Yetmiyoruz-yetemiyoruz..!
YETMİYORUZ-YETEMİYORUZ…!
Dokuz günlük bayram tatilinin ardından yine geldik buralara…
Bu bayram benim için oldukça yoğun, yorucu, sıkıcı ve karmaşık geçti.
Birkaç gün dinlenme hesabı yaparken, olmadık şeyler yaşadık, ona yarın değineceğim.
Bu meyanda gazetemizin taşınma işlerini de hallettik.
Hallettik etmesine de bir de bana sorun nasıl hallettik?
İzmit’in göbeğinde internet hizmeti alamamakla başlayan sorunlar birbirini izledi.
Arkadaşlar home ofis çalışarak boşluk yaratmamaya çabaladı.
Gayretlerinden dolayı hepsine teşekkür ediyorum.
***
İyi bir ekibiz, herkes görev ve sorumluluklarının bilincinde.
Ben de buna dayanarak tatil süresince tek bir haber yazmadım, yazdırmadım, tek bir habere müdahale etmedim.
Gazeteye hiç uğramadım. Gelmek isteyen ziyaretçilerimizi bayram sonrasına erteledim.
Gelen istihbaratların, şikayetlerin hepsini bayram sonrasına sakladım.
Artık sıkı bir şekilde yeni yerimizde kaldığımız yerden devam edeceğiz.
İlerleyen günlerde yeni atılımlar da yapacağız.
İşimizi büyütüp, kadromuzu güçlendireceğiz.
Bize olan ilginin hakkını teslim etmek için ne gerekiyorsa onu yapacağız.
Çünkü artık yetmiyoruz, yetemiyoruz.
Her yere yetişmek için daha fazla çalışma arkadaşlarına ihtiyaç duyuyoruz.
***
Kimse sizin bu işi kaç kişiyle götürdüğünüze bakmıyor!
Gazete Barış’tan sağlam habercilik bekliyorlar, her yerde olalım istiyorlar.
Çıtayı koyduğumuz yerde tutunamıyoruz.
Okurlarımız o çıtayı alıp daha yükseğe koyuyor ve bizden o noktaya erişmemizi istiyor.
Biz de imkanlar doğrultusunda elimizden geleni yapmaya çalışacağız.
Tabi bunlar birdenbire olacak şeyler değil.
Daha çok, yeni yayın dönemi olarak kabul edilen Eylül ayında gerçekleşecek atılımlar.
Yavaş yavaş adımlarımızı atıp, güçlü bir şekilde karşınızda olacağız.
Her şey imkan meselesi.
***
Gazeteciliğin geldiği nokta ortada.
Reklam gelirleriyle varlığını sürdüren gazetecilikte kalite yerlerde sürünüyor.
Bir tarafta reklamı “Avanta vermeyle” eş değer gören sonradan görmeler, diğer tarafta reklam alacağım diye kılıktan kılığa girip, kendiyle birlikte piyasayı da ucuzlatan gazeteciler…
İşini iyi yapanları tenzih ediyorum ama durum gerçekten de bu maalesef!
Belediyelerin verdiği 200-250 liralık reklama bile kırk takla atıp, “dükkan sizin” anlayışıyla hareket edenler;
Yaptıkları yetmiyormuş gibi, bir de diğer gazetelerde gördükleri firma reklamlarına musallat oluyorlar.
“Barış’ta var bizde niye yok” veya “şunda var bizde nasıl olmaz” diyorlar.
Üstelik bunu yapanlar da kendini duayen sıfatında görenlerin ta kendisi…!
***
Sözün özü; 5 Haziran’da 5 yılı devirdik, 6. Yıldan gün aldık.
Eş-dost soruyor, yeni yerde ve 6. Yılınızda açılış, kokteyl, şu-bu yapacak mısınız diye!
Hiç yapmadık, yapmayı da düşünmüyoruz.
Evet, kafamda bazı şeyler yok değil ama kimsenin tasavvur edeceği şekilde olmayacak.
Yani ya en iyisi olacak ya da hiç olmayacak.
***
Gazete Barış’ın altıncı yılında geldiği nokta ortada.
Bu noktaya gelirken en başından bu yana bize maddi manevi desteğini esirgemeyen,
“Var mı yapabileceğim bir şey” sorusuyla kendimizi güvende hissettiren,
Yerel medyaya baskı olduğu dönemlerde o baskıya rağmen yanımızda durmaktan ödün vermeyen
Bu gazeteyi kendi gazetesi gibi sahiplenen herkese çok teşekkür ederim.
Evet, burası sadece benim üzerime kayıtlı ama bir sürü gönüllü ortağımız var.
Onlar neden bizimle?
Çünkü duruşumuza saygıları var.
Başka da zerrece menfaat ilişkisi yoktur, olamaz da…
Bu dediğim bazılarına çok ütopik geliyor farkındayım.
Zaten onların anlamasını beklediğim falan da yok.
Beş yıl önce yola çıkarken yazdığım gibi; “İNSAN EKTİK SEVGİ BİÇİYORUZ”
Biçmeye de devam ediyoruz.
---------------------------------
BÜYÜKAKIN "SAĞ" GÖSTERİP "SOL" VURDU
İlimizde gazeteciliğin hali ortada.
Hal buyken, yerel yöneticilerimiz de hiçbir fırsatı kaçırmıyor.
