CHP’de herkes kendini şanslı görüyor
CHP’de adaylık başvuru süreci tamamlandı.
Toplam 41 aday adayının başvurduğu listede müzmin adaylar da yerini aldı.
CHP’de bugünlerde herkes kafasına göre liste yapıyor.
Mevcut milletvekillerinin yerini koruyup korumayacağına bahse giriliyor.
Haydar Akar mı, Tahsin Tarhan mı gider bunu tartışıyorlar.
Fatma Kaplan Hürriyet’in İYİ Parti’ye geçişi yerel seçime zemin hazırlama olarak yorumlanıyor.
Bunların yanı sıra konuşulan konulardan biri de listenin 4. Sırasına kimin oturtulacağı…
Adayların çoğu kendini buraya layık görüyor.
Kadınlar, Fatma Kaplan Hürriyet CHP’den aday gösterilemez ise 4. sıranın mutlaka bir kadına rezerve edileceğini düşünüyor.
Erkekler derseniz, hepsi kendini diğerinden üstün görüp 4. Sıraya kendi adını yazıyor.
Tüm bunların üzerine ben de diyorum ki;
Bu dönem tek belirleyici CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olacak.
Cumhurbaşkanı adayı olmayan ve Muharrem İnce’ye yok açan Kılıçdaroğlu’nun
Listelere ayıracak çok daha fazla zamanı var.
A takımının hazırlayacağı rapor dışında bireysel ilişkileri, kendi öngörüleri ve hesapları olacak.
Kılıçdaroğlu büyükşehirlerin listeleriyle özellikle ilgilenecek.
Mutlaka farklılıklar yapacak.
Yeni isimlerle yeni heyecanlar yaratacak.
Çok zor Türkiye koşullarında beraber siyaset yaptığı var olan milletvekillerinin itibarını yere düşürmeyecek.
Ama hepsini birden de listeye almayacak.
Bunlar benim şimdilik CHP Genel Merkezi’nden edindiğim izlenim ve bilgiler…
---------------------------------------------
Size niye oy versinler?
AKP’de ne olur, ne biter?
Bir kere şunu ifade edeyim;
Kiminle konuşsam AKP’nin Kocaeli milletvekillerinden memnuniyet çok alt seviyelerde.
Aslında o milletvekillerine de yazık!
Adamların hareket alanı o kadar dar ki!
Kendilerini öne çıkaracak çok fazla etki ve yetkileri yok.
Bir önerge verme, yasa hazırlama güçleri yok.
Her şey tek merkezden yürütülüyor.
AKP Hükümeti karar alıyor, onlara sadece bilgi veriliyor, o bilgiler eşliğinde savunuculuk yapılıyor.
Bakmayın siz onların şu komisyonda bu komisyonda çalışıyor gözüktüklerine.
Hepsi fasa fiso…
***
Mesela siz Radiye Sezer Katırcıoğlu’nun kadınlar için özel bir çalışmasını gördünüz mü?
Kadına yönelik şiddeti azaltacak, cezai yaptırımları arttıracak bir önerisi kulağınıza geldi mi?
Veya Türkiye’de herkesi etkileyen önemli kadın ya da aile konularında bir demecini duydunuz mu?
Duyamazsınız çünkü onun buna yetkisi yok.
Sonra neymiş; “Kadın erkek fırsat eşitliği komisyon başkanıymış”…
Gören de cinsiyet eşitliğini sağlamak adına çatır çatır savaş veriyor zanneder.
Sorsanız sayfalar dolusu faaliyet raporu çıkarırlar önümüze.
Etiketler güzel ama icraatlar sıfır.
***
Diğer milletvekilleri de aynı.
Bu şehrin sorunlarına çözüm olacak bir öneri sunan oldu mu hiç?
Ben duymadım, varsa da münferittir.
Yani anlayacağınız; iktidar partisinin milletvekili olmak, muhalefet milletvekili olmaktan daha zor.
Eliniz kolunuz bağlı. Muhalefetin yaptırım gücü yok, iktidar milletvekillerinin ise yukarıya etkisi yok.
Böyle bir tabloda milletvekillerinin varlığıyla yokluğu bir oluyor haliyle.
Mesela Zeki Aygün’ün MYK Üyesi olması dışında ne gibi bir albenisi var?
Zeki Aygün listeye yazılmazsa Kocaeli teşkilatında kaç kişi küser?
Ya da AKP’nin Kocaeli’deki oy oranında düşüş yaratır mı?
Asla…
***
Ya diğerleri?
Sami Çakır olmasa ya da başka bir Trabzonlu listeye alınsa ne olur?
Trabzonlular ayaklanır mı?
Bir daha AKP’ye oy yok derler mi?
Asla…
Cemil Yaman, İlyas Şeker, Mehmet Akif Yılmaz…
Bunlardan hangisi liste dışı kalırsa yer yerinden oynar?
Hiçbiri…
Hepsi kuzu kuzu alınan karara saygı duyup çalışmak durumunda kalırlar.
***
Bu ülkenin seçimle göreve gelen Başbakanı bir günde görevden alındığında ağzını bıçak açmamışken;
Hala da açmıyorken;
Milletvekillerine ne düşer?
Bu ülkenin metropol şehrinin ve başkentinin belediye başkanları salya sümük görevi bıraktıkları halde ağızlarını açamamışken bunlar ne ki?
Gelelim Başbakan Yardımcımıza(!)
Herkesin dilinde Fikri Işık’ın akibeti var.
Neden milletvekili adayı oldu, Erdoğan mı istedi falan…
Yoksa büyükşehir belediyesine mi aday yapılacak gibi bir sürü senaryo dolaşıyor.
Emin olun bu sorunun cevabını kendisinin bile bildiğini hiç sanmıyorum.
Öyle zor bir seçime gidiliyor ki, Erdoğan şimdiden Fikri Işık’ın siyasi yol haritasını düşünemeyecek kadar meşgul.
Ondan bir işaret alamayan Fikri Işık ne yapacaktı?
Haliyle mevcut milletvekilliğinin getirdiği doğallıkla yeniden aday olacaktı ve oldu.
Büyükşehir belediyesine ısrarlı pompalamalar, niyet okuyuculuğundan başka bir şey değildir.
Olursa sürpriz olmaz, olmazsa hepten sürpriz olmaz.
Ama inanın Işık bile bu kadar dert etmiyor, yandaşların ettiği kadar…
O artık eğrisiyle doğrusuyla Erdoğan nazarında bir yer edinmiş.
Ve o yerin ne olacağını görmeye az kaldı.
***
Bir de teşkilatın öne çıkan adayları var.
Mesela Şemsettin Ceyhan…
Ceyhan listeye alınmazsa ne olur?
Aynı soruları onun için de soralım.
Teşkilat ayağa kalkar mı, küsüp MHP’ye oy verecek münafık sayısı artar mı?
Yani kitlesel bir hareket olur mu?
Kafanızda canlandırın bakalım ne görüyorsunuz.
Bir-iki günlük şaşkınlığın ardından geriye ne kaldı?
Ya da tam tersini düşünün.
Ceyhan listenin okkalı bir yerine oturmuş.
Heyecanlandınız mı?
Seçmenleri münafık olmaktan döndürür mü?
Bu seçmen çok iyi tanıdığı isimlere yeniden niye oy versin?
Sorular, sorular…
Bütün bunların cevabını almaya sadece sayılı günler kaldı.
Ben iktidar partisinde çok sürpriz bir liste beklediğimi söyleyebilirim.
Aksi halde durum vahim(!)