çok, emeğinin hakkını alamayan, hakkı gasp edilen, sermaye tarafından horlanan, ucuz işçilikten bunalan emekçilerin haykırış günüdür bir anlamda.

O nedenle 1 Mayıs işçi bayramı, iktidarlar tarafından (hangi iktidar olursa olsun) pek sempatiyle karşılanmaz.

Her yıl güç kaybeden bu özel gün, bu yıl daha da eridi.

***

Sabah İzmit Anıtpark mevkiinde bulunan evimden gazeteye geleyim dedim.

Fakat o da ne? Yürüyüş yolu polis bariyerleriyle baştan sona örülmüş ve yol kenarlarında tek bir araç bırakılmamıştı.

Yürüyüş yolu yayalara kapatılmış ve etrafta öbek öbek polisler vardı.

Neredeyse onar metre aralıklarla beş-on polis memuru yol kenarlarına dizilmişlerdi.

Çarşı merkeze yaklaştıkça güvenlik daha da artıyordu.

İki gün evvelinden evin balkonundan Anıtpark’ın çevresini polis bariyerleriyle çevirdiklerini görünce yeteri kadar şaşırmıştım.

Ama bu sabah gördüğüm manzara doğrusu beni fazlasıyla ürküttü.

Adına “bayram” denilen bir günde bu güvenlik, bu abluka neyin nesiydi?

Altı üstü işçiler halay çekecek, şarkılar söyleyecek, bir iki slogan atacak o kadar.

Üstelik her görüşten insan o alanlarda oluyor ve biz geçen yıl ve ondan önceki yıllarda da 1 Mayıs’ı kutladık.

Hiçbir taşkınlık da olmadı!

Evet, güvenlik için yapıldı belki ama bu kadarı çok fazla değil mi?

***

Bu manzarayı görünce bir an gözümün önüne cezaevlerindeki havalandırma alanları geldi.

Hani mahkumlar kendilerine ayrılan yerde volta atarlar ya, bende de aynen o tablo canlandı.

Şehir merkezi adeta demir ağlarla örülmüştü ve ben cidden ürktüm!

Yürüyüş sırasında canın sıkılsa dışarı çıkamazsın, dışarıdan birileri o coşkuya ortak olmak istese alana giremez.

Allah korusun ani bir haber alıp o refleksle demirlerden atlasan polisin tepkisini ölçemezsin.

Bilmiyorum ben mi abartıyorum onlar mı?

Ama bu sabah yürüyüş yolunun o hali bana fazlasıyla korkunç geldi.

Ben şimdi böyle bayramı neyleyeyim…!