Gazeteciliği, meslekten önce geçim kaynağı olarak görenlerin de katkılarıyla
Bugün kentimizde yapılan gazeteciliğin, belediye basın bülteni olmaktan öteye geçemediğini görüyoruz.
Özellikle bundan önceki dönemde “Danışman” sıfatındaki bir kişinin tüm basını tekelleştirmesiyle başlayan erozyon, en azından şimdilik durmuş vaziyette.
Artık kentte yeni bir yönetim, yeni bir ekip, ve ortaya vizyon koyabilen yeni bir başkan var.
***
Evet, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’ı ilk takdirim malum danışmana kibarca yol vermesiyle başladı.
Adını zikredip, paye vermenin yersiz olduğunu düşündüğüm bu danışmandan sonra
Büyükşehir belediyesinde nasıl bir devinim olacağını merak ediyordum.
Çünkü seçimlerin üzerinden iki buçuk ay zaman geçti ve Başkan Büyükakın hala bir basın danışmanı almadı.
Ha, almak zorunda mı, tabi ki hayır.
***
Bana göre Büyükakın’ın bürokratlık ve belediyecilik tecrübelerinin üzerine Akademisyenlik yönünü de eklersek;
Onun beklentilerini karşılayacak bir basın mensubunu Kocaeli’de bulmak imkansız.
Ancak öbür yandan medyayla ilgili her işe kendisinin yetişmesi de olanaksız.
Belediyenin basın biriminde çalışan çok iyi arkadaşlar var.
Şu ana kadar işi gayet sağlıklı götürdüler.
Ama Büyükakın bu işi aynı noktada tutmaya niyetli değil sanırım.
Sanırım diyorum, çünkü burada niyet okuyorum.
Neye göre okuyorum?
Büyükakın’ın yeni atılımına göre…
***
Evet, bana gelen bilgilere göre Başkan Büyükakın belediye bünyesinde basınla alakalı çok farklı bir anlayışla yürüyecek.
Tek bir danışmana bağlanmadan belediye içerisinde bir “Basın bürosu” oluşturacak.
Bu basın bürosunun başına da daha önce farklı kesimlerdeki belediye başkanlarına ve başkan adaylarına danışmanlık yapan meslektaşımız Adem Turgut getirilecek.
Şu anda Demokrat Kocaeli Gazetesi’nde Genel Yayın Yönetmeni olarak görev yapan ve siyasi danışmanlık tecrübesi olan Adem Turgut;
Yakın zaman sonra Büyükakın’ın teklifi doğrultusunda Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ndeki Basın Bürosunun başına geçecek.
***
Duyunca ilk başta şaşırmadım desem yalan olur.
Çünkü Adem Turgut’un AKP’ye yakın bir düşüncede olmadığını düşünüyorum.
Daha çok sosyal demokrat anlayışa yakın olarak gözlemlediğim Turgut’un, Büyükakın’ın teklifine sıcak bakmasını ise “Mesleki profesyonellik” olarak nitelendiriyorum.
Aynı şeyi bana teklif etseler ne yapardım diye empati yaptığımda, -ki empatisi bile zor; çok aklım almasa da;
O profesyonellikte olmak için kırk fırın ekmek yemem gerektiği ortada.
Netice itibariyle meslektaşımız Adem Turgut’un büyükşehrin basın ilişkilerini sürdürecek olması pozitif bir gelişme.
Başkan Büyükakın’ın düşünce olarak kendi anlayışından uzak görünen “Orta karar” biriyle basında denge kurmak istemesi de ayrı bir özgüven.
Başka şehirlerde bunu yapan belediye başkanları var mıdır, bilemem.
***
Açıkçası bana farklı geldi.
En azından derdimizi anlatabileceğimiz, anlatmasakta derdimizi anlamaya meyilli birinin böyle önemli bir kurumun başında olması iyi bir olay.
Adem Turgut’un rasyonel analizleri, Büyükakın’ın yönlendirmeleri ile yönetim anlayışı bambaşka noktaya taşınabilir.
Bundan sonra büyükşehir belediyesinden gelen her habere, atılan her adıma ayrı bir özenle bakacağım.
Böylesi ilk defa oluyor. Sağın tam göbeğinde bir ismi danışman olarak beklerken Büyükakın;
Sağ gösterip sol vurmayı seçti.
Doğrusu güzel hareketti.
Bakalım bu adım Kocaeli basınında nasıl bir hava estirecek?
Büyükakın’a ne gibi artılar katacak?
***
Diğer yandan; Adem Turgut’un çalıştığı gazetede bir boşluk olacak.
Genel yayın yönetmeni sıfatını kim taşıyacak?
Bunlar beni ilgilendiren kısımlar değil.
Ama fikrimi söylememe bir mani yoksa,
Kayıtsız şartsız Mevlüt Soysal derim…!
Haklarında hayırlısı…
---------------------
GÜNÜN SÖZÜ:
Çok gülen bir insan uzun süre devam ederse gözünden yaş gelir.
Ağlayan bir insan bir süre sonra sinirden güldüğünü hisseder.
Hızlı giden bir arabanın tekerine bakarsanız ters döndüğünü hissedersiniz.
Haddini aşan her duygu, bir gün zıttına dönüşür.
Haddinden fazla severseniz, nefrete dönüşür!